'Avrupa Birliği'

Ursula von der Leyen Kimdir?

Avrupa Komisyonunun başkanlığını bir dönem daha Ursula von der Leyen yürütecek. Peki, Alman siyasetçi Ursula von der Leyen kimdir? Görevdeki ilk dönemine damgasını vuran gelişmeler neydi?

Fotoğraf: Alexandros Michailidis/Shutterstock

2019’dan bu yana Avrupa Komisyonu Başkanı olan Ursula von der Leyen, geçtiğimiz hafta Avrupa Birliği’nin yürütme organının başında bir dönem daha kalmak için Avrupa Parlamentosu (AP) üyelerinin çoğunluğunun desteğini aldı. Alman siyasetçi ve bürokrat von der Leyen lehine AP’de 401 oy kullanılırken, 284 parlamenter aleyhte oy verdi. Ursula von der Leyen’in Avrupa Komisyonu başkanlığına yeniden seçilmesi, Avrupa Halk Partisi (EPP), Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı (S&D) ve Avrupa’yı Yenile (Renew Europe) grupları tarafından memnuniyetle karşılandı. Meclisteki bu üç ana merkezci grup, haftalar süren müzakerelerin ardından kendi önceliklerinin von der Leyen’in yeni programında temsil edildiği fikrine vardı.

Bu üç merkez grubun dışında, Yeşiller grubu da Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın tekrar programda yer almasından memnun görünüyor. Gizli yapılan oylamada çevreci politikalara öncelik veren parlamenterlerden gelen desteğin belirleyici bir rol oynadığı düşünülüyor. Yeşiller saflarından gelen 40 oy, muhtemelen Ursula von der Leyen’in salt çoğunluk elde etmesi için gerekli olan 361 lehte oy barajını aşmasını sağladı. Seçimlerden önce von der Leyen’in, İtalya Başbakanı ve AP’deki Avrupa Muhafazakârlar ve Reformistler (ECR) grubunun lideri Giorgia Meloni’yle yaptığı görüşmeler, EPP’nin ittifakının sağa kayarak genişleyeceği izlenimi verse de şu anki durum koalisyonun aşırı sağdan ziyade sola doğru genişlediğini düşündürüyor. Meloni’nin partisinin üyeleri, von der Leyen’in yeniden seçilmesine karşı oy kullanacaklarını oylamanın hemen öncesinde açıklamıştı. Von der Leyen ve Meloni arasında aylarca süren pazarlıklar olmasına rağmen, von der Leyen’in  Avrupa Yeşil Mutabakatı konusunda Meloni’nin istediği tavizleri vermemesi bu pazarlıkları sonuçsuz bıraktı.

Oylamada, Meloni’nin partisinin içinde yer aldığı Avrupa Muhafazakârlar ve Reformistler (ECR), Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ın Fidesz’i ve Fransa’dan Marine Le Pen’in Ulusal Birlik Partisini (RN) içinde barındıran Avrupa için Yurtseverler adlı yeni ittifak ve Almanya için Alternatif (AfD)’nin öncülüğünde yeni kurulan Egemen Ulusların Avrupası grubu von der Leyen aleyhine oy kullandı. Ayrıca, Avrupa Birleşik Solu – İskandinav Yeşil Solu grubu da Ukrayna’ya askeri desteği eleştirdikleri için von der Leyen’e destek vermedi.

İkinci Defa Avrupa Komisyonu Başkanı Olan Von der Leyen Kimdir?

1958 Belçika doğumlu olan Alman avrokrat, CDU (Hristiyan Demokrat Birliği) üyesi ve eski Şansölye Angela Merkel’e yakın bir isim. Avrupa Komisyonu Başkanı olmadan önce, 2003-2019 yılları arasında Almanya’da bir dizi bakanlık görevinde bulundu. Almanya’da Merkel hükûmetlerinde Aile İşleri, Yaşlılar, Kadınlar ve Gençlik Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı ve son olarak Savunma Bakanlığı yapan von der Leyen’in 2019’da Avrupa Komisyonu başkanı olması aslında beklenmiyordu. Parlamentodaki en büyük grup olan Avrupa Halk Partisi (EPP)’nin adayı olan Manfred Weber, hükûmet deneyiminin olmayışı sebebiyle devlet ve hükûmet başkanlarından oluşan AB Zirvesinden onay alamayınca dönemin Alman Savunma Bakanı Ursula von der Leyen Komisyon başkanlığına atandı. AP‘de gereken salt çoğunluğu sadece dokuz parlamenter ile geçen von der Leyen’in Komisyon başkanlığı bu oylama ile netleşmişti.

Von der Leyen’in ilk dönemine damga vuran olaylar arasında Kovid-19 pandemisi, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaş, çiftçi protestoları ve son olarak AP’de üç grupla temsil edilen aşırı sağın seçimlerde oy ve parlamenter sayısını ciddi oranda arttırması yer aldı.

Von der Leyen’in İlk Dönemi (2019-2024) Nasıl Geçti?

Ursula von der Leyen, geçtiğimiz Haziran ayında yapılan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri için partisi EPP’nin resmî lideri olarak seçildi. Zaten EPP’nin doğal lideri olarak görülen von der Leyen, bu imajıyla uyumlu olarak, parti liderliği için, Bükreş’te düzenlenen bu seçimli kongreye tek aday olarak katıldı. 2019’da Manfred Weber, Finn Alexander Stubb’a karşı yarışmak zorunda kalmıştı. 2014 yılında ise Jean-Claude Juncker’in karşısında Fransız Michel Barnier vardı. Aslında bu kongrede von der Leyen’in ikinci dönemi için seçileceğinin haberi veriliyordu.

Von der Leyen’in 2019’da Avrupa Komisyonu Başkanı olarak göreve gelmesinden üç aydan kısa bir süre sonra, benzeri görülmemiş bir salgın olan Kovid-19 tüm dünyaya yayıldı ve ekonomik faaliyetlerde tarihî bir düşüşe yol açtı. Ursula von der Leyen, AB’nin merkezi olan Brüksel’den büyük ilaç firmalarıyla aşı satın alımlarını koordine etti ve ortak borçlanma yoluyla pandemi sonrası büyük toparlanma planını hayata geçirdi.

Bundan iki yıl sonra savaş, AB sınırlarına (yani AB adayı ülke olan Ukrayna’ya) geri döndü. Avrupa’nın Rusya’ya yönelik yaptırımları, enerji fiyatları ve kıta ekonomisi üzerinde yeni bir baskı yarattı. Von der Leyen Moskova’ya karşı yaptırımlar üzerinde de çalıştı ve aynı zamanda Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı harekete geçirdi. Von der Leyen, Joe Biden, Volodymyr Zelensky, Christine Lagarde ile ortak temaslarda bulundu ve sosyal ağlarda aktif olarak yer aldı. Bu hareketli mesai sayesinde Avrupa Komisyonunun en tanınmış başkanlarından birisi oldu.

Ursula von Der Leyen, sadece olumlu manada daha çok bilinir hâle gelmedi: Kovid-19 aşılarının satın alımı sırasında Pfizer firmasına yönelik kayırmacı davrandığı iddiaları nedeniyle de adından söz ettirdi. AP’de von der Leyen’in ikinci dönemi oylanmadan bir gün önce AB Adalet Divanı, Amerikan firmasıyla yapılan satın alma sözleşmelerinin yönetiminde “usulsüzlükler” olduğuna dikkat çekti. Ancak bu durum, Avrupa Parlamentosu üyelerinin von der Leyen’i veto etmesi için yeterli olmadı.

Avrupa Yeşil Mutabakatı, Çiftçileri Kızdırmıştı

Ursula von der Leyen’in siciline, 2050 yılı itibarıyla karbon nötralitesini sağlamış olma hedefine yönelik yaklaşık 50 farklı yasal metinden oluşan Avrupa Yeşil Mutabakatı da damgasını vurdu. Bu çerçevede 2035’te termal enerjili motorların yasaklanması da dahil olmak üzere yaklaşık 30 metin hâlihazırda kabul edilmiş durumda. Ancak Yeşil Mutabakatı’yla ilgili olarak Ursula von der Leyen’e kendi partisi EPP‘den dahi sert eleştiriler geldi. Bu metinlerin öngördüğü standartların çok hızlı uygulanmasına karşı çıkanlar oldu ve özellikle de çiftçi protestoları bu itirazları besledi. Protestoların ve zirai üretimdeki krizin yoğunlaşmasının ardından Ursula von der Leyen, pestisit kullanımının 2030 yılına kadar yüzde 50 azaltılmasını öngören yasayı iptal etti ve böylece yeşil dönüşüm sürecini frenlemek zorunda kaldı.

Ursula von der Leyen’in Komisyon başkanlığındaki beş yıllık görev süresi, her şeyden önce, AB dışındaki ülkelerle serbest ticaret anlaşmaları müzakere etme politikasıyla da karakterize olmuş durumda. Bu politika, üretimin iş gücü maliyetlerinin düşük olduğu ve malların karayoluyla uzun mesafeler taşındığı ülkelere kaydırılması nedeniyle küresel sanayi üretimdeki karbon ayak izini artırıyor.

Komisyon’un teklifi üzerine, Avrupa Birliği’ne üye ülkeler tarafından kabul edilen ve 2035’ten itibaren içten yanmalı motorlu yeni otomobillerin satışını yasaklayan düzenleme, önümüzdeki 25 yıl içinde karbondioksit (CO2) emisyonunun azaltılmasına aslında hiçbir şekilde katkı sağlamıyor. Çünkü bu proje hâlihazırda kullanılan araç sayısını azaltmayı planlamıyor. Bu nedenle, elektrikli araçlar ve bataryalarını üretmek için nadir metallerin çıkarılması ve işlenmesinin, “karbon ayak izi”ni yüksek seviyelerde tutacağı ifade ediliyor. Ayrıca, bakır, nikel ve kobalt gibi hammaddelerin azalması, birkaç yıl içinde Avrupa Birliği’ne üye ülkelerdeki insanların çoğunluğu için elektrikli araçları satın alınamaz hâle getirme ihtimali bulunuyor.

Von der Leyen’in İsrail’e “Koşulsuz” Desteği Rahatsızlık Yaratmıştı

Ursula von der Leyen’in Hamas’ın 7 Ekim 2023’teki saldırılarını takiben gecikmeden ve kararlılıkla tepki göstererek İsrail’e koşulsuz destek vermesi, AB içindeki bazı diplomatik çevreleri rahatsız etmişti. Neredeyse bütün AB üye devletleri, açıklamalarında İsrail’in kendini savunma hakkının uluslararası insancıl hukuka uygun olması gerektiğini vurgusu yapmış olsa da von der Leyen İsrail’e “koşulsuz” bir destek verdiklerini açıklamıştı.

Ayrıca, 7 Ekim’in ardından Avrupa Komisyonunun Kalkınma ve Komşuluktan Sorumlu Üyesi Olivér Várhelyi‘nin X platformunda Filistin’e yapılan kalkınma yardımlarının tamamen askıya alındığını duyurması çok fazla tepki çekmişti. Bu kararın üye devletlerin haberi dahi olmadan verildiğinin ortaya çıkması üzerine von der Leyen Komisyon Başkanı olarak eleştirilere maruz kalmıştı. Daha sonra Komisyon, Filistin’e yapılan yardımların dondurulmayacağını, ancak AB kaynaklarının dolaylı olarak terörizmi finanse etmediğinden emin olmak için bu yardımlar üzerinde çalışacağını açıklayan bir geri adım atmak zorunda kalmıştı. Avrupa Birliği’nin itibarını zedeleyen bu ilk iletişim hatasına, Ursula von der Leyen’in diğer Avrupa devletlerine veya Konsey’e danışmadan İsrail’e yaptığı ziyaret de eklenmişti. Von der Leyen’in AB’nin 27 ülkesinin ortak tutumunu yansıtmadığı dile getirilmişti. Von der Leyen’in, özellikle, İsrail’in Gazze’deki sivil nüfusu korumak için uluslararası hukuka saygı duymasının önemine dikkat çekmemiş olması büyük rahatsızlık yaratmıştı.

Ebubekir Tavacı

Lisans derecesini İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden 2016 yılında alan Tavacı, Fransa’da Université Paris 1 Panthéon Sorbonne’da Siyaset Bilimi yüksek lisans programından 2021 yılında mezun olmuş ve aynı üniversitede aynı alanda doktora araştırmasına devam etmektedir. Avrupa Birliği göç politikaları, Türk diasporası ve Fransa’da göç gibi konular üzerine çalışmalar yapmaktadır. Tavacı Perspektif redaksiyon kurulu üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler