'Bosna Hersek'

Görevden Alınan Milorad Dodik Geri Adım Atsa da Siyasetten Çekilmedi

Görevden alınmasına ve 6 yıllık siyasi yasağına rağmen Milorad Dodik, Bosna Hersek’teki Sırp Cumhuriyeti'nin erken seçim sürecinde aktif rol oynuyor. ABD’nin Dodik'e yönelik yaptırımları kaldırma kararıyla birlikte, Bosna’daki kriz bölgesel bir boyut kazandı.

Milorad Dodik'in 2016 yılında sahnede bayrak sallarken çekilmiş bir fotoğrafı. Fotoğraf: RSplanete - Shutterstock.

Bosna Hersek’te görevden alınan Sırp Cumhuriyeti (RS) Başkanı Milorad Dodik, Müslümanlara yönelik “nefret” söylemleri nedeniyle yeniden soruşturma altında. Erken seçimlere sayılı günler kala yaptığı açıklamalar, hem iç siyasetteki tansiyonu yükseltti hem de Batı Balkanlar’daki kırılgan barış düzenine dair endişeleri tazeledi.

Seçim Kampanyasına Katılan Yasaklı Dodik: “İslamlaşmaya İzin Verilmemeli”

Bosna Hersek Merkez Seçim Komisyonu (CEC), 12 Kasım’da yaptığı açıklamayla, Dodik’in Doğu Saraybosna’daki seçim konuşmasında kullandığı ifadelerin “nefret söylemi” kapsamında değerlendirilmesi için resmî soruşturma başlattığını duyurdu.

Görevden alınmış olsa da kendi partisinin en güçlü figürü olan Dodik, 23 Kasım’da yapılacak erken seçimler öncesinde sahalarda aktif bir şekilde yer alıyor. Lideri olduğu Bağımsız Sosyal Demokratlar Birliği (SNSD) adlı partinin desteklediği aday ve eski İçişleri Bakanı Sinisa Karan için yürüttüğü propaganda sürecinde, Boşnaklara ve Müslümanlara yönelik sözleri yeni bir krizin fitilini ateşledi. Dodik, mitingdeki konuşmasında şöyle dedi:

“Doğu Saraybosna ek bir İslamlaşmaya izin vermemeli. Bırakın o ‘aynı insanlarız’ masalını, biz aynı inançtan bile değiliz. Türk’ten (Boşnak) daha çok ve daha kötü yalan söyleyen kimse yok. Büyük Müslüman milliyetçiliğine, yani burada işini bitirmemiş olan siyasal İslam’ın yeniden canlanmasına karşı durmalıyız.”

CEC, aşırı sağ hareketlerin İslam karşıtı söylemlerine benzer bu sözlerin “halklar arası nefreti körüklediğini” belirterek, Bosna Hersek Seçim Yasası uyarınca inceleme başlattı. Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Boşnak üyesi Denis Bećirović, yaptığı yazılı açıklamada Dodik’in “Bosna’daki halklar arasındaki köprüleri yıkmaya çalıştığını” belirterek, hakkında derhal yasal işlem başlatılması çağrısında bulundu.

Yasaklı Dodik, Seçim Sürecinde Aktif Rol Oynuyor

Her ne kadar Dodik, Ağustos 2025’te üst mahkeme kararıyla tarafından görevden alınmış ve 6 yıl süreyle siyasi yasak getirilmiş olsa da, pratikte ülke siyasetinin en belirleyici aktörlerinden biri olmayı sürdürüyor.

Dodik, 1992-1995 savaşı sonrası kurulan iki entiteden biri olan Sırp Cumhuriyeti’nin (Republika Srpska – RS) başkanı olarak uzun yıllardır ayrılıkçı bir siyaset izliyor. Bosna Hersek’in toprak bütünlüğünü ve merkezi kurumlarını sık sık hedef alan açıklamaları, hem Dayton Barış Antlaşması’nın geleceğini hem de ülkenin çok etnik gruplu yapısını zora sokuyor.

Ağustos 2023’te RS Parlamentosu’nda kabul edilen ve Yüksek Temsilci Christian Schmidt’in kararlarının RS Resmî Gazetesi’nde yayımlanmasını yasaklayan yasa, Dodik’in “fiilî bağımsızlık ilanı” olarak yorumlanmıştı. Schmidt ise OHR yetkilerini kullanarak yasayı iptal etmiş ve ardından Bosna Ceza Kanunu’na, “Yüksek Temsilci kararlarına uymama” suçunu eklemişti.

Bu düzenleme sonucunda Dodik hakkında “anayasal düzeni baltalamak” suçlamasıyla dava açıldı; Aralık 2023’te 1 yıl hapis cezası ve 6 yıl siyasi yasak kararı çıktı. Bosna Hersek Mahkemesi, Dodik’in hapis cezasını para cezasına çevirdi, ancak Ağustos 2025’te çıkan üst mahkeme kararıyla siyasi yasak cezası yürürlükte kaldı.

Son Anayasa Mahkemesi Kararı ile Bosna’da Hukuki Süreç Tamamlandı

4 Kasım 2025’te Bosna Hersek Anayasa Mahkemesi, Dodik’in Ağustos 2025’te kesinleşen cezaya ilişkin yaptığı temyiz başvurusunu reddetti. Kararda, Yüksek Temsilci Schmidt’in yetkilerinin meşru olduğu ve Dodik’in adil yargılanma hakkının ihlal edilmediği belirtildi. Bu kararla birlikte Dodik’in iç hukuk yolları tamamen kapandı; avukatları şimdi davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşımayı planlıyor.

Bu gelişme, Dodik’in “devlet kurumlarını tanımama” çizgisinden, daha “temkinli” bir tutuma geçtiği yorumlarını da beraberinde getirdi. Son haftalarda yaptığı açıklamalarda Schmidt’in varlığını doğrudan hedef almaktan kaçınan Dodik, kamuoyunda “taktiksel bir geri adım attığı” yönünde yorumlara neden oldu.

“Dodik Geri Çekilmiyor, Şekil Değiştiriyor”

Uluslararası Saraybosna Üniversitesinden Dr. Mustafa Krupalija, Dodik’in söylemlerindeki yumuşamanın bir “yenilgi” değil, “stratejik yeniden konumlanma” olduğunu söylüyor:

“Dodik, hem iç baskılardan hem de ABD’nin yoğun diplomatik hamlelerinden sonra geri adım atmak zorunda kaldı. Ancak bu, siyasi etkisini kaybettiği anlamına gelmiyor. Aksine, RS’deki seçimleri kendi siyasi varlığını sürdürmenin aracı haline getirdi.

Krupalija’ya göre, ABD’nin son bir yılda Bosna’ya yönelik ilgisinin artması, Dodik’in “tek güç” olma iddiasını sarstı: “Washington, Bosna’daki istikrarın bozulmasına artık izin vermeyeceğini net biçimde gösterdi. Bu, Dodik’in hem Belgrad hem de Moskova ile kurduğu dengenin zayıfladığı anlamına geliyor.”

Aynı üniversiteden uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Jahja Muhasilović ise Dodik’in siyaset sahnesinden tamamen çekilmeyeceği görüşünde:

“Partisi SNSD’nin iç yapısını kendi sadık kadrolarıyla doldurdu. Bu nedenle Dodik yasaklı olsa da fiilen hâlâ iktidarda. Sırbistan, özellikle Aleksandar Vučić yönetimi, Dodik’i tamamen kaybetmek istemiyor. Bu süreçte Belgrad’ın da seçimlerde dolaylı biçimde devrede olacağını göreceğiz.”

Muhasilović, ayrıca bölgesel dengelere de dikkat çekiyor: “Türkiye ve Rusya, Bosna siyasetinde farklı yönlerden etkili. Türkiye’nin Boşnaklar nezdindeki desteği artarken, Rusya Dodik üzerinden hâlâ nüfuz arıyor. Bu tablo, Bosna’daki krizin yalnızca iç mesele olmadığını gösteriyor.”

Trump Dodik’e Aktif Destek Vermiyor Olsa da Yaptırımları Kaldırdı

Ancak 29 Ekim’de ABD Başkanı Donald Trump’ın Milorad Dodik üzerindeki yaptırımları kaldırma kararının, dengeleri yeniden değiştireceği ifade ediliyor. 2017’den bu yana ABD Hazine Bakanlığının yaptırım listesinde bulunan Dodik, artık Washington tarafından “rehabilite edilmiş” görünüyor. Dodik’in -beklentisine aykırı şekilde- ayrılıkçı girişimlerine geçtiğimiz aylarda destek vermeyen Trump yönetimi, kısa süre önce Dodik’in dört yakın müttefiki üzerindeki şahsi yaptırımları da kaldırdı.

Bu adım, uluslararası gözlemcilere göre, Rusya’nın Balkanlardaki nüfuzunu güçlendiren bir gelişme niteliğinde. Foreign Policy’de yayımlanan analizde Elmira Bayraslı, “Trump’ın kararı, Putin’in Balkanlardaki hedeflerine doğrudan hizmet ediyor.” değerlendirmesinde bulundu. Bayraslı’ya göre yaptırımların kaldırılması, hem Bosna’daki Dayton Anlaşması’yla kurulan federatif düzeni zayıflatıyor hem de “Dodik gibi ayrılıkçı figürlerin” yeniden meşruiyet kazanmasını sağlıyor.

Washington’un bu kararı, yalnızca Moskova’ya değil, Budapeşte ve Belgrad hattına da moral kazandırdı. Macaristan Başbakanı Viktor Orbán, AB içindeki muhalefeti sayesinde Dodik’e yönelik ortak Avrupa yaptırımlarını yıllardır engelliyordu. Sırbistan ise, Dodik’in üzerindeki baskının kalkmasıyla birlikte, Bosna Hersek’teki Sırp milliyetçisi siyasi zümrelerde yeniden belirleyici bir rol oynayabilir.

Uzman yorumlarına göre ABD’deki kararın ardından Bosna Başsavcılığı’nın Dodik hakkındaki “anayasal düzeni ihlal etme” dosyasını askıya alması ise bu gevşemenin ilk yerel yansıması oldu: Bu sayede Dodik ve onunla ilgili kişi ve kurumlara yönelik, Bosna makamlarının aldığı çeşitli yaptırımlar da kaldırılmış oldu. Böylece Dodik’in yalnızca siyasi değil, hukuki bir rehabilitasyon sürecine de girdiği ifade ediliyor. (P/AA)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler