"Batı Şeria"

“İsrail Gazze’de Çocukları Sistematik Olarak Hedef Alıyor”

Gazze’de görev yapan doktorlar İsrail’in insansız hava araçları ve keskin nişancılarla çocukları doğrudan hedef aldığını, müdahale ettikleri çocukların yaralanma biçimlerinin ve tanık ifadelerinin bunu net biçimde ortaya koyduğunu belirtiyor. İnsan hakları örgütlerine göre bu, yıllardır süren cezasızlık nedeniyle İsrail ordusunda yaygın bir tutum.

©Anas-Mohammed / Shutterstock.com

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik ayrım gözetmeyen ve Birleşmiş Milletler (BM) de dahil pek çok uluslararası kuruluşun soykırım olarak nitelendirdiği saldırıları sözde “ateşkes“e rağmen hız kesmeden devam ediyor. Sivil halkın sığındığı hastane ve okul binaları ile çadırları hedef alan İsrail ordusunun, aynı zamanda insansız hava araçları ve keskin nişancılarla sivilleri hedef aldığına dair çok sayıda tanık ifadesi basına yansıyor. Gazze’den ülkelerine dönen uluslararası sağlık görevlileri, İsrail’in keskin nişancı ve insansız hava araçlarıyla (drone) sivilleri, ama özellikle çocukları kasıtlı olarak hedef aldığını aktarıyor.

Hollanda gazetesi Volkskrant’ın haberine göre, Gazze’de gönüllü olarak görev yapan yabancı doktorlar, başından veya göğsünden vurulmuş 100’den fazla çocuğu tedavi ettiklerini belirterek bunun İsrail’in çocukları bilerek hedef aldığına dair açık bir kanıt olduğunu ifade etti. Volkskrant tarafından toplanan tanıklıklara göre, 17 doktordan 15’i, 15 yaşın altındaki çocuklarda baş ya da göğüs bölgesinde tek kurşun yaraları gördüklerini anlattı.

Doktorlar, Gazze’deki görevleri boyunca 114 benzer vaka tespit ettiklerini, bu çocukların birçoğunun hayatını kaybederken, bazılarının ise kalıcı ve ağır yaralarla kurtulduğunu aktardılar. Amerikalı acil servis doktoru Mimi Syed, gazeteye yaptığı açıklamada, “Bu bir çatışma ateşi değil. Bu savaş suçudur.” diyerek başından veya göğsünden vurulmuş 18 çocuğu bizzat belgelediğini söyledi.

Kaliforniyalı travma cerrahı Feroze Sidhwa ise başta bu vakaların münferit olduğunu düşündüğünü, ancak aynı hastanede başından vurulmuş çok sayıda erkek çocuğa rastlayınca durumun yaygın olduğunu fark ettiğini belirterek, “Bu, hedef gözetilerek açılmış bir ateş. Birisi bir çocuğa nişan alıp tetiği çekiyor.” dedi.

Volkskrant tarafından görüşüne başvurulan adli patologlar, başından veya vücudundan vurulan çocuklara ait röntgen görüntülerini inceleyerek, yaraların patlama şarapneliyle değil, uzak mesafeden açılan keskin nişancı veya insansız hava aracı ateşiyle uyumlu olduğunu teyit etti.

Eski Hollanda Kara Kuvvetleri Komutanı Mart de Kruif de, başından veya göğsünden vurulan çocukların sayısının “kaza” iddiasını inandırıcı kılmadığını belirterek, “Bu tali zarar değil, kasıtlı bir eylem,” dedi.

“Çocuklar Kasten Hedef Alınıyor”

Bu, İsrail’in çocukları kasıtlı olarak hedef aldığına dair ortaya çıkan ilk soruşturma değil. Ağustos ayında BBC World Service, İsrail güçlerince vurulan 160’tan fazla Filistinli çocuk vakasını ortaya çıkaran bir video haber yayımladı. BCC’nin incelediği vakaların 95’inde, çocuklar başlarından veya göğüslerinden vurulmuştu; doktorlara göre bu durum, çocukların kasıtlı hedef alındığı konusunda hiçbir şüpheye yer bırakmıyordu. BBC’nin bulgularına göre, kurbanların çoğu 12 yaşın altındaydı. İncelenen olaylar, savaşın başladığı Ekim 2023’ün ilk haftalarından bu yılın Temmuz ayına kadar uzanıyordu.

Filistin İnsan Hakları Merkezi (PCHR), Aralık ayında yayımladığı “Yok Edilen Nesil: Soykırımın Nişangahındaki Gazze’nin Çocukları” başlıklı raporunda, İsrail’in Gazze’deki çocuklara karşı soykırım uyguladığını bildirdi. Merkez, İsrail’in çocukları kasten öldürdüğünü, onlara ağır fiziksel ve psikolojik zararlar verdiğini ve yaşam koşullarını onların yok olmasına neden olacak biçimde şekillendirdiğini belirtti. PCHR Direktörü Raji Sourani, İsrail’in taktiklerinin, çocukları kurbanların çoğunluğu hâline getirdiğini söyleyerek şöyle konuştu:

“İsrail işgal güçlerinin saldırıları, yerleşim alanlarını ve sığınakları kasten hedef aldı ve bunun sonucu olarak ölenlerin büyük kısmı çocuklardan oluştu.”

Gazze Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, 7 Ekim 2023’te savaşın başlamasından bu yana İsrail’in saldırılarında yaklaşık 20 bin çocuk hayatını kaybetti. Yüzbinlerce sivilin hâlâ enkaz altında olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu sayının çok daha yüksek olduğu belirtiliyor. BM Engelli Hakları Komitesi ise geçtiğimiz eylül ayında yayımladığı raporda, savaş sırasında en az 21 bin çocuğun sakat kaldığını açıkladı.

“Bazı Çocuklar Ellerinde Beyaz Bez Parçaları Olduğu Hâlde Öldürüldü”

2024’te The Guardian gazetesine konuşan dokuz doktorun Gazze’deki görevleri sırada yaptıkları ortak gözlem tedavi ettikleri ölü ve yaralı çocukların çoğunun, İsrail’in yerleşim bölgelerine yönelik yoğun bombardımanı sırasında şarapnel veya yanıklarla yaralandığı yönündeydi; bazı durumlarda tüm aileler yok edilmişti. Ancak doktorlar, başına veya göğsüne tek kurşun isabet etmiş çocuklar, yaşlılar ve savaşçı olmayan diğer kişileri de tedavi etmek zorunda kaldıklarını bildirdi. Bazı doktorlar, yaraların türü ve yeri ile hastaneye getirilen çocuklar hakkında Filistinlilerin anlattıkları nedeniyle, mağdurların doğrudan İsrail askerleri tarafından hedef alındığına inandıklarını söylediler. Yüksek kalibreli kurşunlar küçük bedenlerde ciddi hasara yol açıyordu.

2024 Şubat ayı ortasında bir grup BM uzmanı, İsrail ordusunu, barınak arayan çocuklar da dahil olmak üzere, savaşçı olmadığı açıkça belli olan Filistinli sivilleri hedef almakla suçladı:

“Barınak arayan ya da kaçarken Filistinli kadın ve çocukların kasıtlı şekilde hedef alınması ve yargısız infaz edilmesi raporları karşısında şok olduk. Bazı çocuklar ellerinde beyaz bez parçaları olduğu hâlde İsrail ordusu veya bağlı güçler tarafından öldürüldüler.” 

Guardian, sekiz çocuğun kurşun yaralanmalarına dair tanımları ve fotoğrafları askeri uzmanlar ve adli patologlarla paylaştı. Uzmanlar, sadece tanım ve fotoğraflara bakarak atışların koşullarını kesin olarak saptamanın zor olduğunu belirtirken, bazı vakalarda İsrail ordusunun kullandığı mühimmatı tespit edebildiler. Tanık ifadeleri ve video kayıtları, İsrail askerlerinin Hamas veya diğer silahlı gruplarla çatışma dışında sivillere, çocuklar da dahil olmak üzere ateş açtığı iddialarını doğrular nitelikteydi.
İsrail ordusu çatışmalar sırasında keskin nişancılar görevlendiriyor ve bunlar genellikle “seçkin birimlerin” içinde görev yapıyor. Askerî tanıma göre, bu kişiler özellikle “zorlayıcı terör tehditlerini hedef alıp etkisiz hâle getirmek” için eğitilmiş askerler.

İsrailli ve uluslararası insan hakları kuruluşları bugüne kadar, İsrail ordusunun Gazze ve Batı Şeria’da çocuklar da dahil olmak üzere silahsız Filistinlilere keskin nişancılarla ateş açtığı çok sayıda vakayı kayda geçirdi. Gazze’de ayrıca son 2 yıldır devam eden İsrail askeri operasyonlarında sokaklar üzerinde uçarak insanları hedef alan silahlı drone’ların kullanıldığı biliniyor. “Quadcopter” olarak da adlandırılan bu insansız hava araçları, uzaktan kumanda ile sivillere ateş açabilen bir keskin nişancı olarak kullanılıyor.

Yalnızca “teröristleri ve askerî hedefleri” vurduğunu öne süren IDF, Hamas’ın İsrailli sivillere yönelik kasıtlı saldırılarının aksine, kendilerinin uluslararası hukuka uyduklarını ve sivillere zarar gelmesini önlemek için gerekli önlemleri aldıklarını iddia etse de, doktorlar aksini söylüyor. New York’taki bir hastanede yoğun bakım doktoru olan Dr. Vanita Gupta, 2024 ocak ayında Gazze’deki Avrupa hastanesinde gönüllü olarak çalıştığı dönemde bir sabah sokakta yürürken başından vurulan 3 çocuğun hastaneye getirildiğini anlatıyor:

“Bir çocuğun başına isabet eden kurşunu görebiliyordum. Beş ya da altı yaşındaki kız çocuğuna CPR yapıyorlardı ama o ölmüştü. [..] Yaklaşık aynı yaşta bir başka kız çocuğu daha vardı. Başında kurşun giriş izi gördüm. Babası oradaydı, ağlıyor ve bana ‘Onu kurtarabilir misiniz? O benim tek çocuğum’ diyordu.”

Gupta, umutsuz bir vaka olan üçüncü çocuğun da başına kurşun isabet ettiğini ve kurşunun kafasından geçtiğini yapılan tetkiklerde rahatça görebildiklerini aktardı. Aileler Gupta’ya, İsrail ordusunun hastaneden yaklaşık dört kilometre uzaklıktaki bölgeden çekilmesiyle insanların evlerine dönmeye başladığı sırada çocuklara ateş açıldığını aktardı. Ordu çekilmiş ama keskin nişancılar yerinde kalmıştı.

Euro-Med Monitor’un saha ekibi, Gazze’nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi’nin avlusunda su almaya çalışan bir Filistinli kız çocuğunun İsrail ordusu tarafından hedef alındığını gösteren bir videoyu doğruladı. Kuruluş, bu olayın, 23 aydır kesintisiz süren soykırımın bir parçası olarak İsrail’in Filistinli çocukları kasıtlı biçimde öldürdüğüne dair bir başka kanıt olduğunu belirtti. 17 Ağustos Pazar günü yayımlanan videoda, 11 yaşındaki Amna Eşref el-Mufti’nin elinde boş bir su bidonuyla hastane avlusunda yürüdüğü sırada, bir İsrail drone’unun ateşlediği füzeyle vurulma anı görülüyor. Euro-Med Monitor’un belgelerine göre Amna, 21 Aralık 2024’te öldürüldü. Görüntülerde, kurbanın silahsız, küçük bir çocuk olduğu ve hiçbir tehdit oluşturmadığı açıkça görülüyor. İsrail ablukası ve tedarik kesintileri nedeniyle hastanenin susuz kalmasının ardından, hasta ve yerinden edilmiş kişilere sığınak olan bu kalabalık tesisten su almaya çalışırken İsrail’e ait bir drone tarafından hedef alınarak üzerine füze fırlatılan küçük kız olay yerinde hayatını kaybetti.

“Çocuklar, Baş, Göğüs ve Karın Bölgesinden Vuruluyor”

Çocuklar Defense for Children International Palestine kurumundan Miranda Cleland, yıllar içinde İsrail güçlerinin, çocukların askerlere herhangi bir tehdit oluşturmadığı durumlarda bile “öldürücü güç kullanarak Filistinli çocukları hedef alma” konusunda açık bir politika izlediğini söyledi:

“İşgal altındaki Batı Şeria’da İsrail askerleri rutin olarak çocukları baş, göğüs veya karın bölgesinden vuruyor; bu bölgeler, çocuk anında ölmese bile kan kaybından hayatını kaybedebileceği yerler. Bu çocukların birçoğu, bazen 150 metreyi (500 fit) aşan uzaklıklardan İsrail güçleri tarafından vuruluyor; bu düzeyde atış yalnızca eğitimli bir askerî keskin nişancının yapabileceği bir şeydir,”

Bu yılın ocak ayında, Batı Şeria’da bir İsrail askeri, 14 yaşındaki silahsız Ahmed Cezar’ı göğsünden vurarak öldürdü; ardından tüfeğini havaya kaldırarak “zafer işareti” yaptı. 57 yaşındaki baba Raşid’in Al Jazeera’ya anlattığına göre, tanıklar askerin, Ahmed yere yığılıp yavaş yavaş kan kaybederken “kutlama yapar gibi davrandığına” şahit oldu. Ahmed, o gün arkadaşlarını gördükten sonra eve dönmüş, akşam yemeği vakti yaklaşırken ekmek almak için evden çıktığı sırada öldürülmüştü.

Ekim 2023’ten bu yana Batı Şeria, Doğu Kudüs dahil, her iki günde bir ortalama bir Filistinli çocuk İsrail güçleri tarafından öldürüldü; bu, önceki dokuz aya göre neredeyse üç buçuk katlık bir artışa işaret ediyor. Ayrıca, 440’tan fazla Filistinli çocuk canlı mermiyle yaralandı.

BM’ye göre, Batı Şeria’da İsrail güçleri tarafından öldürülen en küçük çocuk, ocak ayında Cenin’deki evine düzenlenen İsrail baskını sırasında vurulan iki yaşındaki Laila Khatib oldu.

İsrail’in “Öldürme Bölgeleri”

İsrailli Haaretz gazetesinde yer alan haberde, İsrail’in askerî olarak “çatışma bölgesi” ilan ettiği bölgelerde sivillere rutin olarak ateş açtığı bildirildi. Gazetenin orduda yedek ve aktif pozisyonlarda görev yapan askerlerle yaptığı görüşmeler, IDF’nin “terörist” tanımının geniş bir yoruma açık olduğunu ve bazen silahsız sivillerin öldürüldükten sonra bu kategoriye sokulduğunu ortaya koyuyor. Al Jazeera’nın yayımladığı görüntülerde, Khan Yunis’te sivil kıyafetli dört Filistinlinin birlikte yürüdüğü ve hedef alındığı; iki kişinin anında öldüğü, diğer ikisinin yaralandıktan sonra birkaç saniye içinde tekrar saldırıya uğradığı görülüyor.

Orduda görevli bir yedek subayın “Uygulamada terörist, IDF’nin operasyon yürüttüğü bölgede öldürdüğü herkes demek” sözlerinin alıntılandığı haberde, Gazze’deki çatışma alanlarının sınırları ve kurallarının sahadaki komutanların yorumuna bırakıldığı ve sivillerin öldürülmesinde ciddi belirsizlikler yaşandığı vurgulanıyor. Rezerv subaylar, sahada komutanların kendi takdir yetkilerine göre vur emri verdiğini ve sivillerin çoğu zaman “tehdit oluşturmadığı halde” hedef alındığını aktarıyor. Özellikle çatışma bölgeleri, resmî olarak işaretlenmediği hâlde pratikte “öldürme bölgeleri” (kill zone) olarak işliyor ve buraya girenler veya “yaklaşanlar” vuruluyor.

Yine Haaretz’de çıkan bir başka haberde, Nahal ve Kfir Tugayları’ndan bazı askerlerin sivillerin “öldürme bölgelerine” girdiği gerekçesiyle vurulmasını sağlamakla görevlendirildiği aktarıldı. Ancak pek çok asker, bu görevler sırasında silahsız çocuk ve sivilleri hedef aldıklarını açıkça itiraf ediyor. Haaretz’e konuşan bir İsrail askeri, bu görev sırasında çocuklar da dahil pek çok sivili ödürdüklerini belirtiyor:

“İki çocuğun cesedini gördüm, herhalde 8 ya da 10 yaşındaydılar. Her yerde kan vardı, ateş izleri her yerdeydi; hepsinin sorumlusu bendim, bunu ben yapmıştım. Kusacak gibi oldum. Birkaç dakika sonra bölük komutanı geldi ve soğuk bir sesle, insan değilmiş gibi, ‘Onlar öldürme bölgesine girdiler, suç onlardadır, savaş böyle bir şeydir’ dedi.”

Benny isimli Nahal Tugayında bir keskin nişancı ise her gün kuzey Gazze Şeridi’nde “insani yardımı güvence altına almak” göreviyle sabah 03:30’ta drone’lar ve zırhlı birliklerle birlikte keskin nişancı mevzisi kurup beklediklerini belirtiyor. Saat 07:30–08:30 civarında yardım kamyonlarının gelerek yüklerini boşaltmaya başladıkları sırada yardım için bölgeye gelen halkın da sırada iyi bir yer kapmak için ilerlemeye çalıştığını ama önlerinde fark etmedikleri bir “çizgi” olduğunu aktarıyor:

“Bir kedi-fare oyunu gibi. Her seferinde farklı bir yönden gelmeye çalışıyorlar, ben de burada keskin nişancı tüfeğimle bekliyorum, subaylar bana bağırıyor: ‘Vur, vur!’ Her gün 50–60 mermi atıyorum, vurduklarımı saymayı kestim. Kaç kişiyi öldürdüğümü bilmiyorum, çok sayıda. Çocuklar da dahil.”

“Askerleri Koruyan Bir Cezasızlık Sistemi Var“

İsrailli sivil hakları grubu Breaking the Silence, önceki çatışmalarda görev yapmış IDF askerlerinden, Filistinli sivilleri —savaşçı olmadıkları açık olmasına rağmen— sadece “orada bulundukları” için hedef aldıklarına dair pek çok ifade topladı. IDF keskin nişancıları, 2018 baharından itibaren Gazze sınırında güvenlik çitine karşı düzenlenen ve neredeyse iki yıl süren gösteriler sırasında, silahsız Filistinli protestocuları dizlerinden vurduklarını övünerek anlatıyordu.

İsmini vermek istemeyen eski bir İsrail ordusu keskin nişancısı, Guardian’a IDF’nin ateş açma yönergelerinin çok geniş olduğunu ve bir bölge “çatışma bölgesi” ilan edildiğinde, askerlerin kim olursa olsun geniş bir takdir yetkisiyle ateş edebildiğini söyledi. “Sorun, bu yönergelerin sadece Filistinlileri hedef almak isteyen askerlerin işini kolaylaştırması. Bazıları tüm Arapları düşman olarak görüyor ve vurmak için herhangi bir gerekçe ya da hiçbir gerekçe aramıyor,” diyerek bu askerleri koruyan bir cezasızlık sistemine dikkat çekti:

“Yönergelerin dışına çıksalar bile sistem onları koruyor. Ordu örtbas ediyor. Birimdeki diğer askerler itiraz etmiyor ya da bir başka ‘öldürülmüş Arap’ı kutluyor. Hesap verebilirlik yok; dolayısıyla en esnek yönergelerin bile gerçek bir anlamı kalmıyor.”

16 Temmuz 2014’te Gazze plajında futbol oynayan aynı aileden 9-11 yaşları arasındaki dört çocuk, İsrail güçlerinin ateşlediği üç füze ile hayatını kaybetmiş, ayrıca saldırıda aynı aileden dört çocuk da dahil olmak üzere altı sivil yaralanmıştı. IDF, çocukları “Hamas savaşçıları” sandıklarını öne sürerek, saldırının ardından “trajik bir şekilde, askeri alana giren dört çocuğun hayatını kaybettiği ortaya çıktı; çocukların alana giriş nedenleri ise hâlâ net değil,” şeklinde bir açıklama yaptı. Olay yerine yakın bir otelde konaklayan gazetecilerin bombalamayı görmesi nedeniyle dünya çapında geniş yankı uyandıran saldırıyla ilgili Filistin ve İsrail’de faaliyet gösteren insan hakları kuruluşları Adalah ve Al Mezan, İsrail makamlarından olayla ilgili soruşturma açılmasını talep etti. Ancak, Haziran 2015’te soruşturma kapatıldı. 2020’de üç insan hakları örgütü karara itiraz ederek İsrail Yüksek Mahkemesi’ne başvurdu, ancak mahkeme 24 Nisan 2022’de başvuruyu reddetti. Mahkeme, delilleri ve soruşturmadaki eksiklikleri incelemeden, İsrail’in soruşturma prosedürlerinin uluslararası hukuka uygun olduğunu belirtti ve diğer yetkili makamların takdirine müdahale etmeye gerek görmedi.

İsrailli insan hakları örgütü B’Tselem, İsrail ordusunun ateş açma yönergelerini “sadece hukukun görüntüsünden ibaret” şeklinde nitelendirdi ve bu durumun temel nedenlerinden birinin yönergelerin “sürekli olarak ihlal edilmesi” olduğunu vurguladı. Örgüt, “Birkaç düşük rütbeli askerle sınırlı birkaç vaka dışında, Filistinlilere zarar veren hiç kimse yargılanmadı” şekinde konuştu.

İşgal altındaki bölgelerde askerlerin küçük çocukları vurmasına ilişkin en bilinen vakalardan bir diğeri ise yine 2004’te Gazze Şeridi’nde gerçekleşti. Bir ordu kaptanı, güvenlik bölgesine girdiği iddiasıyla hiçbir anlık tehdit oluşturmayan 13 yaşındaki Iman al Hams’a otomatik tüfeğinin tüm şarjörünü boşaltmıştı. Komutası altındaki askerlerin kendisine, hedefinin “ölüm korkusuyla titreyen küçük bir kız” olduğunu söylemesine rağmen 13 yaşındaki kız çocuğunu katleden kaptan, askeri mahkeme tarafından suçsuz bulunmuştu.

İsrail ordusunun çocukların öldürülmesini örtbas etme konusunda da uzun bir geçmişi olduğu biliniyor. 11 yaşındaki Khalil al-Mughrabi, 7 Temmuz 2001’de Rafah’ta arkadaşlarıyla futbol oynarken İsrail askerleri tarafından başından vurularak hayatını kaybetmiş; aynı saldırıda 10 ve 12 yaşlarındaki iki arkadaşı da yaralanmıştı. İsrailli insan hakları örgütü B’Tselem IDF’ye çocukların öldürülmesiyle ilgili soruşturma talep eden bir mektup gönderdi. Örgüt aylar sonra savcılık ofisinden, askerler hakkında herhangi bir suç şüphesinin bulunmadığı ve bu nedenle askerî polisin soruşturma yürütmeyeceğini bildiren bir cevap aldı. Ancak IDF cevabında B’Tselem’le yanlışlıkla gizli iç soruşturma raporunu da paylaşmıştı. Raporda çocuğa ateş açan askerlerin “zorunlu davranış normlarından ciddi bir sapma” içinde olduğu ve Başaskerî savcı Yarbay Einat Ron’un, B’Tselem’e sunulması için suçu örtbas etmeye yönelik alternatif sahte senaryolar hazırlamayı önerdiği bilgileri yer alıyordu.

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler