'Aşırı Sağ'

Nefret Suçları Rekor Kırdı: Avusturyalı Gençlerde Radikalleşme Artıyor

Avusturya'da 2024 yılında nefret suçlarında şimdiye kadarki en yüksek artış kaydedildi. En çok hedef alınanlar Müslümanlar, Yahudiler, kadınlar ve göçmenler olurken, faillerin üçte birinin lise çağında olması dikkat çekti.

Fotoğraf: esfera - Shutterstock.

Avusturya İçişleri Bakanlığının yayımladığı 2024 nefret suçları raporu (Hate Crime 2024), ülkenin giderek kutuplaşan ve dijitalleşen bir toplumsal gerilim hattına doğru sürüklendiğini gösteriyor. Resmî rakamlara göre geçen yıl polis kayıtlarına giren nefret suçu sayısı 6.786’yı buldu. Bu suçların arka planında olduğu tespit edilen farklı motivasyonların ise 7.614 olduğu açıklandı: Diğer bir deyişle, tek bir olayda bazen hem ırkçılık, hem antisemitizm, hem Müslüman karşıtlığı, hem de siyasi husumet bir arada yer alabiliyor. Bu rakamlar, bir önceki yıl olan 2023’e göre sırasıyla %19,7 ve %17,8’lik bir artışa işaret ediyor. 2024’de nefret suçları kategorisinde şu ana kadarki en yüksek seviyenin görüldüğü açıklandı.

En çarpıcı artışlardan biri, internet üzerinden işlenen nefret suçlarında yaşandı. Özellikle sosyal medya ve mesajlaşma uygulamalarında hızla örgütlenen aşırı sağcı gençler, hem içerik üretiyor hem de kışkırtıyor. Raporda, Telegram’da 16 yaşında bir çocuğun yönettiği bir grup üzerinden 150 kadar reşit olmayan gencin şiddet içerikli, Yahudi ve Müslüman karşıtı infaz videoları paylaştığı bir vaka da vurgulanıyor.

Ana Hedef Konumundakiler: Müslümanlar, Yahudiler ve Göçmenler

2024 yılında dinî kimlik temelli nefret suçlarının sayısı 763’e yükseldi. Bunların yüzde 46’sı antisemitik, yüzde 32’si İslam karşıtıydı. Yahudilere yönelik saldırılar ağırlıklı olarak Nazi övgüsü, holokost inkârı ve mezarlık vandalizmi şeklinde karşımıza çıkarken; Müslümanları hedef alan suçlar arasında camilere zarar verme, fiziksel saldırı ve sosyal medyada linç kampanyaları öne çıkıyor. Antisemitik suçların dörtte biri doğrudan internet üzerinden işlendi; İslam karşıtı içeriklerin üçte biri de yine dijital platformlarda tespit edildi.

Etnik köken temelindeki nefret suçları da dikkat çekici. Toplamda 1.581 vakada mağdurlar “yabancı”, “göçmen” ya da “öteki” olarak kodlandı. Bunların büyük kısmı toplu taşıma araçları, okullar ya da sokaklar gibi kamuya açık alanlarda gerçekleşti.

Verilere göre nefret suçlarının faillerinin yüzde 29’u 14-18 yaş aralığında. Diğer bir deyişle; neredeyese her üç failden biri, lise çağındaki gençlerden geliyor. Failerin yüzde 86’sı erkek ve yüzde 74’ü Avusturya vatandaşı. Özellikle aşırı sağcı ideolojiyle bağlantılı suçlarda Telegram ve Instagram üzerinden radikalleşmenin kritik rol oynadığı raporda belirtiliyor. Sadece 2024 yılında Nazi propagandası içeren suç sayısı 2.952’ye ulaştı. Bu suçların büyük çoğunluğu internet ortamında ve sosyal medya platformlarında işlendi.

Nefret Suçlarının Mekânlara, Bölgelere ve Cinsiyete Göre Dağılımı

Nefret suçlarını en sık işlendiği alanlara bakıldığında ise şöyle bir dağılım oluşuyor:

  • Kamusal alan (sokak, ulaşım, meydan): 1.702 vaka (%22)
  • Yarı kamusal alan (kafeler, AVM’ler): 423 vaka (%6)
  • Özel mülk/ev içi: 553 vaka (%7)
  • Okul, hastane, askeri kurum gibi ‘resmî’ alanlar: 248 vaka
  • Dinî mekânlar (camiler, kiliseler, mezarlıklar): 93 vaka, bunların tamamı mala zarar verme içeriyor.

Nefret suçlarının coğrafi dağılımına bakıldığında, kişi başına en yüksek oran Salzburg, Viyana ve Kärnten eyaletlerinde kayda geçti. Özellikle Kärnten eyaletinde bulunan Spittal an der Drau şehri, eyalette işlenen suçların yarısına ev sahipliği yapıyor. Burada hem antisemit hem İslam karşıtı duvar yazıları, hem de fiziksel saldırı vakalarının yoğunlaştığı ifade ediliyor. Burayı Klagenfurt, Villach, Klagenfurt-Land ve St. Veit şehirleri takip etti.

2024 yılı raporunda, cinsiyet temelli nefret suçlarında da dikkat çekici sayılar yer alıyor. 2024’te 238 vaka doğrudan cinsiyetle bağlantılıydı. Bunların 185’i kadın düşmanlığı içerirken, 34 vaka trans bireylere yönelikti. Kadınları hedef alan nefret çoğunlukla özel ya da yarı kamusal alanlarda yaşandı: apartman girişlerinde, işyerlerinde ya da sosyal medya yorumlarında. Trans bireylere yönelik saldırılar ise daha çok kamusal alanlarda, doğrudan fiziksel ya da sözlü şiddet şeklinde kayda geçti.

İçişleri Bakanı ile İstihbarat Müdürü Farklı Olgulara Dikkat Çekti

Rapora göre Avusturya’da 2024 yılı, nefret suçlarının niceliksel değil niteliksel olarak da dönüşüm yaşadığı bir dönem olarak kayıtlara geçti. Fail yaşı dramatik şekilde düşerken, suçların dijitalleşmesi ve çoklu kimlikleri hedef alması, klasik güvenlik politikalarını yetersiz kılıyor. Raporun “Ön Söz” bölümünü kaleme alan İçişleri Bakanı Karner’in açıklamaları “İslamcı radikalizm” tehdide odaklansa da, sayılar bundan farklı bir tablo sunuyor: Aşırı sağ, antisemitizm ve İslamofobi, devletin içinde bile görmezden gelinen yapısal bir sorun olarak öne çıkıyor.

2024 verilerini yorumlayan Avusturya’nın iç istihbarat teşkilatı Direktion Staatsschutz und Nachrichtendienst’in (DSN) başkanı Omar Haijawi-Pirchner’e göre sosyal medya, internet forumları ve sohbet grupları, aşırı sağcı yapılanmaların örgütlenmesinde merkezi bir rol oynuyor.

DSN ayrıca, Kimlikçi Nesil Hareketi (Identitäre Bewegung) gibi aşırı sağcı grupların muhalefetteki FPÖ (Avusturya Özgürlük Partisi) ile artan bağlantılarına da dikkat çekti. Almanya’da Anayasayı Koruma Dairesi’nin AfD’yi “şüpheli vaka” olarak izlediği durumun aksine, Avusturya’da DSN henüz FPÖ’yü resmî olarak bu şekilde sınıflandırmış değil.

Haziran Ayında Ülkeyi Yasa Boğan Okul Saldırısı: Failin Motivasyonu Neydi?

Haziran ayında Graz şehrindeki bir lisenin 21 yaşındaki, Arthur A. adlı eski bir öğrencisi, okul binasına saldırmıştı. 10 kişiyi öldüren ve yakalanacağını anlayınca intihar eden saldırganın motivasyonuna dair tartışmalar sürüyor. Graz’daki saldırının yapıldığı okulda göçmen kökenli çok sayıda öğrenci olması nedeniyle saldırının yabancı düşmanlığı motifi taşıdığına dair çeşitli iddialara yol açsa da polis yetkilileri henüz olayın arka planını ve failin motivasyonunu netleştirmiş değil.

Saldırıdan bir süre sonra failin, Avusturya ordusunun psikolojik yeterlilik testinden “silah taşıyamaz” notu aldığı, ancak yasal boşluklardan yararlanarak hem pompalı tüfek hem de Glock marka tabanca edinebildiği ortaya çıktı. Failin savaş oyunları meraklısı olduğu, şiddet eğilimleri olduğu ve atış poligonunda aktif olarak çalıştığı da kendisini muayene eden ordu yetkilileri tarafından biliniyordu. Ancak bu bilgiler, veri koruma yasaları nedeniyle resmî makamlarla paylaşılmamıştı. Avusturya’nın güvenli ülke algısını sarsan bu şok edici okul saldırısından sonra üç günlük yas ilan edilmişti. (P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler