Almanya Gazze’den Eşek Kurtardı Ama Hasta Çocukları Getirmedi
Gazze’den “kurtarılan” dört eşeğin Almanya’ya getirilmesi, ancak iki yıldır neredeyse tedavi alması gereken hiçbir Gazzeli çocuğun kabul edilmemesi, Almanya’nın savaş politikası ve çifte standartlarına dair sert eleştirileri yeniden alevlendirdi.

Haber ilk bakışta kötü bir fıkra gibi görünüyo ama değil. Batı Almanya’nın bölgesel gazetelerinden Allgemeine Zeitung, “Gazze’den Kurtarılan Küçük Eşekler Oppenheim’da Yeni Bir Yuva Buldu” başlığıyla duyurdu. Gazetenin bu haber için hazırladığı Instagram paylaşımındaki yorumlar ise kısa sürede “çok sayıda uygunsuz ve nefret içerikli yorum” gerekçesiyle kapatıldı: Muhtemelen Almanya’nın dört eşeği kabul etmesine yönelik eleştiriler nedeniyle. Peki mesele yalnızca Almanya’nın eşek getirmesinden mi ibaret?
Almanya’nın Kapıları Hayvanlara Açık Ama Gazzelilere Değil
Birçok kişi için Gazze’den “kurtarılan” dört eşeğin hikâyesi, Almanya’nın siyasi elitlerinin sergilediği insanlık dışı bir alaycılığın yeni bir örneği. Ekim 2023’ten bu yana Almanya neredeyse bir tane bile Gazzeliyi kabul etmedi. Dışişleri Bakanlığının, savaş ve kriz bölgelerinden kendi vatandaşlarını tahliye etmek gibi resmî bir yükümlülüğü olmasına rağmen, Berlin soykırım ortamındaki Gazze’den Alman pasaportu taşıyan Filistinlileri dahi önceliklendirmedi. Buna karşın Almanya, 2023 sonrasında Gazze operasyonları sırasında esir alınan İsraillilere vatandaşlık verdi ve onları “Alman rehine” olarak tanımlayıp serbest bırakılmaları için yüksek sesle çağrıda bulundu.
Son aylarda İspanya başta olmak üzere çeşitli Batılı ülkeler, Gazze’den yaralı ya da hasta çocukları tedavi için kabul ederken Almanya neredeyse hiçbir adım atmadı. İki yılı aşkın sürede yalnızca iki Gazze’li çocuğun Almanya’da tedavi gördüğü biliniyor. Almanya’daki birçok belediye daha fazla sayıda çocuğu kabul etmeye hazır olduğunu açıklamış olsa da federal hükûmet bu girişimleri bloke etti—resmî gerekçe, ateşkese rağmen Gazze’de “çok öngörülemez” bir durum olduğu. Dışişleri ve İçişleri Bakanlıkları ise “karmaşık prosedürler” ve çocuklara eşlik edecek aile bireylerinin güvenlik soruşturmalarını öne sürdü. Yurtdışından hasta getiren STK’lar hastaların ve refakatçilerinin dönüşünü garanti etmek zorunda; eğer daha sonra iltica başvurusu yapılırsa, yıllarca sürebilecek hukuki sürecin masraflarını da bu STK’lar karşılamakla yükümlü.
Allgemeine Zeitung’daki haber bile Almanya’nın Gazze konusunda sergilediği grotesk çifte standardın bir örneği. Yazı şöyle açılıyor: “Açlık ve sefalet içinde, dayaklara ve ağır çalışmaya maruz kalarak yaşadılar.” Bu çerçeveleme, Gazze halkını yalnızca potansiyel “Hamas teröristi” ve “Yahudi nefreti taşıyan” kişiler olarak değil, aynı zamanda hayvanlara kötü davranan insanlar olarak da ima ediyor. İsrail ordusunun Filistinlilere yönelik sistematik işkencesini belgeleyen, ancak Alman medyasında neredeyse hiç yer bulmayan son PCHR raporlarını tamamen görmezden geliyor. Haberde eşeklere gösterilen empati, son iki yıldır Gazze’deki insanlara gösterilenden çok daha fazla. Elbette yazıda eşeklerin açlığından -ve iki milyon Filistinlinin yokluğa itilmesinden- kimin sorumlu olduğuna dair tek kelime yok.
Haber, “bunca yaşadıklarına rağmen şaşırtıcı derecede güven dolu oldukları” ve “hatta biraz çiçek açmaya başladıkları” ifadeleriyle devam ediyor. Buna karşılık Almanya medyasında Gazze halkının psikolojik durumuna dair benzer bir hassasiyet neredeyse hiç yok.
Almanya’nın Gazze’deki Soykırıma Yönelik “Greenwashing” Yaklaşımı
Ancak bütün bu alenî alaycılığın ötesinde başka bir boyut daha var: Eşeklerin Almanya’ya nasıl geldiği.
Oppenheim’daki hayvanat bahçesi, “Bu eşekler terk edilmişti, yaralıydı, kötü muamele görmüştü ya da ölüme terk edilmişti.” diyor. (Neden terk edildikleri ya da sahiplerine ne olduğu hakkında tek bir bilgi ise açıklamaya yer almıyor.) Hayvanlar, Gazze’den “50 eşeği kurtardığı” iddia edilen İsrailli hayvan hakları örgütleri tarafından “kurtarılmış.” Aktif bir savaş bölgesinde bir İsrail STK’sının nasıl çalıştığı belirsiz, ancak bunun için İsrail ordusuyla koordinasyon gerektiği açık.
2025’in yaz aylarında Alman medyası, İsrail ordusunun yüzlerce Gazze eşeğini “Starting Over Sanctuary” adlı bir çiftliğe taşıdığını yazmıştı. İsrail basını bunu “hayvan kurtarma” diye tanımladı. Belçika Haber Ajansına göre ağustos ayu başına kadar böyle 10 sevkiyat yapılmıştı. İsrail merkezli “yardım kuruluşu” şimdiye kadar yaklaşık 600 eşeği “kurtardığıyla” övünüyor.
Kuzey Almanya’daki Aşağı Saksonya’daki bir çiftliğe getirilen dört eşek hakkında hazırlanan başka bir haberde, Almanya’ya yapılan bu sevkiyatların arkasında aslında ‘Starting Over Sanctuary’nin olduğu ortaya çıkıyor. Haberde ayrıca “Eşekler ağır işlerde çalıştırılmış, kötü muamele görmüş ve hiçbir hakları yokmuş. Hastalıkları da tedavi edilmemiş” deniyor.
Oysa Gazze’de soykırımın başlamasından bu yana eşekler hayati bir ulaşım aracı hâline geldi. Yakıt yokluğu ve yolların hasar görmesiyle birlikte, yaralıları ve hastaları kliniklere taşımak, göç sırasında insanları ve eşyalarını taşımak, su ve gıda gibi temel ihtiyaçları ulaştırmak için en güvenilir araçlardan biri oldular. İsraf edilmiyorlar, aksine hasta ve yaralı hayvanlar tedavi ediliyor ve kurtarılıyor. The Guardian gazetesinin Nisan 2025 tarihli haberine göre yalnızca bir tıbbi ekip, Ekim 2023’ten bu yana 7 binin üzerinde eşeği kurtarmış durumda. Gazeteci Tarek Baé’nin X’te hatırlattığı gibi, BM verileri zaten 2024 Ağustos’unda Gazze’deki tüm hayvan varlığının yüzde 43’ünün İsrail’in yıkım savaşı sonucu öldüğünü gösteriyordu.
Bu tablo içinde “İsrail aktörlerinin eşek kurtarması” daha çok bir çalma ya da kaçırma operasyonu gibi görünüyor. Bu, İsrail ordusunun uzun süredir yürüttüğü stratejinin bir parçası: Filistinlileri üretim araçlarından -özellikle topraklarından ve zeytin ağaçlarından- ve ulaşım imkânlarından mahrum bırakmak, sömürgeci kontrolün ve sistematik yerinden etmenin merkezinde yer alıyor. Bu politikanın üzeri uzun zamandır ekolojik gerekçelerle örtülüyor; eleştirmenlerin “Çevresel Savaş” dediği uygulamalar bunlara işaret ediyor: Yahudi Ulusal Fonu’nun (JNF) ağaçlandırma faaliyetlerinden, Filistinlileri yerinden eden ve hayatları tehlikeye atan doğa rezervlerine, Gazze’nin eşeklerinin sözde “kurtarılmasına” kadar.
Almanya böylece Filistinlilerin etnik temizliğine ve Gazze’deki soykırıma yalnızca siyaseten, ekonomik olarak, İsrail’e silah sağlayarak veya Gazze’ye yardımı keserek değil, aynı zamanda Gazze’nin son hayatta kalma imkânlarını “yeşil” bir retorikle yok ederek (greenwashing) de katkıda bulunmuş oluyor.
NOT: Bu tercüme, Creative Commons Attribution 4.0 International (CC BY 4.0) lisansı ile yapılmıştır. Metnin Middle East Monitor tarafından yayımlanan İngilizce aslına buradan ulaşabilirsiniz.





