boykot

Küresel Boykot, Yerli Ekonomiler İçin Bir Fırsat Olabilir mi?

Gazze’de devam eden kıyım, Müslüman ülkelerde yalnızca politik tepkileri değil, tüketim alışkanlıklarını da yeniden şekillendiriyor. İsrail’e destek vermekle itham edilen uluslararası gıda ve fast-food zincirlerine yönelik küresel boykot dalgası, Malezya ve Endonezya'da yerli markaların yükselişini hızlandırıyor.

Küresel Boykot, Yerli Ekonomiler İçin Bir Fırsat Olabilir mi?
Kuala Lumpur, Malezya – 10 Şubat 2024: Bukit Bintang’ta bir Mc Donald's bayisi önünde Filistin’e özgürlük ve dayanışma gösterisi ©Hakim Adnan / Shutterstock.com

İsrail’in Gazze’de 2023’ten bu yana devam eden ve Birleşmiş Milletler başta olma üzere pek çok uluslararası kuruluş tarafından soykırım olarak tanımlanan askeri operasyonları ve işlediği savaş suçları, Müslüman dünyasında derin bir öfke dalgasına yol açtı. Bu öfke, yalnızca politik protestolarda değil, tüketim alışkanlıklarında da kendini gösteriyor. İsrail’in Gazze’ye yönelik 2023 öncesi düzenlediği saldırıları takiben ara ara nükseden “sessiz boykot”lar, bugün milyonlarca insanın alışveriş tercihlerini yönlendiren küresel bir harekete dönüşmüş durumda.

Financial Times, “Mısır’dan Endonezya’ya, Suudi Arabistan’dan Pakistan’a kadar tüketiciler, Gazze’deki savaşta İsrail’e destek verdiği düşünülen Batı markalarını terk ediyor,” diyerek bu dalgayı “yakın tarihin en yaygın tüketici tepkisi” olarak tanımlıyor. Coca-Cola, KFC, McDonald’s ve Starbucks gibi devler, Müslüman pazarlarda ciddi kayıplar yaşarken; yerli markalar hızla yükseliyor.

Malezya’da Boykottan Doğan Markalar

34 milyon nüfuslu Malezya’da halkın üçte ikisi Müslüman. Filistin’le dayanışma amacıyla küresel zincirlerden uzak duran tüketiciler, yerli markaların yükselişini hızlandırdı. Malezya’da yaşanan dönüşümün en dikkat çekici örneklerinden biri, Ahmad’s Fried Chicken markasının doğuşu oldu. ABD’nin İsrail’e desteği nedeniyle Amerikan markalarını boykot eden Lailatul Sarahjana Mohd Ismail, çocuklarının McDonald’s’tan kızarmış tavuk isteğine evde kendi kızarttığı tavukla yanıt verdi. Bu basit adım, kısa sürede ülke çapında bir girişime dönüştü.

Eşi Mohd Taufik Khairuddin ile birlikte kurduğu Ahmad’s Fried Chicken, önce bir food truck olarak hizmete başladı, ardından bir yıl içinde 35 şubeye ulaştı. Şirket, 2026 yılı sonuna kadar 110 şubeye çıkmayı hedefliyor. Ahmad’s Fried Chicken, bugün Malezya’da küresel markalara alternatif bir başarı hikâyesi olarak görülüyor.

Kahve sektörü de boykotlardan payını aldı. Zuspresso Sdn. (ZUS Coffee), 2023’te Starbucks’tan daha az şubeye sahipken, bir yıl içinde şube sayısını ikiye katladı ve bugün 700’den fazla noktada hizmet veriyor. Marka, hem klasik içecekleri hem de yerel tatları menüsüne dahil ederek yerel damak tadına hitap ediyor.

ZUS Coffee, 2023 sonunda Filipinler’e açılarak uluslararası pazara da adım attı. Ardından Tayland, Singapur ve Brunei’de şubeler açtı. Operasyon Direktörü Venon
Tian, “Yerel markalara artan güveni sürdürmeye çalışıyoruz,” diyerek şirketin bölgesel büyüme stratejisini özetliyor.

Yerli Markalara Yönelimde Patlama

Ampersand Advisory ve InsightzClub tarafından 2025 Mart ayında yapılan araştırmaya göre, Malezyalıların yüzde 52’si İsrail’le iş yaptığına inandıkları markaları boykot etti. Katılımcıların yüzde 91’i bu markalardan alışveriş yapmayı bırakırken, yüzde 60’ından fazlası yerli markalara yöneldi. ZUS Coffee, Tealive, Old Town White Coffee ve Texas Chicken gibi Malezya markaları bu süreçte büyük kazanç sağladı.

Katılımcıların yüzde 71’i artık yerel kahve ve restoran zincirlerinden alışveriş yaptığını, yüzde 62’si yerli fast-food markalarını, yüzde 58’i ise Beryl’s gibi yerli çikolata markalarını tercih ettiğini belirtti. Araştırma, Malezya’daki bu dönüşümün yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda Filistin’le dayanışmayı yansıtan politik ve ahlaki bir nitelik taşıdığını ortaya koyuyor. Katılımcıların yüzde 42’si boykotların yerel çalışanları olumsuz etkileyebileceğinin farkında olsa da, çoğu bu kişilerin büyüyen yerel markalarda istihdam edileceğine inanıyor.

Endonezya: Yeni Markalar ve Tüketici Bilinci

Endonezya’da da benzer bir tablo yaşanıyor. İsrail’in Gazze’de işlediği soykırımın ardından Batı markalarına yönelik boykotlar, yerli işletmelerin büyümesini hızlandırdı. Almaz Fried Chicken, ülkede yaşanan bu dönüşümün en çarpıcı örneklerinden biri. Haziran 2024’te açılan zincir, sadece birkaç ayda Cakarta ve Sumatra’da 37 şubeye ulaştı.

CEO Okta Wirawan, “Müşterilerimiz Almaz ürünlerini satın alırken yalnızca kaliteli gıda aldıklarını değil, aynı zamanda anlamlı bir davaya katkıda bulunduklarını hissediyor,” diyor. 2025 Ağustos itibarıyla ülke çapında 141 şubesiyle hizmet veren Almaz, 2025 sonuna kadar 200, Şubat 2026’ya kadar ise 250 şubeye ulaşmayı hedefliyor. Şirket, kârının yüzde 5’ini hayır kurumlarına ve Filistin’e yardım fonlarına aktarıyor.

Endonezya merkezli Fore Coffee de savaşın başlamasından kısa süre sonra helal sertifikası alarak büyümesini hızlandırdı. CEO Vico Lomar, “Endonezya dünyanın en büyük Müslüman ülkesi. Helal sertifikamız satışlarımızı ciddi biçimde artırdı. Boykot, yerel ürünlere olan sevgiyi de güçlendirdi,” diyor.

GlobalData’nın araştırmasına göre, dünya genelinde tüketicilerin yaklaşık yarısı bazı markaları boykot ediyor; bu oran Malezya ve Endonezya’da yüzde 70’e kadar çıkıyor.

Batı Zincirleri Zor Günler Yaşıyor

Boykotlar, birçok Batı menşeli zinciri zor durumda bıraktı. Pizza Hut Endonezya’nın işletmecisi Sarimelati Kencana, 2024’ün ilk dokuz ayında 96,7 milyar rupiah (yaklaşık 6 milyon dolar) zarar ettiğini açıkladı. KFC Endonezya’nın sahibi Fast Food Indonesia, zararın dört kat artarak 557 milyar rupiaha çıktığını ve 50 şubenin kapatıldığını bildirdi.

Starbucks’ın yerel işletmecisi MAP Boga Adiperkasa ise, 111 milyar rupiah kârdan 79 milyar rupiah zarara geçti. Unilever Endonezya ise kârının yüzde 28 azalarak 3 trilyon rupiaha düştüğünü bildirdi.

Starbucks 2024 boyunca küresel satışlarında üç çeyrek üst üste satış kaybı yaşarken, geçtiğimiz eylül ayında şirket, düşen satış performansını tersine çevirmek amacıyla 1 milyar dolarlık yeniden yapılanma planı kapsamında, ABD’deki onlarca şubesini kapatacağını ve yaklaşık 900 çalışanını işten çıkaracağını duyurdu.

Orta Doğu’da KFC, Pizza Hut ve Krispy Kreme gibi Amerikan gıda markalarını işleten Americana Group ise, 2024 yılında net kârının yüzde 38,8 düşerek 158,7 milyon dolara gerilediğini açıkladı. Şirketin gelirleri ise 2023’teki 2,41 milyar dolardan 2024’te 2,19 milyar dolara gerileyerek  yüzde 9 oranında azaldı.

Mısır’da da 7 Ekim saldırılarının ardından başlayan protestolar, El-Ezher’in büyük imamı Ahmed el-Tayyib’in çağrısıyla ülke geneline yayıldı. McDonald’s’ın İsrail askerlerine ücretsiz yemek dağıttığı haberleri, markayı Arap dünyasında hedef hâline getirdi. Kısa sürede boykot listesine Coca-Cola, Starbucks, Carrefour, Pepsi, Burger King ve Amazon gibi devler de eklendi. Bu süreç, Mısır’da da yerli markalar için yeni fırsatlar doğurdu: Spiro Spathis adlı yerli içecek markası, Coca-Cola ve Pepsi’ye alternatif olarak ülke genelinde popülerlik kazandı.

The Media Line’a konuşan Mısırlı bir pazarlama ajansı yöneticisi, “Mısır’da tüketicilerin yüzde 40-60’ı boykotu takip ediyor. Pazarlama çalışmaları aracılığıyla, birçok Mısırlının boykot edilen ürünler yerine yerli markaları sorduğunu görüyoruz” dedi.

Uzmanlar, Müslüman dünyasında yaşanan bu tüketici hareketini yalnızca bir protesto değil, kalıcı bir ekonomik ve kültürel dönüşüm olarak değerlendiriyor. Coğrafi ve siyasi trendleri izleyen danışmanlık firması Viewfinder Global Affairs’in kurucusu Adib Zalkapli, bu değişimin kalıcı olduğunu ve Filistin’de yaşananların “tüketicileri alternatif markalara yönlendiren en güçlü faktör” olduğunu söylüyor.

Malezya Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü’nde kıdemli araştırmacı olan Azizul Amiludin ise, kaynak kısıtlamalarının bazı yerel markaların büyüme hızını yavaşlatabileceği konusunda uyarıyor.

BM: “Soykırım Ekonomisi”

Boykot dalgası yalnızca tüketicilerle sınırlı kalmadı. Ağustos 2025’te Norveç’in 2 trilyon dolarlık Varlık Fonu, beş İsrail bankası ve Caterpillar’ı portföyünden çıkardı. Aynı dönemde, Avrupa’nın en büyük emeklilik fonu Hollanda merkezli ABP, İsrail ordusuna ekipman tedariki nedeniyle 455 milyon dolarlık yatırımını geri çekti.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ofisi’nin Eylül 2025 raporuna göre, işgal altındaki Batı Şeria’da faaliyet gösteren 158 şirket tespit edildi. Bunların yüzde 90’ı İsrail merkezli, geri kalanı ise ABD, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, Hollanda, Portekiz, İspanya ve İngiltere’de kayıtlı çok uluslu firmalar. Listede Airbnb, Booking.com, Expedia, Motorola, Re/Max ve TripAdvisor gibi tanınmış markalar da bulunuyor.

BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese’nin Haziran 2025 tarihli raporu da, İsrail’in Gazze ve Batı Şeria’daki politikalarının artık yalnızca bir işgal değil, uluslararası şirketlerin de ortaklığıyla kurumsallaşmış bir “soykırım ekonomisi” hâline geldiğini iddia ediyordu. Rapora göre, silah, teknoloji, inşaat, enerji, su, tarım ve finans sektörlerinden yüzlerce şirket ve finans kuruluşu, İsrail’in Filistin halkına yönelik yerleşim, yıkım ve askeri operasyonlarına doğrudan katkı sağlıyor ve bu sistemden milyarlarca dolar kazanıyor. Öne çıkan örnekler arasında Elbit Systems ve Lockheed Martin gibi silah şirketleri, Microsoft ve Amazon gibi teknoloji firmaları, Caterpillar ve Hyundai gibi inşaat makineleri tedarikçileri ile Chevron ve BP gibi enerji devleri yer alıyor. Albanese, bu şirketlerin yalnızca destekçi değil, aynı zamanda işgal ve soykırım uygulamalarının doğrudan faili konumunda olduğunu vurguluyor ve faaliyetlerini insanlığa karşı suçlarla ilişkilendiriyor. (P)

 

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi #0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler