Fransa Filistin’i Tanıma Kararı Aldı: İsrail Karşısındaki Çelişkili Tutumu Bitiyor mu?
Paris, Filistin’i devlet olarak tanıma kararı aldı ve diplomatik arenada yeni bir sayfa açtı. Ancak içeride Filistin yanlısı hareketlere yönelik baskılar sürerken, Fransa’nın İsrail karşısındaki gerçek tutumu sorgulanıyor. Bu adım, samimi bir değişimin işareti mi yoksa sembolik bir manevra mı?

Fransa’da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 24 Temmuz’da yaptığı açıklamayla tarihi bir adım atarak Filistin’i devlet olarak tanıyacağı ilan edildi. Bu adımla Fransa, Filistin’i tanıyan 142. ülke olurken; aynı zamanda bu kararı alan ilk BM Güvenlik Konseyi üyesi ve G7 ülkesi olacak. Ancak bu karar, yalnızca uluslararası arenada değil, Fransa içinde de hararetli tartışmalara yol açtı. Paris, diplomatik sahnede iki devletli çözüm için yeni bir ivme kazandırmaya çalışırken, içeride Filistin’le dayanışma gösteren sivil oluşumlara yönelik baskılar sürüyor. Bu çelişkili tablo, Paris’in Filistin politikalarının samimiyeti ve sürdürülebilirliği konusunda ciddi soru işaretleri doğuruyor.
Macron 24 Temmuz Perşembe günü sosyal medya platformu X üzerinden kararını duyurdu. “Yakın Doğu’da adil ve kalıcı bir barış için tarihsel taahhüdümüze bağlı olarak, Fransa’nın Filistin Devleti’ni tanıyacağına karar verdim. Bu duyuruyu, gelecek Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda resmî olarak yapacağım,” açıklamasını yaptı.
Fransa’nın Filistin Meselesindeki Pozisyonu
Fransa, Suudi Arabistan ile birlikte, iki devletli çözümün gündeme alınmasını hedefleyen devlet başkanları ve hükûmet liderleri düzeyinde bir uluslararası konferansa eş başkanlık edecek. Haziran ayında yapılması planlanan bu konferans, İsrail ile İran arasındaki savaş nedeniyle son anda ertelenmişti. Bu ertelemeye karşılık, bakanlar düzeyinde bir toplantı ise 28-29 Temmuz tarihlerinde New York’ta yapılacak.
Macron liderliğinde Filistin’i tanımaya hazırlanan Fransa, ülke içinde Filistin’le dayanışma gösteren sivil toplum hareketlerine yönelik baskıyı azalmıyor. Macron, Gazze’deki insani krizi uluslararası alanda gündeme taşıyıp iki devletli çözüm için diplomatik girişimlerde bulunurken; Urgence Palestine gibi kolektifler kamu düzenini bozduğu iddiasıyla İçişleri Bakanlığı tarafından kapatılıyor. Bu çelişkili tutum, Fransa’nın Filistin politikasında artan bir ikircikliliği ortaya koyuyor. Paris, Filistin Devleti’ni tanıma sürecini müttefikleriyle birlikte yürütmeye çalışıyor, ancak İsrail’i doğrudan karşısına almaktan kaçınan bir politikası var.
Filistin’in tanınması yönünde kolektife uluslararası destek arayan Fransa, diğer taraftan içerideki muhalif sesleri susturmakla eleştiriliyor. Macron’un yürüttüğü diplomatik strateji ise sahadaki şiddet, uluslararası kutuplaşma ve derinleşen güven krizinin gölgesinde, oldukça kırılgan bir zeminde ilerliyor. Fransa, Avrupa Birliği içerisindeki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) kararlarına mesafeli yaklaşan ülkelerden biriydi. Almanya ile birlikte, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu hakkında çıkarılan tutuklama kararlarının uygulanmasına dair net bir tutum almamıştı. Silah sevkiyatı konusuyla ilgili olarak ise; İsrail Savunma Bakanı Sébastien Lecornu, Haziran 2025’te, Fransa’nın “Demir Kubbe” hava savunma sistemine yönelik bileşenlerin yanı sıra “yeniden ihracat için” bazı askerî parçalar göndermeye devam ettiğini açıklamıştı.
İsrail Bakanlardan Fransa’nın Kararına Tepki ve Batı Şeria’yı İlhak Etme Çağrısı
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Başkan Yardımcısı Hüseyin el-Şeyh, dün Fransa’nın Filistin’i tanıma niyetini memnuniyetle karşıladığını açıklayarak ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a teşekkür etti. “Bu tutum, Fransa’nın uluslararası hukuka bağlılığını ve Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkına ve bağımsız devletimizin kurulmasına verdiği desteği yansıtıyor,” dedi.
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ise Fransa’nın bu kararına, “Terörü ödüllendiriyor,” sözleriyle karşı çıktı: “Net olalım: Filistinliler İsrail’in yanında bir devlet kurmak istemiyor, İsrail’in yerine bir devlet istiyorlar.” Öte yandan, İsrail Başbakan Yardımcısı Yariv Levin de “Fransız tarihindeki kara bir leke ve teröre doğrudan yardım” yorumunu yaparak benzer bir görüşü dile getirdi. Aynı zamanda Adalet Bakanı olan Levin, Fransa’nın bu “utanç verici kararı”nın artık İsrail’in Batı Şeria’da egemenliği altına alma zamanının gelmesi” anlamına geldiğini söyledi.
Sosyal medya, özellikle sert tepkilerin dile getirildiği bir kürsüye dönüştü. İsrail aşırı sağının önde gelen isimlerinden biri olan Maliye Bakanı Betsalel Smotrich, X platformunda Macron’a ironik bir şekilde “teşekkür etti” ve bu kararın, “Yahuda ve Samiriye’deki vatan topraklarında nihayet İsrail egemenliğini uygulamak için bir gerekçe sunduğunu” ifade etti. Daha saldırgan bir üslupla konuşan Diaspora İşleri Bakanı Amihai Shikli ise Fransız Cumhurbaşkanı’na doğrudan X üzerinden seslendi ve mesajına Brigitte Macron’un eşine tokat attığını gösteren viral bir videoyu da ekledi.
İlk Kez Bir BM Güvenlik Konseyi Üyesi Ülke, Filistin’i Tanıyor
Norveç, İspanya, İrlanda ve Slovenya, İsrail’in Gazze’deki askerî harekatı devam ederken 2024 yılında tanıma kararını açıklamışlardı. Avrupa’da Filistin konusundaki hassasiyeti ile bilinen ve Mayıs 2024’te Filistin Devleti’ni tanıyan İspanya Başbakanı Pedro Sanchez de Fransa’nın kararını memnuniyetle karşıladı. Daha önce Macron’un Filistin’i tanıma kararını desteklediklerini açıklayan Belçika Dışişleri Bakanlığı da bu adımı olumlu karşıladıklarını ve eylül ayındaki BM toplantısına kadar Belçika federal hükûmetinin tanıma konusundaki kararını açıklayacağını duyurdu.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Gazze’deki son durumla ilgili bugün yaptığı açıklamada bu konuyu ele aldı: Almanya ve Fransa’daki meslektaşlarıyla çatışmaları durdurma çabaları konusunda bir görüşme yapacağını duyurdu ve ateşkesin “Filistin Devleti’nin tanınmasına giden yolu açacağını” ekledi.
Fransa Filistin’i tanıyan 142. ülke ve aynı zamanda bu kararı alan ilk BM Güvenlik Konseyi üyesi ve G7 ülkesi olacak. Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail böylesi bir projeye kesin şekilde karşı çıkıyor. İsrail’in en büyük müttefiki olan Amerika Birleşik Devletleri, Fransa Cumhurbaşkanı’nın Filistin’i devlet olarak tanıma planını “kesin şekilde” reddetti. Bu kararın “barışı geri götüren” ve “tedbirsiz” bir adım olduğunu ifade etti. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, sosyal medya hesabında “Bu tedbirsiz karar, sadece Hamas’ın propagandasına hizmet eder ve barış sürecini geri götürür. Bu, 7 Ekim kurbanlarına atılmış bir tokattır,” sözlerini sarf etti.
Fransa’nın temas hâlinde olduğu Suudi Arabistan ise, bu “tarihî kararı” memnuniyetle karşıladı. Riyad, Fransa ile birlikte, Filistinli ve İsrailli iki devletli çözümün yeniden canlandırılmasını hedefleyen, devlet başkanları ve hükûmet liderleri düzeyinde bir uluslararası konferansa eş başkanlık edecek. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı “Krallık, Filistin halkının 1967 sınırlarında bağımsız bir devlet kurma ve kendi kaderini tayin hakkı konusundaki uluslararası toplumun fikir birliğini teyit eden bu tarihi kararı memnuniyetle karşılamaktadır,” diye açıklama yaptı. Riyad ayrıca diğer ülkelere de “benzer olumlu adımlar” atma çağrısında bulundu.
Fransa’da Sol Muhalefet, Macron’un Adımını Yetersiz Buluyor
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u destekleyen merkez partilerin ittifakı ve buraya yakın çevreler de Cumhurbaşkanı’nın uyarısını memnuniyetle karşıladı. Fransa’da tarihsel olarak Filistin yanlısı bir tutuma sahip olan sol partiler ise, Filistin’in tanınmasını uzun süredir talep ediyor. Ancak Macron’un adımının Gazze’deki insani kriz karşısında yetersiz kaldığı dile getiriliyor. Sosyalist Partili (PS) Milletvekili Arthur Delaporte, “Şu anda açlıkla, devam eden katliamlarla karşı karşıyayız; aciliyet, bunları durdurmak için her şeyi yapmaktır. Filistin Devleti’nin tanınması yeterli olmayacaktır, ancak bu doğru yönde atılmış bir adımdır,” açıklamasını yaptı. Muhalefette yer alan Boyun Eğmeyen Fransa Partisi (LFI) lideri Jean-Luc Mélenchon ise bunu “ahlaki bir zafer” olarak selamladı, “soykırımın derhal durdurulması” ve “bu suça karşı açık ve derhal bir tavır alınması” çağrısında bulundu.
Fransız aşırı sağında ise, İsrail’in Likud partisine yakın olan Ulusal Birlik (RN) kararı kınadı. Parti başkanı Jordan Bardella, bu kararı “aceleci, samimi bir adalet ve barış arayışından ziyade kişisel siyasi hesaplarla alınmış” olarak nitelendirirken; RN’li Milletvekili Julien Odoul, kararı Hamas’ı meşrulaştırmak olarak gördüğünü belirtti: “Ne kadar şiddet kullanırsanız kullanın, size bir devlet altın tepsiyle sunulur. Fransa’ya hâlâ bakan dünya için verilen sinyal iğrençtir.” (P)