Gazze Şeridi

Gazze’de Haberciliğin Bedeli: En Az 706 Filistinli Gazeteci Yakını Öldürüldü

Yeni bir rapora göre İsrail’in yaklaşık 26 aydır süren saldırılarında, Gazze'deki Filistinli gazetecilerin en az 706 aile ferdi yaşamını yitirdi. Filistinli Gazeteciler Sendikası bu durumu “kolektif cezalandırma” olarak tanımlıyor.

Gazze’de Haberciliğin Bedeli: En Az 706 Filistinli Gazeteci Yakını Öldürüldü
İspanya'nın Logrono şehrinde Filistinli basın mensupları için yapılan bir gösteriden. 13 Eylül 2025. Fotoğraf: www.mariomartija.es - Shutterstock.

Palestinian Journalists Syndicate (Filistinli Gazeteciler Sendikası), İsrail’in Ekim 2023’te Gazze’ye yönelik başlattığı ve hâlen süren saldırılar boyunca en az 706 Filistinli gazetecinin aile ferdinin öldürüldüğünü açıkladı. 27 Aralık’ta sendikanın Özgürlükler Komitesi tarafından yayımlanan kapsamlı rapor, gazetecilerin yalnızca meslekleri nedeniyle değil, aile bağları üzerinden de hedef alındığını ortaya koyuyor.

Raporda, İsrail güçlerinin gazetecilerin ailelerine yönelik saldırılarının “çatışma koşullarının kaçınılmaz sonucu” olmadığı özellikle vurgulanıyor. Aksine bu saldırılar, sendikaya göre, Filistinli haberciliği susturmayı amaçlayan sistematik ve kasıtlı bir politikanın parçası. Komite, bu yaklaşımı açıkça “kolektif cezalandırma” olarak tanımlıyor.

“Kamera ile Çocuk Arasında Ayrım Yapılmıyor”

Özgürlükler Komitesi Başkanı Muhammad al-Lahham, 2023’ten 2025’e uzanan dönemdeki saldırı örüntüsünün, İsrail’in niyetini net biçimde ortaya koyduğunu söylüyor. Al-Lahham’a göre hedef artık yalnızca gazeteciler değil; onların çocukları, eşleri, anne ve babaları da bu politikanın parçası hâline getirilmiş durumda: “İsrail işgali, hakikate karşı kapsamlı bir savaş yürütüyor. Bu savaşta kamera ile çocuk, kalem ile ev arasında hiçbir ayrım yapılmıyor.”

Sendikanın değerlendirmesinde, gazetecilik faaliyetinin bilinçli olarak ‘varoluşsal bir yük’ hâline getirildiği, böylece haberciliğin bedelinin yalnızca gazetecilere değil, tüm aileye ödetildiği ifade ediliyor.

Rapora Göre Gazetecilerin Aileleri Sistematik Olarak Hedef Alınıyor

Raporda yer alan verilere göre, gazetecilerin ailelerine yönelik ölümler yıllara göre düzenli ve kesintisiz bir seyir izledi:

  • 2023: 436 aile ferdi
  • 2024: 203 aile ferdi
  • 2025: En az 67 aile ferdi

Bu ölümler, ailelerin büyük bölümünün zorla yerinden edildiği, evlerini kaybettikten sonra çadırlarda veya geçici kamplarda yaşamaya başladığı dönemlerde dahi devam etti. Komite, bunun “rastlantısal bir savaş sonucu” olarak açıklanamayacağını vurguluyor.

Sendikanın raporunda özellikle dikkat çekilen vakalardan biri, Han Yunus yakınlarında yaşandı. Gazeteci Heba al-Abadla, annesi ve al-Astal ailesinden yaklaşık 15 kişi, evlerinin İsrail uçakları tarafından bombalanmasının ardından yaklaşık iki yıl boyunca enkaz altında kaldı. Bedenlerine ancak uzun bir süre sonra ulaşılabildi.

Komite, bu tür vakaların istisna olmadığını belirterek şu ifadeyi kullandı: “Yüzlerce çocuk, kadın ve yaşlı; yalnızca bir aile ferdinin gazetecilikle profesyonel bağı olduğu için öldürüldü. Bu durum, tüm insani ve hukuki normların açık ihlalidir.”

Evler, Sığınaklar ve Yerinden Edilme Alanları Hedefte

Rapor, İsrail saldırılarının sıklıkla gazetecilerin evlerini, geçici barınma alanlarını ve medya çalışanlarının yaşadığı bilinen bölgeleri vurduğunu ortaya koyuyor. Bazı vakalarda tüm ailelerin yok edildiği, hayatta kalan gazetecilerin ise bu kayıpların canlı tanıkları olarak bırakıldığı belirtiliyor.

Komite, bu durumu İsrail’in tutumunda bir “niteliksel değişim” olarak tanımlıyor: Bireysel hedef almadan, toplumu sindirmeyi amaçlayan kolektif cezalandırmaya geçiş. Sendikaya göre amaç yalnızca gazetecileri korkutmak değil; “medyayı besleyen toplumsal zemini kurutmak.”

Sendika, can kayıplarının ötesinde, gazeteciler üzerinde oluşan derin psikolojik tahribata da dikkat çekiyor. Çocuklarını, eşlerini veya ebeveynlerini kaybeden gazeteciler; travma, aile içi çözülme ve ağır suçluluk duygusuyla baş etmek zorunda kalıyor. Pek çoğu, bu koşullar altında Gazze’yi terk etmek ya da mesleğini bırakmak zorunda kaldı. Bu tablo, sahadaki haberciliğin yalnızca fiziksel olarak değil, ruhsal olarak da sürdürülemez hâle getirildiğini gösteriyor.

Gazze’de 26 Ayda Yaklaşık 300 Gazeteci Öldürüldü

Filistinli Gazeteciler Sendikası verileri, diğer izleme mekanizmalarıyla da örtüşüyor. İzleme platformu Shireen.ps, adını 2022’de Batı Şeria’da öldürülen Al Jazeera muhabiri Shireen Abu Akleh’den alıyor. Platforma göre Gazze’de son 26 ayda yaklaşık 300 gazeteci ve medya çalışanı hayatını kaybetti. Bu, ayda ortalama 12 gazeteci anlamına geliyor.

Bu süreçte İsrail, aralarında Al Jazeera muhabiri Anas al-Sharif’in de bulunduğu bazı gazetecileri “Hamas üyesi” olmakla suçlayarak hedef aldı. Sendika ve basın özgürlüğü örgütleri, bu iddiaların bağımsız biçimde doğrulanmadığını ve gazetecilerin sivil statüsünün yok sayıldığını belirtiyor.

Gazze Yabancı Basına Kapalı Kalmaya Devam Ediyor

Medya özgürlüğü kuruluşları saldırıları defalarca kınasa da, cezasızlık dikkat çekici boyutta. İsrail, bugüne kadar gazetecilerin öldürülmesi nedeniyle hiçbir askerini tutuklamadı veya yargılamadı. Reporters Without Borders, bu ay yayımladığı raporda, İsrail’in 2025’te dünyada en fazla gazeteci öldüren ülke olduğunu kayda geçirdi.

Gazze’de sahadaki bu tablo, İsrail’in medya üzerindeki yasal ve idari baskıları artıran adımlarıyla da paralellik gösteriyor. İsrail parlamentosu Knesset, yabancı medya kuruluşlarının “devlet güvenliğine zarar verdiği” gerekçesiyle kapatılmasına imkân tanıyan yasanın süresini 2027 sonuna kadar uzattı. Düzenleme, yayınları askıya alma, ofisleri kapatma, ekipmanlara el koyma, internet sitelerini engelleme ve uydu yayınlarını durdurma yetkileri tanıyor.

Yasanın uzatılmasından önce, 1 Aralık’ta BM Genel Merkezi’nde düzenlenen bir forumda Gazze’de 260’tan fazla gazeteci ve medya çalışanının öldürüldüğü açıklanmıştı. Forumda konuşan BM Genel Sekreteri António Guterres, yabancı basının Gazze’ye girişinin engellenmesini “kabul edilemez” olarak nitelemişti. ABD’de Brown Üniversitesi Watson Enstitüsü bünyesindeki Costs of War adlı araştırma projesi de Nisan 2025’te yayımladığı raporda Gazze’yi “tarihin gazeteciler için en ölümcül savaş alanı” olarak tanımlamıştı. (P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi #0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler