Gazze’de Yardım Noktalarının “Güvenliği” İslam Karşıtı Çetelere Emanet
Gazze’de yardım dağıtım noktalarının güvenliğinden sorumlu şirketin, bölgede güvenliği sağlamak için İslam düşmanı söylem ve eylemleriyle öne çıkan ABD’li motosiklet çetesi üyelerini istihdam ettiği ortaya çıktı.

BBC’de yayımlanan bir haber Infidels Motorcycle Club (Kâfirler Motosiklet Kulübü) adlı grubun 10 üyesinin Gazze’de UG Solutions (UGS) için çalıştığını doğruladı. UG Solutions, ABD-İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı (Gaza Humanitarian Foundation, GHF) adına güvenlik hizmeti veren özel bir taşeron şirket.
Yedi çete üyesinin, İsrail ve dönemin ABD Başkanı Donald Trump tarafından desteklenen tartışmalı “yardım operasyonunda” sahaları denetleyen üst düzey pozisyonlarda bulunduğunu ortaya koyan haber sonrası taşeron şirket UG Solutions (UGS), çalışanlarının işe uygun niteliklere sahip olduğunu savunarak şu açıklamayı yaptı:
“İş performansı ya da güvenlik standartlarıyla ilgisi olmayan kişisel hobiler veya üyelikler nedeniyle eleme yapmıyoruz. Her ekip üyesi kapsamlı güvenlik taramalarından geçiyor; yalnızca nitelikli, güvenilir kişiler operasyonlarımıza katılıyor.”
GHF de “nefret ve ayrımcı önyargılara ya da davranışlara sıfır tolerans politikası” benimsediklerini belirterek, “Gazze’de yardım sağlamak ve Gazzelilerle güven inşa etmek için her geçmişten insanla çalışıyoruz. Vakıf sahalarında yardım sağlayan ekip çeşitlidir – ve başarı da buradan gelmektedir” dedi.
Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF), İsrail ve ABD desteğiyle Haziran 2025’te faaliyete geçti. Ancak kuruluşundan bu yana BM sistemini devre dışı bırakıp yeni bir denetim rejimi kurmakla eleştiriliyor. Vakfın eski genel direktörü Jake Wood, 25 Mayıs’ta vakfın “insanlık, tarafsızlık, ayrım gözetmeme ve bağımsızlık” ilkelerini yerine getiremeyeceğini belirterek istifa etmişti. Birleşmiş Milletler ise bu planı eleştirerek katılmayacağını açıklamıştı.
Haziran ayında aralarında subayların da bulunduğu İsrail askerleri, kendilerine GHF’e ait sözde dağıtım noktalarında yardım bekleyen silahsız Filistinlilere tehdit oluşturmadıkları açıkça belli olmasına rağmen doğrudan ateş açma emri verildiğini belirterek bunu “oyuna benzettiklerini” itiraf etmişti. Ben Gurion Üniversitesinden araştırmacı Doç. Dr. Yaakov Garb tarafından kısa bir süre önce yayımlanan bir rapor, söz konusu yardım merkezlerinin mimarî yapısını ve lokasyon tercihlerini inceleyerek, bunların insani yardım için değil askerî amaçla ve halkı göçe zorlama stratejisiyle tasarlandığını ortaya koymuştu.
Kim Bu Infidels MC?
2006’da Irak Savaşı gazisi ABD’li askerler tarafından kurulan Infidels MC üyeleri kendilerini modern Haçlılar olarak görüyor ve Orta Çağ’da Müslümanlarla Kudüs’ün kontrolü için savaşan Hristiyanlara gönderme yapmak için sembol olarak Haçlı haçını kullanıyorlar.
Çete, Facebook sayfasında yaptığı İslam karşıtı nefret söylemleriyle de dikkat çekiyor. 2020’de sayfada, aralarında iki Müslüman’ın da bulunduğu dört Demokrat siyasetçinin İncil’i “nefret söylemi” ilan etmek istediğini öne süren sahte bir makale paylaşıldı. Bu paylaşımın altına Müslümanlara yönelik çok sayıda tehdit, hakaret ve küfür içeren nefret mesajları yazıldı. Infidels MC’nin Facebook sayfasında satılan “1095” şapkaları da Haçlı Seferleri’ne atıfta bulunuyor.
Çete lideri Johnny “Taz” Mulford’un da göğsünde 1095 dövmesi, sağ ön kolunda Haçlı haçı, sol üst kolunda ise “Infidels” yazısı yer alıyor. Mulford, Gazze’deki UG Solutions sözleşmesini yürüten “ülke takım lideri” görevini üstlenmiş. Mulford, BBC’nin Infidels MC’ye gönderdiği e-postaya yanıt verirken çete liderlerine “cevap vermeyin” talimatı gönderdi. Ancak yanlışlıkla “tümünü yanıtla” seçeneğini işaretleyince BBC’yi de alıcılar arasına ekledi ve böylece Gazze’de görev yapan bazı Infidels üyelerinin isimlerini ve e-posta adreslerini de istemeden ifşa etmiş oldu.
Yapılan incelemelerde, Mulford’un Gazze’de kendisiyle çalışmaları için 10 Infidels MC üyesini işe aldığı ortaya çıktı. Bu isimler arasında çetenin başkan yardımcısı Larry “J-Rod” Jarrett, ulusal saymanı Bill “Saint” Siebe ve kurucu üyelerden Richard “A-Tracker” Lofton da bulunuyor. Jarrett lojistikten sorumlu, Siebe yardım dağıtım noktalarından birinde güvenlik ekibini yönetiyor, Lofton ise başka bir noktada ekip liderliği yapıyor. Ayrıca gizli belgeler, açık kaynaklar ve eski çalışanların verdiği bilgiler, Gazze’de görev alan 6 Infidels üyesini daha doğruladı; bunlardan üçü silahlı güvenlik ekiplerinde lider ya da yardımcı pozisyonunda. Jarrett, Siebe ve Lofton konuya dair sorulara yanıt vermedi.
UGS, tüm çalışanlarının güvenlik açısından titizlikle incelendiğini ve yalnızca güvenilir kişileri görevlendirdiğini söylese de, Jarrett’in geçmişinde iki kez alkollü araç kullanma suçlaması bulunduğu ortaya çıktı; ancak bu davaların mahkûmiyetle sonuçlanıp sonuçlanmadığı bilinmiyor. Şirketin kurucusu ve CEO’su Jameson Govoni de yılın başında Kuzey Carolina’da bir trafik kazasından kaçmak ve polisten saklanmak suçlamalarıyla tutuklandı. BBC’nin sorularını yanıtsız bırakan Govoni’nin Infidels MC ile bağı bulunmadığı kaydedildi.
Filistinlilerin Güvenliği İslam Karşıtı Çete Üyelerine Emanet
Başlangıçta US Solution şirketinde görevlendirilenlerden yalnızca Mulford’un Infidels üyesi olduğu biliniyordu. Ancak yapılan araştırma, Gazze’deki daha yüksek maaşlı güvenlik liderliği görevlerine çete üyelerinin geniş ölçekte yerleştirildiğini ortaya çıkardı. Mulford’un sosyal medya paylaşımları da bu durumu destekler nitelikte: Gazze’ye gitmeden iki hafta önce Facebook’ta, kendisini takip eden ABD’li asker gazilere seslenerek “hâlâ ateş edebilen, hareket edebilen ve iletişim kurabilen” herkesi başvurmaya çağırdığı görüldü.
Eski bir taşeronun tahminine göre, Gazze’de çalışmak üzere işe alınan yaklaşık 320 kişinin en az 40’ı Infidels MC üyesiydi. BBC’nin ulaştığı belgelere göre UG Solutions, çalışanlarına günlük 980 dolar ödeme yaparken, “güvenli dağıtım noktalarındaki” ekip liderlerinin günlük ücreti 1580 dolara kadar çıkıyor.

Josh Miller, Gazze’deki taşeronların “Make Gaza Great Again” yazan bir pankart tuttukları fotoğrafı yüzlerini gizleyerek Facebook hesabından paylaştı.
Gazze’deki bir güvenlik ekibinin başında bulunan Josh Miller, üzerinde “Make Gaza Great Again” yazılı bir pankartla ekip fotoğrafı paylaştı. Miller’ın sahibi olduğu şirket, bu sloganı tişört ve kıyafetlerde kullanarak satışa sunuyor. Ürünler arasında “Embrace Violence” (Şiddeti kucakla) ve “Bütün gün sörf, bütün gece roketler. Gazze yazı 25” ifadelerinin yer aldığı tişörtler bulunuyor.
Miller’ın parmaklarında “Crusader” (Haçlı), başparmaklarında ise “1095” yazılı dövmeler bulunuyor. 1095, Papa II. Urban’ın Müslümanları “alçak bir ırk” olarak niteleyerek ilk Haçlı Seferi’ni başlattığı yılı simgeliyor. Miller, konuyla ilgili yorum taleplerini cevapsız bıraktı.
“Ölüm Koridoru”
Öte yandan, Gazze’deki sözde insani yardım dağıtım noktalarında sivil can kayıpları artıyor. GHF’nin kurduğu ve “ölüm koridoru” adı verilen bir mimari mantığa göre dizayn edilmekle eleştirilen dağıtım merkezlerine ulaşmaya çalışan sivillere yönelik saldırılar sistematik bir hâl aldı. BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’nin verilerine göre, 2 Eylül’e kadar 1135 çocuk, kadın ve erkek, GHF sahalarının yakınında yiyecek ararken İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti. Yaralanma ve ölümlerin büyük çoğunluğu, İsrail askerlerinin ateş açtığı, kalabalıkların gaz ve ses bombalarıyla dağıtıldığı anlarda yaşandı. Anthony Aguilar adlı ABD vatandaşı eski bir GHF görevlisi, küçük bir çocuğun ayaklarının dibine atılan biber gazı kapsülleri ve kurşunlar nedeniyle hayatını kaybettiğini tanıklık ederek anlattı. BM, ölümlerin çoğunun İsrail güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirildiğini doğrularken, İsrail ordusu ise suçlamaları “yetkili makamlarca incelendiklerini” söyleyerek geçiştiriyor.
UG Solutions sahadaki güvenlik görevlilerinin sivillere ateş açtığı veya kötü yönetimle insanları tehlikeye attığı iddialarını reddediyor, ancak kalabalıkları dağıtmak için “uyarı ateşi” açtıklarını kabul ediyor. Kuzey Carolina merkezli şirket yaptığı açıklamada, operasyonun başındaki Johnny Mulford’u “ABD ve müttefiklerini 30 yılı aşkın süredir destekleyen güvenilir ve saygın bir isim” olarak tanımladı ve “Onun itibarının, geçmişinin ve karmaşık görevlerdeki katkılarının arkasında duruyoruz” ifadelerini kullandı. Ancak Mulford’un ABD ordusunda çavuşken rüşvet, hırsızlık ve askeri makamlara yalan beyanda bulunma suçlarından ceza aldığı biliniyor. (P)