Avrupa’nın Öncelikli Meselesi “Savunma” mı Oluyor?
Rusya-Ukrayna savaşı ve ABD’nin yeni ticaret politikaları Avrupa Birliği’nin gündemini işgal etmeye devam ediyor. AB üyesi 27 ülkede yapılan son Eurobarometer araştırmasına göre geleceğe dair endişeli olan Avrupa halkının öncelikleri savunma ve ekonomik sorunlar etrafında şekilleniyor.

Rusya’nın Ukrayna’da devam eden işgali ve Donald Trump yönetimindeki ABD’nin Avrupa menşeli ürünlere getirdiği gümrük vergileri, sadece Avrupa’daki değil dünya genelindeki jeopolitik dengeleri değiştirirken Avrupa Birliği de yeni duruma hazırlıklı olmak için farklı stratejiler üretiyor. Bu sürecin en önemli sonuçlarından biri, Avrupa Birliği’nin savunma alanında daha fazla yatırım yapmaya yönelmesi oldu. Peki Avrupalılar gidişat hakkında ne düşünüyor? Öncelik verdikleri konular neler?
Avrupalılar İçin Savunma ve Güvenlik Konuları Öncelikli
Geçtiğimiz günlerde yayımlanan Eurobarometer 2025 başlıklı kamuoyu araştırmasına göre, Avrupalılar için savunma ve güvenlik öncelikli konuların başında geliyor. AB vatandaşlarının en büyük ikinci endişesi ise yaşam standartları. Ocak ve şubat aylarında 27 üye ülkedeki 26 bin kişilik bir örneklemle yapılan yeni araştırmaya göre 27 üye ülkenin tamamında vatandaşlar, yeni zorluklarla başa çıkabilmek için ekonominin ve sanayinin güçlendirmesine ihtiyaç olduğunu düşünüyor. Ayrıca Avrupalıların yüzde 36’sı, AB’nin dünyadaki konumunu koruyabilmesi için savunmaya odaklanması gerektiği kanaatini taşıyor.
Avrupalılar, ekonomik konuları ve AB’nin uluslararası arenadaki pozisyonunu önceliklerinin başına koymaya devam ediyor. Buna karşılık, gıda güvenliği ve tarım konuları öncelikler sıralamasında üçüncü sırada yer alırken hemen ardından enerji bağımsızlığı geliyor. Avrupalıların önceliklerinde beşinci sırada eğitim ve araştırma yer alıyor. Kamuoyu araştırmasının dikkat çeken bir diğer bulgusu ise, önceki yıllarda üst sıralarda yer alan iklim sorunlarının geçen seneye nazaran yüzde 6 daha az öncelikli görülmesi. Geçtiğimiz yıl araştırmaya katılanların yüzde 24’ü iklimi öncelikli görürken bu oran bu yıl yüzde 18’e düşmüş durumda.
Savunma ve ekonomik rekabet gücü birçok ülkede ön planda olsa da diğer öncelikler üye devletler arasında değişiyor. İspanya’da eğitim ve araştırma başlığı öncelik verilen konular arasında öne çıkarken, Kıbrıs ve Malta’da da benzer bir eğilim var. İsveç ise demokrasi ve insan hakları gibi değerleri önceliklendiriyor ve iklim meselesini de neredeyse aynı önemde görüyor. Slovakya ve Hırvatistan’da ise gıda güvenliği ve tarım temel öncelik olmaya devam ediyor. Danimarka, Almanya ve Litvanya gibi ülkelerde savunma en acil mesele olarak düşünülürken, Bulgaristan ve İtalya’da rekabet gücü ve enerji bağımsızlığı ön plana çıkıyor.
Avrupa Parlamentosu Başkanı Roberta Metsola sonuçlarla ilgili olarak şunları söyledi:
“Avrupalıların üçte ikisi AB’nin kendilerini korumada daha etkin rol oynamasını istiyor. Bu açık bir eylem çağrısıdır ve buna yanıt vereceğiz. Avrupa, vatandaşlarımızın kendilerini daha güvende hissetmesi için daha güçlü olmalı.”
Metsola ayrıca Parlamentonun, Avrupa’nın güvenlik sorunlarıyla başa çıkabilmesi için sunulan tüm çözüm önerilerinin esaslı öneriler olmasını sağlayacağını belirtti.
Avrupalılar Ekonomi Konusunda Kötümser Düşünüyor
Savunma ve güvenliğin hemen ardından Avrupalıların en önemli önceliği olan bir diğer alan ise düşen yaşam standartları ve alım gücü. Anket çalışmasında sorulan “Hangi konuların Avrupa Parlamentosu tarafından öncelikli olarak ele alınmasını istersiniz?” sorusuna en çok verilen cevap da bununla ilişkili oldu. AB vatandaşlarının yüzde 43’ü Avrupa Parlamentosunun (AP) öncelikli olarak ele alması gereken konuların enflasyon, fiyat artışları ve yaşam pahalılığı olduğunu belirtiyor. Hemen onun ardından ise yoksulluk ve sosyal dışlanmayla mücadele konuları vatandaşların yüzde 31’i tarafından Avrupa Parlamentosunun öncelikle ele alması gereken konu içerikleri olarak öne çıkıyor.
Ankete katılanların yüzde 51’i ise önümüzdeki yıllarda yaşam standartlarında iyi ya da kötü herhangi bir değişiklik olmayacağını düşünüyor. Buna karşın, yaşam standartlarının kötüleşeceğini düşünenlerin oranı, bir önceki yıla kıyasla 7 puan artarak yüzde 33’e ulaşmış durumda. Özellikle en büyük üye ülkelerdeki ekonomik kötümserliğin yüksekliği de dikkat çekiyor. Fransa’da ankete katılanların yüzde 53’ü önümüzdeki beş yılda yaşam kalitesinin daha kötü olacağını düşünürken, Almanya’da bu oran yüzde 47’ye ulaşıyor. Bu oranlara göre yaşam kalitesinin düşeceğine inananlarda bir yıl önceye nazaran Fransa’da yüzde 8, Almanya’da ise yüzde 15’lik bir artış söz konusu.
AB’nin kamuoyundaki imajına yönelik soruya verilen cevaplara göre Avrupalıların yüzde 50’den fazlasının gözünde AB, tamamen olumlu bir imaja sahip. Bu oran, 2024’e göre 2 puan, 2023’e göre ise 5 puan daha yüksek. Ancak Avrupa Parlamentosunun imajı önceki yıla nazaran yüzde 1 daha az pozitif görünüyor. Buna rağmen halkın yüzde 62’si AP’nin daha önemli bir rol oynamasından yana.
Araştırmanın diğer önemli bir sonucu ise katılımcıların yüzde 76’sının, AB’nin gelecekteki sorunlarla etkin bir şekilde mücadele etmek için daha fazla kaynağa ihtiyaç duyduğunu belirtmesi oldu. Bu sonuçlar, AB’nin uzun vadeli bütçe müzakerelerinin yaklaştığı kritik bir zamanda açıklandı. Avrupa Parlamentosu şu anda bütçe öncelikleri üzerinde çalışıyor ve 2025 Mayıs ayında gerçekleşecek genel oturumda oylama için bir rapor sunacak. Komisyonun önerisini ise yazdan sonra sunması bekleniyor.
Halkın AB’ye Dair Güveni Tarihin En Yüksek Seviyesinde
Özellikle gergin bir jeopolitik bağlamda, Avrupa Birliği’nin onay oranı da tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. 2025’in Eurobarometer anketine katılanların yüzde 74’ü, AB üyeliğinin ülkeleri için faydalı olduğunu düşünüyor. Sonuçları X platformunda değerlendiren Avrupa Parlamentosu sözcüsü Delphine Colard, “Belirsizlik dönemlerinde insanlar AB’ye yöneliyor.” dedi. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de sonuçları memnuniyetle karşıladığını X üzerinden duyurdu ve AB yürütme organının barış ve güvenliğe verdiği önemi vurgulayarak bu alanlarda harekete geçme sözü verdi.
AB üyesi tüm ülkelerde yapılan araştırmaya göre, Avrupalılar özellikle mevcut jeopolitik ortamda AB’yi giderek daha fazla takdir ediyor. Ankete katılanların yüzde 74’ü, ülkelerinin AB üyeliğinden faydalandığını belirtiyor. Bu oran, sorunun ilk kez sorulduğu 1983’ten bu yana kaydedilen en yüksek oran. 2010 yılında euro krizinin gölgesinde yapılan araştırmada yüzde 50 olan bu oranın on beş yılda bu kadar artış göstermesi de dikkat çekici.
Ülke bazında bakıldığında ise AB üyeliğinin ülkelerine faydalı olduğunu düşünenlerin oranının en yüksek olduğu yer Malta. Maltalıların yüzde 92’si AB üyeliğinin ülkesine fayda sağladığını düşünüyor. En düşük oran ise ocak ayında Schengen bölgesine dahil olan Bulgaristan’da gözlemlendi. Bulgarların yüzde 61’i AB üyeliğinin ülkelerine fayda sağladığını düşünüyor. Diğer ülkelerin çoğunda da bu bağlamda yüksek oranlar görülüyor.
“AB Küresel Zorluklar Karşısında Daha Fazla Birlik Olmalı”
Avrupa projesinin en önemli destekçilerinin gençler olması eğilimi ise değişmedi. 15-24 yaş arasındaki gençler arasında AB üyeliğinin faydalarına olan inanç daha güçlü. Bu grubun yüzde 82’si, ülkelerinin AB üyeliğinden faydalandığını düşünüyor. Bu oran, önceki yıla göre 11 puanlık artış gösterdi.
Katılımcılar, AB üyeliğinin sağladığı faydaları sıralarken ilk olarak barışın korunması ve güvenliğin güçlendirilmesini vurguluyor. Bu faktör, daha önce en önemli olarak görülen üye ülkeler arası iş birliğinin gelişmesini geride bıraktı. Ekonomik büyüme, yeni istihdam imkânları ve Avrupalı vatandaşların küresel sahnede daha güçlü temsili de önemli avantajlar arasında yer alıyor.
Ankete göre katılımcıların yüzde 89’u, AB üye ülkelerinin küresel zorlukları aşmak için daha fazla birlik sağlaması gerektiğini düşünüyor. Bu durum, AB’nin uluslararası etkisinin artmakta olduğuna dair önceki Eurobarometer çalışmalarında da görülen eğilimi yansıtıyor. Araştırmaya katılanların yarıya yakını AB’nin dünyadaki rolünün daha önemli hâle geleceğini düşünüyor.