'Cami'

Araştırma: Almanya’da Cuma Hutbeleri Şeffaf ve Toplum Odaklı

Almanya’da yapılan bir araştırma, ülkede faaliyet gösteren büyük İslami cemaatlerin cuma hutbelerinde ahlaki değerler, eğitim, aile, komşuluk ve çevre konularını ele aldığını ortaya koyarken, camilerde radikal içerikli vaazlar verildiğine dair varsayımları da çürütüyor.

©Shutterstock.com

Müslümanlar için cuma namazının ayrılmaz bir parçası olan cuma hutbesi Alman siyasetinde radikalleşme bağlamında sıkça tartışılan bir mesele. Friedrich-Alexander Erlangen-Nürnberg Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmadan elde edilen sonuçlar ise Almanya’daki camilerde verilen cuma hutbelerinin, radikal söylemler değil, aksine günlük hayatla ilgili konular etrafında şekillendiğini tespit etti.

Üniversite, araştırmayla ilgili geçtiğimiz çarşamba günü yaptığı açıklamada, hutbelerin camilerdeki cuma namazının temel unsurlarından biri olduğunu, ancak Alman kamuoyunda sıklıkla radikalleşmenin kaynağı olarak görüldüğünü belirtti. Buna karşılık yapılan araştırmanın ise iddia edilenin aksine, hutbelerin çoğunlukla dinî günlük yaşam, insan ilişkileri, çocuk eğitimi, bilgi edinme ve maneviyat gibi konularla ilgili olduğunu ortaya koyduğu kaydedildi.

Avrupa’da İslam ve Hukuk Araştırma Merkezi (EZIRE) tarafından yürütülen “Karşılıklı Etkileşimler” projesi kapsamında, 2005 yılına kadar uzanan ve internet üzerinden yayınlanan hutbeler incelendi. İncelenen hutbeler, Almanya’daki yaklaşık 2 bin 300 cami ve mescitten yaklaşık 1500’ünü temsil eden üç büyük İslami çatı kuruluşu İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG), Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) ve İslam Kültür Merkezleri Birliğine (VIKZ) ait.

Araştırmacılar, örneklem yöntemiyle hutbelerin yayımlandığı şekilde okunduğunu ve Türkçe ile Almanca versiyonlarının içerik açısından farklılık göstermediğini de teyit etti.

Hutbelerde Aile ve Çevre Gibi Konular Ele Alınıyor

“Cuma hutbelerinde çoğunlukla genel ahlaki uyarılar ve öğütler yer alıyor. Bu mesajlara inançsız bir insan dahi katılabilir” diyen EZIRE yöneticisi İslam bilimci Jörn Thielmann, hutbelerde çocukların eğitimine önem verilmesi, aile içinde saygılı bir iletişimin sağlanması, iyi bir komşuluk ilişkisi, toplumsal katılım, çevrenin korunması ve ihtiyaç sahiplerine yardım gibi konuların ele alındığını belirtti. Daha nadiren ise ırkçılık, ayrımcılık ve İslam karşıtlığı gibi temaların da işlendiğini  ifade etti.

“Müslüman kuruluşlar, Müslümanların yaşadığı olumsuz deneyimleri açıkça dile getiriyor ama aynı zamanda bu durumlarla yapıcı ve barışçıl bir şekilde başa çıkılmasını tavsiye ediyor” diyen Thielmann, hutbelerde inananlara aşırılıklara ve şiddete kesin bir şekilde karşı çıkılması gerektiğinin ve toplumun “merkezinde” yer alan bir anlayışa bağlı kalınmasının öğütlediğini vurguladı.

“Bilim Ön Yargıları Çürütüyor”

İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Ali Mete, Erlangen-Nürnberg Friedrich-Alexander Üniversitesinin gerçekleştirdiği bilimsel araştırma ile ilgili bir açıklama yaptı. Araştırmanın Almanya’daki köklü İslami cemaatlere bağlı camilerindeki hutbelerin odak noktasının sorumluluk, ahlaki değerler ve toplumsal uyum olduğunu ortaya koyduğunu belirten Mete, bu hutbelerde eğitimden çevre korumaya, komşuluk ahlakından sosyal duyarlılığa kadar çeşitli konuların ele alındığını belirtti.

Hutbelerin uzun yıllardır şeffaf ve halka açık bir şekilde, birkaç dilde yayımlandığını vurgulayan Mete, İslam Toplumu Millî Görüş’ün bu konuda öncü bir rol üstlendiğini ve Cuma hutbelerini 2003 yılından beri çevrimiçi olarak erişime açtığını hatırlattı. Hâl böyleyken hem siyasi tartışmalarda hem de medyada sürekli camilerde ne vaaz verildiğinin bilinmediği izlenimi verilmeye çalışıldığına dikkat çekti.

“Bilim ön yargıları çürütüyor. Tehlikeli olan camiler değil, onlar hakkında yapılan tartışmalar.” diyen Mete, özellikle medya ve siyasete Müslümanların yaşamları hakkında objektif haber üretme ve ön yargıları besleyen söylemlerden kaçınma çağrısında bulundu. Mete açıklamasını şu ifadelerle noktaladı:

“Düşmanca imgeler dolaşımda kalmaya devam eder ve gerçek bilgiler göz ardı edilirse, toplumsal uyum da baskı altına girer. Radikalleşmenin yeri camiler değildir; asıl sorun, kamuoyundaki tartışmaların gerçeklerden uzaklaşması ve böylece toplumsal kurumlara olan güvenin sarsılmasıdır.” (P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler