Dosya: "Avrupa Parlamentosu Seçimleri"

Avrupa Siyasetini Etkilemek: Brüksel’de Lobicilik

Brüksel sadece Belçika’nın başkenti değil, aynı zamanda Avrupa’da lobiciliğin de başkenti. Birçok Avrupa Birliği kuruluşunun merkezini de barındıran Brüksel’de sivil toplum kuruluşları, büyük şirketler, hukuk firmaları ve lobi danışmanlıkları mevzuat taslakları hazırlanırken seslerinin duyulması için aktif olarak çalışıyor. Peki lobicilik nedir? AB düzeyinde lobicilik nasıl yapılıyor ve ne işe yarıyor?

© Alexandros Michailidis/shutterstock.com

Avrupa’da lobicilik faaliyetlerinin yaygınlaşması 1980’li yıllarda gerçekleşti. Avrupa Birliğinin genişlemesinden sonra, karar mekanizmalarını etkilemek isteyen farklı çıkar grupları, lobi faaliyetlerine bu tarihlerde başladı. Bugün Brüksel’de Avrupa Mahallesi (İng. “European Quarter”) olarak tanılan bölgede yaklaşık 29 bin lobicinin faaliyet gösterdiği tahmin ediliyor. Brüksel’deki lobicilik oldukça güçlü, zira küresel salgın ve iklim değişikliği gibi zorluklar, ulusal sınırların ötesine geçen bir yaklaşımı da beraberinde getiriyor. Siyasi güç ve yetkilerin üye devletlerden AB kurumlarına doğru kaymakta olduğu bir Avrupa’da bu zorlukların küresel boyutta ele alınması gerekliliği, lobiciliği bir yönüyle zorunlu kılıyor.

Lobi ve lobicilik kavramları her ne kadar Türkçede pejoratif anlamlarda kullanılsa da bu kavramlar üzerine yeniden düşünmekte fayda var. Türkiye bağlamında kulağa olumsuz gelse de lobicilik siyasetin merkezinde olan bir kavram ve Amerika Birleşik Devletleri veya Avrupa Birliği gibi bölgelerde yasal olarak düzenlenmiş, sınırları çizilmiş bir alan.

Lobicilik Nedir ve Bir Lobici Ne Yapar?

Lobicilik kavramını kısaca yasa yapıcı veya karar vericileri etkileyerek karar alma sürecini etkilemeye yönelik çabalar olarak tanımlayabiliriz. Mim Kemal Öke, siyasetin “beğenmediğini değiştirebilme sanatı” olduğunu söyler. Bu çerçevede yerel ve uluslararası karar mekanizmalarında ilgili kişileri/makamları/organları doğrudan veya dolaylı olarak etkilemeye yönelik faaliyetlerin tamamına lobicilik diyebiliriz.

Lobi faaliyetleri yürütenler belli ortak hedef ve çıkarlar etrafında bir araya gelmiş insanlar veya organizasyonlardır. Lobiciler, ürün güvenliği, medeni haklar, ekonomi, teknoloji, tarım, sağlık ve eczacılık, iklim değişikliği gibi genellikle karmaşık düzenleme alanları hakkında özel bilgi sahibidir ve bu görüşler hakkında düşüncelerini dile getirirler.

Herhangi bir çıkar grubu yasama sürecini kendi görüşleri doğrultusunda etkilemeye çalışabilir ve aslında, AB politika yapımını ve yasama sürecini etkilemeyi amaçlayan her kuruluş lobicilik yapmaktadır. Ancak şunu da unutmamak gerekir: Bu kuruluşlar genellikle bu adlandırmadan kaçınmakla birlikte kamu politikası yöneticileri, baskı veya çıkar grupları veya halkla ilişkiler uzmanları gibi diğer adlandırmaları kullanmaktadır.

AB Düzeyinde Lobicilik Nasıl Yapılıyor?

Peki vatandaşlar ve sivil toplum örgütleri AB’deki tartışmalara nasıl katılabilir veya katkıda bulunabilir? Bu bağlamda lobi çalışmaları sivil toplum örgütlerinin çıkarlarına, amaçlarına yönelik politikaların üretilmesinde güçlü bir kaynaktır. Lobi faaliyetinde bulunan sivil toplum kuruluşları, karar vericilere belirli gündemleri, kanunları ve politikaları hangi nedenden kabul etmeleri veya reddetmeleri gerektiğini ortaya koymaya çalışmaktadırlar.

Özetleyecek olursak lobi faaliyetleri yürütmenin üç temel motivasyonu vardır:

• Toplumsal olarak bir değişim sağlamak: Bu durumda lobi çalışmaları, daha iyi bir şeyin proaktif vizyonunun bir parçasıdır.
• İstenmeyen bir şeyin olmasını engellemek: Bu durumda lobi çalışmaları, tahmin edilen bir duruma gösterilen bir reaksiyondur.
• Zaten var olan istenmeyen bir şeyi değiştirmek: Bu durumda lobi çalışmaları hem reaktif hem de proaktif olabilir.

AB düzeyinde etkili lobiciliğin anahtarı olan yöntemleri incelediğimizde verilmek istenen mesajın AB söylemi ile eşlenmesi gerekmektedir. İyi bir lobici, AB yasa koyucularına ve düzenleyicilerine beklenen bir yasa teklifinin etkisini göstermek için teknik uzmanlık sağlar ve belirli sektör çıkarlarıyla daha iyi eşleştirebilecek argümanlar ve rakamlar sağlar.

İkinci olarak ittifaklar kurmak gerekmektedir. Brüksel’de başarılı bir lobicilik stratejisi için, ortak ilgi alanlarına giren konularda başka taraflarla birlikte işbirliğinde bulunmak önemlidir. Farklı ihtiyaçlar için çalışan ve çeşitli çıkarlar öne süren kurum ve sektör temsilcileri ile dolu olan Belçika’nın başkentinde etkili iş birliği çerçevelerine sahip olmak oldukça elzemdir.

Son olarak, politika yapıcılara erişmek için bir ağ oluşturmak gerekmektedir. Mesajı iletmek isteyen bir lobici, baskı için AB politika yapıcılarına bir erişim noktası bulmalıdır. Etkili bir lobi Brüksel’de hem siyasetçilerle, hem yasa koyucularla, hem de sektör ortaklarıyla güçlü bir ağ kurarak başlar.

Lobi Faaliyetleri Örneği: Uygur ve Filistin Lobileri

İnsanların AB kurumları nezdinde gerçekleştirilen lobicilik faaliyetleri hakkında bilgi edinmelerini ve kayıtlı tüm taraflara ilişkin istatistiksel verileri elde etmelerini kolaylaştırmak için 2008 yılında Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliği Konseyi ve Avrupa Komisyonu ortak bir Şeffaflık Kaydı (İng. “Transparency Register”) oluşturdu. Bu Şeffaflık Kaydı, AB politikasını ve karar alma sürecini etkilemeye yönelik faaliyetler yürüten lobicilik gruplarının (örgütler, dernekler, gruplar ve serbest meslek sahipleri) listelendiği bir veri tabanı. Bu veri tabanına kayıtlı olmanın yasal bir zorlayıcılığı yok. Şeffaflık Kaydında 12 binden fazla kuruluş kayıtlı bulunuyor.

Brüksel’de bulunan ve Şeffalik Kaydı olan organizasyonlardan biri Filistin için Avrupa Komiteler ve Dernekler Koordinasyonu (İng. “European Coordination of Committees and Associations for Palestine” – ECCP). Bu kurum çalışmalarını şu şekilde özetliyor: “ECCP, çalışmalarında AB’nin İsrail’in uluslararası hukuk ve Filistinlilerin haklarına yönelik süregelen ihlallerine suç ortaklığı yapmasına karşı çıkmaya çalışmaktadır. Avrupa düzeyinde siyasi eylemleri, taban kampanyalarını ve tartışmaları koordine ederek, AB’nin birçok sözlü kınamasına rağmen, İsrail’in apartheid, sömürgecilik ve işgal rejiminin sürdürülmesine doğrudan dâhil olan İsrailli şirketleri ve kurumları finanse etmeye devam ettiği yolları vurguluyoruz.” Burada AB düzeyinde bir örgütlenme oluşumu ve bu oluşumun politikaları etkilenmeye çalıştığını görmek mümkündür. Ayrıca kurum tarafından yayımlanan raporlar ve yürütmekte olduğu kampanyalarla AB’de karar vericileri ve kamuoyunu etkilemeye çalışmakta olduğu da gözlemlenebilmektedir.

Bir diğer örnek ise özellikle AB ve Avrupa Parlamentosuna odaklanan lobi çalışmaları ile Uygurlar İçin Kampanya (İng. “Campaign For Uyghurs”) kurumudur. Bu kurum, Doğu Türkistan’da Uygurlara yönelik devlet destekli zorla çalıştırma ve diğer insan hakları ihlallerini sona erdirmeyi hedeflemektedir. Kurum amacına ulaşabilmek için ulusal hükûmetleri, zorla çalıştırma kullanılarak üretilen malların ticaretini yasaklayan mevcut yasaları güçlendirmeleri ve uygulamaları için etkilemeye çalışmaktadır.
2019 yılında Uygur yazar İlham Tohti’nin AP tarafından Sakharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü’ne layık görülmesi sürecinin bu lobinin başarılı faaliyetleri sonucu olduğu söylenebilir. Tohti, Avrupa Parlamentosunun siyasi liderleri tarafından bu ödüle layık görülmüştü. Avrupa Parlamentosu Başkanı David Sassoli ödülün İlham Tohti’ye verilmesine ilişkin konuşmasında şu ifadelere yer vermişti: “Yirmi yılı aşkın bir süredir (Tohti) Uygurlar ve Çin’deki diğer halklar arasında diyalog ve karşılıklı anlayışı teşvik etmek için yorulmadan çalıştı. Buna rağmen ‘bölücülük’ suçlamasıyla ömür boyu hapse mahkûm edildi. Avrupa Parlamentosu kendisinin derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması çağrısında bulunmaktadır.”

İlham Tohti’nin kızı Cevher İlham, Deutsche Welle’de yayımlanmış olan bir yazıda şu ifadeleri kullanmıştı: “Ödül ile sadece babamın yaptıkları değil; aynı zamanda Uygurların çektiği acılar da tanınmış oldu. Bu ödül aynı zamanda Avrupa Birliğinin konumunu yansıtıyor ve bu da ihtiyacımız olan şey.” Kısacası AB düzeyinde lobicilik faaliyetleri zulme uğrayan halkların sesinin duyulmasına ve bu konuda AB kamuoyunun harekete geçmesine de fayda sağlamaktadır.

Bugün tahminen 12.000’den fazla lobi kuruluşun bulunduğu Brüksel’de 2023 yılında AB lobicileri, lobi çalışmaları için toplu olarak 1,3 milyar Avro harcamıştır. Bu harcamalar sektörün öneminin ve tesirinin bir göstergesidir. Globalleşen dünyada yaşanan toplumsal zorlukların küresel boyutta ele alınması gerekliliği ile AB yetkileri, çok çeşitli sektörlerde ve siyasi alanda kuralları belirleyen yasalar ve politikalar üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir. Amerikan siyasetçi Bill Press, “Lobicilik dünyanın en eski ikinci mesleğidir.” der. Görünen o ki sadece eski değil aynı zamanda giderek büyümeye devam edecek olan bu sektörde geleceğin politikaları ve mevzuatları hazırlanırken kurumların Brüksel’de varlığını sürdürmesi ve temsilcilerinin bulundurulmasının siyasi önemi de artacak.

Medine Tezcan

Uluslararası Londra Üniversitesinde Siyasal Bilimler ve Uluslarası İlişkiler eğitimini tamamlayan Medine Tezcan, İsveç Genç Müslümanlar (SUM) Derneğinin başkan yardımcılığını yapmıştır. Tezcan, Perspektif redaksiyon ekibinin üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler