'Gazze Şeridi'

Norveç’ten İsrail’e Etik Sınır: Varlık Fonu ve Sendikalar Şirketleri Kara Listeye Alıyor

Norveç, 7 Ekim sonrası İsrail’in askeri ve yerleşim politikalarına yönelik sert eleştirilerini ekonomik adımlarla somutlaştırıyor. Dev varlık fonları, özel sektör şirketleri ve işçi sendikaları eliyle şekillenen bu çok katmanlı tutum, İsrail ile ilişkileri “etik yatırım” ilkeleri doğrultusunda yeniden tanımlıyor.

2019'da başkent Oslo'da İsrail'in Eurovison yarışmasına ev sahipliği yapacak olmasını protesto eden bir grup. Fotoğraf: Ryan Rodrick Beiler - Shutterstock.

7 Ekim 2023’ün ardından İsrail’in Gazze’ye yönelik ve soykırım suçlamasıyla uluslararası mahkemelerde yargılanan saldırılarına cevaben Norveç, İsrail’le olan ekonomik ilişkilerine yönelik politikalarında önemli değişikliklere imza attı. Norveç’in attığı adımlar ve aldığı tutum, diğer Avrupa ülkelerine kıyasla daha fazla dikkat çekiyor. İsrail’e karşı ekonomik mesafesini giderek artıran Oslo yönetimi, bu tutumuna hem diplomatik hem de finansal alanlarda aldığı kararla eşlik ediyor.

Norveç’in İsrail’le Ekonomik İlişkileri Küçülten Kararları

2024 yılının Mart ayında Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide, Norveç hükûmetinin, Norveçli şirketlere, yasa dışı İsrail yerleşimlerini sürdürmeye hizmet eden ticaret veya iş birliğine girmemeleri tavsiyesinde bulunmuştu. İsrail’in işgal altındaki topraklardaki yerleşim politikası konusundaki tutumunu ifade eden Eide, “Norveçli iş dünyası, yetkililerden bu konuda yol göstermersini talep etti. Yayınlanan bu tavsiye, Norveçli şirketlerin yasa dışı İsrail yerleşimlerinde yürütülen ekonomik ya da finansal faaliyetlerin, uluslararası insancıl hukuk ve insan hakları ihlallerine katkı riski taşıdığı konusunda dikkatli olmaları gerektiğini açık biçimde ortaya koyuyor,” sözleriyle İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarında kurduğu yerleşimlerle iş yapmanın hukuki ve etik risklerine dikkat çekerek özel sektörü bu konuda uyarmıştı.

Aynı yılın Haziran ayında Norveç’in en büyük emeklilik fonu olan KLP’den güçlü bir çıkış geldi. KLP, ABD merkezli Caterpillar’ın “buldozerlerin insan haklarına aykırı kullanılması riski nedeni” ile şirketi yatırım portföylerinden çıkardıklarını duyurdu. Yayımlanan basın açıklamasında KLP’nin başkanı fonun daha önce de Birleşmiş Milletler’in İsrail’in Batı Şeria’daki illegal yerleşim yerleriyle bağlantılı şirketlere ilişkin yayımladığı önemli raporun ardından, İsrail’in bu yerleşimleri ve ayrım duvarıyla ilişkili şirketlerden yatırımlarını çekmiş olduklarını aktardı.

KLP, Nisan 2021’de aralarında telekomünikasyon devi Motorola’nın da bulunduğu, işgal altındaki Batı Şeria’daki yasa dışı İsrail yerleşimleriyle bağlantılı şirketleri yatırım portföyünden çıkarmıştı.

İşçi Sendikasından İsrail’i Boykot Etme Kararı

6 Mayıs 2025’de ise bu ekonomik gelişmelerin belki de en çarpıcı hamlesi gerçekleşti: Norveç’in en büyük işçi sendikası konfederasyonu LO, ülkenin 1,8 trilyon dolarlık devlet varlık fonunun, işgal altındaki Filistin topraklarında faaliyet gösteren İsrail bağlantılı şirketlerden yatırımlarını çekmesi çağrısında bulundu. LO Başkan Yardımcısı Steinar Krogstad, uluslararası haber ajansı Reuters’a yaptığı açıklamada, bu şirketlerin uluslararası hukuku ihlal ettiği gerekçesiyle fonun buralardan tamamen çekilmesini istediğini belirtti.

LO, bu çağrının, Gazze ve Batı Şeria’daki savaş ve İsrail’in politikalarının etkisiyle daha da acil hâle gelmiş olduğunu belirtti. İşçi Konfederasyonun genel yaklaşımının, fonun uluslararası hukuka uygunluk ilkesine göre hareket etmesi gerektiği yönünde olduğu ifade edildi. LO ve 47 sivil toplum kuruluşu, Norveç Maliye Bakanı Jens Stoltenberg’e bir mektup göndererek, merkez bankasına bu şirketlerden çekilme talimatı vermesini istedi. Ayrıca, fonun etik yönergelerinin daha açık ve uluslararası hukuka uygun hâle getirilmesi de talep edildi. LO, eylül ayına kadar Filistin topraklarındaki işgalin sona ermemesi durumunda, Norveç hükûmetine İsrail’e karşı uluslararası bir ekonomik boykot uygulanması çağrısında da bulundu. 240 delegenin oyuyla kabul edilen karar, toplantıya katılan hazirun tarafından yoğun alkışlarla karşılandı.

Norveç Varlık Fonundan Petrol Şirketine Karşı Hamle

Norveç, İsrail ile ekonomik ilişkilerini yeniden şekillendirirken, dünyanın en büyük kamu fonlarından biri olan Norveç Varlık Fonu (NBIM), Batı Şeria’daki işgali sürdüren şirketlere karşı yatırımlarını çekme kararı aldı. 12 Mayıs’ta açıklanan bu hamle, uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Norveç Varlık Fonu Etik Konseyi doğrultusunda İsrailli akaryakıt firması Paz’ın faaliyetlerinin uluslararası hukuka aykırı olan yerleşimlerin sürdürülmesine katkı sağladığını belirtti. Paz, İsrail’in en büyük akaryakıt istasyonu işletmecisi olarak biliniyor ve işgal altındaki Batı Şeria’da ise dokuz istasyon işletiyor.

Bu karar, fonun etik denetçisi olan Etik Konseyi tarafından Ağustos 2024’te İsrail’in Batı Şeria ve Gazze’deki işgaline destek veren şirketlere karşı etik standartları daha sıkı uygulamaya başlamasının ardından alınan ikinci yatırım çekme (divestment) kararı oldu. Fon, Etik Konseyi tarafından verilen tavsiye doğrultusunda Aralık 2024’te de İsrail’in en büyük telekomünikasyon şirketi Bezeq’ten benzer gerekçelerle fonun yatırımlarını geri çekme kararı almıştı. Etik Konsey, Bezeq’in Batı Şeria’daki Filistinlilere de hizmet verdiğini ancak bunun, şirketin İsrail yerleşimlerine yönelik altyapı ve hizmetleriyle bu yerleşimlerin sürdürülmesine ve genişlemesine katkıda bulunması gerçeğini değiştirmediğini vurgulamıştı.

Dünyanın en büyük varlık fonu olan Norveç Petrol Fonu, küresel ölçekte 9.000 şirketteki hisselerin yüzde 1,5’ine sahip. Toplam değeri 1,8 trilyon doları bulan fon, çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) kriterlerine dayalı yatırımlar konusunda uluslararası alanda öncü kabul ediliyor.

“Gazze Halkının Kalıcı Olarak Yerinden Edilmesini Reddediyoruz”

Norveç’in güncel tutumu yalnızca ekonomik yaptırımlarla sınırlı kalmadı. Norveç devleti diplomatik sahnede de Gazze’de yaşananlara karşı açık ve ilkeli bir duruş sergilemeyi sürdürüyor. Özellikle Gazze’deki demografik mühendislik tehlikesine karşı verilen mesajlar, Norveç’in insani ve hukuki hassasiyetini açıkça ortaya koydu.

Ocak 2025’te Norveç, BM Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) hesaplarına 24,5 milyon dolarlık bir meblağı havale ettiğini duyurdu. Norveç, bunula birlikte, Gazze’deki bir milyon kişinin temel ihtiyaçları için UNRWA’ya bağımlı olduğunu belirtti ve uluslararası desteğe acil ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Norveç, ayrıca, BM Genel Kuruluna İsrail’in işgal altındaki Filistinlilere yönelik yardım yükümlülüklerini netleştirmesi amacıyla Uluslararası Adalet Divanına (UAD) başvurulmasını önerdi.

7 Mayıs’ta yapılan bir açıklamada Norveç, İzlanda, İrlanda, Lüksemburg, Slovenya ve İspanya, İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarını genişletme planını kınadı. Açıklamada, bu planın iki devletli çözüm umutlarını tehlikeye atacağı, sivil halkı daha da zor duruma sokacağı ve Gazze’deki demografik değişikliklerin uluslararası hukuka aykırı olduğu vurgulandı.

Bildiride şu ifadelere yer verildi: “Gazze’deki herhangi bir demografik veya toprak değişikliğini, halkının kalıcı olarak yerinden edilmesini zorunlu kılacak ya da buna olanak tanıyacak herhangi bir planı, uluslararası hukuka aykırı olduğu için kesinlikle reddediyoruz. Ayrıca, tüm nüfusun insani yardıma erişimini sağlamayan bir sisteme de güçlü bir şekilde karşıyız. Gazze, Filistin Devleti’nin ayrılmaz bir parçasıdır ve Filistin halkına aittir.”

Son olarak 19 Mayıs’ta Norveç Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in Gazze Şeridi’ne insani yardım erişimini yeniden açarken uyguladığı kısıtlamaları diğer tepki gösteren ülkelerle birlikte eleştirdi: “21 ülke ve Avrupa Birliği ile birlikte Norveç, İsrail’e yardımların tam olarak yeniden başlatılmasına ve insani yardım aktörlerinin Gazze’ye engelsiz erişimine derhal izin vermesi çağrısında bulunuyor. Gazze’deki sivillerin çektiği aşırı acılar ancak insani erişimin tam olarak yeniden başlamasıyla hafifletilebilir.”

Komşu Ülke İsveç’ten Benzer Adımlar Gelir Mi?

Norveç’teki işçi sendikası konfederasyonu İsrail’e karşı boykot kararı alırken, İsveç’teki muadili ise bu kadar ileri gitmeyi uygun bulmuyor. İsveç gazetesi Dagens Arena’ya yaptığı bir açıklamada İsveç’in LO Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Yöneticisi Maria Nyberg, “Çoğunlukla Norveç işçi sendikası konfederasyonu’suyla aynı görüşleri paylaşıyoruz. Yıllardır iki devletli çözümü savunduk ve savaşın başlangıcından itibaren bunu kınadık. Ateşkes çağrısında bulunduk, barışçıl güçlerin devreye girmesi gerektiğini ve İsrail’in Gazze’ye insani yardımları kabul etmesi gerektiğini söyledik. Ancak fark, tamamen bir boykot talep etmememiz; bunun yerine AB’nin İsrail ile olan ticaret anlaşmasını dondurması gerektiğini ifade ettik,” sözleriyle İsveç’teki LO’nun duruşunu tarif etti. (P)

Medine Tezcan

Uluslararası Londra Üniversitesi’nde Siyasal Bilimler ve Uluslararası İlişkiler eğitimini tamamlayan Medine Tezcan, İsveç Genç Müslümanlar (SUM) Derneğinin başkan yardımcılığını yapmıştır. Tezcan, Perspektif redaksiyon ekibinin üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler