"Avrupalı Türklerin Problemleri"

İzin Yolu ve Gümrük Kapılarındaki “Çöpçü Gurbetçi”ler

İzin dönemi bitti. Yaşadıkları ülkelere geri dönen Türkiye kökenliler açısından bu sene gümrük kapılarında yaşananlar ise uzun süre unutulmayacak gibi görünüyor.

Almanya’nın Münster şehri yakınlarında ufak bir çiftlik. Yağmurlu geçen yaz aylarının ardından Almanya’da Kurban Bayramı sonbaharın başlangıcına denk geldi. Dışarıda yazdan kalma, serin bir hava var. İçeride bir yandan bayram kahvaltısını ederken bir yandan da uzun süredir görmedikleri akrabalarıyla hasret giderenler. Kapının önünde arabalardan, tamircilerden, gümrük kapılarından ve “izin”den bahseden erkekler.

“İzin”, Avrupalı Türkler için yaz aylarında Türkiye’ye gitmek anlamına geliyor. 42 yaşındaki Miraç Bey, “izin”den geleli henüz birkaç saat olmuş. Salı sabahı Trabzon’dan yola çıkıp, perşembe gecesi Münster’e ulaşmışlar. Burada akrabalarının yanında hem bayramı geçirip, hem de biraz mola verip Hollanda’ya devam edecekler. “İzin yolu” da böylece tamamlanmış olacak.

Miraç Bey, gümrük kapılarında saatlerce bekleyen binlerce “izinci”ye göre şanslı. Türkiye’den çıkarken Kapıkule’de yalnızca 3 saat beklemişler. Gümrük kapılarındaki uzun bekleme sürelerinde yolcuların da payı olduğunu söylüyor: “Gümrükteki memur bir araba içerisindeki yedi kişinin işlemini yapmak, araçta gümrüğe tabi, kaçak ya da yasaklı eşya olup olmadığını kontrol etmek zorunda. Bu sıradan işlemi yaparken yarım saattir sırada beklemesine rağmen gerekli evrakları hâlâ hazırlamamış olan, 10 dakika boyunca oturum kartını arayan insanlar da var. 1 paket sigara hakkı varken 10 paket sigara taşıyan, böylece ek işlem gören; dört şeritli araç sırasına beşinci ya da altıncıyı eklemeye çalışanlar da var. Gümrük memurlarının bu gibi durumlar karşısında yapabileceği bir şey yok. Bekleme süresini eleştirirken bunları da görmek gerek.”

Gümrük kapılarında sırayı bozanlar, çıkan gerginlikte kavgaya tutuşanlar derken bekleme sürelerinin uzadığını söyleyen Miraç Bey, bizzat karşılaştığı başka bir olayı anlatıyor: “Sırp gümrüğünde 20 dakika bekledik. Sıra önümüzdeki arabaya gelmeden hemen önce araçtaki kadın çocuğuyla birlikte herhâlde ihtiyaç gidermeye gitti. Sıra onlara geldi, memur işlem yapacak. Ama yapamıyor, çünkü kadın yok. Adam telaşta, eşini çağırıyor, bu esnada arkadaki arabalar da bekliyor. Burada kimi suçlamalıyız, memurları mı?”

Öte yandan yolcuların birçoğu, Türkiye gümrük kapılarından çıktıktan sonra özellikle Bulgaristan girişinde ciddi sorunlar yaşadıklarını anlatıyor. Bulgar gümrük memurlarının keyfî tutumları ya da gereksiz yere işlemlerin yapılması, yolcularda bekletmenin de kasten yapıldığı intibası oluşturuyor.

Miraç Bey, izincileri karayoluyla gitmek “zorunda” bırakan şartlara da bakmak gerektiği kanaatinde. “Buradan Türkiye’ye gidenler için karayolu çoğu zaman tek seçenek. Sezonda bir uçak bileti kişi başı 600-700 Avro’ya kadar çıkıyor. Ayrıca insanlar karayoluyla gittiklerinde Türkiye’den gıda ihtiyaçlarını yük limiti olmadan daha rahat getirebiliyorlar.”

Kapıkule’de Araba İçinde 10 Saat

Herne’den 42 yaşındaki Selma Hanım Kapıkule’de 10 saat bekleyenlerden. Selma Hanım’a göre bunun tek müsebbibi Kapıkule’de o kadar yığılma olmasına rağmen yalnızca 3-4 gümrük gişesinin çalışması. “Kapıkule’de 10 saat, yakan güneşin altında gümrüğe ulaşmak için bekledik. Çalışmayan gişelerin açılmasını isteyen arabalar durmadan korna çalıyordu, ama yine de çok az gişe açıktı. Oysa geçiş işlemi yalnızca birkaç dakika sürüyordu, sorun gişelerin çoğunun kapalı olmasıydı.”

Selma Hanım Türkiye’den ayrılışın izinciler için bir çileye döndüğünden bahsediyor: “Aslında insan uyuyor, dinç bir şekilde yola çıkıyor. Ama inanın o sıcak altında, çoluk-çocuk, dur-kalk arabada beklerken yorgunluktan bitiyorsunuz. Türkiye’den çıkıp Bulgaristan’a gidene kadar yeniden dinlenme ihtiyacı hissediyorsunuz. Kapıkule’de seyyar tuvalet yalnızca iki tane gördüm, hiçbirine ulaşmak mümkün değildi. Tuvalet ihtiyacınız olmasın diye su bile içmiyorsunuz.”

Selma Hanım, Türkiye’nin daha iç kesimlerinden Edirne’ye kadar gelip gümrükte takılı kalan diğer insanlar için bu durumun daha da yorucu olduğundan bahsediyor: “Biz İstanbul’dan gelmiştik. Bir gün yol gelen insanlar var, o kadar bekleme karşısında insanlar inanın bitiyorlar artık. Bu insanlara günah değil mi?”

Çöplerini Yola Atan “Gurbetçiler”

Türkiye Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfekçi’ye göre, 2017 yılında gümrük kapılarındaki en büyük yığılma 30 Haziran ile 26 Ağustos arasında Trakya’da görüldü. Şimdiye dek Trakya’daki 5 sınır kapısından 380 bine yakın araç girişi, yaklaşık 312 bin aracın da çıkışı yapılmış. Bu sayı, günde 3.500 aracın çıkış yapması anlamına geliyor. Yurt dışından Türkiye’ye giden Türkiye kökenliler de bu yoğunluğun büyük bir kısmını oluşturuyorlar. Bu yoğunluğun iyice arttığı günlerde giriş-çıkışlar hem memurlar, hem de yolcular için ciddi bir kriz demek.

30 derece sıcakta araç içinde, 15-20 saati bulan bekleme sürelerinde Türkiye’den çıkış yapanların Kapıkule’de yol kenarlarına çöp atmalarının faturası ise Türk medyasında “gurbetçi”lere kesildi. Böylece “gümrük kapısı çilesi” tartışması da farklı bir boyuta taşınmış oldu.

CNN Türk, “Gurbetçilerin geride bıraktığı çöpler toplandı” haberini paylaşırken, 24 TV’de sunulan “Günün Manşeti” programında gümrük kapılarındaki çöp fotoğrafları “Vatan Hatırası” başlığıyla ekranlara taşındı. “Gurbetçilerden rezalet” altyazısıyla paylaşılan fotoğrafta “gurbetçi”lerin “Türkiye’den dönerken çöplerini bırakarak gittikleri” yazıyordu. CNN Türk’ten Güven İslamoğlu ise Twitter hesabında Kapıkule’deki çöpler hakkında “O çöpü Avrupa’da yere atamazsın, Kendi ülkende sallar gidersin. Yazıklar olsun. İşte Avrupa ile fark. Orada attırmazlar.” yazdı.

Bu ifadeler yurt dışında yaşayan Türkiye kökenlilerden büyük tepki topladı. Çünkü gümrük kapılarından çıkış yapanlar yalnızca “gurbetçi”ler değildi. Kapıkule’deki içler acısı kirlilik de, “gurbetçi”lerin eksik çevre temizliği anlayışıyla değil, gümrüklerde on yıllardır yaşanan çilenin artık alarm verir bir seviyeye gelmesiyle alakalıydı.

“Bekleme Olmasaydı Çöp De Olmazdı”

Bayburtlu bir arkadaşının Kapıkule’de 18 saat beklediğini, bu yüzden de Almanya’daki okulların açılmasına yetişemediğini söyleyen Selma Hanım, Türkiye’de çıkan “çöpçü gurbetçiler” haberlerine oldukça tepkili. “Size doğruyu söyleyeyim mi? Senelerdir gidip geliyorum, kendi memleketimde beklediğim kadar hiçbir gümrükte bu kadar beklemedim. O an yaşadığınız bıkkınlığı ve bitkinliği dışardan birisi anlayamaz. Arabada klima çalışsa da elleriniz yanıyor güneşten. Sinirleniyorsunuz ve artık ‘Ne olursa olsun’ kıvamına geliyorsunuz. Karşınızda kapalı gişeler var, herkes gümrükler açılsın diye isyan ediyor. Ben her zaman çöpleri arabamın içinde biriktirdim. Ama o insanlar da o sıkıntıda çöplerini dışarı attılarsa söyleyebileceğim tek bir şey var: ‘Madem öyle; gişelerin tamamı çalışsaydı, biz hızlıca geçseydik de kimse çöplerini dışarı atmasaydı.'”

Türkiye medyasındaki bu “çöpçü gurbetçiler” çıkarımı; uzun yıllar boyunca Almanya, Avusturya, Fransa gibi ülkelerde “uyum konusunda başarısız” olduğu iddia edilen Türkiye kökenlilere bu kez anavatanlarında “pis” damgasının vurulduğu intibası oluşturmuş. Kullanılan dil yurt dışındaki Türkiye kökenlileri büyük ölçüde incitmiş ve hayal kırıklığı oluşturmuş görünüyor. Almanya’da doğup büyüyen başka bir Türkiye kökenli ise, çevre temizliği ile ilgili genel sorunun yurt dışı Türklere mal edildiği görüşünde. Özellikle “Avrupa’da çöpü sokağa atamazsınız” denmesi, yurt dışındaki Türklere kendi vatanlarının temizliği konusunda hassas olmadıkları ithamı olarak yorumlanmış.

Gümrük kapısına gelene kadar türlü sorunlar yaşamış ve karayoluyla 3 güne kadar varan yolculukların epey yıprattığı insanlar için gümrük kapısında tahammül sınırını çoktan aşan uzun bekleme sürelerine bir de “hakarete uğramış olma”nın hayal kırıklığı eklenmiş.

Miraç Bey ise bu konuda özeleştiriye gerek olmadığı görüşünde: “Hiç kimse 18 saat gümrük kapısında beklerken çocuğunun kirli bezini arabada tutamaz. O insan orada 18 saat bekletiliyorsa, çöpe çözümün de bulunması gerekiyor.”

Gümrük kapılarındaki yoğunluk tartışmasının bütün tarafları tek bir konuda hemfikir: Türkiye’de gümrük kapılarındaki yığılmanın daha iyi yönetilmesi, uzun vadede de binlerce insanın saatlerce beklenmesinin etkili bir şekilde önüne geçilmesi gerekiyor.

Son olarak: Çevreyi kirletmek, yol refüjlerine çöp atmak ne kadar yanlışsa; bu davranışı bağlamından koparıp “gurbetçi”lere yönelik kalıp yargılar üretmek de o kadar hatalı.

Elif Zehra Kandemir

Lisans eğitimini Münster Üniversitesinde Sosyoloji ve Siyaset Bilimi bölümlerinde çift anadal olarak tamamlayan Kandemir, Duisburg-Essen Üniversitesinde sosyoloji yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. Ağırlıklı çalışma alanları göç sosyolojisi ve ırkçılık araştırmaları olan Kandemir Perspektif dergisi editörüdür.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#7

*Tüm alanları doldurunuz

  • Zeynep Arslan
    2021-08-24 12:32:58

    60 yıldır memleket eş, dost, akraba hasreti ile yanıp tutuşurken salgın hastalık ile akın akın memlekete gelen Batı Avrupa Türklerinin hiç bir meselesi halledilmemiş. Avrupa’da okul tatilleri ile Türk Hava Yolları seyahat biletleri alır başını gider. 5 kişilik bir aile tarih ve uçtuğu ülkeye göre aşağı yukarı 30 bin TL bilet parası ödemek zorunda. Kaldı ki THY bugünlere gelişini gurbetçilere borçludur. Vatandaş bu külfetin altından kalkamayınca mecbur arabayla gelmek zorunda kalıyor. Kara yolu çilesi hiç bitmedi. Yolda kazalar, ölümler, mağduriyetler geçtikleri ülkelerde soyulmalar, gümrüklerde keyfi bekletmeler. Bazen öyle yoğun oluyor ki gurbetçiler 15 - 20 saat Sırbistan gümrüğünde veyahut Bulgar gümrüğünde bekletiliyorlar. Hatta bu sene Yunanistan hiç Türk vatandaşını salgın hastalığı bahane göstererek almadı.

  • Emine
    2017-09-03 20:46:53

    Evet cok temiz ülkemizde yapilan hizmetleri görmezden gelen densizler piknik alanlari cekirdek kabuklarindan gecilmiyor o piknik masalari artik yagdan pasdan gözükmüyor devlet calismiyor diyen ahlaksiz toplum devletti calisiyor ama halki mikropsa devlet ne yapsin . Gurbetciyi aşalamak bu kadar kolaymi sabahin 10.30 unda girdik konvaya tam 17 saat kaldik cöpümüzü torbalara koyduk soruyorum size ey halk senin kapinda cöp varda bizmi atmadik el kadar yavrularimiz arabalarda pişdi.. siz neden bahsediyorsunuz

  • Tahir
    2017-09-03 16:39:30

    Ben kenarlarda cop tenekeleride göremedim

  • Hamza
    2017-09-03 14:23:59

    Gümrük kapılarında 24 saat beklersen o gerginlik insana ne gibi çılgınlık yaptırır bilinmez.ğünde 4.bine yakın araç işlem gören bir sınır kapılarında Alt hizmet eksikliğinin olduğunu düşünüyorum. ..ve gurbetçilerimiz mecburiyetden çevre kirliliği oluşturmuş lar. ..büyütmeye gerek yoktur. Diye düşünüyorum. ..

  • Bayram Karaağaç
    2017-09-03 11:32:23

    İyi günler benim sayın güven İslamoğluna bir sözüm var ,gelip orada bekleyen insanın durumuna bakmışmı 10 saaat bunlar be yapıyor diye,orda yol kenarında çöp atma yerleri varda bizmi atmadık,tuvalet varda bizmi gitmedik,?avrupada çöpleri yere atmıyoruz her yerde çöp bidonu var,evimizin önünü kendimiz süpürüyoruz,burda hanginiz yapıyorsunuz?her şeyi devletten bekliyorsunuz,çöpler sadece gümrük kapılarında değil Türkiye'nin her yerinde var,onudamı gurbetçiler yaptı gitti?

  • Yusuf sivasli
    2017-09-03 11:16:43

    Kardesim Boyle si yakistirma yapana kadar tedbirletini alip portatif cop koysalardi, onca insan tuvalet ihtiyacini yeme icme ihtiyacini nasil karsiliyacagini kendilerine sordularmi acaba , Tedbir alinmayan butun Avrupa ulkelerinde durum ayni Almanyanin otoparklarina, otoban kenari gurinde pislik nasil olur mus gorun sozde avrupanin en temiz ulkesi .saygilar.

  • Avsaroglu
    2017-09-03 11:12:09

    "Türkiye kökenli" ne demek kardesim? Türk kökenli diyeceksin!!! Kendi dili olan ülkelerin insanlarina ülke ismiyle degil IRK'nın ismiyle hitab edilir!!! Mesela sen hic Amanya kökenli, Ingiltere kökenli, Fransa kökenli diye birsey duydun mu? Bunlarada Alman kökenli, Ingiliz kökenli, Fransiz kökenli denir!!! Size türkçe ögretmediler mi?

Diğer Gündem Yazıları

Son Yüklenenler