Almanya’da Koalisyonun Yeni Krizi: Anayasa Mahkemesi Adayı Anlaşmazlığı
SPD’nin Anayasa Mahkemesi yargıçlığı için önerdiği kamu hukuku profesörü Frauke Brosius-Gersdorf’a yönelik saldırılar, Almanya’da hukuk ve siyasetin sınırlarını zorladı. Somut bir kanıt bulunamayan intihal suçlamalarının gölgesinde Brosius-Gersdorf'un başörtüsü ve kürtaj konusundaki görüşlerine dair tartışmalar büyürken, adaya yönelik suçlamaları çarpıtma olarak gören yüzlerce akademisyen ortak açıklama yaptı.

Federal Anayasa Mahkemesine (Verfassungsgericht) atanacak yeni yargıç için 11 Temmuz 2025’te Federal Mecliste yapılması planlanan seçim oylaması, son anda CDU/CSU içinden gelen itirazlar nedeniyle şu an için gündemden çıkarıldı. SPD’nin önerdiği kamu hukuku profesörü Frauke Brosius-Gersdorf’un adaylığı, seçim sürecinin iptaline yol açtı. Brosius-Gersdorf, SPD ile CDU/CSU’nun daha önce üzerinde uzlaştığı üç adaydan biriydi.
Brosius-Gersdorf Hakkında İddialar ve Suçlamalar
CDU/CSU içindeki bazı milletvekilleri, adayın özellikle kürtaj hakkı ve koronavirüs aşı zorunluluğu gibi konulardaki görüşlerine itiraz etti. Özellikle hamilelik sürecinin tamamı için kürtaj hakkını savunduğu yönündeki iddialar adaylık tartışmasını kızıştırmıştı. Fakat Brosius-Gersdorf’un geçmişteki açıklamalarını inceleyen basın kuruluşları, bu anlama gelen bir ifadesi bulunmadığını ve hamileliğin ilk aşamalarındaki kürtaj işlemlerinin suç kapsamından çıkarılmasından yana olduğunu belirti. Bazı gazeteciler, suçlamaların somut delillere dayanmadığını ve bir karalama kampanyası yürütüldüğünü ifade ediyor.
Ayrıca oylamaya saatler kala kamuoyuna yansıyan intihal iddiaları, bu çekinceleri kuvvetlendiren bir unsur olarak öne çıktı. Bu gelişme, Almanya’da Federal Anayasa Mahkemesi yargıçlarının seçimi konusunda bugüne dek sürdürülen geleneksel uzlaşma zeminini sarsan istisnai bir olay olarak kayda geçti.
Brosius-Gersdorf hakkında kamuoyuna yansıyan iddialar, bazı medya kuruluşlarında yer alan anonim kaynaklara dayansa da, kısa süre sonra bir akademik ön inceleme raporu ile bu suçlamaların bilimsel etik ihlali ölçüsünde olmadığı belirtildi. Hazırlanan Kurzgutachten (Kısa Bilirkişi Raporu), profesörün akademik standartları ihlal ettiğine dair herhangi bir somut bulguya ulaşmadı. Buna rağmen seçim süreci askıya alındı. Brosius-Gersdorf, şu ana kadar adaylıktan çekilmedi. Kamuoyuna yeni bir açıklama yapması bekleniyor.
SPD Aday Gösterdiği Brosius-Gersdorf İçin Israrcı
Oylamanın iptali üzerine, koalisyonun küçük ortağı Yeşiller Partisi, sürecin hızla tamamlanmasını talep etti. Parti eş grup başkanları Katharina Dröge ve Britta Haßelmann, SPD ve CDU/CSU’ya gönderdikleri mektupta, Meclis’in bu hafta içinde özel bir oturumla yeniden toplanmasını istedi. Açıklamada, “Bu önemli kararın haftalarca ertelenmesini sorumsuzca buluyoruz” ifadelerine yer verildi.
SPD Genel Başkanı Lars Klingbeil, Brosius-Gersdorf’un arkasında durmaya devam edeceklerini belirterek adayın “sağcı medya çevreleri ve siyasi aktörler tarafından organize bir karalama kampanyasına maruz kaldığını” savundu. Klingbeil, oylamanın yeniden Federal Meclis gündemine alınması gerektiğini vurguladı ve “Bu baskıya boyun eğmeyeceğimiz, bu ilkesel bir sınavdır” dedi.
CDU/CSU Cephesinde Adaya Dair İtirazlar Artıyor
Hristiyan Birlik (CDU/CSU) Federal Meclis Grubu Başkanı Jens Spahn, oylama iptalinin ardından kendi grubuna gönderdiği yazılı açıklamada, “adayla ilgili temel ve içerikli endişelerin boyutunu hafife aldık” diyerek geç kalınmış bir öz eleştiride bulundu. Spahn, özellikle Brosius-Gersdorf’un kürtaj konusundaki hukukî pozisyonunun partide rahatsızlık yarattığını ifade etti.
CDU’lu Potsdam Milletvekili Saskia Ludwig, Brosius-Gersdorf’a yönelik en açık ve ısrarlı eleştirileri yapan isimlerden biri olarak öne çıktı. Ludwig, daha önce adayın intihal iddiaları aydınlatılana kadar üniversitedeki görevinden ayrılması gerektiğini savunmuştu. Aynı zamanda, adayın kadın-erkek eşitliği yasaları, kürtaj hukuku, ve muhtemelen başörtüsü konularındaki yaklaşımlarına da “radikal” olarak nitelendiren ifadelerle karşı çıktı.
CDU’lu Ludwig’in Doktora Tezi de İntihal Şüphesiyle İnceleniyor
Brosius-Gersdorf’a yönelik suçlamaları arasında akademik yeterliliği de sıralayan Saskia Ludwig için benzer bir suçlama söz konusu. 29 Temmuz’da kamuoyuna yansıyan yeni gelişmelere göre Ludwig’in 2007 yılında Potsdam Üniversitesinde savunduğu doktora tezi hakkında intihal iddiaları ortaya çıktı. Gazeteci Jochen Zenthöfer’in yaptığı tez incelemesinde, Ludwig’in tezinin ilk 113 sayfasında en az 86 alıntının kaynak göstermeden aktarıldığı iddia edildi.
Potsdam Üniversitesi Rektörü Oliver Günther, intihal şüphesi üzerine yapılan ön incelemede “başlangıç şüphesinin (Anfangsverdacht) teyit edildiğini” ve tam inceleme sürecinin başlatıldığını duyurdu. Üniversite yönetimi, dışarıdan gelen intihal tespitlerini ve zaman çizelgesini dikkate alarak kapsamlı bir inceleme yapılacağını, bu sürecin “aylar sürebileceğini” açıkladı. Ludwig cephesinden ise şu ana kadar yalnızca “üniversitenin incelemesi bekleniyor” şeklinde kısa bir açıklama geldi.
Brosius-Gersdorf Başörtüsü Yasağı Hakkındaki Suçlanan Tutumu Nedir?
Frauke Brosius-Gersdorf’un Federal Anayasa Mahkemesi yargıçlığına adaylığı sürecinde başörtüsü konusundaki akademik görüşleri, adaylık etrafında oluşan siyasi tartışmaların şekillenmesinde bir rol oynadı. Bu görüşler, özellikle sağ parti çevreleri ve bazı medya organları tarafından, adayın genel ideolojik pozisyonunu “aşırı sol” olarak niteleyen bir söylemin parçası hâline getirildi.
Brosius-Gersdorf, 15 Temmuz’da kamuoyuna yaptığı yazılı açıklamada başörtüsü meselesine yalnızca anayasal eşitlik ve devletin tarafsızlığı (Neutralitätsgebot) ilkesi çerçevesinde yaklaştığını söyledi ve mevcut uygulamalardaki şu çelişkiye dair tutumunu açıkladı: Devlet okullarında öğretmenlerin başörtüsü takması yasaklanamaz durumdayken, mahkemelerde görev yapan hukuk stajyerlerine (Rechtsreferendarinnen) yönelik başörtüsü yasağının bazı durumlarda meşru sayılması gerekiyor. Bu farklı uygulamaların anayasal gerekçeleri arasındaki tutarsızlığa işaret eden Brosius-Gersdorf, bir yasağın doğrudan anayasaya aykırı olmasa bile, hangi gerekçelerle haklılaştırılabileceğini tartışmış; yasakların mutlak olarak meşru ya da gayrimeşru sayılamayacağını, bağlama göre yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmişti.
Akademisyenler Adaya Destek Açıklarkan Katolik Kilisesi İtirazını Geri Çekti
Brosius-Gersdorf’a göre daha önce bu teknik ve hukuki çerçevede yaptığı yorumlar, kamuoyunda özellikle muhafazakâr aktörler ve medya organları tarafından farklı yansıtıldı. Bazı çevreler, Brosius-Gersdorf’un başörtüsü yasağına karşı olduğu ya da kamusal alanda dinî sembollerin serbest olmasını savunduğu gibi özetleyici ama indirgemeci yorumlarla bu görüşleri “radikal sol” bir ideolojik tutum olarak yorumlandı. Brosius-Gersdorf bu iddialara karşı çıktı: “Siyasi yelpazedeki yerimi doğru tanımlamak gerekirse, çalışmalarımın geneli anayasal, sosyal ve eğitim hukukuna odaklanır. Bilimsel pozisyonlarım demokrasi içinde merkeze oturur.”
14 Temmuz’da yaklaşık 300 akademisyen, Brosius-Gersdorf’a destek veren bir açık mektup yayınlayarak, adayın hukuki analizlerinin bilinçli olarak çarpıtıldığını ifade etti. Mektupta şu uyarı yer aldı: “Adayın başörtüsü, kürtaj veya seçim sistemleri gibi konulardaki analizlerini ‘uç görüşler’ diye yaftalamak, hukuki tartışmaların meşru sınırlarını daraltmak ve akademik özgürlüğü zedelemek anlamına gelir.”
17 Temmuz’a gelindiğinde ise Katolik Kilisesi tarafından daha önce Frauke Brosius-Gersdorf’a yönelik yapılmış sert eleştiriler kısmen geri çekildi. En dikkat çekici geri adım, daha önce yaptığı sert çıkışlarla gündeme gelen Bamberg Başpiskoposu Herwig Gössl’den geldi. Gössl, kürtaj konusundaki iddia edilen görüşleri nedeniyle Brosius-Gersdorf’u “insanlık dışı” olmakla suçlamış, adaylığını bir “iç siyaset skandalı” olarak nitelemişti. Ancak daha sonra ikili arasında gerçekleşen bir telefon görüşmesinin ardından, Başpiskopos “yanlış bilgilendirildiğini” belirtti ve açıklamalarından dolayı “üzüntü duyduğunu” ifade etti. Görüşmenin karşılıklı saygı çerçevesinde geçtiği açıklanırken, Gössl adayın her zaman “doğmamış hayatın korunmasından yana” olduğunu kabul etti. Bununla birlikte, başpiskopos yaşam hakkının “aşamalı korunamayacağı” yönündeki kişisel görüşünü koruduğunu da ekledi. Katolik Kilisesi içindeki bu ton değişikliği, Brosius-Gersdorf’a yöneltilen bazı ahlaki ve ideolojik eleştirilerin temelsizliğinin kabulü olarak yorumlandı. Nitekim Katolik Piskoposlar Konferansı Başkanı Georg Bätzing de daha önce yaptığı açıklamada, adayın “bu şekilde yıpratılmayı hak etmediğini” belirtmiş ve tüm tartışmanın demokratik düzeyde yürütülmediğine dikkat çekmişti.
Üst Mahkemenin Atama Süreci Siyasallaşıyor mu?
Ayrıca Alman Yargıçlar Birliği (Richterbund) de üst mahkemenin tarafsızlığına zarar verecek şekilde, adayın akademik çalışmaları üzerinden yürütülen siyasi kampanyaları eleştirdi. Yaşanan gelişmeler, Almanya’da Federal Anayasa Mahkemesi’nin siyasal çekişmelerin parçası hâline gelip gelmediği sorusunu gündeme taşıdı. Uzmanlara göre, Karlsruhe’deki üst mahkemenin tarafsızlığını sağlayan en önemli unsur, adayların yüksek nitelikleri kadar, atama sürecinin partilerüstü uzlaşı temelinde şekillenmesiydi. Ancak ilk kez, bir aday kamuoyunun önünde sistematik bir şekilde tartışılıyor ve savunma pozisyonuna çekiliyor.
Federal Anayasa Mahkemesi’nin üç yargıcı için yapılacak seçim, yalnızca hukuki değil, aynı zamanda siyasi, etik ve kurumsal boyutları olan çok katmanlı bir krize dönüşmüş durumda. Adayların kişisel geçmişlerinden ideolojik pozisyonlarına, akademik yeterliliklerinden kamuyoundaki itibarlarına kadar farklı yönleriyle tartışmaya açılan süreç, Almanya’da yargı bağımsızlığına dair kurumsal uzlaşıyı sınayan bir örnek teşkil ediyor. Eylül ayına kadar sürecek yasama tatili nedeniyle Federal Meclisin faaliyetlerine ara verilmişken, oluşan farklı tarafların son tutumları aşağıdaki şekilde özetlemek mümkün:
- SPD ve Yeşiller, oylamanın kısa sürede yapılması konusunda ısrarcı.
- CDU/CSU içinde görüş birliği bulunmuyor; iki partinin yönetimleri ise süreci ağırdan alıyor.
- Brosius-Gersdorf’un adaylığı hakkında yapacağı bir sonraki açıklama bekleniyor.
- Saskia Ludwig’in tezine dair resmî akademik inceleme sürüyor. (P)





