Gazze Şeridi

“Ateşkes” Belirsizliği Sürerken İsrail Yabancı Basının Erişimini Kısıtladı

İsrail, Gazze’ye yabancı basının erişimini kısıtlamaya imkân tanıyan yasanın süresini 2027’ye kadar uzatırken, uluslararası yardım kuruluşlarına yönelik yeni kısıtlamalar da gündemde. İnsani yardımın engellendiği ve saldırıların sürdüğü Gazze’de ateşkesin ikinci aşamasına geçilemezken, İsrail hükûmeti içindeki sert çıkışlar ve Netanyahu’nun siyasi hesapları ateşkesin geleceğine dair belirsizliği artırıyor.

“Ateşkes” Belirsizliği Sürerken İsrail Yabancı Basının Erişimini Kısıtladı
Gazze kentinde yaşayan çok sayıda yerinden edilmiş Filistinli, İsrail saldırılarının geride bıraktığı enkazın ortasında zorlu koşullar altında günlük yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Temel ihtiyaçlardan yoksun kalan aileler, yıkılan evlerinin yakınında kurdukları derme çatma çadırlarda hayata tutunurken, soğuk hava koşullarıyla mücadele ediyor. Fotoğraf: Khames Alrefi - AA.

İsrail parlamentosu Knesset, yabancı medya kuruluşlarının “devlet güvenliğine zarar verdiği” gerekçesiyle kapatılmasına imkân tanıyan yasanın süresini 2027 sonuna kadar uzattı. Likud milletvekili Ariel Kalner tarafından sunulan teklif, genel kurulda 22’ye karşı 10 oyla kabul edildi. Düzenleme, İletişim Bakanı’na; yayınları askıya alma, ofisleri kapatma, ekipmanlara el koyma, internet sitelerini engelleme ve uydu yayınlarını durdurma yetkisi veriyor. Kararların 90 gün geçerli olacağı ve bu sürelerin yenilenebileceği belirtildi.

Gazze’de 260’tan Fazla Gazeteci Öldürülmüştü

Yasa, daha önce basın özgürlüğü ve insan hakları örgütlerinin eleştirilerine konu olmuştu. Söz konusu kuruluşlar, düzenlemenin özellikle Gazze ve Batı Şeria’dan haber yapan yabancı ve Arap basının çalışmalarını fiilen durdurabileceği uyarısında bulunuyor.

Yasanın uzatılmasından önce, 1 Aralık’ta Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde düzenlenen bir forumda paylaşılan bilgilere göre, Gazze’de son çatışmalar sırasında 260’tan fazla gazeteci ve medya çalışanı hayatını kaybetti; bu durum, bölgeyi son on yılların gazeteciler açısından en ölümcül çatışma alanlarından biri hâline getirdi. Toplantıda iletilen mesajında BM Genel Sekreteri António Guterres, gazetecilerin Gazze’de sivillerle aynı hayati risklere maruz kaldığını vurgulamış, yabancı basının Gazze’ye girişinin engellenmesini ise “kabul edilemez” olarak nitelendirmişti.

ABD’deki Brown Üniversitesi Watson Enstitüsü bünyesindeki Costs of War (Savaşın Maliyeti) projesi tarafından Nisan 2025’te yayımlanan bir raporda Gazze’nin gazeteciler için tarihin en ölümcül savaş alanı olduğu belirtilmişti.

İsrail’den Uluslararası Kuruluşlara Yönelik Yeni Kısıtlamalar

Yabancı basına yönelik yasal adımlarla eş zamanlı olarak İsrail, uluslararası insani yardım kuruluşlarının faaliyet alanını da daraltan yeni düzenlemeleri hayata geçirmeye hazırlanıyor. Bu kapsamda İsrail, uluslararası sivil toplum kuruluşlarının ülkedeki faaliyetlerini sürdürebilmesi için daha sıkı kayıt, izin ve denetim şartları öngören bir çerçeve oluşturdu. Söz konusu düzenlemelerin 2026 itibarıyla yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Bu gelişmelere ilişkin açıklama yapan Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), yeni kuralların özellikle Gazze ve Batı Şeria’da hayati sağlık hizmetlerini ciddi biçimde aksatma riski taşıdığını bildirdi. MSF’ye göre düzenlemeler, İsrail makamlarına uluslararası kuruluşların kayıtlarını iptal etme ya da yenilememe yetkisi tanıyor. Bu durum, sahada uzun süredir faaliyet gösteren kuruluşların dahi bölgeden tamamen çekilmek zorunda kalabileceği anlamına geliyor.

MSF, olası kayıt iptallerinin yalnızca kurumsal bir mesele olmadığını, doğrudan sivillerin yaşamını etkileyen sonuçlar doğuracağını vurguladı. Açıklamada, Gazze’de sağlık altyapısının büyük ölçüde tahrip edildiği, hastanelerin ve kliniklerin kapasitesinin ciddi şekilde düştüğü bir ortamda uluslararası kuruluşların bölgeden dışlanmasının, yüz binlerce Filistinlinin sağlık hizmetlerine, temiz suya ve acil insani yardıma erişimini kaybetmesi anlamına geleceği ifade edildi.

Kuruluşa göre mevcut insani müdahale dahi ihtiyacın çok gerisinde kalırken, yeni kısıtlamalar Gazze’deki sağlık krizini daha da derinleştirecek. MSF, son bir yıl içinde yüz binlerce hastaya tedavi sağlandığını, on binlerce travma vakasının ele alındığını ve sağlık sisteminin ayakta kalmasının büyük ölçüde uluslararası kuruluşların varlığına bağlı olduğunu hatırlattı.

Uluslararası yardım kuruluşları, İsrail’in yeni düzenlemelerinin güvenlik gerekçeleriyle açıklansa da fiiliyatta insani yardımın sürekliliğini ve bağımsızlığını zedeleyebileceği uyarısında bulunuyor. Bu adımlar, yabancı basına getirilen kısıtlamalarla birlikte değerlendirildiğinde, Gazze ve Batı Şeria’da hem bilgi akışının hem de insani erişimin eş zamanlı olarak sınırlandırıldığı bir sürece işaret ediyor.

Ateşkes Sonrası Gazze: Yüzlerce İnanın Ölümüne Yol Açan İhlaller ve İnsani Yardım Krizi

Hamas ile İsrail arasında 10 Ekim’de varılan ateşkes anlaşması kapsamında, hayatta olan 20 İsrailli esirin tamamı ile yüzlerce Filistinli tutuklu ve hükümlü karşılıklı olarak serbest bırakıldı. Hayatını kaybeden İsrailli esirlerin iadesi ise daha yavaş ilerledi; 27 cenaze İsrail’e teslim edilirken, bir cenazenin hâlen Gazze’de olduğu bildirildi. Filistinli cenazeler de her bir İsrailli cenazeye karşılık iade edildi.

Ancak ateşkesin sahadaki uygulanışı konusunda ciddi anlaşmazlıklar sürüyor. Hamas, Gazze’ye giren yardım tırlarının mutabakatın çok altında kaldığını belirtirken; insani yardım kuruluşları, bölgeye giren yardımın hem miktar hem de içerik açısından yetersiz olduğunu, birçok temel malzemenin İsrail tarafından engellendiğini bildiriyor. İsrail ise bu iddiaları reddederek ateşkes kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirdiğini savunuyor.

Gazze’deki hükûmetin verilerine göre, ateşkesin ardından geçen 73 günde Gazze’ye girmesi gereken yaklaşık 42 bin 800 yardım tırından yalnızca 17 bin 819’u bölgeye ulaşabildi; yaklaşık 26 bin tırın girişine izin verilmedi. Anlaşmaya göre günlük 600 yardım tırının geçişi öngörülürken, fiiliyatta günde ortalama 244 tır giriş yapabildi. Bu da ihtiyaç duyulan yardımın yalnızca yüzde 41’inin karşılanabildiği anlamına geliyor.

Aynı dönemde İsrail’in ateşkesi 875 kez ihlal ettiği, saldırılarda 411 Filistinlinin öldüğü ve 1.112 kişinin yaralandığı açıklandı. İhlallerin 265’i sivillere doğrudan saldırı olarak kayda geçerken; askeri araçlar 49 kez yerleşim alanlarına girdi, 421 saldırıda sivil evler hedef alındı ve 150 vakada sivil kurumlar vuruldu.

Refah Sınır Kapısı Hâlâ Kapalı: Kışın Geldiği Gazze’de Yaşam Koşulları Ağırlaşıyor

Ateşkesin ilk aşamasında açılması planlanan Refah Sınır Kapısı hâlâ kapalı. İsrail, kapının Filistinlilerin giriş ve çıkışına ancak son İsrailli cenazenin teslim edilmesinden sonra açılacağını açıkladı. Bu durum, Gazze’nin dış dünya ile bağlantısını neredeyse tamamen kesmiş durumda.

Gazze genelinde yıkım sürerken, binlerce kişi enkazlardan çıkardıkları demir parçalarıyla çadır kurmaya çalışıyor. UNICEF, Aralık ayında yaptığı açıklamada Gazze’de “şok edici derecede yüksek” sayıda çocuğun akut yetersiz beslenme sorunu yaşadığını bildirdi. Şiddetli yağışların binlerce çadırı sular altında bırakması, kanalizasyon ve çöplerin yerleşim alanlarına yayılması ise sağlık krizini daha da ağırlaştırdı.

Ateşkese rağmen şiddet tamamen sona ermiş değil. Filistinli silahlı grupların İsrail güçlerine yönelik saldırılarında en az üç İsrailli asker hayatını kaybederken, İsrail ordusunun “Hamas hedeflerine yönelik operasyonlar” ve sınır hattı yakınlarındaki ateşleri sonucu yaklaşık 400 Filistinlinin öldüğü bildirildi.

İkinci Aşamasına Hâlâ Geçilmeyen Ateşkesin Geleceği Netleşmedi

ABD Başkanı Donald Trump’ın arabuluculuğunda 10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasının -rehine takası tamamlanmak üzere olduğu söylenmesine rağmen- ikinci aşamasına hâlen geçilemedi. Reuters’ın aktardığına göre, taraflar arasında ateşkesin sonraki safhalarına ilişkin temel başlıklarda uzlaşı sağlanmış değil.

Ateşkes kapsamında Gazze’de güvenliği sağlaması öngörülen uluslararası bir istikrar gücünün yapısı, yetki alanı ve görev süresi belirsizliğini koruyor. Ayrıca Hamas’ın silahsızlandırılması, Gazze’nin geçici yönetiminin nasıl oluşturulacağı, Filistin Ulusal Yönetimi’nin bu süreçte üstleneceği rol ve savaş sonrası yeniden inşa sürecinin hangi mekanizma üzerinden yürütüleceği konularında somut bir yol haritası açıklanmadı.

İsrail Hükûmeti Ateşkese Bağlı Kalacak mı?

Öte yandan İsrail hükûmeti içinde ateşkesin sürdürülmesine yönelik itirazlar da devam ediyor. Aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Gazze’de savaşın Hamas tamamen silahsızlandırılmadan sona erdirilmesine karşı olduğunu yineledi. Smotrich, Filistin Yönetimi’nin Gazze’de herhangi bir rol üstlenmesini reddettiklerini belirtirken, Hamas’ın silahsızlandırılmaması durumunda askeri operasyonların yeniden başlaması gerektiğini savundu.

Uzmanlar, ayrıca, aşırı sağla kurduğu ittifak ve yolsuzluk soruşturmalarıyla baskı altındaki siyasi geleceğini koruma çabası nedeniyle ateşkesin önündeki en büyük engellerinden birinin Netanyahu’nun kendisi olduğunu da belirtiyor.

Bu çerçevede sahadaki mevcut durum, ateşkesin kalıcı bir siyasi çözüme ilerleyen bir süreçten ziyade, Gazze ve Batı Şeria’daki krizin askerî gerilimin düşürüldüğü ancak yapısal olarak devam ettiği bir evreye girdiğine işaret ediyor.

İsrail’in Batı Şeria’daki Yeni İllegal Yerleşimleri

Gazze’deki belirsiz durum sürerken Batı Şeria’daki gelişmeler de dikkat çekiyor. İsrail’in burada 19 yeni illegal yerleşim yeri kurma kararına birçok ülkeden tepki geldi. Son olarak, 23 Aralık’ta Almanya Dışişleri Bakanlığı, bu adımların uluslararası hukuku ihlal ettiğini ve işgali kalıcı hâle getirdiğini belirtti. Açıklamada, Uluslararası Adalet Divanının (UAD) İsrail işgalini yasa dışı ilan eden görüşüne de atıf yapıldı.

Filistinli kaynaklara göre, Ekim 2023’ten bu yana Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te İsrail güçleri ve yerleşimciler tarafından 1.100’den fazla Filistinli öldürüldü, yaklaşık 11 bin kişi yaralandı ve 21 bin civarında kişi gözaltına alındı. (P/AA)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi #0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler