'Dosya: "Mülteciler"'

Mülteciler Gündemimizde Mi?

"Mülteci krizi" Batı Avrupa ülkelerinin kapısına dayandı. Almanya, Hollanda ve Belçika'daki Müslüman kuruluşlara mültecileri gündemlerine alıp almadıklarını sorduk. İşte cevaplar.

Suriye’deki kimyasal silah saldırısının etkileri yavaş yavaş unutulurken, gözler Suriye’den kaçan onbinlerce insana çevrildi. 22 milyon nüfuslu Suriye’den şu ana kadar 2 milyondan fazla kişi kaçmış ve başka ülkelere sığınmış durumda.

Fakat Avrupa, Müslüman mültecilerle ilk kez Suriyeli mülteciler vesilesiyle karşılaşmıyor. 2003 yılında ABD işgali ve mezhep çatışmaları neticesinde onbinlerce Iraklı Avrupa’ya sığınmıştı. Bunun dışında Bangladeşli, Pakistanlı, Afgan, Lübnanlı, Mısırlı, Filistinli, İranlı, Somalili, Cezayirli ve dünyanın diğer kriz bölgelerinden kaçmış olan binlerce Müslüman, Avrupa’da sığınmacı konumunda yaşıyor.

Avrupa’ya gelen mülteciler, çoğunlukla toplu yaşam alanlarında ufak odalara yerleştirilmeleri ve savaştan kaçmanın travmasının yanı sıra, yeni hayatlarına alışmaya çalışmaları sebebiyle İslami dernek ve cemaatleri de yakından ilgilendiriyor.

Bu sebeple, Almanya’da önde gelen İslami cemaatlerin, Avrupa’nın diğer ülkelerinde ise çatı kuruluşların mültecilere yönelik çalışmalarını sorduk.

Ali Kızılkaya, Islamrat (Almanya İslam Konseyi)

Bizim, Islamrat olarak Almanya’daki mültecilerle alakalı bire bir çalışmamız yok, fakat bu çalışmaların eksikliğinin belli bazı sebepleri var. Özellikle Almanya’da şu anda içinde bulunduğumuz mevcut durum, burada faaliyet gösteren İslami cemaatlerin henüz temel sorunlarla uğraşmasını zorunlu kılıyor. Biz Almanya’da yerli olarak algılanmayan, hâlâ tecrit edilmeye çalışılan bir konumda bulunuyoruz; bunun yanında çok kısıtlı imkânlarla çok büyük sorunlarla, örneğin güvenlik politikaları kapsamında tematize edilmenin getirdiği sorunlar, İslam’ın diğer dinlerle eşit bir konumda bulunması için tanınması çalışmaları ya da kurumsal ırkçılıkla mücadele gibi konularla ilgilenmek durumundayız. Bunların yanında maalesef yerli psikolojisiyle yaklaşıp bizim dışımızdaki insanların sorunlarını gündeme alabilecek imkânı, ancak sadece birkaçını zikredebildiğim temel meselelerimizin çözümüne ayırabiliyoruz. Elbette mülteciler konusuyla ilgilenilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu konuda çalışmamızın olması lazım, ama bu çalışmalar ancak belli süreçleri tamamladıktan sonra istenilen şekilde gerçekleşebilir.

Mesud Gülbahar, IGMG Sosyal Yardım Derneği

“Kısıtlı imkânlarımıza rağmen mültecilere çok çeşitli yollarla yardımcı olmaya çalışıyoruz. Birlikte çalıştığımız yerel cemiyetler, Almanya’da bulunan bazı mülteci kamplarına yiyecek ve giyecek yardımları organize etmekte, kampları ziyaret ederek oradaki kardeşlerimize destek vermektedirler. Bunun ötesinde dünyanın farklı bölgelerinde kurulu bulunan bazı mülteci kamplarına düzenli olarak yardımlar ulaştırıyor, böylece zor şartlar altında yaşayan mültecilerin imkânlarını iyileştirmeye gayret ediyoruz. Geçtiğimiz haftalarda, ülkelerinde Müslümanlara yönelik gerçekleştirilen saldırılar neticesinde Malezya’ya sığınmak zorunda kalan 650 Arakanlı mülteci aileye, Arakan’da ise 3 farklı bölgede 250 aileye gıda yardımlarımızı ulaştırdık. Yine son yılların en büyük insanlık facialarından biri olan Suriyeli mültecilere yardımlarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Fakat bizim mültecilerle alakalı çalışmalarımız, sadece ülkelerinden kaçmış mültecilere maddi yardımda bulunmakla sınırlı değil. Biz, bunun yanında, Afrika ülkelerinde insanları, yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda bırakan açlık, kuraklık ve fakirlik gibi etmenleri ortadan kaldırmak için de çalışmalar yapıyoruz. Şu anda Somali’de inşaatı devam etmekte olan Meslek Eğitim Merkezi ya da Avrupa’daki hayırseverlerimizin destekleriyle açılan onlarca su kuyusu bu alanda verebileceğimiz örnekler arasında. Bunların yanında ülkelerini terk edip Almanya’ya gelen mültecilere gıda paketleri ile yardım etmek hususunda çalışmalar yürütüyoruz. Yani hâlihazırda yaptığımız çalışmalara yeni projeler ekleme gayretindeyiz.”

Bekir Alboğa, DİTİB

“Bugüne kadar Pakistan, Haiti ve Myanmar gibi dünyanın birçok bölgesinde meydana gelen tabi afet mağdurları için çeşitli yardım kampanyaları düzenleyerek zor durumdaki insanlara yardımcı olduk. Diyanet İşleri Başkanlığımız da bu kampanyaları desteklemiş ve teşvik etmişti. Almanya’da sayıları giderek artan Müslüman mülteciler konusuna eğilmenin de zamanının geldiği kanaatindeyiz.”

Raşit Bal, CMO

“Biz CMO olarak bu alanla ilgili bir çalışma yapmamaktayız. Bunun için ne yeterli imkânımız var, ne de bu alan, bir vakıf olarak çalışma alanımıza girmektedir. Münferit olarak, birtakım cami, cemiyet ve vakıflar, kiliselerle beraber özellikle Ramazan ayında birtakım faaliyetler yapmaktalar. Ancak bu faaliyetler CMO bağlamında olmamaktadır.

Buna karşın Hollanda hükümetinin mülteci politikasının oldukça katı olduğunu ifade edebilirim. Yeni gelenlere karşı Hollanda’da oldukça belirgin bir direnç var. İlke bazında her kesim, hayatı tehlikede olan insanlara toplumumuzun açık olması gerektiğini belirtse de, mülteciler ülkeye giriş yaptıktan sonra toplumsal bir dirençle karşılaşıyorlar. Hollanda hükümeti ve yerel belediyeler, mültecileri nüfusun daha az olduğu yerleşim yerlerine gönderiyorlar. Buna karşın semt sakinlerinin protestoları, hatta mültecilerin tartaklanması Hollanda’nın toleranslı imajını zedeliyor.”

Şemsettin Uğurlu, EBM

Mülteciler konusu çok önemli toplumsal meselelerden birisi. Ancak kurumumuzun konumu ve Belçika makamları tarafından kurumumuza yüklenen görev ve sorumluluklar, Kraliyet Kararnamesi ile tespit edilmektedir. Belçika Müslümanları Temsil Kurumu, diğer adı ile Exécutif, İslam’ın diğer dinler arasında tanınmasından dolayı tamamen resmî bir kurum olarak hizmet etmekte ve devletin kendisine tahsis ettiği yıllık bütçeyi de bu çerçevede kullanmak durumundadır. Bu çerçevede kurumumuzun temel görevleri, camilerin tanınma dosyaları, imamların tanınan camilere tayin edilmeleri, İslam din dersi öğretmenlerinin tayin ve teftişi ve cezaevlerinde çalışan cezaevi rehberlerinin tayin ve organizasyonundan oluşmaktadır. Esasında mülteciler, devletin ilgili ve yetkili kurumlarının sorumluluk ve idaresinde olan bir konudur. Ancak meselenin insani boyutu ile ilgili olarak Müslüman cemaat ve kuruluşların ya da Belçika’da faaliyet gösteren dernek ve oluşumların mültecilerin problemleriyle daha rahat ilgilendiklerini, bizlerin de bu çalışmaları maddi olmasa bile fikir ve düşünce olarak desteklediğimizi ifade edebilirim. Kurum olarak sosyal ya da dinî meselelerle ilgili gerek gördüğümüz konularda Müslümanların temsil kurumu olarak görüşlerimizi Belçika kamuoyu ile paylaşmaktayız.

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Diğer Gündem Yazıları

Son Yüklenenler