İki Dilli Çocuğum Konuşurken Hatalarını Düzeltmeli miyim?
Çocuğunuz iki dilli büyüyor ve sık sık kelimeleri karıştırıyor mu? Endişelenmeyin: Bu durum bir sorun değil, gelişimin doğal bir parçası. Ancak ebeveynlerin bu hatalara nasıl tepki verdiği, dil edinim sürecini doğrudan etkileyebilir.

Birden fazla dil ile büyüyen çocukların anne babaları, bir noktada şu soruları kendilerine sorar: Çocuğum yanlış bir şey söylediğinde onu düzeltmeli miyim? Çocuğumdan kelimeyi doğru telaffuz etmesini istemem faydalı olur mu? Yoksa onu bu şekilde güvensiz mi hissettiririm?
Bu sorular yerinde ve anlamlıdır. Ayrıca anne babaların çocuklarının dil gelişimini en iyi nasıl destekleyebilecekleri konusunda kafa yorduklarını da gösterir. Güzel haber şu ki: Çocuklara, onları eleştirmeden veya baskı yapmaksızın geri bildirimde bulunmanın yolları vardır. Bu noktada önemli bir kavram öne çıkıyor: Düzeltici geri bildirim.
Kendi pratiğimde sıkça gözlemlediğim şey, anne babaların çocukları bir kelimeyi “yanlış” söylediğinde otomatik olarak devreye girmeleridir. Örneğin:
- Çocuk: “Da ist ein Vodel.” (Anne, tuş.)
- Anne: “Hayır, o tuş değil, kuş. Hadi sen de söyle. Kuş de. Kuş.”
Bu tür sahneleri hemen her aile tanır. Çocuğa yardımcı olma isteği son derece anlaşılabilir bir durumdur. Ancak bu tür doğrudan düzeltmeler çocuklar için bazen yorucu ya da motivasyon kırıcı olabilir. Özellikle sık sık yapıldığında veya azarlayıcı bir tonla söylendiğinde.
Düzeltici Geri Bildirim Nedir?
Düzeltici geri bildirim şu anlama gelir: Çocuğumun söylediklerini ciddiye alıyor, söylediğinin doğru hâlini ona geri bildiriyorum, fakat bunu hatayı doğrudan yüzüne vurmadan yapıyorum. Mesele, “Bu yanlıştı.” demek değil. Asıl mesele, “Seni anladım ve bunu böyle söylüyoruz.” mesajıdır.
Örnek:
- Çocuk: “Da ist ein Vodel.” (Anne, tuş.)
- Anne: “Evet, kuş var orada. Ne kadar güzel bir kuş. Ah, kuş uçtu. Güle güle kuş.”
Çocuk böylece kelimenin doğru hâlini duyar ve onu kendi hızında öğrenebilir; üstelik kendini kötü hissetmeden.
Çocuklar dili açıklamalarla değil, modellerle öğrenir. Anne babalarının nasıl konuştuğunu duyarlar ve bu dil modeline uyum sağlarlar. Düzeltici geri bildirim, dili gündelik durumlarda sunarak bu süreci destekler. Bu, gramer açıklamalarından veya “hataları” göstermeye çalışmaktan çok daha doğal ve etkilidir.
Çift dilli çocuklar konuşurken anne ve babalarının onların her kelimesini düzeltmeleri gerekmez. Arada sırada bilinçli şekilde düzeltici geri bildirim vermek yeterlidir. Çocuklar bu geri bildirimleri genellikle farkında olmadan algılarlar.
Çocuğum Dilleri Karıştırıyorsa Ne Yapmalıyım?
Birçok çok dilli çocuk dilleri birbirine karıştırır. Örneğin:
- “Baba, ich will dondurma!” veya “Anne, ben Eis istiyorum.”
Bu, bazı ebeveynlere yabancı ve alışılmadık gelebilir. Hatta bazı ebeveynler bu durumu bir tür kafa karışıklığı ya da bir dil bozukluğu olarak yorumlayabilir. Ancak dil karıştırma bir bozukluk belirtisi değildir. Aksine çocukların her iki dili de aktif ve esnek bir şekilde kullanabildiklerinin bir göstergesidir.
“Code-Switching” (Tr. kod değişimi – yani diller arasında geçiş yapma), çok dilliliğin son derece normal bir parçasıdır. Çocukların hangi durumda hangi dili kullanmaları gerektiğini öğrenmeleri zaman alır. Ayrıca şu gerçeği de keşfederler: Herkes tüm dilleri bilmez. Örneğin:
- Anne ve babam Türkçe ve Almanca konuşuyor.
- Anaokulundaki öğretmenler sadece Almanca konuşuyor.
- Bazı çocuklar hem Türkçe hem Almanca konuşuyor. Diğerleri konuşmuyor.
veya:
- Anne Türkçe ve Almanca konuşuyor.
- Baba Boşnakça ve Almanca konuşuyor.
- Ebeveynler birbirleriyle Almanca konuşuyor.
Çocuklar bu tür durumlarda yavaş yavaş dil kullanımını nasıl ayarlayabileceklerini öğrenirler. Bunu başta yapamamaları veya yapmak istememeleri gayet normaldir. Çocukların çevrelerindeki herkesin dil geçişi yapamayacağını deneyimlemesi de çok dillilik gelişiminin bir parçasıdır.
Bir Dilde Bilinen Bir Kelimeyi Diğerinde Bilmemek
Çok dilli çocuklarkn anne babaları sık sık şunu yaşar: Çocuk bir dilde bir kelimeyi bilir ama diğerinde bilmez. Örneğin, “Apfel”i bilir ama “elma”yı bilmez. Ya da tam tersi. Bu da tamamen normaldir.
Her dilde kelime hazinesi farklı şekilde gelişir; çocuk hangi dilde ne kadar girdi alıyorsa ve kiminle ne hakkında konuşuyorsa buna göre şekillenir. Çocuk anneanneden sık sık “elma” kelimesini duyuyorsa onu daha hızlı öğrenir. Evde daha çok “Apfel” deniyorsa, bu kelime daha sağlam yerleşir. Anaokulunda çocuklarla Almanca “çiftlik oyunu” oynuyorsa ama aynı oyunu anadilinde bu kadar ayrıntılı oynamıyorsa, çiftlikle ilgili birçok kelimeyi sadece Almanca öğrenebilir. Bu, çocuğun “kelime dağarcığının yetersiz” olduğu anlamına gelmez. Aksine, dil ve kelimeler bağlam içinde öğrendiği anlamına gelir.
Çocuğum Bana Almanca Cevap Verirse Ne Yapmalıyım?
Siz çocuğunuza kendi ana dilinizde konuştuğunuzda, o size Almanca cevap verirse, onu düzeltmek ya da illa kendi dilinizde cevap vermeye zorlamak gerekmez. Bu durum kolayca baskı yaratır ve çocuğun o dile karşı keyfini azaltır, hatta sizinle konuşma isteğini bile düşürebilir. Dil çocuk için güzel bir şey olmalıdır, zorunluluk değil.
En önemlisi: Çocuğunuzun kendini ifade edebilmesi ve sizin onu anlamanızdır. Bu nedenle cevabını kabul edin ve konuşmayı devam ettirin. Siz kendi dilinizde kalmaya devam edin, o Almanca cevap verse bile. Böylece dili duymaya ve öğrenmeye devam edecektir.
Çocuğunuzun ana dilinde daha çok konuşması için oyunlu ortamlar faydalıdır: Masallar okumak, oyunlar oynamak, birlikte şarkı söylemek, parmak oyunları yapmak, aynı dili konuşan başka çocuklarla buluşturmak… Böylece dil günlük yaşamda doğal olarak gelişir. Bunun için “Bizim dilimizde konuş.” demenize gerek kalmaz.
Çocuğu Anlamıyormuş Gibi Davranmayın
Bazı anne babalar, çocuk bir kelimeyi yanlış telaffuz ettiğinde ya da karıştırdığında onu anlamıyormuş gibi davranmayı seçer. Bunu, çocuğun böylece motive olacağı ya da “başka seçeneği kalmayacağı” için kelimeyi doğru telaffuz etmek zorunda kalacağı umuduyla yaparlar. Ancak bu yöntem tavsiye edilmez.
Dil, ilişki ve güven demektir. Çocuklar, anne babalarının onları anlayacağına güvenebilmelidir. Özellikle de bir şey anlatmaya çabaladıklarında. Dün anladığınız bir şeyi bugün anlamıyormuş gibi yapmak, çocukta kafa karışıklığı ve tedirginlik yaratır. Çocuk, “Benim çabam yetmiyor” ya da “Ben yanlışım” sonucuna varabilir. Oysa bu güven duygusu, dil gelişiminde çok önemlidir.
Ayrıca şunu da anlamak gerekir: Çocuk için iletişimde önemli olan şey dilbilgisel doğruluk değil, bir şeyi aktarabilme isteğidir. Çocuk, gramer hatalı da olsa, dilleri karıştırsa da, yanlış gibi görünen bir kelime kullansa da, eğer anlaşılıyorsa amacına ulaşmıştır: İletişim kurmuştur. Kendini ifade etmiştir. Bu, başlı başına müthiş bir dilsel başarıdır. Dilin öncelikli amacı doğruluk değil, iletişim kurmaktır. Bu nedenle tavsiye edilen: Çocuğunuzun ifadesini kabul edin ve onu doğru hâliyle geri sunun.
Böylece şunu göstermiş olursunuz: “Seni anladım. Senin için buradayım.” Aynı zamanda da: “Sana uygun dil biçimini sunuyorum. Seni destekliyorum.” Bu, hem ilişkiyi hem de dil gelişimini güçlendirir.
Düzeltici Geri Bildirim Ne Zaman Faydalı Olabilir?
- Çocuk yeni bir kelime öğreniyorsa ve telaffuzundan henüz emin değilse
- Çocuk kelimeyi yanlış kullanıyorsa ama geri bildirime açıksa
- Çocuğun söylediği şey kolayca yanlış anlaşılabilecekse
Bununla birlikte düzeltici geri bildirim her cümlede yapılmak zorunda değildir. Düzeltici geri bildirim asla baskı içermemelidir.
Anne babalar somut olarak ne yapabilir?
- Çocuğunuzun söylediklerini dikkatle dinleyin
- Çocuğunuzun sözlerini ele alıp doğru biçimde tekrar edin
- Doğru ifadeleri olumlu geri bildirimle pekiştirin (örneğin: “Evet, aynen! Buna araba denir.”)
- Konuşmayı bir “ders” gibi değil, bir sohbet gibi sürdürün
- Sabırlı olun çünkü dil gelişimi zaman alır.
Dil, İlişkidir
Dil sadece bir öğrenme hedefi değildir. Dil aynı zamanda ilgi, bağ ve dikkat demektir. Anne babalar çocuklarıyla sevgiyle konuştuklarında, hikâyeler anlattıklarında, şakalaştıklarında ya da sadece gündelik olayları yorumladıklarında, en önemli şey kendiliğinden gerçekleşir: Çocuklar dili olumlu bir şey olarak deneyimler.
Hata yapmak kötü değildir. Tam tersine hata çocukların aktif olarak öğrenip denediğinin işaretidir. Düzeltici geri bildirim faydalı olabilir, ama yalnızca dostça, doğal ve cesaretlendirici bir biçimde yapıldığında işe yarar. Çocuklar dilleri için utanmamalıdır. Kendilerini ifade edebilmeye güvenle yaklaşmalıdırlar.
Çok dillilik bir armağandır. Ve her armağan gibi, bununla baş etmeyi öğrenmek de zaman alır. Anne babalar bu süreçte çocuklarına güven, sabır ve çocuğun hayatında rol oynayan tüm dillere değer vererek eşlik edebilirler.