'Yerel Seçimler'

Kuzey Ren-Vestfalya’daki Yerel Seçimlere Dair Bilmeniz Gereken Her Şey

14 Eylül 2025’te Almanya’da Türkiye kökenlilerin yoğun bir şekilde yaşadığı Kuzey Ren-Vestfalya (KRV) eyaletinde yapılacak yerel ve uyum meclisi seçimleri, hem göçmen toplulukların temsili hem de yerel siyasetin geleceği açısından kritik önem taşıyor. Birçok şehirde Türkiye kökenli belediye başkanı adayları yarışta. Bu rehberde seçimlere dair temel bilgileri sizin için derledik.

Görsel: Shutterstock.com

Almanya’da göç kökenli nüfusun en yoğun yaşadığı eyaletlerden Kuzey Ren-Vestfalya (KRV), 14 Eylül 2025’te sandık başına gidiyor. Seçim, yalnızca belediyelerin yeni yönetimlerini belirlemiyor; aynı zamanda vatandaşlık statüsü olmayan göçmenler için siyasete katılımın en önemli yollarından biri.

Eyaletin tüm belediyelerinde yerel seçimler (Kommunalwahlen) yapılacak; aynı gün, göçmenlerin siyasi temsili amacıyla oluşturulmuş olan uyum meclisleri (Integrationsrat) için de sandığa gidilecek. Yaklaşık 18 milyonluk nüfusuyla Almanya’nın en kalabalık eyaleti olan KRV, hem siyaset sahnesinin genel eğilimlerini görmek hem de göçmen toplulukların siyasete nasıl katıldığını anlamak açısından kritik bir barometre işlevi görecek. Sandığa gitmeden işte bilmeniz gerekenler:

Yerel Seçimler Nasıl İşliyor?

Seçmenler 14 Eylül’de belediye meclislerini, ilçe meclislerini ve belediye başkanlarını (veya ilçe yöneticilerini) belirleyecek. Yerel seçimlerde 16 yaş ve üzerindekiler oy kullanabiliyor. Alman vatandaşlarının yanı sıra, Avrupa Birliği vatandaşları da belediye seçimlerinde oy kullanabiliyor. Belediye başkanı seçimlerinde adayın ilk turda yüzde 50 barajını aşamaması hâlinde, 28 Eylül’de ikinci tur yapılacak.

Yerel seçimler Almanya’nın federal yapısı içinde özel bir öneme sahip. Çünkü belediyeler, günlük yaşamı doğrudan etkileyen hizmetlerden sorumlu: Toplu taşıma, barınma, okul altyapısı, kültür-sanat ve hatta parkların bakımı gibi. Kısacası, başkent Berlin’de tartışılan “büyük politika” gündelik hayatınızı değiştirmeyebilir; ama okulunuzun altyapısı, oturduğunuz mahallenin parkı ya da ulaşım ücretleri bu seçimlerle şekilleniyor.

Göçmenlerin Temsil Alanı: Uyum Meclisleri Nedir, Ne İşe Yarar?

Yerel seçimlerle aynı gün yapılacak uyum meclisi seçimleri, göçmen topluluklar açısından özel bir önem taşıyor. Bu konseyler, Alman vatandaşı olmayan göç kökenlilerin ve göç geçmişi olan toplulukların sesini belediye meclisine taşıyan danışma organları. Her belediyede yetkileri farklı olsa da uyum meclisleri, göçmenlerin eğitim, kültür, eşitlik ve ayrımcılıkla mücadele gibi alanlarda sesini duyurmasını sağlıyor; belediye ile göçmen topluluklar arasında köprü görevi görüyor.

Türkiye kökenli göçmenler için bu seçimler, sadece politik temsiliyet değil, aynı zamanda yaşanılan şehirde söz hakkına sahip olmanın da bir aracı. Dolayısıyla sandığa gitmek, bireysel çıkarların ötesinde topluluk olarak da görünürlük kazanmak anlamına geliyor.

Hangi Partiler Yarışıyor?

KRV’nin büyük şehirlerinde seçmenlerin tercihine federal siyasetin büyük aktörleriyle beraber yerel partiler de sunulacak: Hristiyan Demokrat Birlik (CDU), Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller, Hür Demokrat Parti (FDP), Sol Parti, Almanya İçin Alternatif (AfD) Parti ve Volt gibi ülke çapında örgütlü partilerin yanı sıra, Türkiye kökenli adayların merkezde olduğu Duisburg’daki ABI ya da Lünen’deki Lünen Vision gibi çok sayıda göçmen kökenli girişimlerin kurduğu yerel inisiyatif ve bağımsız liste de seçimlere katılıyor.

Türkiye Kökenli Belediye Başkanı Adayları Kimler?

KRV’de uzun yıllardır siyaset sahnesinde Türkiye kökenli adaylar da güçlü şekilde yer alıyor. 2025 seçimlerinde de Türkiye kökenli seçmenlerin yoğun yaşadığı Duisburg, Köln ve Gelsenkirchen gibi şehirlerde Türkiye kökenli belediye başkanı adaylarının varlığı, bu seçimi daha da kritik hâle getiriyor. İşte bu şehirlerde dikkat çeken bazı Türkiye kökenli adaylar:

Ruhr bölgesinin en büyük şehirlerinden Duisburg, bu yıl Türkiye kökenli iki belediye başkanı adayına sahne olacak. Ayhan Yıldırım (Duisburg Alternatif Listesi, DAL – Duisburg’u Biz Şekillendiriyoruz, WGD) ve Erkan Kocalar (Sahra Wagenknecht İttifakı, BSW) farklı siyasi çizgilerden gelseler de, her ikisi de göçmen kökenli seçmenlerin desteğine talip. Duisburg’da 2020 seçimlerinde AfD’nin kayda değer bir oy oranı elde etmiş olması, bu yılki yarışın gerginliğini artırıyor. Yıldırım ve Kocalar’ın adaylıkları, Türkiye kökenli seçmenlere yerelde güçlü bir alternatif sunuyor.

Köln, eyaletin en büyük metropollerinden biri ve bu yıl iki Türkiye kökenli isim yarışta. Berivan Aymaz (Yeşiller), eyalet parlamentosundaki deneyimini belediye başkanlığına taşımak istiyor. Aymaz çevre, eğitim ve eşitlik konularında öne çıkıyor. Bağımsız aday Ali Güçlü ise parti bağlarından uzak bir kampanya yürütüyor. Güçlü, özellikle göçmen kökenli seçmenlerin yerel yönetimde daha görünür olması gerektiğini vurguluyor. Köln’de bu iki ismin varlığı, Türkiye kökenli seçmenlere geniş bir yelpaze sunuyor.

Gelsenkirchen, KRV’de göç kökenlilerin en yoğun yaşadığı şehirlerden biri olduğu gibi düşük kişi başına düşen gelir ve yüksek işsizlik oranı sebebiyle Almanya’nın en fakir kenti. Burada Türkiye kökenli belediye başkanı adaylarının çıkışı sürpriz olmasa da 2020 seçimlerinde AfD’nin aldığı yüksek oy oranı dikkat çekiyor. Türkiye kökenlilerin kurduğu WIN (KRV Seçmen İnisiyatifi) partisinin adayı Sinan Böcek, yalnızca göçmen seçmenlere değil, ırkçılıkla mücadeleyi önemseyen tüm kesimlere sesleniyor. 

Diğer Büyük Şehirlerdeki Türkiye Kökenli Adaylar

Duisburg, Köln ve Gelsenkirchen’in yanı sıra, KRV’nin diğer önemli kentlerinde de Türkiye kökenli adaylar sahnede. Bu adaylar farklı partilerden ve inisiyatiflerden geliyor; göçmen toplulukların yerel siyasette artan görünürlüğünün altını çiziyor:

  • Dortmund: Özkan Arıkan (Bündnis für Vielfalt und Toleranz), Fatma Karacakurtoğlu (Sol Parti)
  • Oberhausen: Yusuf Karaçelik (Sol Parti)
  • Bonn: Yıldız Haluk (BIG), Merve Nur Laçin-Kılınç (DAVA)
  • Bielefeld: Melahat Barlak (BIG), Onur Ocak (Sol Parti)
  • Hamm: Erol Gürle (PRO HAMM)
  • Solingen: Büşranur Çetin (Alternative Bürgerinitiative)

Bu tablo, Türkiye kökenli adayların eyalet genelinde geniş bir siyasi yelpazede yer aldığını ve farklı şehirlerde seçmenlere alternatif sunduğunu gösterdiği gibi Türkiye kökenli toplulukların sadece seçmen değil, aynı zamanda karar verici konumlarda da giderek daha görünür olduğunu sergiliyor.

2020’deki Yerel Seçimlerin Sonuçları

Bir önceki yerel seçimler 2020’de yapılmıştı. 5 yıl önceki seçimlerde eyaletteki belediye meclisleri için bütün oyların yüzde 34’ünü CDU, yüzde 24’ünü SPD, yüzde 20’sini Yeşiller almıştı. AfD eyalet genelinde yüzde 5 civarında kalsa da, bazı kentlerde -örneğin Gelsenkirchen’de yüzde 12,9 ile- güçlü sonuçlar elde etmişti.

2020’de katılım yüzde 51,9’da kaldı. Yani her iki seçmenden biri sandığa gitmedi. Bu düşük katılım oranı, göçmenlerin de dâhil olduğu geniş seçmen kitlesinin yerel siyaseti belirleme gücünü yeterince kullanmadığını gösteriyor.

Kuzey Ren-Vestfalya Yerel Seçimlerinde Oy Vermek Neden Önemli?

Yerel seçimlere katılım, Almanya’daki göçmen toplulukların demokratik sistemdeki ağırlığını belirleyen en önemli göstergelerden biri. Türkiye kökenliler eyalet nüfusunun yaklaşık yüzde 10’una denk geliyor. Buna rağmen, önceki seçimlerde sandığa katılım oranları genel ortalamanın altında kaldı. Bu durum, göçmenlerin karar süreçlerinde yeterince etkili olamamasına yol açıyor.

Oysa barınma politikalarından okullardaki dil destek programlarına, kültürel etkinliklerden spor sahalarına kadar pek çok karar, göçmenlerin gündelik yaşamına doğrudan dokunuyor. Sandığa gitmek, bu konularda söz hakkı kazanmanın en doğrudan yolu.

KRV’deki yerel seçimler, Şubat 2025’te yapılan federal seçimlerden sonra yapılan ilk seçim süreci. Bu zamanlaması nedeniyle Almanya’daki siyasi atmosferi ölçmek için önemli göstergeler sunacağı ifade ediliyor. Bir önceki yerel seçimlerde yüzde 24 civarında oy alan SPD önemli düzeyde oy kaybı yaşayacağı ifade edilirken, aşırı sağcı AfD atılım gösterebileceği tahmin ediliyor.

Oylarını Arttıran Aşırı Sağcı AfD, KRV’de Kuvvetlenmek İstiyor

2025 seçimleri, aşırı sağcı AfD’nin performansı açısından da yakından izlenecek. Parti, Almanya Anayasayı Koruma Dairesi (BfV) tarafından “aşırı sağ şüphesi” olarak izleniyor ve bu statü 2024’te yargı kararıyla onanmıştı. AfD, KRV’nin birçok kentinde aday bulmakta zorlanıyor olsa da özellikle ekonomik sıkıntıların daha fazla hissedildiği seçim bölgelerinde oylarını artırma arayışında.

14 Eylül’deki seçimler öncesinde Köln’de CDU, SPD, Yeşiller, FDP, Sol Parti, Die Partei ve Volt, göçmenleri olumsuz biçimde seçim kampanyalarında kullanmama ve ırkçılığa karşı ortak tavır alma konusunda anlaşmaya vardı. Bu mutabakata AfD davet edilmedi. Yapılan ortak açıklamada vatandaşlardan gelecek şikâyetleri Katolik ve Protestan kiliselerinden arabulucuların değerlendireceği ve gerekirse partilerin kampanya söylemlerinde değişiklik talep edecekleri belirtildi.

Türkiye ve diğer göçmen kökenli seçmenler açısından bu tablo önemli bir uyarı niteliğinde. AfD’nin göçmen karşıtı politikaları, doğrudan günlük yaşamı etkileyebilecek kararlar anlamına geliyor. Dolayısıyla sandığa gitmek, sadece bir tercih değil, aynı zamanda aşırı sağın yerelde güç kazanmasını engellemenin bir yolu olarak da görülüyor.

Seçmenlerin Dikkat Etmesi Gereken Hususlar

14 Eylül’e kadar oylarını kullanmak isteyen seçmenlerin dikkat etmesi gereken bazı hususlar bulunuyor:

  • Sandığa giderken oy çağrı belgesi (Wahlbenachrichtigung) ile birlikte geçerli bir kimlik belgesi (pasaport, oturum kartı veya Alman kimliği) sunulması gerekiyor.
  • Sandıklar genellikle sabah 08.00’den akşam 18.00’e kadar açık oluyor. Yine de kendi belediyenizin sitesinden kesin saatleri kontrol etmeyi unutmayın.
  • Sandığa gitmek yerine posta yoluyla oy kullanmak isteyenler için “Briefwahl” başvurusu yapılabiliyor. Özellikle tatil veya iş nedeniyle sandığa gidemeyecek olanların bu imkânı değerlendirmesi öneriliyor.
  • Uyum meclisi seçimleri için oy kullanma hakkı, vatandaşlık durumuna bağlı olarak değişebiliyor. Eğer Alman vatandaşı değilseniz ama belediyede ikametiniz varsa, uyum meclisi seçiminde oy kullanma hakkınız olabilir. Her belediyede uygulama farklı olabilir; bu yüzden kendi belediyenizin resmî seçim sayfasından oy hakkınızı mutlaka kontrol edin.

14 Eylül 2025’teki yerel seçimler, yalnızca KRV’deki siyasi dengeleri değil; göçmen toplulukların şehir yönetiminde ne kadar söz sahibi olacağını da belirleyecek. Özellikle Türkiye kökenli seçmenler için bu seçim, hem yaşadıkları şehirlerde karar süreçlerine katılmak hem de aşırı sağa karşı demokratik bir duruş sergilemek açısından önemli. 14 Eylül’de sandığa gitmek yalnızca bir demokratik hak değil; günlük yaşamınızı doğrudan etkileyen kararlar için söz hakkı kazanmanın en kolay yolu.

Enise Yılmaz

Bochum Ruhr Üniversitesinde hukuk eğitimi alan Enise Yılmaz, Perspektif’in yayın kurulu üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler