'İltica'

Almanya’da Sığınma Statüsü Tartışmaya Açıldı: Suriye Artık Güvenli mi?

Almanya'da Suriyeli bir sığınmacının korunma statüsü hakkında çıkan mahkeme kararı, Suriye'ye sınır dışı işlemlerinin yapılmasına olanak tanıdığı şeklinde yorumlandı. Kararı eleştirenler ise, Suriye'nin her yerinde aynı güvenlik durumunun geçerli olmadığını belirtiyor.

Alman yetkililerce reddedilen bir sığınma başvurusu. Fotoğraf: Bartolomiej Pietrzyk - Shutterstock.

Münster’deki Kuzey Ren-Vestfalya Yüksek İdare Mahkemesi (OVG), 23 Temmuz 2024 tarihinde, Suriye Arap Cumhuriyeti’ndeki mevcut durumun artık siviller için ciddi bir tehlike oluşturmadığına hükmetti.  Mahkeme, aldığı bu kararı, Suriye’de silahlı çatışmaların yol açtığı tehlikeli durumun artık geçerli olmadığına dayandırdı. Bu tespiti temel alan mahkeme, 2014 yılında Almanya’ya gelen bir Suriyelinin ikincil koruma statüsü talebiyle açtığı davayı reddetti: Suriye’nin Haseke bölgesinden gelen Suriye vatandaşı davacının durumu, koruma koşullarını karşılamadığı için olumsuz değerlendirildi.

Mahkeme heyeti, gerekçe olarak, Haseke’de hâlâ silahlı çatışmalar ve zaman zaman saldırılar yaşansa da, bu durumların sivillerin öldürülmesine veya ciddi şekilde yaralanmasına yol açacak düzeyde olmadığını belirtti. Kuzey Ren-Vestfalya Yüksek İdare Mahkemesi Sözcüsü, bu kararla ilgili olarak yaptığı açıklamada, türünün ilk örneği olan bu mahkeme kararının Federal Göç ve Mülteciler Dairesinin (BAMF) mevcut durumda Suriyeli sığınmacılara iç savaş mültecileri statüsünde ikincil koruma sağlıyor olmasına aykırı olduğunu söyledi. Bu kararın neticesinde Suriyeli mülteciler için Almanya’da oturma izni almanın çok daha zor hâle gelebileceği tahmin ediliyor.

Adalet ve İçişleri Bakanlıklarından Karara Dair Açıklamalar

Almanya’da 700 binden fazla Suriyeli mülteci ve sığınmacının yaşadığı ifade ediliyor. Almanya Adalet Bakanı Marco Buschmann (FDP), Suriye’ye sınır dışı uygulamalarında gönderilecek bölgelerin güvenlik durumlarının detaylı incelenmesi gerektiğini söyledi. Buschmann, Suriye sınırları içinde hem güvenli hem de tehlikeli olan farklı bölgelerin var olduğunu vurgulayarak, mahkeme kararının bu çerçevede anlaşılır olduğunu söyledi: “Suriye’nin tamamında güvenlik durumunun aynı olmadığı göz önünde bulundurulmalı.”

Federal İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada ise, Suriye topraklarından gelen yeni bilgilerin takip edilerek periyodik değerlendirmeler yapıldığı ve mahkeme kararlarının da bunlara göre şekillendiği belirtildi. Açıklamada, idare mahkemelerinin aldığı kararların da sığınma başvuruları için zaman zaman belirleyici olduğu aktarıldı:

“Prensip olarak, Federal İçişleri Bakanlığı ve Federal Göç ve Mülteciler Dairesi, mevcut kaynaklar temelinde karar alma uygulamasını sürekli olarak gözden geçirmektedir. Bu kaynaklar arasında özellikle yüksek idare mahkemelerinin kararları da yer almaktadır.”

Bakanlar, “Afganistan ve Suriye’ye Sınır Dışı İşlemleri Yapılabilir” Demişti

Almanya’da iltica isteminin nasıl reforme edilmesi gerektiği, hem yerel hem de federal düzeydeki siyasetçilerin son yıllarda sıkça tartıştığı bir konu. Geçtiğimiz haziran ayında düzenlenen zirvede eyaletlerin içişleri bakanları ve federal yetkililer bir araya gelmişti: Burada, suç işlemiş ve tehlike arz eden “İslamcı”ların Afganistan ve Suriye’ye sınır dışı edilmeleri konusunda görüş birliğine ulaşılmıştı. Başkent Berlin’e komşu Potsdam’da yapılan bu zirvede konuşan Federal Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, sınır dışı uygulamalarını pratiğe dökmek için pek çok ülke ile görüşme hâlinde olduklarını aktarmıştı. Faeser, Suriye’ye yönelik sınır dışı işlemlerinin tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini ve bu amaçla Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ile koordineli çalışacaklarını da açıklamıştı.

Mahkeme Kararı, Afgan Mültecileri de İlgilendiriyor

Konstanz Üniversitesi Göç ve İltica Hukuku Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Daniel Thym ise ZDF kanalına yaptığı değerlendirmede mahkeme kararının bir sürpriz olmadığını dile getirdi: “Avrupa Birliği Sığınma Ajansının durum raporları uzun zamandır Suriye’de nispeten güvenli bölgelerin de olduğunu gösteriyor. Alman mahkemelerinin de aynı değerlendirmeyi yapmasına şaşırmadım.” Thym’e göre, bu karar sadece Suriye’yi değil, Afganistan’ı da alakadar ediyor. Prof. Thym, gelecekte başka idare mahkemelerinin de her iki ülkedeki güvenlik durumunu yeniden değerlendirmesini beklediğini belirtti. Böylesi bir durumda, mülteci statüsü veya ikincil koruma kapsamında yapılan başvurular hakkında daha fazla ret kararı çıkması olası.

CDU, Çıkan Kararın Uygulamaya Dönüştürülmesini Talep Ediyor

Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) Federal Meclis Grubu Başkanı Thorsten Frei, mahkemenin “göç tartışmasına yeni bir dinamik getirebilecek çığır açıcı bir karar verdiğini” ifade etti: “Bu mahkeme kararı, aynı zamanda, Suriye’deki gerçek güvenlik durumunu görmezden gelen Dışişleri Bakanı Baerbock’un yüzüne inen büyük bir tokat.” Söz konusu kararın, mevcut koalisyon hükûmetinin göç politikasında izlediği “yanlış” yolu bir kez daha ortaya koyduğunu belirten Frei, “Karardan hızlı bir şekilde sonuç çıkarmak için her türlü çabayı göstermenin tam zamanı.” sözlerini sarf ederek çağrıda bulundu.

Pro Asyl’e Göre, Suriye’deki “Gerçek Durum” Hesaba Katılmıyor

İnsan hakları örgütü Pro Asyl ise, yüksek idare mahkemesinin aldığı bu karara karşı çıktı. Pro Asyl Hukuk Politikaları Sözcüsü Wiebke Judith, mahkeme kararının Suriye’deki gerçek durumu hesaba katmadığını belirtti. Judith, “Dışişleri Bakanlığı’nın durum raporu gibi ilgili kaynaklar, hâlâ önemli bir çatışma durumunun mevcut olduğunu gösteriyor. Ayrıca neredeyse hiç kimse diktatör Esad’ın işkence rejiminden muaf değil.” sözleriyle kararı yanlış bulduğunu belirtti. (P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler