Dosya: "Emeğin Geleceği"

İslam’da Emek: “Eşitlikçi Bir Topluma Geçiş Yapmamız Şart”

Bankacılık sektöründe uzun yıllar çalışan Temel Hazıroğlu, Türkiye’de “katılım bankacılığı” kavramını da geliştiren kişi. Hazıroğlu ile iktisat ve emek hakkında konuştuk.

Temel Hazıroğlu

Öncelikle size şunu sormak istiyorum. İslam çalışmayı, üretimi nasıl bir değer olarak görüyor?

Bu konuya, iktisada ilişkin bir iki hatırlatma yaparak girmek isterim. İktisat, bir toplumun kendi maddi ihtiyaçlarını giderme çabası sonucunda oluşan sistem olarak tanımlanabilir. İktisat, “kasd” kökünden gelme Arapça bir kelime. Bir kasda, amaca matuf yaşamak üzerinden şekilleniyor. O yüzden öncelikle “ekonomi” kelimesini “iktisat” ile aynı düzlemde kullanmayı iktisada bir haksızlık olarak gördüğümü belirteyim. Bir toplumun kendi ihtiyaçlarını, kendi amacına uygun bir şekilde ve o hedefe yönelerek yaşaması için gerekli olan ilişkileri düzenlemeye biz “iktisat”, bunun uygulama biçimine ise “ekonomi” diyoruz.

Ben iktisadın hâlihazırda İslami bir kavram olduğunu savunanlardanım. Ama hem akademide hem de toplum nezdinde yerleştiği için bu kavramı “İslam iktisadı” olarak tanımlayabiliriz. İktisatta bir felsefe vardır. Ekonomi ise o gündelik hayatın içindeki ihtiyaçlardır. Klasik ekonomi tanımlarındaki “kıt kaynaklar ve sınırsız ihtiyaçlar” yaklaşımında “kasd” kökünden uzaklaşmış bir tanımlama var. Bu açıdan baktığımızda İslam iktisadı kendine has bir şeydir, çünkü “kasd” kökü “mutedil olma, aşırıya gitmeme” anlamlarını taşır.

Bu açıdan bakıldığında, sorunuzdaki kapitalizmin vaaz ettiği çalışmak ile İslam iktisadının vaaz ettiği çalışmanın aynı olmadığını düşünüyorum. Çünkü felsefi anlamda amaç farkları var. İslam iktisadında çalışmak kendi içinde, kendine yeter bir toplum oluşturmak amacına matuf. Kendine yeterli olmak ise insanın ve toplumun beş tane temel ihtiyacının giderilmesi anlamına geliyor. Bunların ilki can, yani nefsini koruma ihtiyacıdır. İkincisi akıldır. Çünkü din akılla birlikte sorumluluk alanına geçer. Dolayısıyla aklı korumak, insanın aklını kendi doğasına uygun kullanmasının zeminini oluşturmak demektir. Üçüncüsü dinin korunmasıdır. Yani kişi neye inanıyorsa onu yaşayabilmesidir. Buradan kasıt kişinin mutlaka Müslüman olması da değildir, çünkü biz Allah’ın “rahman” sıfatının inansın inanmasın bütün insanlara rahmetini göstermesi anlamına geldiğine inanırız. Dördüncü ve beşincisi ise nesil ve malın güvence altında olmasıdır. Herkes bu ihtiyaçların karşılanması hakkına sahiptir.

Dinin özü adalet ve eşitliktir. Adil bir dünya ise hakların eşitlendiği bir dünya demektir. 11. yüzyılda Tezhib’ül Ahlak kitabını yazan İbn Miskeveyh adaleti itidalle ve dengeyle ilişkilendirir ve asıl olanın hakların eşitlenmesi olduğunu söyler. Bu haklar az önce bahsettiğimiz beş temel haktır. Dolayısıyla bu beş temel hakkın bütün insanlar için, hiçbir ayrıma tabi tutulmadan güvence altına alınması lazım. Biz buna “yeterli yaşama standardı” diyoruz. İnsanın bütün temel ihtiyaçlarını demin bahsettiğimiz düzlemde gidermesinin ekonomik ve mali boyutuna da iktisat diyoruz.

Çalışmak kelimesi, Kur’an-ı Kerîm’de “sa’y” olarak geçer. Emek, bir insanın varoluş biçimi, insanın varlık nedenidir. Buradan bakınca emek ibadettir. Çünkü insan ancak emeğiyle vardır. Bizim iktisadi anlamda iş hayatındaki emeğe bu yaklaşımla bakmamız gerektiğini düşünüyorum.

İçinde yaşadığımız kapitalist ekonomik düzende iktisadi kavrayışımızı nasıl oluşturmamız gerekiyor sizce?

Bizim iktisadi kavrayışımızı oturtacağımız zeminlerden birisi katılım ve ortaklıktır. Yeryüzünde, yer altında ve gökyüzünde olanların hepsi Allah’ındır. Allah bunları bütün insanların emirlerine amade kıldı. Az önce bahsettiğimiz insanın temel haklarını koruma düzleminden bakarsak mülk sadece Allah’ındır. Yani bizim iktisadi kavrayışımızda kapitalizmde olduğu gibi insanlar için mutlak mülkiyet yoktur; kullanım mülkiyeti, yani emanet mülkiyeti vardır. Yeryüzü 8 milyar insanın ortak kullanım mülküdür. Kapitalist sistemde büyük sermayenin yaptığı ise bir azınlığın bunu yalnızca kendi mülkü hâline getirmesidir. İnsanların insanca yaşamasının önündeki en büyük engellerden biri de bu. Bizim insanı düştüğü durumdan çıkarıp asli şerefli konumuna çıkaracak ekonomik, politik, hukuki çıkışlar yapmamız gerekiyor.

Bunun için de çalışma hayatında işçi-işveren ilişkisine bakmadan önce hayatı emek üzerinden okumayı öğrenmemiz gerektiğini düşünüyorum. İslam iktisadı açısından baktığımızda her insanın emeğiyle var olabileceği bir iş sahibi olması, eğer olamıyorsa geçinecek ve beş temel hakkının korunabileceği düzeyde bir gelirinin olması temel şarttır.

Peki, mevcut kapitalist sistemde Müslüman bir çalışma etiği nasıl sağlanabilir?

Pratik olarak şu an kapitalist sistemin içinde yaşamak zorundayız. Bunu inkâr etmiyorum. Bunun kendi etiğini kurmamız gerekir. Ancak bizim ütopyamızın yeni ve başka bir dünya olması gerekir. Fakat buradan da anarşizme, kaotizme düşmememiz lazım. Az önce bahsettiğim ortaklık hususundan yola çıkarak bizim açımızdan işçinin, yani emeğin, şirketin gelirine ortak olacağı bir sistem kurulması gerekir. Aldığı ücretin dışında asıl gelire de ortak olmasıdır adil olan. Bu aşamadan sonra kalan patrona aittir. Elbette bunların ütopik olduğunun farkındayım.

Çalışma etiğine gelirsek; yüz lira maaş alıyorsam en az o yüz lira maaşım kadar bir üretim katkısı sağlamam gerekir. Burada çalıştığımız şirketin, patronumuzun Müslüman veya gayrimüslim olmasının hiçbir önemi yoktur. Aldığımız ücretin karşılığı olan emeği ve üretimi gerçekleştirmek bizim boynumuzun borcudur. İş sözleşmemize, Allah Teâlâ’nın “akitlerinize uyun” buyruğunda olduğu gibi uymamız gerekiyor. Bu ahlaki bir görev. Fakat öte yandan, bu pratik hayat içinde büyük sermaye gruplarının, şirketlerin büyüyüp bir devlete dönüşüp bütün insanların üzerine ceberut hâle gelmesini engelleyecek bir entelektüel faaliyetin de içinde olmamız gerekir. Dolayısıyla ben iki türlü çalışmanın içindeyim. Birincisi, iş akdimdeki görevimi en iyi şekilde yerine geliştirmek, hatta mümkünse en iyi çalışan olmak. Hak etmediğimi asla almamak. İkincisi ise dünyanın daha adil, daha eşit, daha insanca bir hâle gelmesine kendi takatim oranında fayda sağlayabilecek bir çabanın içinde olmak.

İşsizlik bugünün bir gerçeği. Özellikle son yıllarda Avrupa ülkelerinde artan bir işsizlik oranı var. Anlattığınız ideal düzende işsizliğe ve işsizlere dair İslam’ın vaaz ettiği şey tam olarak nedir?

Aslında İslam iktisadında şöyle bir durum var. Her insanın ayette geçtiği gibi emeğiyle var olmasını sağlayacak bir iş sahibi olma hakkı vardır. Bu hak temel bir haktır. Toplumun ve devletin bu hakkı yerine getirmesi gerekir. Getiremiyorsa da o kişinin ihtiyacını gidermesi gerekir. İşsizliğe bu cepheden bakmamız gerekir. Tabii bugün fiili bir durum da var. Finans sektörünün böylesine güç kazandığı bir dünyada reel ekonomiye istihdam yaratan yatırımlar yapmak gerek. Bununla beraber çalışma hayatının esnekleştirilmesi de bence bir çözüm olabilir.

Bazı ülkelerde iş günü sayısı düşüyor, yahut iş saatleri azalabiliyor. Çalışma düzeninin haftada üç yahut dört güne düştüğü bir toplumda kalan günlerde başka insanların çalışması hem verimi arttırabilir hem de işsizlik sorununu çözmeye büyük katkı sağlar. Böyle bir düzen hem emeğin değerinin öne çıktığı hem de “lütuf yahut sadaka toplumu”na ihitaç duyulmayan bir geçiş düzeni kurabilir. Mevcut sistemi bu yollarla insanlaştırabiliriz.

Tabii bütün bunlar gündelik pratik çözümler olabilir. Ama nihai çözümü biz uzun vadede o kendi ütopyamızda, adil ve eşit dünyada bulacağız. Bunun için de bir paradigma değişimine ihtiyacımız var.

 

Ebubekir Tavacı

Lisans derecesini İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden 2016 yılında alan Tavacı, Fransa’da Université Paris 1 Panthéon Sorbonne’da Siyaset Bilimi yüksek lisans programından 2021 yılında mezun olmuş ve aynı üniversitede aynı alanda doktora araştırmasına devam etmektedir. Avrupa Birliği göç politikaları, Türk diasporası ve Fransa’da göç gibi konular üzerine çalışmalar yapmaktadır. Tavacı Perspektif redaksiyon kurulu üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler