Von der Leyen Koltuğunu Korumuş Olsa da Destek Kaybediyor
Avrupa Parlamentosunda yapılan güven oylamasından sağ çıkan Ursula von der Leyen, koltuğunu korudu. Ancak "Pfizergate" skandalı, çevre politikalarındaki geri adımlar ve aşırı sağla kurulan temaslar nedeniyle siyasi ittifaklarında ciddi çatlaklar ortaya çıktı.

Avrupa Parlamentosunda (AP) Ursula von der Leyen’e karşı verilen gensoru önergesi, her ne kadar kabul edilmemiş olsa da Avrupa Komisyonu Başkanı’na verilen desteğin ciddi biçimde sorgulanmaya başladığını ortaya koydu. “PfizerGate” skandalının gölgesinde yapılan oylama, von der Leyen’i destekleyen merkez sağ (EPP), sosyal demokrat (S&D), liberal (Renew Europe) ve Yeşiller gruplarındaki desteğin çatırdadığını gösterdi. Sağa kayan Avrupa Komisyonu artık kendi çoğunluğunu bile ikna etmekte zorlanıyor.
2014’ten Beri İlk Defa Güven Oylaması Yapıldı
10 Temmuz Perşembe günü Strasbourg’da, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve kabinesi hakkında güvenoyu oylaması yapıldı. 175 milletvekili güvensizlik oyu verirken; 360 milletvekili Komisyon’a destek verdi. 18 milletvekili ise çekimser kaldı. Oylamanın kabul edilmesi için 3’te 2 çoğunluk gerekiyordu (en az 480 oy).
Oylama sonucu von der Leyen’in lehine çıksa da, uzmanlar 10 yılı aşkın bir süredir ilk kez bir Komisyon başkanının güvensizlik oylamasıyla karşı karşıya kalmasının dikkat çekici olduğunu vurguluyor. Bir önceki oylama, 2014’te Jean-Claude Juncker’e karşı yapılmış ve başarısız olmuştu.
Von der Leyen’e karşı bu girişim, onun iktidara gelmesini sağlayan büyük partilerle arasının açıldığını ve siyasi muhalefetin büyüdüğünü gösteriyor. Kovid-19 salgını sırasında yürütülen aşı alım sürecine ilişkin “PfizerGate” skandalı nedeniyle Parlamento önünde savunma yapmak zorunda kalan von der Leyen, böylece siyasi kariyerinde yeni bir dönüm noktasına girmiş oldu.
“PfizerGate” Skandalı Nedir?
Güven oylamasını yol açan gensoru önergesi, Romanyalı AP üyesi Gheorghe Piperea (ECR grubu) tarafından gündeme taşındı. Önergenin parlamentoda oylanabilmesi için gereken en az 72 imza toplandı.
Önergenin temel gerekçesi, von der Leyen’in Pfizer CEO’su Albert Bourla ile yaptığı iddia edilen SMS yazışmalarını kamuoyuna açıklamayı reddetmesi. 14 Mayıs 2025’te Avrupa Birliği Genel Mahkemesi, Avrupa Komisyonu’nun bu mesajlara erişimi engellemesinin hukuka aykırı olduğuna hükmetti. Yazışmalar, 35 milyar euroluk aşı alım anlaşmalarını ilgilendiriyordu. New York Times muhabiri Matina Stevis’in başvurusu sonrası açılan davada verilen bu karar, AB kurumlarının şeffaflık yükümlülüğünü hatırlatan önemli bir uyarı niteliği taşıyor.
Von Der Leyen’e Yönelik Diğer Suçlamalar ve Tepkiler
Gensorunun gerekçelerinden biri de, Avrupa Komisyonu’nun Romanya’daki seçimlere yasadışı müdahale ettiği iddiasıydı. Aşırı sağcı aday George Simion, seçimleri AB yanlısı Nicușor Dan’a karşı az farkla kaybetmişti. Seçim sonrası Simion, dış müdahale iddialarını Romanya Anayasa Mahkemesine taşımış ancak başvurusu reddedilmişti.
Oylama öncesinde genel kurulda konuşan von der Leyen, önergeyi sunanları “aşırılar, aşı karşıtları ve Putin sempatizanları” olarak tanımladı. EPP lideri Manfred Weber ise önergeyi, “Avrupa’nın birliğini hedef alan ve Komisyon’u zayıflatmayı amaçlayan bir girişim” sözleriyle eleştirdi.
Oylama sonucunda von der Leyen koltuğunu korudu ancak bu süreç, Komisyon’un şeffaflık konusundaki zafiyetlerini ve Başkan’a yönelik siyasi rahatsızlığı görünür hâle getirdi. Özellikle sosyal demokratlar ve merkez gruplar, von der Leyen’in aşırı sağla yakınlaşmasından ve Yeşil Mutabakat’tan geri adım atmasından duydukları rahatsızlığı dile getiriyor.
Von Der Leyen’i Göreve Getiren İttifak Çatırdıyor mu?
Gensoruya karşı 360 milletvekili oy kullandı. Bu sayı, Kasım 2024’te von der Leyen’in mevcut kabinesini onaylayan 370 milletvekilinden daha az. Oylamaya, sol partilerle birlikte Sosyalistler ve Demokratlar (S&D), Renew Europe ve Yeşiller/EFA’den bazı milletvekilleri de katılmadı. Parlamento çoğunluğu hâlen Komisyon’u desteklese de birçok isim, von der Leyen’in yönetim tarzının merkeziyetçi ve şeffaflıktan uzak olduğunu savunuyor. Ayrıca, çevre yasalarının geri çekilmesi ve aşırı sağla yapılan uzlaşmalar da sert biçimde eleştiriliyor.
Renew Europe Başkanı Valérie Hayer, oylamanın ardından “Paylaştığımız Avrupa yanlısı ajandanın hayata geçmesi için yeniden liderlik göstermelisiniz” diyerek Başkan’a uyarıda bulundu. Hayer ayrıca, von der Leyen’in son dönemdeki tutumunu sorgulayarak, “Bu parlamentodaki müttefikleriniz kim?” sorusunu yöneltti.
Yeşiller/EFA grubundan 53 vekilin 33’ü gensoruya karşı oy vererek kabineye destek sundu. Ancak grup, çevre ve göç politikaları nedeniyle Komisyon’dan rahatsız. Yeşil Mutabakat’tan aleyhine olacak şekilde verilen tavizler ve göç politikasındaki sertleşme, Yeşiller’in tepkisini çekiyor.
Önerge popülist sağ partilerden geldiği için merkez partiler tarafından daha kolay reddedildiği belirtiliyor. Ancak bu tutum, gelecekte örneğin Yeşiller ya da sosyal demokratlar gibi memnuniyetsiz bir grubun gensoru vermesi halinde sürdürülemeyebilir. AP’de üçte iki çoğunluğa ulaşmak zor olsa da, bu tür öneriler AB içinde siyasi istikrarsızlık yaratma potansiyeli taşıyor. Çevre ve iklim politikalarında gelecekte verilebilecek tavizler ya da olası yeni skandallar, von der Leyen’e karşı yeni oylamaların yolunu açabilir.
Meloni’nin Tutumu: Ne Yanında Ne Karşısında
Kasım 2024’te mevcut Komisyon, İtalya’nın Kardeşleri partisinin de dahil olduğu ECR grubunun verdiği oylarla göreve gelmişti. Komisyon Başkan Yardımcısı Raffaele Fitto da bu partiden geliyor. 10 Temmuz’daki oylamada ECR’den 41 vekil önergeyi destekledi, 3’ü karşı oy kullandı, 2’si çekimser kaldı.
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin partisi oylamaya katılmadı. Ancak AP’deki temsilcileri açıkça von der Leyen’e destek vermedi. Bu durum, Meloni’nin desteğinin garanti olmadığını gösteriyor. Meloni mevcut kabineyi desteklemeye devam etse bile, partisi içinde yeni gerilimler yaşanabileceği belirtiliyor. (P)