'Avusturya'

Aşırı Sağ Siyasetin Avusturya’daki İstikrarı Sürüyor

AP seçimlerinin Avusturya ayağındaki yarış, anketlerin tahmin ettiğinden daha çekişmeli bir yarışa sahne oldu. Aşırı sağcı Özgürlük Partisi'nin (FPÖ) en yüksek oyu alarak birinci çıktığı ülkede eylül ayında gerçekleşecek genel seçimler öncesi rekabetin daha da artacağı düşünülüyor.

13 Haziran 2024 bgucin
Görsel: Cenbutz1 - Wikimedia Commons.

Avusturya’da Avrupa Birliğini (AB) en çok eleştiren ve kimi üyelerinin AB’den ayrılmayı savunduğu aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi’nin (FPÖ) 9 Haziran’da yapılan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde birinci olması, partinin kurulduğu tarihten bu yana bir ilk olarak dikkatleri çekti. Aşırı sağcı partinin son 20 yıldır gözlerin üzerine çevrilmesine neden olan yükselişi, AP seçimlerinde elde ettiği başarıyla yadsınamaz bir gerçeğe dönüştü. Aşırı sağcılar pazar günü yapılan seçimde oylarını 2019’daki seçime kıyasla 8,3 puan artırarak yüzde 25,5’e çıkardı. FPÖ böylece ilk sıraya yükselmenin yanı sıra milletvekili sayısını da 3’ten 6’ya çıkartmayı başardı.

Avusturya’da aşırı sağcı FPÖ’nün son yıllardaki yükselişinin arkasında göç krizi, hayat pahalılığı gibi birçok etken bulunuyor. Avrupa’da 2015’te yaşanan göç krizi sonrasında rüzgarı arkasına alan FPÖ, 2017’deki erken genel seçimlerde oy kaybı yaşasa da yüzde 26’ya yakın oy oranıyla seçimi üçüncü tamamlamayı başardı ve o dönem Sebastian Kurz’un Genel Başkanı olduğu Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ile koalisyon kurarak iktidar ortağı oldu.

Avusturya partilerinin Avrupa Parlamentosuna gönderceği temsilcileirn dağılımı. Lacivert: Kimlik ve Demokrasi (ID), 6. Mavi: Hristiyan Demokratlar (EPP), 5. Kırmızı: Sosyalistler (S&D), 5. Yeşil: Yeşiller, 2. Sarı: Liberaller (Renew Europe), 2. İnfografik: Anadolu Ajansı.

FPÖ’nün 2019 İtibarıyla Kazandığı İvme

FPÖ, 2019’daki genel seçimlerde yüzde 10’a yakın oy kaybı yaşamıştı. Bunun nedeni ise dönemin Başbakan Yardımcısı ve eski FPÖ Genel Başkanı Heinz Christian Strache’nin kendisini Rus bir iş insanının akrabası olarak tanıtan bir kadınla yaptığı görüşmeye ait görüntülerdi. Bu görüntülerde devlet ihalelerinin Rusya’ya verilmesi gibi yolsuzluk iddialarının yer alması Strache’nin siyasi hayatının bitmesine de yol açtı.

2020’de patlak veren Kovid-19 salgını ise FPÖ için yeni bir fırsat oldu. Salgınla mücadele tedbirlerine tepki gösteren aşırı sağcılar, yaklaşık 2 yıl süren bu süreçte her hafta düzenlenen protestolarla imaj düzeltti. Salgın ve Ukrayna savaşıyla artan enerji fiyatları, yükselen enflasyon, hayat pahalılığı gibi etkenlen de aşırı sağcıların oylarını yükseltmeleri bakımından fırsat sundu.

FPÖ’nün hafta sonunda yapılan AP seçimi öncesi yürüttüğü kampanyada ağırlıklı olarak Ukrayna’daki savaşa karşıt duruşu, Kiev yönetimini destekleyen mevcut iktidarın ülkenin tarafsızlık ilkesine zarar verdiği söylemini, Rusya’ya yönelik yaptırımlara uyulmaması gerektiğini, hayat pahalılığı karşısında iktidarın yetersiz kaldığı savını ve son olarak göçmen karşıtlığını işledi.

Avusturya medyasının tespitine göre, FPÖ bu AP seçimlerinde neredeyse yok denecek düzeyde İslamofobik veya ırkçı paylaşımda bulundu. Savaş, hayat pahalılığı gibi yaşamı derinden etkileyen gerçek sorunların ortaya çıkması, aşırı sağcıların diğer suni gündemlere başvurma ihtiyacını ortadan kalmış görünüyor. Avusturyalı aşırı sağcılar asıl başarıyı ise eylüldeki genel seçimde bekliyor. FPÖ Genel Başkanı Herbert Kickl, seçim akşamı yaptığı konuşmada, asıl zaferin 29 Eylül’de yapılması planlanan genel seçimlerde kazanılacağını belirterek, AP seçiminde elde edilen başarının asıl hedefe giden yolda bir basamak olduğu imasında bulundu.

Seçim sonuçları, FPÖ’nün bir Avrupa Parlamentosu seçiminde elde ettiği ilk zafer olması sebebiyle Avusturya için tarihî bir öneme sahip. Ülkede yapılan sandık çıkış anketlerine göre, aşırı sağcı parti bunu, 2019’da ÖVP’ye oy veren 221 bin seçmenin yanı sıra daha önce oy vermemiş 100 bin seçmeni kendine çekerek kazanmışa benziyor. Bu anketler, FPÖ seçmeninin göç, AB’ye olumsuz bakış ve mevcut ÖVP-Yeşiller koalisyonunu daha da zora sokma istekleriyle motive olduğunu gösteriyor.

ÖVP’nin oyları, partiye büyük bir çekim faktörü olan eski başbakan Sebastian Kurz’un artık siyasette olmamasının da etkisiyle 2019’a göre 10 puan azaldı. Yarış, yine de seçim öncesinde yapılan anketlerin öngördüğünden daha çekişmeli geçti.

Avusturya von der Leyen’i Destekleyecek mi?

Avusturya, Avrupa Parlamentosunun aşırı sağcı Kimlik ve Demokrasi (ID) grubunun bir üyesinin en büyük parti olarak ortaya çıktığı Fransa’dan sonraki ikinci ülke oldu . Avrupa’daki genel tablo merkezden sağa doğru bir kayma şeklindeydi; liberal ve yeşil partiler aşırı sağ ve sağ popülist güçlerin lehine düşüşteydi. ÖVP’nin de üyesi olduğu merkez sağ grup Avrupa Halk Partisi (EPP), AP’deki en büyük grup olmaya devam ederken, Almanya’da Hristiyan Demokrat Birliği’nin aldığı iyi sonuçların da etkisiyle sandalye sayısını arttırmayı başardı.

Brüksel’deki bir sonraki adım, AB’nin iki yürütme organından biri olan Avrupa Komisyon’unun yeni başkanını seçmek olacak. Bu kişi, AB’nin devlet ve hükûmet başkanlarından oluşan yürütmenin diğer kanadı olan Avrupa Birliği Konseyi tarafından aday gösterilecek: Avusturya burada Şansölye Karl Nehammer (ÖVP) tarafından temsil ediliyor. Konseyin uzlaştığı adayın daha sonra Avrupa Parlamentosu tarafından onaylanması gerekiyor. Güncel durumda mevcut AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen üzerinde uzlaşı sağlanması olası gözüküyor. Geçtiğimiz hafta von der Leyen, seçim kampanyasının ve adaylığının bir parçası olarak Viyana’daydı ve ikinci dönem için kendisine destek aramıştı.

Ama Avusturya muhabiri Liam Hoare’nin seçim öncesinde dikkat çektiği şu soru hâlen cevaplanmayı bekliyor: Avusturya von der Leyen’e destek verirse karşılığında ne talep edecek? Her Avrupa Birliği üye ülkesi von der Leyen’in bir sonraki dönemi için Komisyon’a bir üyesini aday gösterme hakkına sahip. ÖVP’nin mevcut Maliye Bakanı Magnus Brunner’i Brüksel’e göndermek istediği belirtiliyor: ÖVP’nin von der Leyen’in ihtiyatlı bir ekonomik gündem izlemesini istediği ve Brunner’in de von der Leyen’i ve diğer üye devletleri hizada tutmak için görevlendirmek istediği konuşuluyor.

AB Komisyonu atamaları konusunda 27 ülkenin liderleri arasındaki görüşmeler, 17 Haziran’da başlayacak ve 27-28 Haziran’da yapılacak AB Zirvesi’nde de devam edecek. Alınacak kararlar, 16-19 Temmuz’da Strazburg’da yapılacak Avrupa Parlamentosu Genel Kurulunda onaylanacak. FPÖ’nün seçim zaferinin ardından ÖVP’li Başbakan tarafından temsil edilen Avusturya’nın von der Leyen’e dair tutumunun ne olacağı konusunda henüz medyaya yansımış net bir bilgi bulunmuyor.

Aynı zamanda ülkenin dikkati, 29 Eylül’de yapılacak genel seçimlere kitlenmiş durumda. AP seçiminin sonuçlarına göre, FPÖ ve ÖVP birinci parti olarak ipi göğüsleyip kendi başkanlarının şansölye olması için yarışacak. Aralarındaki çok az oy farkı ise sandıklar açılana kadar kimin birinci çıkacağını kestirmeyi zorlaştırıyor. (AA/P)

bgucin

Galatasaray Üniversitesi’nde Sosyoloji programından mezun olan Burak Gücin, sonrasında Heidelberg Üniversitesi’nde Kültürel Çalışmalar alanında yüksek lisansını tamamlamıştır. Ağırlıklı olarak ideoloji, kültür ve göç üzerine çalışan Gücin, Perspektif redaksiyon ekibinin üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler