Eyyüb Sultan Camii

Fransa’da Aşırı Sağcı Lincin Hedefi: Strazburg Eyüp Sultan Camii

Aşırı sağın Fransa’daki Müslümanları hedef alan söylemi, Strazburg’daki Eyüp Sultan Camii üzerinden yeniden dolaşıma sokuldu. Marion Maréchal’in yayımladığı video, gerçeği çarpıtarak bir ibadet mekânını “tehdit” gibi göstermeyi amaçlayan kampanyanın parçası. Ancak bu tartışmanın kökleri, 2021’de başlatılan sistemli bir linç sürecine dayanıyor.

Fransa’da Aşırı Sağcı Lincin Hedefi: Strazburg Eyüp Sultan Camii
Fotoğraf: Hadrian/Shutterstock, Değişiklikler: Perspektif

Fransa Strazburg’ta inşası devam eden Eyüp Sultan Camii, son haftalarda aşırı sağın yeniden hedefinde. Marion Maréchal Le Pen’in 30 Kasım’da sosyal medyada yayımladığı, caminin önünde çekilmiş videoda Strazburg’u İstanbul’a benzetmesi, ülkede hem sert bir İslamofobik söylem dalgasını hem de senelerdir süren popülist tartışmayı tekrar alevlendirdi. Maréchal’in camiyi “Avrupa’nın en büyük İslamcı projesi” gibi sunarak öne sürdüğü iddiaları, kısa sürede yüzlerce ırkçı mesajı tetikledi. Cami yapımını gerçekleştiren Fransa İslam Toplumu Millî Görüş (CIMG) yetkililerine yönelik ölüm tehditlerinde artış yaşandı.

Maréchal’in çıkışı, Strazburg’daki Eyüp Sultan Camii’ne yönelik linç girişimlerinin ilk halkası değil. Eyüp Sultan Camii, 2021’deki belediye yardımı tartışmalarından bu yana Fransa’da laiklik, göç ve ulusal kimlik eksenindeki gerilimin aktarıldığı ibadethanelerden birisine dönüşmüştü. İçişleri Bakanı Gérald Darmanin’in camiyi “siyasal İslam’ın nüfuz aracı” olarak tanımlayan açıklamaları, belediyeye yönelik yargı süreci ve dernek yöneticilerinin aldığı tehditler, projenin çoktan sıradan bir ibadethane olmaktan çıktığını gösteriyordu.

Bugün Eyüp Sultan Camii, mimari büyüklüğünün ötesinde, Fransa’nın Müslüman vatandaşlarına yönelik bakışı, Türkiye ile ilişkilerdeki dönüşüm ve Strazburg’un laiklik yasasının dışında kalan özel statüsü bağlamında tekrar tekrar alevlenen bir siyasi çatışmanın merkezinde duruyor.

Darmanin Döneminde Strazburg Eyüp Sultan Camii

Strazburg’taki Eyüp Sultan Camii etrafındaki polemikler aslında yeni değil. 2021 yılında bu tartışmaların ulusal düzeye sıçramasında dönemin İçişleri Bakanı Gérald Darmanin’in rolü belirleyici oldu. 2021’de Strazburg Belediye Meclisi’nin cami projesine 2,5 milyon avroluk bir sübvansiyonu onaylamasıyla başlayan tartışma, Darmanin’in neredeyse anında verdiği tepkiyle ülke gündemine oturdu. O dönemin içişleri bakanı, sosyal medya üzerinden “Strazburg’un yeşil belediyesinin, Fransa İslamı İlkeleri Şartı’nı imzalamayı reddeden ve siyasal İslam’ı savunan bir federasyonu desteklediğini” iddia ederek yardım kararına karşı açıktan cephe almıştı.

Darmanin bununla da kalmayarak Bas-Rhin Valiliği’ne yardım kararını idare mahkemesine taşıma talimatı vermişti. Bu adım, Fransa’da yürütmenin yerel bir belediye kararına doğrudan müdahale ettiği örneklerden biri olarak kayda geçti. O dönemde hükümetin “ayrılıkçılıkla mücadele” yasasını meclisten geçirmeye çalıştığı düşünüldüğünde, Strazburg örneğinin ulusal düzeyde sembolleştirilmek istendiği daha açık görülüyordu. Camiyi hedef alarak ülkedeki İslami temsil kurumlarını şeytanlaştırmak, yürütmenin güvenlikçi çizgisini meşrulaştıran bir araç hâline gelmişti.

2021 polemiği yalnızca hükümetle belediye arasındaki çekişmeyle sınırlı kalmadı. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Vatandaşlıktan sorumlu bakan Marlène Schiappa ve diğer pek çok sağcı siyasetçi tartışmayı büyüttü. Camiye yardım kararı, “radikal İslamcılığa taviz”, “yabancı ülkelerin nüfuz girişimi” ve “cumhuriyet değerlerine aykırılık” gibi geniş bir yelpazede çerçevelendi.

Sonuçta idare mahkemesi kararı iptal etti ve camiye sübvansiyon verilmedi. Ancak bu süreç Eyüp Sultan Camii’nin ulusal siyaset sahnesinde kalıcı bir hedefe dönüşmesinin başlangıcı oldu.

Eyüp Sultan Camii Neden Bu Kadar Politize Edildi?

Strazburg’ta inşaatı devam eden Eyüp Sultan Camii’nin sürekli tartışma konusu olmasının nedenleri çok katmanlı. İlk olarak cami, mimari hacmiyle Avrupa aşırı sağının sembolik korkularını harekete geçiren bir hedefe dönüşüyor. Aşırı sağın yıllardır tekrarladığı “medeniyetçilik” eksenindeki söylem, Avrupa şehirlerinin “İslamileştiği” iddiasına dayanıyor. Dolayısıyla Strazburg’daki cami de, aşırı sağ figürler tarafından bu anlatının görsel olarak somutlaşmış bir unsuru olarak kullanılıyor.

Bunun en büyük örneklerinden birisi ise 2025’in son aylarında yaşandı. Marion Maréchal Le Pen’in yayımladığı video, sosyal medya algoritmalarının kutuplaştırıcı etkisiyle birleşince, cami çok daha geniş kitlelere bilinçli bir şekilde “ulusal kimlik tehdidi” olarak sunuldu. Maréchal’ın caminin önünde çektiği ve Strazburg’u İstanbul’a benzettiği video, ırkçı mesaj dalgasını tetikledi ve yüzlerce ölüm ve saldırı tehdidi paylaşıldı.

CIMG France Başkanı Eyüp Şahin, Marion Maréchal’in videosunun ardından yaptığı açıklamada, caminin ve derneğin yoğun bir nefret kampanyasının hedefi hâline geldiğini belirtti. Şahin, “Bu video yalanlar yaydı, kafa karışıklığı ve nefret oluşturdu. O günden bu yana yüzlerce ölüm tehdidi, hatta saldırı tehditleri aldık.” diyerek bu paylaşımın bir siyasi tartışma değil, “inancını barış ve onur içinde yaşamak isteyen vatandaşları tehlikeye atan bir ortam” yarattığını ifade etti. Şahin ayrıca derneğin tamamen bağımsız olduğunu, herhangi bir yabancı devletle bağının bulunmadığını ve projenin yalnızca bağışlarla finanse edildiğini vurguladı.

Fransa Toplumundan Birlik ve Dayanışma Yanıtı

Marion Maréchal Le Pen’in bu hedef göstermesi bir açıdan ters etki de yaptı. İnsanlar buna karşı dayanışma göstererek aynı zamanda bağış kampanyasında büyük bir artış sağladılar. Camiyi açıkça hedef gösteren videodan sonra 72 saat içinde cami inşaatı için yapılan bağışlar 35 bin avro arttı. Benzer bir durum 2021 yılında da yaşanmıştı.

CIMG Başkanı Eyüp Şahin de yaptığı açıklamada, tehditlere rağmen toplumdan büyük bir dayanışma gördüklerini belirten, her inançtan Fransızın bağışlar ve destek mesajlarıyla projeye sahip çıktığını söyledi. “Strazburg’da köprüler inşa ediyoruz, duvarlar değil.” diyen Şahin, caminin etrafında yaratılmak istenen korku atmosferine karşılık olarak gerçeği, barışı ve kardeşliği savunacaklarını vurguladı. Şahin’e göre Eyüp Sultan Camii artık yalnızca bir ibadethane değil; yalan ve nefret söylemlerine karşı toplumun birlikte verdiği bir birlik, onur ve dayanışma cevabı niteliğinde.

Marion Maréchal’in video paylaşarak hedef göstermesi sonrasında sivil toplum kuruluşları da Strazburg Müslüman toplumuyla dayanışma açıkladılar. Irkçılık karşıtı sivil toplum kuruluşu SOS Racisme Alsace da sert bir açıklama yayımlayarak Marion Maréchal’in Eyüp Sultan Camii’ni bir tehdit unsuru olarak göstermesini ve Müslüman bir topluluğu şüpheli gibi işaretlemesini “derin bir öfkeyle” karşıladığını belirtti. Açıklamada, bu tür söylemlerin “korku ve bölünme mantığını beslediği” ve Fransa’da yaşayan binlerce Müslüman yurttaşı damgaladığı vurgulandı. SOS Racisme Alsace, Strazburg ve Alsace’deki tüm vatandaşları, dernekleri ve seçilmişleri “bölücü söylemleri kararlılıkla reddetmeye” çağırarak, toplumun ancak “saygı, hoşgörü ve kardeşlik üzerine inşa edildiğinde güçleneceğini” ifade etti.

Strazburg’un Fransa’daki Özel Statüsü

Fransa’da laikliği düzenleyen 1905 Yasası ülke genelinde uygulanırken Alsace-Moselle bölgesi bu yasanın dışında yer alıyor. Bu durum, yasanın kabul edildiği dönemde bölgenin tarihsel olarak Almanya’ya bağlı olduğu dönemlerin bir mirası. Bu özel statü çerçevesinde devlet Strazburg’ta Katolik, Protestan ve Yahudi din adamlarının maaşlarını ödüyor; yerel yönetimler ibadethanelerin yapımına yasal olarak katkıda bulunabiliyor. İslam bu konkordato sistemine dahil olmadığı için finansman daha karmaşık bir çerçevede gerçekleşiyor.

Aşırı sağın camiyi sürekli “entrizm”, “yabancı müdahalesi”, “İslamcılığın Avrupa’ya yayılması” gibi kavramlarla ilişkilendirmesi, Strazburg’un bu özel statüsünün yaratmış olduğu boşluklardan da besleniyor. Ancak yerel hukukçular ve akademisyenler yıllardır aynı noktaya işaret ediyor: Strazburg’un hukuki özel statüsü bir istisna değil; Fransa’daki tarihsel bir düzenlemenin sürekliliği.

Dolayısıyla Eyüp Sultan Camii’ne yönelik ırkçılığa varan ithamlarla dolu tartışma, aynı zamanda Fransa’nın laiklik rejiminin farklı tarihsel katmanlarının ulusal siyaset tarafından nasıl okunacağına dair de bir gerilim hattı.

Strazburg’taki Eyüp Sultan Camii etrafındaki tartışmalar, yapıdan çok daha fazlasını temsil ediyor. Cami, Fransız siyasetindeki göç, laiklik, ulusal kimlik, Türkiye ile ilişkiler ve aşırı sağın yükselişi gibi birçok büyük tartışmanın kesişim noktasına dönüşmüş durumda. 2021’de başlayan belediye yardımı krizi ile günümüzde devam eden aşırı sağ kaynaklı hedef göstermeler ve nefret mesajlarının sürekliliği, konunun Fransa’daki Müslüman varlığına dair daha geniş bir siyasi mücadele alanı olduğunu ortaya koyuyor. CIMG Başkanı Eyüp Şahin, bu mücadeleyi yürütmeye hazır olduklarını, zira Strazburg’un Eyüp Sultan Camii ile sadece bir ibadethane kazanmadığını, ülkedeki tartışma zemininde Müslümanların doğru konumlanabilmesi adına da bir davet olduğunu vurguluyor.

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi #0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler