'UCM'

Uluslararası Ceza Mahkemesi Neden ABD ve İsrail’in Hedefinde?

ABD Temsilciler Meclisi Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) yaptırım öngören bir tasarıyı kabul etti. Daha önce de bir grup senatör UCM Başsavcısı Khan'ı tehdit etmişti. Bir önceki UCM Başsavcısının da Mossad tarafından tehdit edildiğine dair iddialar vardı. Peki, ABD ve İsrail UCM üzerinde nasıl bir baskı kurmaya çalışıyor?

5 Haziran 2024 admin
Fotoğraf: Friemann/Shutterstock

ABD Temsilciler Meclisi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya yönelik “yakalama kararı” başvurusunu değerlendiren Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) yaptırımı öngören bir tasarıyı kabul etti. Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu Temsilciler Meclisi’nde yapılan oylamada 155 hayır oyuna karşılık 247 evet oyuyla kabul edilen tasarı, Netanyahu ve diğer İsrailli yetkililer hakkında UCM’ye yaptırım uygulanmasını öngörüyor.

Cumhuriyetçi vekillerin tamamının lehte oy verdiği tasarıya, 42 Demokrat temsilcinin de evet oyu vermesi dikkat çekerken, tasarıya hayır oyu veren Demokratlar, UCM’ye yaptırım adımının yanlış bir yaklaşım olduğunu vurguladı. Demokratların çoğunluğu elinde tuttuğu Senato’ya gönderilecek olan tasarının yasalaşması için hem Senato’da kabul edilmesi hem de ABD Başkanı Joe Biden tarafından imzalanması gerekiyor. Konuyla ilgili açıklamalarında, UCM’nin İsrail ve İsrailli siyasetçiler üzerinde yargı yetkisinin olmadığını savunan Biden, bununla beraber UCM’ye yaptırım uygulamanın yanlış olacağını belirtmişti.

UCM Neden ABD’nin Hedefinde?

UCM Başsavcısı Kerim Han, 20 Mayıs’ta, İsrail Başbakanı Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında “yakalama kararı” başvurusunda bulunduğunu bildirmişti. UCM’den yapılan açıklamaya göre Han, İsrail Başbakanı Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant’a ilaveten Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, Hamas’ın Gazze’deki lideri Yahya Sinvar ve Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugaylarının lideri Muhammed ed-Dayf hakkında da “yakalama kararı” başvurusunda bulunmuştu.

Daha önce de bir grup ABD’li senatörün Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Karim Khan’a gönderdiği tehdit mektubu büyük yankı uyandırmıştı. Senatörler Başsavcı Khan’ı, İsrailli yetkililer hakkında tutuklama kararı çıkarması hâlinde kendisini, ailesini ve çalışanlarını hedef almakla tehdit etmişti. Bunun üzerine Lahey merkezli UCM Başsavcılığı, Twitter üzerinden daha önce benzeri görülmemiş bir açıklama yayınlayarak UCM’ye yönelik misilleme tehditlerine ve mahkeme yetkililerine yönelik “engelleme” ve “sindirme” girişimlerine son verilmesi çağrısında bulunmuş, bu tür tehditlerin Roma Statüsü uyarınca “adaletin idaresine karşı suç teşkil edebileceği” uyarısında bulunmuştu.

Mossad’dan UCM Eski Başsavcısına Tehdit

Geçtiğimiz haftalarda da İsrail istihbarat teşkilatı Mossad’ın eski başkanı Yossi Cohen’in, UCM’de İsrail aleyhine başlatılan soruşturma öncesi eski UCM Başsavcısı ile gizli görüşmeler yapıp onu soruşturmanın iptali için tehdit ettiği öne sürülmüştü.

İngiliz The Guardian gazetesinde yer alan habere göre, 2012-2021 döneminde UCM Başsavcısı olarak görev yapan Fatou Bensouda’nın, 2021’de İsrail’in Filistin topraklarında savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlediği gerekçesiyle soruşturma başlattı. Ön incelemesi 2016’da başlatılan soruşturma için devreye giren Mossad’ın o dönemdeki başkanı Yossi Cohen, iddiaya göre, Bensouda ile gizli görüşmeler yaparak, soruşturmanın İsrail askeri personeline yönelik tehdit oluşturacağını savundu.  Gazeteye konuşan İsrailli kaynaklar, görüşmenin amacının Bensouda ile uzlaşmak veya onu İsrail’in talepleriyle ilgili işbirliği yapmaya ikna etmek olduğunu dile getirerek, Cohen’in İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun gayriresmi habercisi gibi çalıştığını kaydetti.

Bensouda, Cohen’in “ısrarcı ve tehditkar havadaki davranışlarını” UCM’nin bazı önde gelen yetkililerine anlatırken, bu durum 4 farklı kaynaktan da doğrulanmıştı. UCM kaynakları ise Cohen’in, Bensouda’ya, “Bize yardım etmelisiniz ki biz de sizinle ilgilenelim. Kendinizin ve ailenizin güvenliğini tehlikeye atacak şeylere bulaşmak istemezsiniz.” dediğini iddia etmişti. İki farklı kaynağa göre Mossad, Bensouda’nın eşine ait bazı gizli kayıtların dökümünü de ele geçirdi. Kaynaklar, İsrail’in daha sonra bu belgeleri Bensouda’yı itibarsızlaştırmak için kullandığını öne sürdü.

Mossad’ın Eski Başsavcının Aile Üyeleri Hakkında Bilgi Topladı

Eski Başsavcı Bensouda, Aralık 2019’da Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki savaş suçları iddialarına yönelik kapsamlı cezai soruşturma başlatmak için gerekçeleri olduğunu açıklamıştı. Ancak bunun sonrasında Başsavcı öncelikle UCM’nin ön yargılama dairesinden mahkemenin Filistin üzerinde gerçekten yargı yetkisine sahip olduğunu teyit edecek karar istenmesine hükmederek, soruşturmayı başlatmayı ertelemişti.

Çok sayıda kaynak, yargıçların davayı değerlendirdiği tam bu aşamada Cohen’in, yargıçların yeşil ışık yakması hâlinde Bensouda’yı soruşturmayı yürütmemeye ikna etme çabalarını artırdığını öne sürüyor. Kaynaklar, 2019’un sonları ile 2021’in başları arasında Cohen ile Bensouda arasında, hepsi de Cohen tarafından başlatılan en az üç görüşme olduğunu belirtiyor. Haberde, Cohen’in davranışlarının UCM yetkililerini giderek daha fazla endişelendirdiği bilgisine de yer veriliyor.

Bensouda’nın, Cohen ile yaptığı son iki görüşmeye dair anlattıklarına aşina bir kaynak ise Cohen’in, Başsavcı ve ailesinin güvenliğine ilişkin soruları, kendisini tehdit ettiğine inanmasına yol açacak şekilde gündeme getirdiğini aktardı.Cohen’in, bir defasında Bensouda’ya, eşiyle Londra’yı ziyaret ederken kocasının gizlice çekilmiş fotoğraflarının kopyalarını gösterdiği, bir başka olayda ise “kapsamlı soruşturma başlatma kararının kariyerine zarar vereceğini” söylediği öne sürüldü.

Gazetenin haberine göre, Mossad, 2019-2020 yıllarında aktif olarak Bensouda hakkında kişisel gizliliği ihlal eden bilgiler aradı ve Başsavcı’nın aile üyeleri hakkında da bilgi topladı. İsrail istihbaratı, Başsavcı’nın kocasına karşı yürütülen gizli bir operasyona ilişkin bazı veriler de elde etti. Haberde, operasyonu kimin yürüttüğü ya da kayıtlarda tam olarak ne söylendiğinin bilinmediği aktarıldı. Ancak söz konusu verilerin İsrail’in eline geçtikten sonra, İsrailli diplomatlar tarafından Başsavcı’nın altını oymak için başarısız bir girişimde kullanıldığı ileri sürüldü.

Öte yandan, birçok kaynağa göre ise İsrail müttefiklerini elindeki Başsavcının kocasına ait verilerin önemi konusunda ikna edemedi. İsrail tarafından diplomatik düzeyde paylaşılan bilgilere aşina üç kaynak, bu çabaları “Bensouda’ya karşı başarısız karalama kampanyasının parçası” olarak nitelendirdi. “Fatou’nun peşine düştüler” ifadesini kullanan bir kaynak ise bunun Başsavcı’nın çalışmaları üzerinde “hiçbir etkisi” bulunmadığını iddia etti.

Trump Döneminde de UCM Başsavcısına Yaptırım Uygulanmıştı

Gazete haberinde, diplomatik çabaların, ABD’de eski Başkan Donald Trump ve Netanyahu hükûmetlerinin, savcı ve personel üzerinde kamuoyu önünde ve özel olarak baskı kurmaya yönelik koordineli çabalarının bir parçası olduğuna işaret etti. Trump yönetimi, daha önce benzeri görülmemiş bir kararla 2019-2020 yıllarında Başsavcı Bensouda’ya vize kısıtlamaları ve yaptırımlar uygulamıştı.

Bu hamle, Bensouda’nın Afganistan’da Taliban ile hem Afgan hem de ABD askeri personeli tarafından işlendiği iddia edilen savaş suçlarıyla ilgili ayrı soruşturma yürütmesine misilleme olarak yapılmıştı. Ancak dönemin ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, yaptırım paketini Filistin davasıyla ilişkilendirerek, “UCM’nin İsrail’i sadece siyasi amaçlarla hedef tahtasına koyduğu açıktır.” ifadesini kullanmıştı. Pompeo, aylar sonra ise herhangi bir kanıt göstermeden Bensouda’yı “kişisel çıkarları için yolsuzluk yapmakla” suçlamıştı. ABD’nin yaptırımları, Başkan Joe Biden’ın Beyaz Saray’da koltuğa oturmasının ardından iptal edilmişti.

Şubat 2021’de ise UCM’nin ön yargılama dairesi, mahkemenin işgal altındaki Filistin topraklarında yargı yetkisine sahip olduğunu teyit eden bir karar yayımlamış, ertesi ay Bensouda cezai soruşturmanın açıldığını duyurmuştu. Eski Başsavcı Bensouda, bu gelişmeden 3 ay sonra UCM’deki 9 yıllık görev süresini tamamlayarak soruşturmayı, halefi Karim Khan’a bırakmıştı.

Kaynaklara göre, Mossad’ın Bensouda’yı etki altına almak için yaptıkları, mahkemenin kurucu anlaşması olan Roma Statüsü’nün 70. maddesine göre bir suç teşkil ediyor. (AA/P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler