Solingen Kundaklamasında Müebbet Kararı Çıksa da Irkçı Saik Tanınmadı
Mahkeme, Türk asıllı dört kişilik Zhilov ailesini öldüren Daniel S.’ye en ağır cezayı verdi. Ancak Solingen'deki kundaklamanın arkasındaki motivasyon aydınlatılmadı. Avukatlar ve toplum kuruluşları, bu belirsizliğin yalnızca mağdurların değil, toplumun tamamının adalet duygusunu zedelediğini vurguluyor.

Almanya’nın Solingen kentinde Bulgaristan’dan gelen Türk asıllı Zhilov ailesinin 25 Mart 2024 tarihinde ölümüne neden olan kundaklama davası sona erdi. Sanık Daniel S., dört cinayet, çok sayıda teşebbüs ve kundaklama suçlarından müebbet hapis cezası aldı. Ancak mahkeme, olası ırkçı motivasyona işaret eden delillere rağmen saldırının ırkçı saikle işlendiğine hükmetmedi.
Wuppertal Eyalet Mahkemesi, 40 yaşındaki sanığın suçun ağırlığı nedeniyle şartlı tahliyeye kapalı müebbet hapisle cezalandırılmasına ve ayrıca güvenlikli tutuklulukta tutulmasına karar verdi. Ancak davanın en kritik sorusu cevapsız kaldı: Bu saldırı ırkçı saikle mi işlenmişti?
Dört Can, Çok Sayıda İhmal: “Her Şey Görmezden Gelindi”
25 Mart 2024’te çıkan yangında Türk kökenli Zhilov ailesi -28 yaşındaki anne Kıymet, 29 yaşındaki baba İsmail ile üç yaşındaki kızları Gizem ve birkaç aylık bebekleri Zeynep- hayatını kaybetti. Yangında binadaki diğer insanlar da yaralandı. Sanığın daha önce aynı binada oturduğu, ev sahibesiyle tartıştıktan sonra taşındığı, olay günü çantasında yangın başlatıcılarla görüldüğü ortaya çıktı.
Yangın gecesi bölgedeki kameraların incelediği görüntülerde, Daniel S.’nin olay yerinde sırt çantasıyla defalarca görüldüğü belirlendi. Sanığın, daha önce yaşadığı söz konusu binadan ev sahibiyle yaşadığı bir tartışma sonrası ayrıldığı ve intikam saikiyle eylemi planladığı ihtimali de değerlendirildi. Sanığın evinin bodrum katında patlayıcı düzenek yapımına uygun maddelerle birlikte kundaklamaya dair çeşitli malzemeler bulundu. Mahkeme, bu eylemin bir “ani cinnet” sonucunda yapıldığına değil, “planlı bir katliam” olduğuna hükmetti.
Ortak davacıların vekilliğini yapan Av. Seda Başay Yıldız, duruşma boyunca polisin olayın ırkçı boyutunu örtbas ettiğini vurguladı: Başay Yıldız’a göre, garajda açıkça ırkçı içerikli şiirler varken, polis bunları “görmemeyi” tercih etti. Av. Başay-Yıldız, geçtiğimiz aylarda kendi araştırmalarıyla sanığın sağcı görüşlere sahip olduğunu gösteren bazı kanıtlar ortaya çıkarmıştı: Youtube ve Google’da ilgili aramalar, sanığın kullandığı garajda ırkçı bir şiir içeren bir not, kız arkadaşıyla yaptığı ırkçı bir sohbet ve bir sabit diskte bulunan, kime ait olduğu belli olmayan 166 aşırı sağcı belge.
İlk polis tutanaklarında olay “ırkçı” olarak tanımlanmışken bu notların daha sonra silinip değiştirildiği de yargılama sürecinde ortaya çıktı. Sanığın Nazi propagandası içeren müzikler dinlediği, internette “Almanya Almanlarındır, yabancılar dışarı!” temalı şarkılar arattığı, “Mein Kampf” gibi Nazi literatürünü bulundurduğu kanıtlandı. Ancak tüm bunlar savcılık tarafından “tesadüfi” veya “ilgisiz” tespit edilmişti.
“Solingen 2.0” Gerçeğiyle Yüzleşilmiyor mu?
Almanya’da 1993’teki Solingen katliamının etkisi sürüyor. O dönemde Neonaziler tarafından kundaklanan Genç ailesi trajedisiyle yüzleşen kent, yeni bir utanç günüyle daha anılmak istemedi. Davayı takip eden bazı toplum kuruluşları, bu nedenle soruşturmanın daha başından itibaren “ırkçılık” şüphesiyle derinlemesine yürütülmediğini ve bir “Solingen 2.0” ihtimalinin göz ardı edildiğini ifade ediyor.
Alman basınına konuşan Rheinland Mağdur Danışma Merkezi, davanın ardından yaptığı açıklamada mahkeme kararının duygusal ve siyasal bir boşluk bıraktığını ifade etti. Danışma merkezine göre, ırkçılık ihtimali doğru düzgün araştırılmadı, birçok dijital içerik incelenmedi ya da önemsenmedi. Kurumun eğitim sorumlusu Sabrina Hosono’nun sonuçlanan dava sürecini şu sözlerle eleştirdi: “Bir motivasyonu araştırmazsanız, onu zaten tespit edemezsiniz. Ve o zaman, mağdurların güvenini de kaybedersiniz.”
Sanık müebbet almış olsa da İsmail Zhilov’un davacı olan anne ve babası gerçeğin bütünüyle ortaya çıkarıldığını düşünmüyor. Daha önce Perspektif’e konuşan ailenin temsilcisi Av. Fatih Zingal, müvekkilerinin sadece failin en ağır cezayı almasını değil, olayın bütün arka planının açıklığa kavuşturulmasını talep ettiğini söylemişti.
Bir diğer önemli belirsizlik ise failin başka suçlarla olası bağlantısı hakkında: Yargılama sırasında Daniel S.’nin başka iki kundaklamayla daha ilişkisi olabileceği şüphesi ortaya çıktı. Söz konusu olaylardan biri, kız arkadaşının evinden ayrıldıktan kısa süre sonra çıkan yangın; diğeri ise eski sevgilisine ait bir aracın yakılması. Wuppertal’daki yangın için önce “teknik arıza” denilmişti, ancak bilirkişi sonradan olayın kundaklama olduğunu ortaya koydu. Bu yeni şüpheler hakkında ayrı soruşturmalar devam ediyor. (AA/P)
[…] Kaynak: Perspektif EU https://perspektif.eu/2025/07/31/solingen-kundaklamasinda-muebbet-karari-ciksa-da-irkci-saik-taninma… […]