"Almanya"

Göçmen Yardımlarında Kesintiler: Avusturya Rüzgarı Almanya’ya Ulaşır mı?

Avusturya ve İsviçre'nin ardından göçmen yardımlarının azaltılmasına veya kesilmesine dönük kararların Almanya'da da alınabileceği belirtiliyor.

Avusturya ve İsviçre’nin mültecilere finansal yardımda kesintiye gitme kararının ardından Almanya’nın da benzer yolu takip etmesi muhtemel. AfD’nin Meclise girmesi ve üst sınır tartışmalarının ardından Almanya yakın zamanda kesintileri tartışacak gibi görünüyor.

 

Üç Eyalette Göçmen Yardımları Değiştiriliyor

Avusturya’da Oberösterreich, Niderösterreich ve Burgenland eyaletlerinde yeni gelen göçmenlere yapılan aylık 570 Avro tutarındaki yardımların düşürülmesi ve ailelere verilen desteklerin azami 1500 Avro’da kalmasına karar verilmişti. Bunun ardından çok sayıda göçmen başta Viyana olmak üzere ülkenin diğer bölgelerine taşınmıştı.

Geçtiğimiz aylarda Avusturya’da üç eyalet, yeni gelen göçmenlere yapılan yardımları azaltma planını hayata geçirdi. Benzer bir plan için bazı İsviçre kantonlarında da oylama yapılmıştı.

15 Ekim’de gerçekleşen seçimlerin en çok dikkat çeken figürü olan genç Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz, “yeni gelenlere yapılan yardımlar”ı kampanya döneminde sıkça eleştirmiş, bunun kaldırılması için çaba sarf edeceğini vurgulamıştı.

 

İsviçre Avusturya’yı Model Aldı

İsviçre’de geçtiğimiz ay Zürih kantonundaki seçmenlerin üçte ikisinden fazlası sandığa gitmişti. Kantonun mültecilere geçici ikamet ile sağladığı sosyal yardımların ciddi oranda düşürülmesine karar verildi. Böylece 900 Frank tutarındaki yardımlar 300 Frank’a kadar düşmüş oldu.  

İki ülkedeki uygulamanın Almanya’daki yerel yönetimler için de model olabileceği tartışılıyor.

 

Almanya’da Mevcut Durum Ne?

Göçmen politikaları Almanya’da eyaletten eyalete değişiyor. Bazı eyaletlerde yeni gelen göçmenlerden evlilere 122, bekarlara 135 Avro tutarında olan direkt yardımlar yapılıyor. Göçmenler nakdi yardım yerine kupon yardımını da tercih edebiliyor.

Almanya İçin Alternatif Partisi’nin (AfD) Federal Meclis seçimlerindeki başarısı, önümüzdeki dönemde ülkenin göç politikasında radikal değişiklikler olabileceğine dair işaretler veriyor. Son olarak Şansölye Merkel’in partisi CDU ile Bavyera’daki kardeşi CSU arasında imzalanan gayriresmi “üst sınır” kararı, bu konudaki endişeleri güçlendirmeye yetiyor.

Göçmen krizinin zirve yaptığı 2015’te açık kapı politikasıyla dikkatleri çeken Merkel’in söz konusu politikayı güç kaybederek çıktığı seçimlerden sonra da devam ettirebileceğine dair umutlar oldukça zayıf durumda.

 

Uluslararası Sözleşmeler Hiçe Sayılıyor

Ancak göç ve göçmenlerle ilgili modern hukukun ana kaynağı olan 1951 Cenevre Sözleşmesi’nde mültecilere uluslararası koruma sağlayan ülkelerin kendi vatandaşlarıyla eşit biçimde mültecilere maddi imkânlar sunması gerektiğine dair hükümler bulunuyor. Sözleşmenin imzacılarından olan Avusturya ve İsviçre’nin bu kararı aynı zamanda uluslararası hukukun da ihlali anlamına geliyor.

Bu ve benzer uygulamaları savunan siyasi liderlere göre yardımlar, daha çok kişinin gelmesi için bir motivasyon kaynağı. Fakat ülkelerin uluslararası hukuktan doğan sorumlulukları, bazı durumlarda ülke çıkarlarının dışında adımlar atılmasını mecbur kılabiliyor.

Maddi yardımları azaltarak mültecilerin gelme sebeplerini ortadan kaldırmak” düşüncesi göçün ardında yatan sebepleri hiçe saymak ve gerçekleri popülist hedeflere kurban etmekten başka bir anlama gelmiyor.

 

Her halükârda 2018 senesinin Avrupa ülkeleri için göç, göçmenler, uyum politikaları açısından oldukça kritik bir dönem olacağı açık. Bekleyip göreceğiz.

 

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Diğer Gündem Yazıları

Son Yüklenenler