'Düzensiz Göç'

Alman İltica Politikası Sertleşiyor: Geri Göndermeler Artacak

Almanya'da federal hükûmet ve eyaletlerin başbakanları, düzensiz göçle mücadelede bir dizi önlemin alınması konusunda anlaşmaya vardı. Peki, mevcut iltica ve sınır dışı işlemi verilerine bakıldığında sunulan eylem planı ne kadar gerçekçi?

Fotoğraf: Michael Wick - Shutterstock.

Almanya Federal Basın ve Enformasyon Dairesinden yapılan açıklamaya göre, Başbakan Olaf Scholz başkanlığında, eyalet başbakanlarının katıldığı bir toplantı düzenlendi. 6 Kasım’da eyalet liderleri ile yaptığı kritik toplantının ardından Scholz, daha sıkı göç kurallarının uygulanmasını kabul etti. Toplantıda düzensiz göçle mücadelede bir dizi önlemin alınması konusunda anlaşmaya varıldı.

Scholz hükûmeti eyaletlere ve belediyelere önümüzdeki yıldan itibaren mülteci başına 7 bin 500 avro ödemeyi ve 2024’ün ilk yarısında 1,75 milyar avroluk bir ön ödeme yapmayı kabul etti. Hessen eyalet lideri Boris Rhein’ın kamuoyuyla paylaştığı bilgilere göre, eyaletlere sağlanacak toplam yardım miktarı 3,5 milyar avro seviyesinde.

Bunu ve diğer maddeleri kapsayan söz konusu anlaşmanın “tarihî bir an” olduğunun altını çizen Scholz, hedeflerinin düzensiz göçü geri püskürterek yeni ve sorunsuz bir sisteme geçmek olduğunu belirtti. Scholz’a göre, ülkedeki mülteci sayısı azaldıkça doğal olarak daha az para harcanacak.

Eyaletlerle Yapılan Anlaşmanın Öngördüğü Eylemler

  • Anlaşmaya göre Almanya, korumaya ihtiyacı olanlara yardım edecek, düzensiz göçü hızlı ve kalıcı bir şekilde azaltacak.
  • Düzensiz göçle mücadelede AB’nin dış sınırlarının etkin korunması sağlanacak.
  • Federal hükûmet, AB ülkelerinin kabul ettiği Göç ve İltica Anlaşması’nın, Avrupa Parlamentosunda (AP) hızlı bir şekilde müzakere edilmesi için çaba sarf edecek.
  • Göç ve İltica Anlaşması, AB’nin dış sınırlarını güçlendirme, iltica başvurularının süratle sonuçlandırılması ve başvuruları reddedilenlerin ülkelerine geri gönderilmelerini hızlandırılacak.
  • Alman hükûmeti, AB’de kalma hakkı olan mültecilerin AB ülkelerinde adil bir şekilde dağıtılması için çaba sarf etmenin yanı sıra, düzensiz göçmenlerin Cenevre Mülteci Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne göre korunma statüsünde olup olmadığının transit veya üçüncü ülkelerde tespit edilip edilmeyeceğini inceleyecek.
  • AB dış sınırlarında kontroller kısa sürede etkisini göstermeyeceği için Almanya, bu kontrolleri kendi sınırlarında yapacak.
  • Ülkeye ulaşan düzensiz göçmenlerin iltica başvuruları, 3 ila 6 ay içerisinde incelenerek karara bağlanacak.
  • Göçmenlerin geldiği ülkelerle de “göç anlaşmaları” yapılacak.
  • Ülkede, ilk kabul merkezlerinde kalanlara ve iltica başvurusu reddedilen ancak henüz sınır dışı edilmeyenlere kişisel ihtiyaçları için ayni yardım yapılabilecek.
  • Federal hükûmet, sığınmacılara sağlanan yardımların doğrudan nakit olarak iletilmesi yerine “ödeme kartıyla” verilmesi için eyalet yönetimlerine destek verecek.
  • Federal hükûmet, kendisine ait gayrimenkulleri eyaletlere tahsis ederek sığınmacıların barınmaları konusunda yerel yönetimlere yardımcı olacak.

Koalisyon Sınır Dışı İşlemlerini Arttırmayı 2021’de Vadetmişti

Spiegel dergisinin 21 Ekim’de çıkan bu yılki 43. sayısına röportaj veren Başbakan Scholz, “Neticede büyük miktarlarda sınır dışı yapmamız gerekiyor.” mesajını vermiş ve Spiegel bu ifadeleri kapağına taşımıştı. Aslında sınır dışı işlemi sayısını arttırma vaadi Aralık 2021’de kurulan mevcut koalisyon hükûmetinin işbaşı yaparken söz verdiği politikalardan biriydi. Peki, daha önceden de vadedilmiş olan bu eylem, neden şu an daha fazla ilgi topladı ve yerel yönetimlerce ısrarla talep edildi?

Alman medyasında yapılan yorumlara göre, öne çıkan sebeplerden biri Scholz’un göç politikası konusunda inisiyatif aldıklarını gösterme ihtiyacı. Resmî istatistiklere göre, eylül sonu itibarıyla Almanya’ya yapılan yeni iltica başvurularının sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 73 oranında arttı. Hessen ve Bavyera’daki yerel seçimlerde oylarını önemli bir biçimde arttıran ve ülkenin genelinde daha fazla oy alacağı anketlerce tahmin edilen aşırı sağcı parti AfD’nin yükselişi bu ihtiyacın oluşmasında bir etmen. Koalisyon partilerinin 2025’teki seçimlere kadar sınır dışı işlemlerini arttırdığını istatistiklerle seçmene sunması oy kaybını azaltacak bir hamle olarak planlanmışa benziyor.

Almanya’da kamuoyunun beklentisi de bu konuda daha fazla önlem alındığını görmeye odaklanmış durumda. Yasa dışı göçle daha etkin bir mücadele görmeyi talep eden bu odak, işlemlerin miktarından ziyade nitelikte bir farklılık olmasına öncelik veriyor. Kamuoyundaki beklentinin oluşmasında ve yönlendirilmesinde aşırı sağ siyasetin belirleyici bir rolü bulunuyor. Ana muhalefetteki Hristiyan Birlik Partileri CDU ve CSU da bu talepleri son dönemde sıkça dile getirmekte. Fakat Scholz liderliğindeki koalisyon hükûmetinin bu beklentiyi ve muhalefetten gelen baskıyı karşılaması pek kolay olmayabilir.

Scholz hükûmeti, ilaveten, -son dönemde CDU ve CSU’nun sıkça ifade ettiği- sığınma prosedürlerinin AB sınırları dışında işleme koyulma olasılığını soruşturmayı kabul etti. Bu şartın uygulanabilirliğini araştırmayı tahatttüt eden Scholz, bunun anayasal olarak mümkün olup olmadığı ve diğer ülkelerin bunu kabul edip etmeyeceği konusunda garanti veremeyeceğini söyledi.

Rakamlarla Almanya’da Sınır Dışı ve iltica

Almanya bu yılın ilk yarısında 7 bin 861 insanı sınır dışı etti. Hükûmetin çok defa yeniden hatırlattığı bu rakam, bir önceki yıla göre yüzde 25’lik bir artış anlamına geliyor. Fakat aynı süre zarfında yaklaşık 200 bin iltica başvurusu yapıldığı ve geçmiş verilere dayanarak bunların yaklaşık yarısının reddedilmesinin beklendiği düşünülürse bu sayı istenildiği kadar etkileyici bulunmayabilir.

Diğer yandan The German Review editörü Jörg Luyken’in hatırlattığı üzere, iltica başvurusu reddedilenlerin yüzde 90’ınından fazlası geldikleri ülke kesin olarak tespit edilemediği için ülkede kalmaya devam ediyor: “Gedultet” (tolere edilen) olarak sınıflandırılan bu büyük kesimin yaklaşık 300 bin kişiye denk geldiği ifade ediliyor.

2022 boyunca sınır dışı “edilebilen” kişilerin hangi ülkelere geri gönderildiğine bakıldığında, İspanya ve Polonya’nın önünde ilk dörtte sırasıyla Gürcistan, Arnavutluk, Kuzey Makedonya ve Sırbistan yer alıyor. Bu dört ülkenin hepsi Avrupa Birliği uyum sürecini işleten aday ülkeler ve bu çerçevede AB ülkeleriyle yasa dışı göçü engelleme alanında koordinasyon hâlindeler.

Sığınma başvuruları reddedilen mültecilerin geri gönderilmesinde Almanya – köken ülkelerin vatandaşlarını geri almakta isteksiz davranması sebebiyle- oldukça zorlanıyor. Bu konuda öne çıkan Fas’ın Almanya’nın sınır dışı etmek istediği vatandaşlarını bütünüyle geri kabul etmeyi reddettiği bildiriliyor. Ekim sonu itibarıyla Fas’a resmî ziyaret gerçekleştiren Federal İçişleri Faeser’in görüşmelerindeki ana gündem maddesi tıkanan bu süreci yeniden hareketlendirmekti. Almanya, Afrika, Orta Doğu ve Güney Asya ülkeleriyle bu konuda ağır ilerleyen müzakerelerini sürdürse de henüz net bir sonuç elde edebilmiş değil. (AA/P)

bgucin

Galatasaray Üniversitesi’nde Sosyoloji programından mezun olan Burak Gücin, sonrasında Heidelberg Üniversitesi’nde Kültürel Çalışmalar alanında yüksek lisansını tamamlamıştır. Ağırlıklı olarak ideoloji, kültür ve göç üzerine çalışan Gücin, Perspektif redaksiyon ekibinin üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler