Seçime Giden Almanya’da Partiler İslam ve Müslümanlar Hakkında Neler Diyor?
23 Şubat’ta gerçekleşecek Federal Meclis seçimleri öncesinde, Almanya'daki siyasi partilerin İslam politikaları ve Müslüman topluma dair vaatlerini derledik. Parti programlarında göç, entegrasyon, vatandaşlık reformları, din özgürlüğü, aşırılıkla mücadele ve ayrımcılığı önleme gibi başlıklar öne çıkıyor.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un, Federal Mecliste yapılan oylamada güvenoyu alamamasının ardından ülke erken seçime gidiyor. Hükûmet krizinin yaşandığı Almanya’da Federal Meclis Seçimleri için 23 Şubat’ta sandıklar kurulacak. Erken genel seçimlere gidecek partilerin seçim kampanyalarının merkezinde göç politikaları, Avrupa’nın geleceği ve iklim değişikliği gibi kritik meseleler yer alıyor.
Geçtiğimiz yıl kolaylaştırılmış olan vatandaşlığa geçiş sürecinin yeniden revize edilmesi, vatandaşlıktan çıkarılma mevzuatının genişletilmesi, göçmenlerin entegrasyonunu geliştirme ve Gazze’deki yıkıcı savaşın Almanya’ya yansıması gibi konuların seçime katılan partilerin programlarınca tartışmaya açılması nedeniyle erken seçimler, Almanya’daki göçmen kökenli topluluklar ve Müslümanlar açısından ayrı bir öneme sahip. Bu kapsamda, Almanya’daki siyaset arenası, seçmenlerin beklentilerini karşılamak adına keskin söylemler belirlerken seçim sürecinde partilerin programlarında Müslüman seçmenlere neler vaat ettiği ve genel olarak İslam politikası hakkında neler planladığını derledik.
CDU “İslamcılık” ve “Aşırıcılık” Konularına Odaklı
Almanya Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) ve Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) liderleri, geçtiğimiz aralık ayında üzerinde anlaştıkları yaklaşık 80 sayfalık programı seçmenlere sundu. CDU yeni seçim programıyla güvenlik, ekonomi ve göç gibi konulara odaklanıyor. Federal Meclis seçimlerinde zafer elde etmeleri durumunda birçok verginin azaltılacağı ve yasa dışı göçmenlerin Almanya’ya kabulüne fiili bir yasak getirileceği vaat ediliyor. İslam ve Almanya’daki Müslümanlar ile ilgili olarak, partinin “İslamcılık”la mücadeleye odaklandığı ancak Müslüman toplumun ihtiyaçlarına değinilmediği dikkat çekiyor.
CDU’nun seçim programında “Nefret ve antisemitizm vaazlarının verildiği camileri kapatıyoruz. İslamcılık için yasal boşluk olmamalı.” ifadelerine yer veriliyor. CDU’nun çizdiği bu kırmızı çizgi, partinin aşırılık yanlısı tehditlere karşı açıkladığı güvenlik politikası önlemlerinin gerekçesi olarak konumlanıyor. CDU, ayrıca, cami dernekleri ve İslami kuruluşlara yurt dışından gelen müdahaleleri de engellemek istediğini ifade ediyor: “Yabancı hükûmetlerin din özgürlüğü kisvesi altında cami dernekleri ve İslami kuruluşlar aracılığıyla Alman Müslümanlar üzerinde etkisi olmamalıdır. Bu nedenle finansman ve bağışçıların açıklanması zorunluluğunu getiriyoruz.”
CDU/CSU ayrıca aşırı grupların destekçilerine karşı da daha sert bir yaklaşım vaat ediyor: “Bir terör örgütünün amaçlarını ve eylemlerini destekleyen herkes kovuşturmaya tabi tutulacaktır.” Planlanan önleyici tedbirler arasında “zorunlu düzenli sınır dışı” ve aşırılık yanlısı faaliyetlere karışmaları hâlinde çifte vatandaşların “Alman vatandaşlığının iptali” gibi maddeler de yer alıyor.
CDU’dan Müslüman Cemaatlere Şartlı Destek: “Entegrasyona İstekli” Kriteri
Güvenlik politikasına güçlü bir şekilde odaklanmasına rağmen CDU, “entegrasyona istekli” Müslüman toplulukların desteklenmesinden de yana. “Hedefimiz, Almanya’ya aidiyet hisseden ve liberal anayasal düzenimize sıkı sıkıya bağlı, canlı ve çeşitli bir Müslüman toplumdur.” ifadesini kullanan partinin planlarından biri de kastedilen bu toplulukları Almanya’da ve Almanca dilinde imam eğitimini teşvik edecek bir vakıf aracılığıyla desteklemek. Partiye göre bu tarz bir tedbirin entegrasyonu kolaylaştıracağı, aynı zamanda “uzaklardan kontrol edilen İslam” anlayışını da önleyeceği düşünülüyor. Ancak CDU’nun bu desteği, açık koşullara bağlanmış durumda. CDU’nun parti programına göre sadece “özgür demokratik temel düzene bağlı” olan ve antisemitizme karşı olduğunu beyan eden cami cemaatleri devlet desteğinden yararlanabilecek.
İslamofobiyle Mücadele Dışarıda Bırakılıyor
Geçtiğimiz dönemde ana muhalefette olan CDU’nun seçim programında İslamcılık ve aşırıcılık kapsamlı bir şekilde ele alınırken, metinde İslam karşıtı ırkçılıkla ilgili net bir taahhüte ise rastlanmıyor. Almanya’da Müslümanlara ve camilere yönelik artan saldırılar göz önünde bulundurulduğunda bu durum pek çok kişi için hayal kırıklığı yaratmış durumda.
“Şeriat hukuku Almanya’nın bir parçası değildir.” ifadesi de dikkat çeken maddelerden biri. CDU seçim programında aşırıcılıkla mücadeleyi vurgulayıp radikal akımları durdurmak için net tedbirler ortaya koyacağını belirtse de Almanya’da yaşayan ve yasalara saygılı bir hayat süren yaklaşık beş milyon Müslüman için siyasi önerilerin yetersiz olduğu görülüyor.
Bununla birlikte Leipzig Üniversitesi’nin 2002 yılından bu yana düzenli olarak gerçekleştirdiği Leipzig Otoriterlik Araştırması, 2024 yılında Almanya’da yabancı ve Müslüman düşmanlığının hızla arttığını, demokrasiye olan desteğin ise azaldığını ortaya koymuştu. Araştırmada Almanya’nın özellikle batı eyaletlerinde Müslüman karşıtlığının 2022’den bu yana ciddi bir artış gösterdiği kaydedilmişti.
FDP Seçim Programı Ekonomik Verimlilik Konusuna Odaklı
Hür Demokrat Parti (FDP) seçim kampanyası için hazırladığı programında ekonomiyi güçlendirmeyi, eğitim sistemini iyileştirmeyi ve devleti modernize etmeyi öncelikli hedefler olarak belirledi. “Her şey değişebilir” sloganıyla derin reformlar çağrısında bulunan parti, farklı politika alanlarında somut planlar sunuyor. Ekonomiyi bir öncelik olarak belirleyen FDP, Alman ekonomisini güçlendirmek için kapsamlı reformlar vaat ediyor. Şirketler üzerindeki vergi yükünün yaklaşık yüzde 30’dan yüzde 25’in altına çekilmesi ve dayanışma vergisinin tamamen kaldırılması hedefleniyor. Parti ayrıca, gelir vergisinde vergi dışı gelir eşiğini artırarak işçileri rahatlatmayı vaadediyor.
FDP, öngördüğü reformları finanse etmek için vatandaşlık geliri olan Bürgergeld’de kesintilere ve Ukraynalı mültecilere sağlanan desteklerde tasarruflara gitmeyi planlıyor. Ayrıca, daha esnek bir emeklilik yaşı üzerinden ek gelir sağlamayı hedefliyor. Parti, birçok kişinin gönüllü olarak daha uzun süre çalışabileceğini, bunun hem üretkenliği artıracağını hem de kamu bütçesine katkı sağlayacağını öne sürüyor. Çalışan nüfusu rahatlatmayı amaçlayan FDP, vergi dışı gelir eşiğini en az 1.000 avro artırmayı ve en yüksek vergi diliminin yalnızca en yüksek gelir gruplarına uygulanmasını öneriyor.
Eğitim politikası açısından FDP, federal hükûmetin daha fazla etkili olmasını istiyor. Kültür Bakanları Konferansı’nın (KMK) kaldırılarak yerine bir Federal Eğitim Konseyi kurulmasını öneriyor. Amacın, ülke genelinde standartlaştırılmış sınavlar ve eğitim standartları oluşturmak olduğu belirtiliyor.
Peki FDP, özel olarak göçmen kökenli vatandaşlar ve Müslümanları ilgilendiren konular için neler diyor?
FDP’den “İslamcılık” ve Entegrasyon Vurguları
FDP, “İslamcılık”la mücadelede kararlı bir yaklaşım benimseyeceklerini vurguluyor ve Alman İslam Konferansı’nın (DIK) reforme edilmesini talep ediyor: “İslamcılığı küçümseyen, yumuşatan veya antisemitizmi kınamayan İslami dinî topluluklar, Almanya devletiyle iş birliği yapamaz.”
Parti, aynı zamanda Almanya’da bağımsız bir imam ve din öğretmeni eğitiminin gerekliliğine vurgu yapıyor. Eğitimde atılacak bu adımın, yurt dışında eğitilmiş din görevlilerine olan bağımlılığı azaltacağını savunuyor: “İslamcı ya da yurt dışı merkezli kuruluşların etkisinden bağımsız olması gerekiyor.”
FDP, bu konuda alınabilecek cezai tedbirlerin yanı sıra radikalleşmeyi önleyici programları da genişletmek istiyor ve çevrimiçi platformlara dikkat çekiyor: “Son yıllarda, internet üzerinde İslamcı influencerlar tarafından gerçekleştirilen radikalleşme önemli ölçüde arttı.” Parti, hâlihazırda yürürlükte olan önleyici programların gözden geçirilmesini ve “hukuki sınırlar içinde kalan İslamcılık” konusunun daha iyi analiz edilmesi gerektiğini savunuyor.
Entegrasyon konusuna gelindiğinde ise FDP, net standartlar talep ediyor: Alman vatandaşlığının verilmesi, başarılı bir entegrasyon sürecinin sonunda gerçekleşmeli. “Antisemitik, ırkçı ya da yabancı düşmanı eylem ve motivasyonlar, vatandaşlıktan çıkarılmak adına ciddi bir sebep oluşturur.” Sabıkası olan veya anayasal değerleri reddeden kişilerin vatandaşlık alması FDP’ye göre mümkün olmamalı. FDP için vatandaşlık verilirken devletin ana hedefi, “çalışkanlık ve bireysel çabayı ödüllendirmek” olmalı.
SPD’nin Programında, Ekonomi, Eğitim ve Sağlık Öne Çıkıyor
Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD), seçim kampanyasında eşitlik ve sosyal adalet vurgusu yapıyor. Almanya’nın toplumsal yapısındaki ayrımcılığı ortadan kaldırmayı hedefleyen parti, özellikle düşük gelirli kesimlere ve azınlık gruplarına yönelik birçok reform önerisi sunuyor.
SPD, düşük gelirli kesimlere daha fazla destek sağlamayı planlıyor. Asgari ücreti artırma planı ve düşük gelirlilerin vergi yükünü azaltmak da bu çerçevedeki vaadlerinden bir kaçı. Ayrıca, kira artışlarını kontrol altına alarak sosyal konut projelerine daha fazla yatırım yapmayı da planlıyor.
SPD’nin eğitim politikaları, fırsat eşitliğini sağlamayı hedefliyor. Programda, eğitim sistemindeki bölgesel eşitsizlikleri ortadan kaldırmak için daha fazla federal destek sağlanacağı belirtiliyor. SPD, tüm çocukların ücretsiz kreşlerden ve tam gün okullardan faydalanmasını istiyor. Parti, gençler için ise eğitimde ve meslek edinmede fırsat eşitliğini teşvik etmeyi amaçlıyor. Bu bağlamda, özellikle göçmen kökenli gençlerin iş piyasasına entegrasyonu için özel programlar geliştirileceğini vurguluyor.
SPD, herkesin eşit sağlık hizmetlerine erişimini sağlamak için sağlık sisteminde de reform yapmayı planlıyor. Bu bağlamda, özel sağlık sigortası ile kamu sağlık sigortası arasındaki farkların kapatılması hedefleniyor. Parti ayrıca, yaşlılar ve engelliler için daha fazla bakım hizmeti sağlamayı taahhüt ediyor.
SPD’nin Vatandaşlığa Geçişi Kolaylaştırma Vaadi
SPD, Almanya’nın Vatandaşlık Yasası’nı modernize etmeyi hedefliyor. Parti, çifte vatandaşlığı daha erişilebilir hâle getirme ve Alman vatandaşlığına geçiş sürecini kolaylaştırma vaadinde bulunuyor. SPD, “Vatandaşlık, toplumun bir parçası olmanın güçlü bir ifadesidir.” diyerek göçmen kökenlilerin Almanya’daki yerlerini daha güçlü hissetmelerini istiyor. Bununla beraber, göçmenlerin entegrasyonu için daha fazla yatırım yapılması da planlanıyor. Dil kursları, eğitim olanakları ve istihdam fırsatları bu planların merkezinde yer alıyor. Seçim programında, “Her bireyin potansiyelini gerçekleştirmesi, tüm toplumun yararına olacaktır.” ifadesine yer veriliyor.
SPD, Almanya’da ayrımcılık karşıtı yasaların güçlendirilmesi gerektiğini savunuyor. Partinin programında, iş yerlerinde ve eğitim alanında ayrımcılıkla mücadele için daha etkili mekanizmaların oluşturulması hedefleniyor. SPD’nin seçim programında, “Herkesin fırsat eşitliğine sahip olduğu bir Almanya için çalışıyoruz,” cümlesiyle partinin ayrımcılığa karşı tavrı ifade ediliyor.
SPD Programında Din Özgürlüğü ve İslam Konuları
SPD, din özgürlüğünü temel bir hak olarak görüyor ve bu özgürlüğü koruma sözü veriyor. Programda, Almanya’daki Müslümanların toplumun ayrılmaz bir parçası olduğu vurgulanıyor. SPD, İslam din derslerinin Almanya’da daha geniş bir şekilde verilmesini de destekliyor. Bu derslerin anayasal değerlere uygun olarak bağımsız bir şekilde organize edilmesi gerektiğini belirtiyor.
SPD, Almanya’da camilere yönelik saldırıların artışına dikkat çekerek, İslamofobiyle mücadeleye özel bir önem veriyor. Partinin seçim programında, “İslam düşmanlığı ve antisemitizmle mücadele, demokrasimizi korumanın bir parçasıdır,” deniliyor.
Yeşiller’in Seçim Programı: İklim Adaleti ve Çeşitlilik İçin Bir Yol Haritası
Yeşiller Partisi, iklim değişikliğiyle mücadeleyi programının merkezine koyuyor. Ancak bu mücadeleyi sosyal adaletle birleştirmeyi hedefliyor. Partinin vaatleri arasında şunlar bulunuyor:
- Enerji fiyatlarındaki artışların düşük gelirli ailelere olan etkisini azaltmak.
- Ulaşımda fosil yakıt bağımlılığını sona erdirmek ve toplu taşımayı herkes için daha erişilebilir hale getirmek.
- Kiraların yükselmesini önlemek ve sosyal konut projelerine daha fazla yatırım yapmak.
Yeşiller, iklim adaletinin yalnızca çevre politikalarıyla sınırlı olmadığını, toplumsal eşitlik ve insan haklarıyla da doğrudan bağlantılı olduğunu savunuyor. Bu açıdan, eğitimde fırsat eşitliği de Yeşiller için öncelikli konularından biri. Parti, ücretsiz kreş ve tam gün eğitim hizmetlerini yaygınlaştırmayı vaat ediyor. Ayrıca, göçmen kökenli gençlerin eğitimde ve iş hayatında karşılaştığı engelleri kaldırmaya yönelik özel programlar sunmayı hedefliyor: “Çocuklar ve gençler, toplumumuzun geleceğidir. Onlara eşit fırsatlar sağlamak, daha adil bir Almanya için temel adımdır.”
Yeşiller, sağlık hizmetlerinin tüm bireyler için eşit erişilebilir olmasını savunuyor. Kamu sağlık sisteminin güçlendirilmesi ve özel sağlık sigortalarının kamusal sistemle uyumlu hale getirilmesi hedefleniyor. Parti, psikolojik danışmanlık hizmetlerinin yaygınlaştırılmasına ve özellikle travma yaşayan göçmenlere destek verilmesine de öncelik tanıyor.
Yeşiller’in Vatandaşlık ve Göç Politikası
Yeşiller, vatandaşlık yasasında köklü değişiklikler yapmayı planlıyor. Çifte vatandaşlık hakkını genişletmeyi ve Alman vatandaşlığına geçişi kolaylaştırmayı vaat ediyor. Göçmen kökenli bireylerin Almanya toplumunda daha güçlü bir şekilde yer alması gerektiğini belirten Yeşiller, göçmenlerin siyasete ve kamusal yaşama katılımını artırmayı hedefliyor.
Partinin seçim programında şu ifade öne çıkıyor: “Almanya’nın çeşitliliği bir zenginliktir, ve bu zenginliği desteklemek hepimizin sorumluluğudur.” Yeşiller ayrıca, sığınmacılar için daha insancıl bir iltica politikası ve göçmenlere daha fazla destek sağlayacak bir yapı oluşturmayı amaçlıyor.
Yeşiller’in Ayrımcılıkla Mücadele Planında İslam ve Din Özgürlüğü Konuları
Yeşiller, Almanya’da din özgürlüğünü koruma ve geliştirme sözü veriyor. Partinin programında, İslam’ın Almanya’nın bir parçası olduğu ve Müslümanların topluma katkılarının takdir edilmesi gerektiği vurgulanıyor. Yeşiller, camilerin inşası ve bakımında daha fazla şeffaflık ve destek sağlanmasını istiyor.
Programda, “Din özgürlüğü, demokrasinin temel taşlarından biridir ve herkesin özgürce ibadet etme hakkını içerir,” deniliyor. Yeşiller ayrıca, okullarda İslam din derslerinin bağımsız ve anayasal değerlere uygun şekilde verilmesini destekliyor.
Yeşiller Partisi’nin seçim programı, sürdürülebilirlik ile sosyal adaletin iç içe geçtiği bir vizyon sunuyor. Parti, göçmenlerin haklarının korunmasını, Müslümanlara yönelik ayrımcılığın sona erdirilmesini ve herkes için daha adil bir toplumun inşasını vaat ediyor. Bunun dışında, iş yerlerinde ve eğitim alanında ayrımcılıkla mücadele için daha fazla kaynak ayrılacağını vaat ediyor. Ayrıca, polis teşkilatında ve kamu kurumlarında ayrımcılıkla mücadele eğitiminin zorunlu hâle getirilmesi öneriliyor.
Yeşiller, Almanya’da ayrımcılığı ortadan kaldırmayı hedefleyen kapsamlı politikalar öneriyor. Parti, ayrımcılık karşıtı yasaların daha sıkı uygulanmasını ve özellikle İslamofobiyle mücadeleye öncelik verilmesini savunuyor. Programda şu ifade yer alıyor: “İslam düşmanlığı, yalnızca Müslümanlara değil, demokrasimizin temel değerlerine bir saldırıdır.”
Aşırı Sağ Parti AfD’nin Seçim Programı: Göç, İklim Anlaşması ve Ulusal Para Birimi
AfD’nin seçim programının ana noktaları olarak “tersine göç” (remigration) adı altında daha katı bir göç politikası, Paris İklim Anlaşması’ndan çıkış ve ulusal bir para biriminin yeniden kullanıma alınması öne çıkıyor. Bunun yanı sıra, parti Kuzey Akım boru hatlarının onarılmasını, Rusya yaptırımlarının gevşetilmesini ve zorunlu askerliğin yeniden başlatılmasını talep ediyor.
Göç politikası gündeminin yanı sıra, AfD Avrupa’nın yeniden yapılandırılmasını savunuyor. Avrupa Birliği’nden, “Avrupa uluslarının birliği” olarak adlandırılan bir yapıya geçiş hedefleniyor. Parti, bağımsız bir Avrupa askerî ittifakı kurulmasını öneriyor ve bütçe disiplini ilkesinin gevşetilmesine karşı çıkıyor. Sosyal alanda ise daha katı kurallar öneriliyor. Örneğin, işsizlik ödeneğinin, ancak üç yıllık bir çalışma süresinden sonra ve yalnızca altı ay süreyle verilmesi gerektiğini savunuyor. Ayrıca yabancıların “vatandaşlık parası” adlı ödeneği, ancak 10 yıllık bir çalışma süresinin ardından alabilmesini hedefliyor.
AfD’nin Hedefinde İslam ve “İslamlaşma” Var
AfD, seçim programıyla “İslamlaşma” adını verdiği olguya karşı çıkıyor ve bu nedenle kapalı bir göç politikasıyla dikkat çekiyor. Ancak AfD’nin bu tutumlarının seçmenleri ne ölçüde oy vermeye ikna edeceği henüz belirsiz..
Seçim programı, İslam ve entegrasyon konularına geniş yer ayıran AfD, “siyasal İslam”ı Almanya’nın “Hristiyan-Batı kültürü” için en büyük tehdit olarak görüyor ve buna kararlılıkla karşı çıkmak istediğini belirtiyor. AfD, İslamcı derneklerin ve cami topluluklarının yasaklanmasını talep ediyor ve İslamcı kuruluşlara tüzel kişilik statüsü verilmesine kesinlikle karşı çıkıyor.
Parti ayrıca, üniversitelerdeki İslam ilahiyatı kürsülerinin kaldırılmasını ve bunların yerini dinî inançtan arındırılmış, bağımsız İslam bilimlerinin almasını istiyor. İmamların Almanya’da eğitilmesi, anayasal değerlere bağlılık göstermesi ve ileri düzeyde Almanca bilgisine sahip olması gerektiğini savunuyor. Cami ve diğer İslami kuruluşların yabancı devletler tarafından finanse edilmesini de yasaklamayı planlıyor.
AfD, Alman okullarında İslam din derslerinin verilmesine karşı çıkıyor ve sözde “paralel toplumların oluşumunu” önlemek istiyor. Müslüman öğrenciler için yüzme derslerine katılım gibi konularda tanınan “ayrıcalıkların” kaldırılması gerektiğini savunuyor. AfD, “anayasa karşıtı içerikler” öğrettiğini iddia ettiği Kur’an kurslarının da yasaklanmasını öngörüyor.
AfD, antisemitik saldırıların çoğunlukla “Müslüman failler” tarafından gerçekleştirildiğini iddia ediyor. Berlin’de İsrail’in yok edilmesini talep ettiği iddia edilen Kudüs Günü gibi etkinliklerin kalıcı olarak yasaklanmasını istiyor. Hilafet kurulması taleplerinin kamuoyunda dile getirilmesini suç kapsamına almak ve bu tür etkinliklere katılan yabancıların sınır dışı edilmesi gerektiğini savunuyor.