Fransa’nın Son İki Yıldaki Beşinci Başbakanı: Lecornu Bütçe Krizini Aşabilir mi?
Fransa’da bütçe krizi bir kez daha hükûmeti düşürdü. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, yakın müttefiki Sébastien Lecornu’yu başbakanlığa getirdi. Yeni hükûmeti, hem kabineyi kurma süreci hem de ağır ekonomik darboğaz sınayacak.

Fransa, siyasi istikrarsızlığın derinleştiği kritik bir dönemeçten geçiyor. Ulusal Mecliste yapılan güven oylamasında François Bayrou hükûmetinin düşürülmesinin ardından, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron iki yıl içinde beşinci kez başbakan atamak zorunda kaldı. Koltuğa oturacak yeni isim, uzun süredir Macron’a yakınlığıyla bilinen Savunma Bakanı Sébastien Lecornu oldu. Ancak Lecornu’yu, bölünmüş bir parlamento ve ağır ekonomik sorunlar bekliyor. Bütçe krizi içindeki ülkede, Lecornu’yu -göreve başlar başlamaz aşması gereken- zorlu sınavlar bekliyor.
Bayrou Hükûmetinin Sonunu Getiren Bütçe Krizi
Fransız parlamenterler, 8 Eylül’de yapılan oylamada Başbakan François Bayrou’nun azınlık hükûmetini düşürdü ve ülkeyi yeniden daha sarsıntılı geçecek bir kriz ortamına sürükledi. Hükûmetin düşürülmesi nedeniyle, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un iki yıldan kısa bir sürede beşinci başbakanını atamak zorunda kaldı.
François Bayrou’nun 2026 yılı icin bütçeden 43,8 milyar avroluk kesinti yapma planı üzerine yapılan güven oylamasında 364 milletvekili karşı oy kullanırken, 194 milletvekili hükûmete güvenini sundu. Ulusal Meclis’te güven tazeleyemeyen Bayrou’nun istifası Macron tarafından ertesi gün kabul edildi.
Cumhurbaşkanı Macron’un Fransa’yı hükûmet krizlerinden çıkarabilmesi pek mümkün görünmüyor. Ocak 2024’ten bu yana beşinci kez başbakan ataması yapan Macron’un Bayrou’dan önceki Başbakanı Michel Barnier de bütçeyi Ulusal Meclisten geçirememiş ve gensoru ile hükûmeti düşürülmüştü. Bu durum, 2022’deki Macron’un yeniden seçilmesi ve 2024 yazında yapılan erken seçimlerden bu yana, net bir çoğunluğun olmadığı bölünmüş bir parlamentoda hükûmet etmenin yarattığı siyasi istikrarsızlığı da gözler önüne seriyor.
Bayrou, bütçeyi dengelemek için iki ücretli resmî tatil gününün kaldırılması da dahil olmak üzere sert önlemler önermişti. Bu “acı reçete” Bayrou hükûmetinin sonunu getirirken Fransa’nın kronik hâle gelen bütçe problemleri yeni atanan Başbakan Sébastien Lecornu ve sonrasında geleceklerin de gündemini meşgul edeceğe benziyor. Mali piyasalar, Fransa’nın bu yıl GSYH’sinin yüzde 5,4’üne ulaşması beklenen devasa bütçe açığını ve 3,3 trilyon avroluk borcunu dizginleyemeyecek kadar yönetilemez hale geldiği endişesiyle gelişmeleri yakından izleyecek.
Yeni Başbakan Sébastien Lecornu Kimdir?
Emmanuel Macron, hükûmetin düşürülmesinin ardından, 9 Eylül akşamı Savunma Bakanı Sébastien Lecornu’yu mütevazı bir duyuruyla ülkenin yeni başbakanı olarak atadı. 39 yaşındaki siyasetçi, Macron’un 2017’de ilk kez cumhurbaşkanı seçilmesinden bu yana görevde kalan tek bakandı. Lecornu çok sayıda kabine değişikliği ve bir erken seçime rağmen siyasi olarak hayatta kalabilmiş bir isim. Lecornu, Ekolojik Dönüşüm Bakanı’na bağlı Devlet Sekreterliği, Yerel Yönetimler Bakanlığı, Denizaşırı Topraklar Bakanlığı görevlerinde bulunduktan sonra üç yıldır Savunma Bakanlığının başındaki isimdi.
Yerel Yönetimler Bakanı olarak, Macron kendisinden 2019’un ilk yarısında “sarı yelekliler” protestolarına yanıt amacıyla düzenlenen “büyük ulusal tartışmalar”ı organize etmesini istemişti. Onun sayesinde Macron, Fransa’nın dört bir yanında yerel yöneticilerle görüştü ve bu girişimi bir başarı olarak değerlendirdi. Bu sınavı geçmesi Lecornu’yu Macron’un gözden çıkarmayacağı bir isim konuma getirmişti.
Son yedi yılda Lecornu, sadık bir Macron müttefiki olarak kendini gösterdi. Özellikle yerel siyasetle ilgilenme biçiminde cumhurbaşkanının siyaset tarzıyla uyumlu bir siyasi üslup geliştirdi. Hükûmetteki görevine paralel olarak, memleketi Normandiya’da belediye meclis üyesi olarak görev yapıyor ve çoğu hafta sonunu orada geçiriyor. Kamuoyunda düşük profilli bir imajı olan Lecornu özel hayatı hakkında çok az şey paylaşıyor ve kamuoyuna genel olarak ciddi bir görüntü veriyor.
Lecornu, 19 yaşında Fransa’nın en genç parlamento asistanı olarak siyasi kariyerine başladı. Aslında merkez sağ parti ve muhafazakâr parti Cumhuriyetçiler’den (LR) gelen Lecornu, siyasi merkezin ve sağın farklı kesimlerinde saygı kazanmayı başardı; Emmanuel ve Brigitte Macron çiftinin güvenini kazanmaktan, aşırı sağ lider Marine Le Pen’le tartışmalı akşam yemekleri düzenlemeye kadar uzanan geniş bir yelpazede bir siyasi hayatı var.
Özellikle sağ çevrelerle iliskilerini korumasını kolaylaştıran etkenlerden biri de Fransa’nın silahlı kuvvetlerini daha güçlü ve yüksek yoğunluklu savaşlara daha hazırlıklı hale getirme konusunda ülkedeki geniş mutabakat. Avrupa’da savunma bütçeleri artarken Lecornu de 2024-2030 yılları arasında 413 milyar avroluk savunma harcamasını öngören yeni askeri planlama yasasının parlamentodan geçmesini sağlamıştı. Ukrayna’daki savaş ve uluslararası gerginlikler bağlamında kamuoyu nezdindeki tanınırlığını arttıran bu görev, Emmanuel Macron’la arasındaki şahsi ilişkiyi de kuvvetlendirdiği ifade ediliyor.
Lecornu Yeni Bir Kabine Kurabilecek mi?
Başbakan olarak atanmasından önce, Le Figaro gazetesinin Odoxa-Backbone firmasına yaptırdığı ankete göre Fransızların yalnızca yüzde 18’i Lecornu’nun başbakan olmasını istiyordu. Bu nedenle Lecornu’nun henüz geniş kitleleri etkileyecek bir tanınırlığa sahip olmadığı belirtiliyor. Geçen yıl aşırı sağcı siyasi lider Marine Le Pen ve Macron’un partisinden Thierry Solère ile yediği bir akşam yemeğinin ortaya çıkması, Sébastien Lecornu tarafından yarım ağızla yalanlandı. Devamında ise “Özü itibarıyla, Fransa’nın Savunma Bakanı olarak, parlamentodaki Fransızlar tarafından seçilmiş tüm muhaliflerle görüşmeliyim,” açıklamasını yaptı.
Her ne kadar Macron ülkeyi başbakansız bırakmamış olsa da yeni başbakan atamak sadece ilk adım; kabineyi oluşturmak ise daha zorlu bir süreç. Ülkede son bir yılı aşkın süredir devam eden siyasi kriz, bu süreci daha da karmaşık hâle getiriyor. Michel Barnier döneminde yeni kabinenin açıklanması 16 gün sürmüştü; bu Fransa tarihinde şimdiye kadarki en uzun süreydi. Halefi Bayrou’nun döneminde ise liste ancak onuncu günde açıklanabilmişti.
Sébastien Lecornu için de bu süreç zaman alacak gibi görünüyor, çünkü yeni başbakan önce Ulusal Mecliste temsil edilen siyasi partilerin temsilcileriyle istişarelerde bulunacak. Parlamentonun çok parçalı yapısı nedeniyle, yeni hükûmetin oluşumu şimdiden zorlu bir müzakere süreci olarak görülüyor. Hükûmetin Cumhuriyetçiler (LR) ile anlaşma şansı çok yüksek olsa da, sol parti Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) şimdiden bir gensoru önerisi için çağrıda bulundu. Aynı şekilde Sosyalist Partiden (PS) de benzer bir uyarı geld: “Bir şeyler değişmezse bu hükûmeti de düşürürüz!”
Lecornu’nun kabinesini oluşturduktan sonra ikinci görevi parlamentoda yapılacak genel politika konuşmasında kurduğu hükûmetin yol haritasını açıklamak olacak. Fransız siyasetinin teamüllerine göre yeni Başbakan’ın bu konuşmanın ardından milletvekillerinden güvenoyu istemesi beklenir. Ancak François Bayrou’nun başına gelenlerden sonra Lecornu’nun bu riski alıp almayacağı belirsiz.
Sébastien Lecornu’nun kuşkusuz en büyük sınavı 2026 yılının bütçesini hazırlamak olacak. Bu, iki selefinin de hükûmetinin düşmesine mal olmuştu. Anayasal takvime uymak için başbakanın ekim ortasına kadar hızlı hareket etmesi ve bütçe tasarısını milletvekillerinin onayına sunması gerekiyor. Bütün dezavantajlarına rağmen, Lecornu’nun elinde bir başlangıç pozisyonu bulunuyor: François Bayrou yaz boyunca 2026 Mali Yasa Tasarısı üzerinde çalışmıştı. Şimdi eski Savunma Bakanı’nın bu tasarıyı, mümkün olduğunca çok sayıda parlamenterin kabul edebileceği şekilde yeniden düzenlemesi gerekiyor.