'Avrupa Parlamentosu'

AP’de Yeni Grup Kuruldu: Aşırı Sağ, “Normalleşme” Stratejisini Bırakıyor mu?

Avrupa Parlamentosunda Viktor Orbán'ın öncülüğünde kurulan gruba son olarak Fransa'dan Ulusal Birlik Partisi katıldı. Peki bu grubun kurulması Avrupa için ne anlama geliyor?

Görsel: Perspektif

Fransa’da “normalleşme” stratejisi ile seçimlerde istediği sonucu alamayan Le Pen’in Ulusal Birlik Partisi (RN), Avrupa Parlamentosunda (AP) Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ın öncülüğünde kurulan yeni gruba katıldı. Seçim kampanyası boyunca Ulusal Birlik yetkilileri bu konuya dair açıklama yapmaktan kaçınırken Genel Başkan Jordan Bardella, Fransa’daki genel seçimlerin sonuçlanmasının ardından yaptığı konuşmada, Ulusal Birlik Partili milletvekillerinin, “Göç baskısını, çevreciliğin cezalandırıcı yönünü ve ulusal egemenliklere el koyulmasını reddederek Avrupa’daki güç dengesini belirleyecek büyük bir grup” olarak bir araya geldiklerini açıkladı. Peki AP’deki bu yeni grup kimlerden oluşuyor ve nasıl bir politika izleyecekler?

Orbán Liderliğindeki Gruba Katılan Partiler

Macaristan Başbakanı Viktor Orbán öncülüğündeki Avrupa için Yurtseverler (Patriots for Europe) adlı grup, Avrupa Parlamentosunda resmen kurulmuş oldu. Milliyetçi Macar lider, 30 Haziran’da yeni bir AP grubu kurma niyetini açıkladığında “Avrupa siyasetini değiştirecek yeni bir dönem” sözünü vermişti. “Avrupa’nın Geleceği için Yurtsever Bir Manifesto” başlığıyla bir metin yayınlanarak duyurulan grup, Avrupa için geçerliliği olabilecek tek bir siyaset tarzı olduğunu savunuyor: Avrupa uluslarının varlığına dayanan ve Avrupa kimliğini, geleneklerini koruyan, Greko-Romen ve Yahudi-Hristiyan mirasını sürdüren korumacı bir siyaset.

Orbán, açıklamayı, Avusturya’daki aşırı sağ Özgürlük Partisi (FPÖ) ve eski Çek Cumhuriyeti Başbakanı Andrej Babiš’in merkez parti olarak değerlendirilen Memnun Olmayan Vatandaşlar Hareketi (ANO) ile Strazburg’da yaptı. Bu açıklamayı takip eden süreçte başka partiler de bu gruba katılacaklarını açıkladı. Bu partiler arasında Hollanda’dan Geert Wilders’in Özgürlük Partisi (PVV), Portekiz’in aşırı sağcı Chega Partisi ve İspanya’dan Vox yer alıyor. Grup, Danimarka Halk Partisi ve Belçika’daki milliyetçi Flamanların ayrılıkçı partisi Vlaams Belang’ın da katılmasıyla, 7 ülkeden 23 milletvekili şartlarını sağlayarak, AB parlamentosunun resmî tanınma şartlarını yerine getirmiş oldu. İtalya’dan Matteo Salvini liderliğindeki Lega Partisi de bu harekete katılmaya karar verdi. Ulusal Birlik (RN) de Fransa’daki seçimlerin hemen ardından, Avrupa için Yurtseverler’e katıldığını açıkladı. RN, böylece AP’de sahip olduğu 30 milletvekiliyle grup içindeki en büyük siyasi güç oldu. Yeni kurulan grup, içinde farklı AP gruplarından kopan partiler barındırsa da üyelerinin çoğu aşırı sağcı Kimlik ve Demokrasi (ID) grubundan geliyor.

AP’nin En Büyük Üçüncü Grubu

Macaristan, AB Konseyinin 6 aylık dönem başkanlığını elinde bulunduruyor. Orbán uzun süredir “Brüksel elitlerine” karşı söylemleri ile dikkat çekiyordu. Orbán’ın Fidesz adlı partisi, Macaristan’ın demokratik olarak gerilemesi ve hukuk devleti ilkesinin sağlanamaması suçlamaları üzerine 2021’de AP’nin en büyük grubu olan merkez sağ Avrupa Halk Partisinden (EPP) ayrılmıştı ve o zamandan bu yana Avrupa Parlamentosunda bir gruba bağlı olmadan varlığını sürdürüyordu.

Avrupa için Yurtseverler’in kurulmasıyla Orbán, AP’deki baskın güçlerden biri olma yolunda ilerliyor. Grubun, muhafazakâr aile değerleri için kampanya yürütmesinin yanı sıra göç hareketlerine ve AB’nin Ukrayna’ya verdiği desteğe de karşı çıkması bekleniyor. Orbán’ın hareketine katılan grupların birçoğu daha önce AP’deki aşırı sağcı Kimlik ve Demokrasi (ID) grubunun parçasıydı. Eski Çek Cumhuriyeti Başkanı Babiš’in partisi ANO, aralarında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Rönesans Partisinin de bulunduğu liberalleri ve merkezcileri içeren Renew Europe’tan ayrıldı ve bu yeni gruba katıldı. İspanyol partisi Vox ise, Orbán’ın sağ cenahtaki ana rakibi konumundaki İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile bağlantılı Avrupalı ​​Muhafazakârlar ve Reformcular (ECR) hareketinden ayrılarak Avrupa için Yurtseverler saflarına katıldı.

Haziran ayının başındaki AP seçimlerinden bu yana parlamentodaki gruplar, yaklaşmakta olan görev süresi öncesinde Avrupa Parlamentosu üyelerini (AP) kazanmak için çabalıyor. Viktor Orbán’ın yakın danışmanı Balázs Orbán, Euractiv’e şöyle konuşmuştu: “Her gün bazı haberler olacak olsa da, beklentimiz, Avrupa için Yurtseverler grubunun çok hızlı bir şekilde AP’deki üçüncü büyük grup olacağı yönünde.”

Gerçekten de Fransa’dan Ulusal Birlik’in de 8 Temmuz’da bu yeni gruba katılmasıyla grubun üye sayısı şimdiden 84’e ulaştı. Bu, Avrupa için Yurtseverler’i, şu anda 78 milletvekiline sahip olan ECR’nin ve şu anda 76 milletvekiline sahip olan liberal Renew Europe grubunun önüne geçirdi ve en büyük üçüncü grup olmasını sağladı. Le Monde gazetesine göre, Ulusal Birlik’in gruba en son katılan parti olmasının sebebi, “Rusya yanlısı olduğu şüphesini yeniden canlandırma korkusu”ydu. Bu nedenle bu partinin katılımı için Fransa’daki seçimlerin ikinci turunun da bitmesi beklendi. Seçimlerin sonuçlanması ile birlikte Ulusal Birlik de bu siyasi gruba katıldı ve başkanı Jordan Bardella‘nın bu AP grubunun başkanı seçilmesini sağladı.

Normalleşme Stratejisinin Sonu mu?

Fransa’dan Le Pen liderliğindeki Ulusal Birlik yıllardır parti hakkındaki alışılagelmiş iddialar karşısında bir “normalleşme” stratejisi takip ediyorlardı. Le Pen’in partisinin Avrupa için Yurtseverler grubuna katılması, özellikle partinin eski homofobik yaklaşımını ve Rus sempatizanı söylemlerini unutturmaya yönelik stratejisinin sonuna gelindiğini gösteriyor. Yeni kurulan gruptaki müttefiklerinden Viktor Orbán açıkça AB’nin Ukrayna’ya sevk ettiği yardımları bloke etmeye çalışan, geleneksel muhafazakâr aile yapısını savunan bir siyasi profile sahip. Ayrıca Orbán’ın geçtiğimiz günlerde Kiev’in ardından Moskova’yı ziyaret etmesi, AB adına müzakere yapma yetkisi olmadığını söyleyen diğer AB liderleri tarafından da eleştirilmişti. Orbán‘ın bu yaklaşımı Le Pen’in yıllardır inşa etmeye çalıştığı yeni imajla açıkça çelişiyor.

Avrupa için Yurtseverler’in başkan yardımcılığına getirilen Lega Partili Roberto Vannacci‘nin de konuşmalarında Mussolini’ye atıflar yapması geçtiğimiz aylarda gündeme gelmişti. Vannaci ayrıca “Kürtajın kadınların başvurmak zorunda kaldığı talihsiz bir zorunluluk olduğunu düşünüyorum. Bunun bir hak olduğuna inanmıyorum, karşıyım.” da demişti. Bu söylemler, Le Pen’in normalleşme stratejisi kapsamında kürtaja yönelik aldığı tutumlardan farklılık gösteriyor.

Macaristan Başbakanı Orbán’ın bu grubu tanımlarken kullandığı amaçlar ve tutumlar, Fransa’da RN’nin kullanmaya çalıştığı kibar tona zıt düşüyor. Mümkün olan en itidalli imajı korumak isteyen RN, AP’de Avrupa için Vatanseverler grubunun oluşturulması için Viktor Orbán ile yapılan müzakereler hakkında da kamuoyuyla açık bir iletişim kurmamaya özen göstermişti.

Euroactiv‘e konuşan merkez AP Milletvekili Pascal Canfin (Renew Europe), Avrupa için Yurtseverler grubunun, nasıl aşırı sağcı partiler ulusal siyasetlerde hükûmetlerden uzak tutuluyorsa, aynı şekilde Avrupa Parlamentosundaki kritik görevlerden uzak tutulacağını dile getirdi: “En büyük iki grup EPP ve S&D üyeleri arasında bu konuda bir fikir birliği var. Avrupa’nın, kendisini yok etmek isteyenler tarafından yönetilmesi mümkün değil.” Yeni grubun özellikle de AP’nin komisyonlarına başkanlık etmesine izin verilmeyeceği tahmin ediliyor.

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler