'Başörtüsü Yasağı'

Başörtülü Mezunlar Sahneye Çıkarılmamıştı: Belçika’da Okul Tüzüğü Tartışması

Belçika’nın Schaerbeek ilçesindeki Émile Max Lisesi’nin mezuniyet töreninde başörtülü öğrenciler, sahneye çıkarılmadı. Okul yönetimi kararı iç tüzüğe dayandırırken, aileler ve izleyiciler yaşananları ayrımcılık olarak değerlendirdi. Olay, ülkede eğitimde "tarafsızlık" ilkesinin uygulanışıyla ilgili tartışmaları alevlendirirken, tüzüğü eleştiren siyasetçiler mevzuat değişikliği talep ediyor.

Mezuniyet töreninin yapıldığı Schaerbeek Belediyesine ait salon. Fotoğraf: Schaerbeek Belediye Başkanı Audrey Henry'nin sosyal medya paylaşımı.

3 Temmuz 2025 Perşembe günü, Brüksel’in Schaerbeek ilçesinde bulunan Émile Max Lisesi, mezuniyet törenini belediye binasında düzenledi. Törene, öğrencilerin aileleri, okul yönetimi, öğretmenler ve yerel siyasetçiler katıldı. Ancak törenin ilerleyen saatlerinde, diplomalarını almayı bekleyen üç başörtülü öğrenci sahneye çıkarılmadı. Okul yönetimi, iç yönetmelikte yer alan “eğitim saatlerinde dinî ve felsefi simgelerin görünür olamayacağı” şeklindeki maddeyi gerekçe gösterdi.

Mezuniyet Törenine Katılanlar Karara Tepki Gösterdi

Sahneye çıkarılmayan bu üç öğrencinin isimleri de anons edilmedi. Biri okul birinciliği derecesi almış olmasına rağmen, herhangi bir ödül, kutlama ya da tanıtım yapılmadı. Öğrencilere diplomalarını belediye binasının resepsiyonundan teslim almaları söylendi. Üç öğrenci, törenin sonuna kadar salonun arka kısımda oturmak zorunda bırakıldı ve sürekli gözlerden uzak tutulmaya çalışıldı.

Salondaki izleyiciler arasından bazıları, bu duruma sessiz kalmayarak sahneye yürüdü ve mikrofona konuşma yaparak durumu protesto etti. Ardından izleyicilerin büyük bölümü alkışlarla sahneye çıkarılmayan öğrencilere destek verdi. Görüntüler sosyal medyada yayıldıktan sonra büyük bir tepki dalgası oluştu. Öğrencilerden Halime ve Sabrine -ve aileleri- yaşadıkları ve duydukları üzüntü hakkında Belçika medyasına konuşurken, üçüncü öğrenci isminin açıklanmasını istemedi.

Halime, RTBF kanalına verdiği röportajda yaşadıklarını şöyle anlattı: “Hayatımda ilk kez ‘ben sizden değilim’ duygusunu hissederek aşağılandım. Mezuniyet günümde salonun arkasında beklemek zorunda kaldım.” Halime’nin ablası, sosyal medya hesabında yaptığı açıklamada, olayın sadece yasal bir “uygulama” olmadığını, aynı zamanda kamu önünde sistematik bir dışlama ve psikolojik bir baskı anlamı taşıdığını vurguladı. Halime ve Sabrine’nin okulun günlük kuralına uyarak her gün okul önünde başörtülerini çıkardığını ama okul dışında yapılan bu mezuniyet töreninde başörtülerini takmak istediklerinde anlayış gösterilmediğini ve öğrencilerin ayrımcılığa uğradığını belirtti: “Bu bir unutulmaz gün olmalıydı, pozitif anlamda. Ama Halime ve Sabrine için hayat boyu taşıyacakları acı bir anıya dönüştü.”

Okul Yönetimi ve Belediyenin Pozisyonu: “Keyfî Bir Yasak Yok, Tüzüğü Uyguladık”

Okul yönetimi, bu uygulamanın şahıslara yönelik değil, “tarafsızlık ilkesine” dayanan tüzük gereği yapıldığını öne sürüldü. Eşitlik, tarafsızlık ve düzen amacıyla uygulandığı belirtiliyor. Mezuniyet töreni belediye binasında yapılsa da bu etkinliğin hâlâ “eğitim zamanı” kapsamında değerlendirildiği ve dolayısıyla kuralların geçerli olduğu ifade ediliyor.

Schaerbeek Belediye Başkanı da yaptığı açıklamada, bu tür kuralların eğitimde eşitlik ve tarafsızlık için uygulandığını, ancak olaydan duyduğu üzüntüyü dile getirerek taraflarla diyaloğa hazır olduklarını ifade etti. Belediye Başkanı Audrey Henry (MR), “Bu kural keyfî değil; kamu eğitiminde eşitlik ve tarafsızlığı teminat altına almak için var. Ancak yaşanan durumun iki gencimiz ve aileleri üzerinde yarattığı duygusal yükün farkındayım,” dedi. Belediye, ilerleyen dönemlerde benzer vakaların yaşanmaması için iç düzenlemeleri gözden geçireceklerini de ekledi. Henry ilçedeki koalisyon anlaşması kapsamında 6 aylık süreyle, dönüşümlü olarak görev yapıyor. Anlaşılan süre bittiğinde koltuğu, ilçedeki koalisyonun büyük ortağı Hasan Koyuncu’ya (Sosyalist Parti – PS) devredecek.

Schaerbeek’teki mezuniyet töreninde yaşananlar, sadece bir okul politikası sorunu değil, aynı zamanda toplumsal katılım, eşitlik ve çoğulculuk ilkeleri üzerine bir tartışmanın fitilini ateşledi. Siyasi figürlerin konuya dahil olması, eğitim ve belediye politikalarında olası değişikliklerin önünü açarken; sivil toplum, bu tarz olaylara karşı daha duyarlı bir izleme mekanizması kurulmasını talep ediyor.

Sosyalist Partililer Yasama Döneminde Mevzuat Değişikliği Önerecek

Schaerbeek Sosyalist Partisi (PS), okul yönetiminin tutumunu “açık şekilde dışlayıcı” buldu ve hem okuldan hem de belediyeden resmî bir özür talep etti. PS’li siyasetçi Yusuf Yıldız ise sosyal medyadaki videonun yayılmasından sonra yaptığı yayınla “Bu bir skandaldır. Bu kızlar zaten başarılarıyla mezun olmuş. Sahneye çıkarılmamaları, kamu önünde aşağılanmaları kabul edilemez,” diyerek tepki gösterdi. Eylül ayında Schaerbeek Belediye Meclisi’nde konuyu gündeme taşıyacaklarını belirtti.

Brüksel Başkent Bölgesi Parlamentosu Milletvekili ve Eğitim Komisyonu Başkan Yardımcısı İbrahim Dönmez’e bundan sonra ne yapacaklarını sorduk. Perspektif’e konuşan Dönmez de olayın kamuya açık bir mekanda yaşanması nedeniyle okul tüzüğü kapsamında değerlendirilmesinin hukuki olmadığını savundu: “Bu, bir sınıf içi etkinlik değil. Belediye binası kamuya açık bir mekân. Tören okul saati olarak sayılsa bile, burada kuralların bu kadar katı yorumlanması dışlayıcı bir tutumdur.”

Dönmez, yasama döneminin yeniden başlayacağı eylül ayında hem parlamento hem de belediye düzeyinde yasa teklifleri ve tüzük düzenlemeleri sunacağını da söyledi. Dönmez, ayrıca, Eğitim Bakanı ve Fırsat Eşitliğinden Sorumlu Bakan’a mezuniyet töreninde yaşananlar hakkında soru önergeleri göndereceklerini belirtti.

Belediyenin Eğitim Sorumlusuna Göre Kısa Sürede Çözüm Bulmak Zor

Törende bulunan Schaerbeek Belediyesi Eğitimden Sorumlu Encümeni Thomas Eraly (Ecolo-Groen), La Libre gazetesine verdiği demeçte öğrencilerin ailelerine alternatif bir tören düzenlemeyi teklif ettiğini ama aileleirn bunu haklı olarak kabul etmediklerini aktardı. Eraly, mevcut okul tüzüğünü savunsa da kapsayıcılık adına çözüm bulunması gerektiğini söyledi:

“Bu mesele, kamu kurumlarının 30 yıldır çözemediği bir problem. Şimdi, Schaerbeek’in bunu iki günde çözmesi bekleniyor. Bu gerçekçi değil. Vakit ayırıp tartışmamız gerekiyor. Bugün için nasıl bir yön çizileceğini söyleyemem. Bildiğim tek şey, belediye eğitim sistemimizin ilkesi önce iç tüzüklere saygı duymaktır (…) Ama aynı zamanda kapsayıcı da olmalıyız. Kimseyi dışlamak istemiyoruz ve genç kızları aşağılamak gibi bir niyetimiz yok. Bu yüzden böyle bir şeyin tekrar yaşanmaması için çözüm bulmalıyız.”

Belçika Okullarındaki Başörtüsü Yasakları

Federal bölgelere ayrılan Belçika’da eğitim sisteminin yönetimi, Flaman Topluluğu ve Valon-Brüksel Federasyonu gibi bölgesel topluluklarca yürütülüyor. Kamu okullarında, başörtüsü dahil dinî simgelerin görünür olması yasaklanmış durumda. Bu yasağın temel gerekçesi, devletin tarafsızlık ilkesine dayandırılıyor. Ancak Katolik okulları, özel okullar ya da devlet destekli sözleşmeli okullarda kurallar okul yönetimi tarafından belirleniyor. Belçika’da özel Müslüman okullarının da faaliyet göstermersine de izin veriliyor.

Belçika okullarındaki başörtüsü yasağına dair bir davayı inceleyen Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD), Belçika devletinin -ve dolayısıyla eyalet yönetimlerinin- kendi personeliyle ilgili olarak uygulamak istediği tarafsızlık biçimine kendisinin karar vereceğine hükmetmişti. Bu hüküm, personele ilaveten kamu okullarındaki öğrencileri de kapsamakta. ABAD, tarafsızlık adına tüm dinî sembolleri yasaklama zorunluluğu bulunmadığı görüşünü de kararına eklemişti.

ABAD’a ek olarak, Belçikalı üç başörtülü öğrencinin açtığı bir dava AİHM’e taşınmış ve buradan çıkan 2011’de kararda başörtüsünün “dini yayma” amacı taşımayan “pasif sembol” olduğunu hükmüne varmıştı. Geçtiğimiz haftalarda Doğu Flandre Vilayeti’nin kamu okullarında başörtüsünü yasaklama kararı alması sonrasında buradaki üç İslami çatı kuruluş, AİHM’nin bu hükmüne dayanarak, bir dava açtı. Kurumları temsil eden Av. Kürşat Bilge, bu davanın ilk defa bireysel başvurularla değil, tüzel kişiliklerin müracaatıyla açılan bir dosya olduğunu Perspektif’e söylemişti.

İlgili mevzuatı inceleyen the Brussels Times gazetesine göre Hollandaca konuşulan eğitim kurumlarında “tarafsızlık” ilkesi gerekçe gösterilerek başörtüsü kısıtlamaları getirilmesi daha yaygın. Fakat son yıllarda, Fransızca konuşulan okullarda da bu eğilim artmakta. Eğitim Bakanı Valérie Glatigny (MR), devlet okulu statüsünde olmayan ama kamu kaynaklarıyla sübvanse edilen eğitim kurumlarındaki öğretmenlerin dinî semboller takmasını yasaklamak istediğini söylemişti: Glatingy bu yasağın mümkün olduğunca genişletilmesinden yana: Önce öğretmenler, sonra öğrenciler. (P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler