'İltica'

Suriyeli Mültecilerin Geri Dönüşü ve Avrupa’nın Yeni Yol Haritası

Esed rejiminin devrilmesi yalnızca bölgeyi etkilemekle kalmadı; Avrupa’daki sığınmacı politikalarında da önemli kırılmalara yol açtı. AB'de en fazla Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan Almanya başta olmak üzere Avusturya gibi diğer AB ülkeleri, hem gönüllü geri dönüş programları hem de zorunlu sınır dışı uygulamalarıyla tartışmaların merkezinde.

Fotoğraf: @shuttersrock.com / Mohammad Bash

2011 Mart’ında başlayan Suriye iç savaşı, yarım milyona yakın insanın ölümüne yol açmış ve ülkenin savaş öncesi 23 milyonluk nüfusunun yarısını yerinden etmişti. Beş milyondan fazla Suriyeli ülkeyi terk ederek çoğunlukla komşu ülkelere sığınmıştı.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) verilerine göre, 2024 yılının Aralık ayında Esed rejiminin devrilmesinin ardından yaklaşık 850 bin Suriyeli komşu ülkelerden, 1,7 milyon kişi ise ülke içinden kendi bölgelerine geri döndü. UNHCR yetkilileri, önümüzdeki haftalarda bu sayının 1 milyona yaklaşabileceğini belirtiyor.

BM yetkilisi Kelly T. Clements, yaptığı açıklamada, “Bu oldukça hareketli bir dönem. Son 14 yılda görülen en büyük kitlesel yerinden edilmeler için nihayet kalıcı çözümlerin gündeme gelebileceği bir fırsat penceresi açılıyor.” dedi. Clements, geri dönüşlerin nedenlerinin çok farklı olduğunu, bazı Suriyelilerin hemen dönerken, bazılarının gelişmeleri gözlemleyip beklediğini söyledi. Ziyareti sırasında Lübnan sınır kapısında uzun kuyruklar gördüğünü belirten Clements, Lübnan’ın ülkede yasa dışı bulunan Suriyelilere Ağustos sonuna kadar ayrılmaları halinde ceza uygulanmayacağı muafiyeti tanıdığını hatırlattı.

Ancak Esed sonrası Suriye’deki durum hâlâ istikrarsız. Mart ayında kıyı bölgesinde Esed’in mensubu olduğu Alevi azınlığa, Temmuz’da ise güneydeki Süveyda’da Dürzi topluluğa yönelik saldırılarda yüzlerce kişi yaşamını yitirdi. Temmuz ayında hûkümet yanlısı silahlı gruplarla Dürzi milisler arasında yaşanan çatışmalar nedeniyle 190 bin kişi yerinden edildi. Bu bölgeler için UNHCR ve diğer insani yardım kuruluşları 21 yardım konvoyu gönderdi.

Gönüllü Dönüş Programları ve Sınır Dışı Tartışmaları

Suriye’de Esed rejiminin devrilmesi, Avrupa’da göç ve sığınmacı politikalarında da önemli kırılmalara yol açtı. En fazla Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan Almanya başta olmak üzere, Avusturya ve diğer AB ülkeleri, hem gönüllü geri dönüş programları hem de zorunlu sınır dışı uygulamalarıyla tartışmaların merkezinde.

Almanya İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, rejimin devrilmesinden Temmuz 2025’e kadar 1337 Suriyeli resmî gönüllü dönüş programları aracılığıyla ülkelerine geri döndü. ARD’nin araştırmaları ise resmî olmayan yollarla dönenlerle birlikte sayının 4 bine yaklaştığını ortaya koyuyor.

Geri dönenlerden 995 kişi, federal ve eyaletlerin ortak yürüttüğü “REAG/GARP 2.0” geri dönüş programına katılarak maddi destek aldı. Bu destek kapsamında kişi başı bin avro başlangıç yardımı (bir aile için maksimum 4 bin avro), ayrıca seyahat yardımı (yetişkinler için 200 avro, çocuklar için 100 avro) sağlanıyor. Ayrıca yol masrafları ve gerekirse sağlık masrafları da karşılanıyor.

Ayrıca bazı eyaletlerin kendi programları kapsamında 193 kişinin geri döndüğü biliniyor. Gerçek sayının biraz daha yüksek olması muhtemel. Zira Baden-Württemberg ve Rheinland-Pfalz eyaletleri, kaç başvuru sahibinin gerçekten geri döndüğünü açıklayamadı.

Buna ek olarak, 2 bin 727 Suriyeli devlet desteği olmadan Almanya’dan ayrıldı. İçişleri Bakanlığı’na göre, bu kişilerin gerçekten Suriye’ye mi yoksa başka bir ülkeye mi gittikleri kaydedilmiyor. Almanya’da yaklaşık bir milyon Suriyeli yaşıyor; bu topluluk ülkenin en büyük mülteci gruplarından birini oluşturuyor. Ancak gönüllü dönenlerin sayısının, Almanya’daki Suriyeli nüfusun büyüklüğü düşünüldüğünde oldukça sınırlı olduğu görülüyor.

Sığınma Başvuruları da Etkilendi

Esed rejiminin düşmesi, ülkede yalnızca dönüş programlarını değil, sığınma başvurularını da etkiledi. 2025’in ilk yarısında Almanya’daki iltica başvurularında geçen yıla göre yaklaşık yüzde 50 düşüş yaşandı. Ayrıca Federal Göç ve Mülteciler Dairesi (BAMF), Aralık 2024’ten bu yana Suriyelilerin yaptığı yeni sığınma başvurularının büyük kısmını askıya aldı. Kurum sözcüsü, “Mevcut şartlarda sağlıklı bir değerlendirme yapmak mümkün değil, alınacak kararların dayanağı sağlam olmayabilir.” dedi.

 Sözcü ayrıca diğer ülkelerden gelen başvurulara öncelik verileceğini, Suriyelilerin başvurularının ise geçici olarak bekletileceğini açıkladı. Bu karar, sonuçlanmayı bekleyen binlerce Suriyelinin başvurusunu doğrudan etkiliyor.

ARD tarafından yapılan temsili bir ankete göre ise, Almanların yüzde 52’si iyi entegre olamamış Suriyelilerin hızla ülkelerine dönmesini istiyor. Yüzde 25, entegrasyon durumuna bakılmaksızın tüm Suriyelilerin hızlıca geri dönmesi gerektiğini düşünüyor. Yüzde 13 şu an için geri dönüşe karşı, yüzde 4 ise genel olarak geri dönüşe karşı.

Avusturya’dan Sert Adım: Sınır Dışı Uygulaması

Almanya’daki temkinli yaklaşımın aksine Avusturya daha hızlı ve sert tedbirler aldı. Viyana yönetimi, rejimin devrilmesinin ardından Suriyelilere yönelik yeni sığınma başvurularını durdurduğunu ve aile birleşimi başvurularını askıya aldığını açıkladı. Avusturya’da yaklaşık 100 bin civarında Suriyeli yaşıyor.

Ayrıca Avusturya, Temmuz 2025’te 32 yaşındaki bir Suriyeliyi sınır dışı ederek Esed’in düşüşünden sonra ilk kez bir Suriyeliyi ülkesine gönderen AB ülkesi oldu. Bu kişi 2014’te Avusturya’ya sığınmış, ancak 2019’da işlediği bir suç nedeniyle koruma statüsünü kaybetmişti. Avusturya İçişleri Bakanı Gerhard Karner,  bu adımı “katı ama adil bir sığınma politikası” kapsamında savunmuştu. Karner, Avusturya’nın “son yıllarda bir Suriyeli suçluyu doğrudan Suriye’ye sınır dışı eden ilk Avrupa ülkesi” olduğunu vurguladı ve “bu yolda kararlılıkla ilerlemeye devam edeceklerini” söylemişti. Ancak insan hakları örgütleri, Suriye’nin hâlâ zorla geri gönderilmeler için güvenli bir ülke olmadığını ve bu uygulamanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olabileceğini savunuyor.

Almanya, Avusturya’nın İzinden Gitmeyi Planlıyor

Almanya da Avusturya’nın attığı bu adımı yakından izliyor ve benzer bir uygulamayı hayata geçirmeyi planlıyor. Bu adım, Avrupa’daki deportasyon politikalarında önemli bir değişiklik olarak görülüyor. Almanya İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt, suç geçmişi olan Suriyelilerin sınır dışı edilmesi için hazırlıkların sürdüğünü açıkladı. Federal Göç ve Mülteciler Dairesi (BAMF), güvenlik riski taşıyan kişiler, “tehlikeli Suriyeliler ve suçlular” hakkında işlem yapması için talimat aldı. Öyle ki BAMF, Ocak ayından bu yana 3 bin 500’den fazla Suriyelinin sığınma statüsünü iptal etmek için işlem başlattı ve bunlardan 57 kişi statüsünü kaybetti.

Almanya’daki tartışmalar, ülkede son dönemde yaşanan saldırılar sonrası güvenlik kaygılarıyla daha da yoğunlaştı. Dobrindt, suçlu Suriyelilerin iadesi ve potansiyel güvenlik risklerinin kontrolü için Şam ile görüşmeler yaptıklarını açıkladı. Mayıs 2025 itibarıyla Almanya’da 51 bin 736 Suriyeli için bekleyen sığınma başvurusu bulunuyor ve mahkemeler, Suriye’deki durumun başvuruları geciktirmeyi artık haklı kılmadığını belirtti.

UNHCR de devam eden şiddet ve insani krizler nedeniyle Suriye’nin zorla geri dönüşler için güvenli olmadığını açıkladı. BM tahminlerine göre, Suriye nüfusunun yaklaşık yüzde 90’ı yoksulluk sınırının altında yaşıyor.

Avusturya ve Almanya’nın attığı adımlar ise, Avrupa genelinde mülteci politikalarında yeni bir dönemin işareti olarak görülüyor. Özellikle gönüllü dönüş ile zorunlu geri gönderme arasındaki çizginin nasıl belirleneceği, önümüzdeki aylarda bölgenin en büyük tartışma başlıklarından biri olacak gibi görünüyor. (P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler