'Gazze Şeridi'

BM: “İsrail, Gazze’de Savaş Suçları İşliyor”

Birleşmiş Milletler İsrail'in Gazze'de “imha etme” suçunun yanı sıra cinsel şiddet, işkence ve savaş silahı olarak aç bırakma suçları da dahil olmak üzere çok sayıda savaş suçu ve insanlığa karşı suçlar işlediğini tespit etti.

©Anas-Mohammed / Shutterstock.com

Birleşmiş Milletlerin (BM) işgal altındaki Filistin topraklarında işlenen suçları araştıran Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu, İsrail’in, Gazze’de Filistinlileri toplu imha dahil savaş suçları işlediğini bildirdi. Bağımsız Soruşturma Komisyonu (COI) tarafından 12 Haziran Çarşamba günü açıklanan İsrail ve Filistinli grupların eylemlerine ilişkin iki rapor, BM’nin 7 Ekim’den bu yana olaylara ilişkin yaptığı ilk geniş kapsamlı soruşturmayı oluşturuyor. Raporlarda her iki taraf da ayrım gözetmeksizin adam öldürmek ve cinsiyete dayalı şiddet uygulamakla suçlanıyor.

Komisyon, 7 Ekim-31 Aralık 2023 tarihleri arasında tarafların gerçekleştirdikleri uluslararası hukuk ihlalleri ve işledikleri uluslararası suçları derlediği raporlardan İsrail’e ilişkin olanında İsrail’i Gazze’de Filistinlileri toplu olarak “yok etme” dahil savaş suçları işlemekle suçluyor. Raporda İsrail’den Refah‘ta binlerce sivili güvensiz yerlere kaçmaya zorlayan saldırılarını derhal durdurması isteniyor.

Komisyonun İsrail’in eylemlerine dair raporunda, İsrailli yetkililerin, bir savaş yöntemi olarak açlıktan öldürme, kasten öldürme, sivillere yönelik kasıtlı olarak saldırılar, işkence, insanlık dışı muamele, keyfi gözaltı, zorla nakil ve cinsiyete dayalı şiddet gibi savaş suçları işlemekten sorumlu olduğu bildirildi. İsrail güvenlik güçlerinin “toplumun genelini aşağılamak ve işgal altındaki bir halkın kendilerine boyun eğdiğini vurgulamak amacıyla insanları alenen soyma ve çıplak bırakma gibi yöntemler kullandığı vurgulandı.

Soykırıma Aleni Teşvik

Komisyon, Gazze’de çok sayıda sivil kaybı ve altyapının geniş çapta tahrip edilmesinin, ayrım gözetme, orantılılık ve yeterli önlem alma ilkelerini göz ardı ederek maksimum zarar verme niyetiyle yürütülen bir stratejinin kaçınılmaz sonucu olduğunu kaydetti. Raporda, İsrailli yetkililerin yaptığı açıklamaların, geniş çaplı yıkıma neden olma ve çok sayıda sivili öldürme politikasını yansıtma dahil “kışkırtma” anlamına geldiği ve başka ciddi uluslararası suçlar teşkil edebileceği belirtildi.

“Soykırıma doğrudan ve aleni teşvik, saldırıların yürütülmesi konusunda doğrudan yetkisi olmayan kişiler tarafından yapılsa bile, uluslararası hukuka göre bir suçtur.” ifadelerinin kullanıldığı raporda, ayrımcılığa, düşmanlığa veya şiddete teşvik etmenin, uluslararası insan hakları hukukunun ciddi bir ihlali olduğu vurgulandı.

Tecavüz İddialarını Doğrulayacak Bulgulara Ulaşılamadı

BM Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu 7 Ekim 2023’de İsrail’de yaşananları incelediği raporunda, Filistinli grupların da bilhassa rehin alma konusunda savaş suçu işlediğini belirtti. 7 Ekim saldırıları sırasında “çocukların kaçırılmak üzere hedef alınmasının” özellikle korkunç olduğu vurgulanırken, ayrıca İsrailli yetkililerin “İsrail’in güneyindeki sivilleri neredeyse her cephede korumakta başarısız olduğu” ifade edildi.

Raporda Filistinli silahlı gruplar tarafından İsrailli sivillere ve güvenlik personeline yönelik işkence, rehin alma ve cinsiyete dayalı şiddet eylemleri de dahil olmak üzere yaygın suistimaller tespit edildiği belirtilirken, tecavüz iddialarının ise bağımsız olarak doğrulanamadı bilgisi yer alıyor.

Komisyon, 1 Aralık 2023’te 7 Ekim 2023 tarihinde ve bu tarihten itibaren silahlı aktörler tarafından işlenen cinayet ve rehin alma, tecavüz ve diğer cinsel şiddet biçimleri başta olmak üzere toplumsal cinsiyete dayalı suçlara ilişkin mağdurlara başvuru çağrısında bulunduklarını, ayrıca İsrail’den bu vakalara dair ellerindeki bilgi ve verileri talep ettiklerini ancak her iki başvuruya da yanıt alamadıklarını bildirdi. Komisyon, çeşitli girişimlerde bulunulmasına rağmen 7 Ekim’de işlenen cinsel şiddet suçlarından sağ kurtulan hiç kimseyle görüşülemediğini belirtti.

Raporda şu ifadelere yer verildi:

“Cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti soruşturmak her zaman zordur ancak Komisyon, 7 Ekim’deki cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti soruştururken, İsrailli yetkililerin Komisyon’un cinsel şiddetle ilgili bilgilere erişimini engellemeye yönelik aktif girişimleri de dahil olmak üzere ek zorluklarla karşılaşmıştır. Bu tür tedbirler arasında tıp uzmanlarına Komisyon ile işbirliği yapmamaları yönünde talimat verilmesi de yer almaktadır.”

Raporda görüşlerine yer verilen Soruşturma Komisyonu Başkanı Navanethem Pillay, savaş suçları işleyen herkesin sorumlu tutulmasının zorunlu olduğunu belirtti. Pillay, “Her iki tarafın saldırganlığı ve intikam duygusu dahil tekrar eden şiddet döngülerini durdurmanın tek yolu uluslararası hukuka sıkı sıkıya bağlı kalmayı sağlamaktır.” ifadelerini kullandı.

“Güvenli Bölgeler” İsrail Askerlerince Sürekli Bombalandı

İsrail’in, Gazze’nin kuzeyi ve diğer bölgelerindeki insanlar için yüzlerce kez “tahliye talebinde bulunduğunun” hatırlatıldığı raporda, güvenli tahliye için yeterli süre sağlanmadığı tespit edildi. Raporda, “Tahliye güzergahları ve güvenli olarak belirlenen alanlar İsrail askerleri tarafından sürekli olarak saldırıya uğradı. Komisyon, tüm bunların zorla nakil anlamına geldiğini belirledi.” ifadeleri kullanıldı

İsrail’in sivil halka karşı toplu cezalandırma anlamına gelen “topyekun kuşatma” uyguladığı tespit edilen raporda, İsrailli yetkililerin ablukayı silah hâline getirdiği, su, yiyecek, elektrik, yakıt ve insani yardımın kesilmesi dahil yaşamsal ihtiyaçların sağlanmasını stratejik ve siyasi kazanımlar için kullandığı belirtildi. Raporda, İsrail hükûmetine derhal ateşkes uygulaması, Gazze ablukasını kaldırması, insani yardımların ulaştırılmasını sağlaması, sivilleri ve sivil altyapıyı hedef almayı durdurması çağrısı yapıldı.

İsrail’in, Uluslararası Adalet Divanının 26 Ocak, 28 Mart ve 24 Mayıs’ta aldığı geçici tedbir kararlarında belirtilen yasal yükümlülüklerine tam olarak uymaya ve özellikle Komisyon üyelerinin Gazze’ye erişimine izin vermeye davet edildiği raporda, Filistin hükûmeti ve Gazze’deki fiili yetkililere, İsrail’e yönelik tüm saldırıları durdurma ve tüm rehineleri koşulsuz olarak serbest bırakmaları çağrısı yapıldı.

1 Milyondan Fazla Gazzeliyi Bekleyen Ölüm ve Açlık Tehlikesi

Kıtlık Erken Uyarı Sistemleri Ağı (Famine Early Warning Systems Network) olarak bilinen bağımsız bir uzmanlar grubu tarafından geçen hafta yayımlanan yeni bir gıda güvenliği raporunda, Gazze’de Nisan ayından bu yana kıtlık yaşandığı ve bunun, “gıda yardımının bölgeye girdikten sonra dağıtılma ve erişilme biçiminde köklü bir değişiklik yapılmazsa” en iyi ihtimalle temmuz ayına kadar devam edeceği uyarısında bulunulmuştu.

BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths de yaptığı bir yazılı açıklamayla Gazze’de ve Sudan’da milyonlarca insanı bekleyen açlık tehlikesi ile ilgili G7 ülkelerine çağrıda bulundu. İnsanların açlıktan ölmeye başladığının altını çizen Griffiths, “21. yüzyılda kıtlık engellenebilir bir felaket.” diyerek G7 ülkelerine kıtlığı engellemek için nüfuzlarını kullanma çağrısı yaptı. Griffiths, harekete geçmek için kıtlığın resmî olarak ilan edilmesini beklemenin yüz binlerce insanın ölümüne yol açacağını ve bunun ahlaki olarak da kabul edilemez olduğunu ifade etti.

BM’nin hayat kurtarmak için elinden geleni yapmaya devam edeceğini aktaran Griffiths, diğer taraftan insani yardımın tek çözüm olmadığına işaret etti. Griffiths, G7 ülkelerinin siyasi nüfuz ve maddi kaynaklarını kullanarak insani yardım örgütlerinin muhtaç olan kişilere erişimini kolaylaştırmaları gerektiğini belirterek, “Dünya, Gazze ve Sudan’da sivilleri aç bırakan savaş makinalarını beslemeyi bırakmalı. Artık insanlara geleceğini verecek diplomasinin öncelliklendirilme zamanı. G7 de bunun yeri.” ifadelerini kullandı.

İsrail: “Komisyon İsrail Karşıtı”

Öte yandan İsrail, İsrail karşıtı bir önyargıya sahip olduğunu söylediği komisyonla işbirliği yapmayı reddediyor. Soruşturma Komisyonu, İsrail’in çalışmalarını engellediğini ve araştırmacıların hem İsrail’e hem de işgal altındaki Filistin topraklarına erişimini engellediğini söylüyor.

İsrail raporu kınadı ve komisyonu “sistematik İsrail karşıtı ayrımcılık” yapmakla suçladı. İsrail’in Cenevre’deki Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Meirav Eilon Shahar ise Komisyonun “tüm eylemlerinin İsrail’e karşı dar bir siyasi gündemin hizmetinde olduğunu bir kez daha kanıtladığını” söyledi. (AA, P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler