'Göç'

Vatandaşlık İçin İlk Defa Sınav Yapacak İsveç, Testleri Zamanında Hazırlayamadı

İsveç’te vatandaşlık başvuruları için ilk kez zorunlu hâle getirilecek dil ve toplum bilgisi sınavlarının planlanan tarihe yetişmeyeceği açıklandı. Üniversiteler gecikmeyi doğrularken görevlendirmenin akademiye verilmesine karşı çıktı. Göç ve entegrasyon şartlarını genel anlamda sıkılaştırmak isteyen hükûmetin artırmak istediği “geri dönüş yardımı” ise belediyelerin itirazıyla karşılaştı.

Fotoğraf: Shutterstock- PeopleImages

İsveç’te ilk kez zorunlu hâle getirilmesi planlanan vatandaşlık sınavının (İsveççe dil bilgisi testi ve toplum bilgisi sınavının)beklenenden en az iki yıl gecikebileceği bildirildi. Dagens Nyheter gazetesine göre sınavları hazırlamakla görevli Üniversiteler ve Yüksekokullar Konseyi (UHR), hükûmete sunduğu raporda belirlenen 2026 takviminin karşılanamayacağını açıkladı.

Hükûmetin 17 Ağustos 2026’ya kadar yürürlüğe sokmak istediği sınavların özellikle dil bölümünün yetişmeyeceği, Stockholm Üniversitesinin bilimsel kriterlere uygun bir dil sınavını en erken 2028 sonbaharında hazırlayabileceği belirtildi. Toplum bilgisi sınavı içinse 2026 içinde yalnızca bir deneme oturumu yapılması öngörülüyor.

İsveç’te vatandaşlık başvurusu için dil veya toplum bilgisi testi bugüne kadar hiç uygulanmadı. Liberal Parti ve İsveç Demokratları gruplarının desteğiyle hazırlanan yeni politika, göç ve entegrasyon sürecinin merkezinde yer alıyor. Mayıs ayında sınavın geliştirilmesi görevi Stockholm ve Göteborg Üniversitelerine verilmişti.

Akademi-Hükûmet Gerilimi: “Bu Üniversitelerin Görevi Değil”

Akademik çevreler ise hükûmet tarafından gelen bu görevlendirmeye tepki gösteriyor. Stockholm Üniversitesi Rektörü Hans Adolfsson, vatandaşlık sınavı hazırlamanın üniversitelerin asli misyonunun dışında olduğunu belirterek şunları söyledi: “Bu tür siyasi görevler üniversitelere verilmemeli; akademinin işi araştırma ve eğitimdir.”

Hükûmet ise geri adım atmıyor. Göç Bakanı Johan Forssell (M), üniversitelerin devlete bağlı kurumlar olduğunu vurgulayarak görevin hukuka uygun ve meşru olduğunu savundu. Bu görüş ayrılığı, sınav daha hazırlık aşamasındayken ülke gündeminde geniş bir tartışma yaratmış durumda.

Geri Dönüş Yardımı Tartışması: 75 Belediyeden Toplu Ret

İsveç’te göç ve entegrasyon politikaları kapsamında hükûmetin üzerinde çalıştığı bir diğer başlık ise “gönüllü geri dönüş yardımı”nın büyük ölçüde artırılması. Ulusal Koordinatör, tüm belediyelere geri dönüş süreçlerinin yerelde nasıl güçlendirileceğini görüşmek üzere çağrı yaptı; ancak ülke genelinde birçok belediye bu toplantıları reddetti.

Nässjö Belediyesi, görüşmelere katılmayacağını sosyal medyadan duyurdu. Stockholm yakınlarındaki Norrtälje Belediyesi ise geri dönüş çalışmalarını öncelik görmediğini belirtti. Sosyal Demokrat Partili Belediye Meclisi Başkanı demografik yapısı gereği çalışma çağındaki nüfusu artıracak göçe ihtiyaç duyduklarını açıkladı:

“Her bir sakin bizim için değerli. Odak noktamız, herkesin burada mutlu ve güvende hissetmesini sağlamak. Norrtälje, nüfusunun büyük bir kısmını yaşlıların oluşturduğu zorlu bir demografik yapıya sahiptir. Bu nedenle belediye, çalışma çağındaki nüfusu artırmayı olumlu karşılıyor. Gelecekte görevimizi yerine getirebilmemiz için refah sektöründe çalışan sayısının artması, azalması değil.”

İsveç Radyosu P4’ün araştırmasına göre, ülkenin 290 belediyesinden en az 75’i geri dönüş çalışmaları konusunda hükûmetle iş birliğini resmen reddetti. Hükûmet ise çoğu belediyenin sürece olumlu yaklaştığını iddia ediyor ve ret açıklamalarının “siyasi puan kazanma” amacı taşıdığını savunuyor.

Mevcut sistemde kişi başı 10.000 kron olan geri dönüş yardımının Ocak 2026’da 350.000 krona çıkarılması planlanıyor. Bu dramatik artış, hem ulusal siyasette hem de yerel yönetimlerde tartışmanın dozunu daha da artırmış durumda.

Hükûmetin Göç ve Vatandaşlık Mevzuatını Sıkışlaştırma Gündemi

İsveç’te göç ve vatandaşlık politikalarındaki bu tartışmalar, hükûmetin son iki yıldır izlediği daha kapsamlı “sıkılaştırma çizgisinin” bir parçası. Başbakan Ulf Kristersson liderliğindeki Tidö koalisyonu, 2026 seçimleri öncesi göç alanında radikal bir paradigma değişikliği hedefliyor. Bu çerçevede, geçtiğimiz aylarda ülkeye sığınmacı olarak gelip daha sonra kalıcı oturma izni almış kişilerin izinlerinin belirli koşullarda geri alınabilmesini öngören yasa tasarısı da gündeme gelmişti.

Tidö Anlaşması temelinde hazırlanan bu tasarı, yalnızca mülteciler ve koruma statüsündekileri kapsıyor ve yaklaşık 100-180 bin kişinin kalıcı oturumunun iptaline yol açabileceği için ülke çapında yoğun tartışma yaratmış durumda. Hükûmet bu kararına dair gerekçelerinden birinin, kalıcı oturum almış insanları vatandaşlığa başvurmaya yönlendirmek olduğunu açıklamıştı. (P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler