Gazze ve Sosyal Politikalar Krizi: İngiliz İşçi Partisi Bölünüyor
İşçi Partisinin eski lideri Jeremy Corbyn ile genç vekil Zarah Sultana, Gazze ve sosyal yardımlar gibi temel konularda iktidardaki partiden ayrışarak yeni bir sol parti kuruyor. Geleneksel iki partili sistemin zayıfladığı İngiltere'de yeni partinin yüzde 10'luk bir oy potansiyeli olabileceği ifade ediliyor.

Geleneksel iki partili sistemi krizde olan İngiltere siyasetinde uzun süredir kaynayan bir tansiyon, 4 Temmuz’da su yüzüne çıktı. Temmuz 2024’ten beri iktidarda olan İşçi Partisinin eski lideri Jeremy Corbyn ve Coventry South Milletvekili Zarah Sultana, yeni bir sol parti kuracaklarını duyurdu. Sultana, “milyarderlerin zaten üç partisi var; artık geri kalanımızın da bir tane olmalı,” diyerek yola çıkış motivasyonlarını net bir şekilde ortaya koydu.
Bu çıkışın sadece yeni bir parti duyurusu değil; aynı zamanda Keir Starmer liderliğindeki İşçi Partisinin sağa kaymasına ve merkez siyasetin temsil boşluğuna karşı bir hareket olduğu ifade ediliyor.
İşçi Partisindeki Kırılma Noktaları: Gazze, Antisemitizm Raporu ve Sosyal Yardımlar Krizi
Hem Corbyn hem de Sultana, 7 Ekim 2023’ten sonraki İsrail’in saldırıları karşısında, Filistinlilerle dayanışma içerisinde olmuş ve Keir Starmer’in liderliğindeki İşçi Partisi hükûmetinin İsrail konusundaki kararlarına karşı çıktı. Corbyn ve Sultana, yeni partilerini işçi partisinin solunda konumlanarak, Starmer’ın sağa kaymasından rahatsız olan seçmenleri çekmeyi hedefliyor.
1993 doğumlu Sultana, İngiltere’de sol siyasetin en görünür figürlerinden biri olarak kabul ediliyor. Starmer’ın çevresindeki bazı kişiler, parti üyeliğini sonlandırmadan önce, Sultana’nın İşçi Partisinin Gazze gibi konularda öfkeli genç seçmenler ve topluluklarla bağlantı kurmasına yardımcı olabileceğini umuyorlardı.
Sultana, son olarak, Avam Kamarası üyesi milletvekillerinin aralarında İsrail’le iş yapan şirketlere yönelik eylemleriyle tanınan Palestine Action’ın da yer aldığı 3 grubu terör örgütü ilan eden tasarıyı onaylamasına karşı çıkmıştı.
Sultana, ülkedeki yerleşik siyasi sisteminin bozuk olduğunu söylediği gibi servet eşitsizliği ve Gazze’deki soykırımını gündeme getiriyor. Hem Corbyn hem de Sultana, 2024 yılında İşçi Partisiyle yollarını ayırmadan önce partinin disiplin mekanizmalarıyla karşı karşıya gelmişti.
Corbyn, 2020’de antisemitizm raporundaki bazı iddiaların “abartılı” olduğunu söylemesinin ardından partiden uzaklaştırıldı. Sultana ise 2024’te, hükûmetin çocuk yardımlarındaki iki çocuk sınırını kaldırmayı öneren oylamada hükûmete karşı oy kullandığı için partiden ihraç edildi.
Bu olaylar, partinin giderek disiplinerleşen ve merkezileşen yapısına karşı sabırsızlanan sol milletvekillerinin elini kolunu bağlayan gelişmeler olarak yorumlandı. Yeni parti, bu isimlerin yalnızca temsil edilmeyen fikirlerini değil, dışlanan siyasal kimliklerini de içeriyor.
Yeni Partinin Retoriği: “Bozuk Bir ‘İki Partili Sisteme’ Karşı Halkın Partisi”
Sultana’nın açıklamasında altı çizilen mesaj net: “Westminster [sistemi] bozuk bir sistemdir, iki partili yapı sadece yönetilen çöküş ve kırık vaatler üretir.” Bu söylem, ekonomik vaatler odaklı klasik sol söylemlerin ötesinde, popülist bir dil kulllanıyor. Sultana’nın sarf ettiği “Üç parti milyarderlerin, peki geri kalanımızın partisi nerede?” sözüyle de sadece yeni kuracakları partinin halktan yana siyaset yapacağını ileri sürdü.
Corbyn ise yaptığı açıklamada daha temkinli bir dil kullandı: “Yeni türde bir siyasi partinin demokratik temelleri yakında şekillenecek. Görüşmeler devam ediyor.” Partinin liderliği konusunda ise daha açık uçlu bir açıklama yaparak, “Ben buradayım, halkımıza hizmet etmek için,” demekle yetindi.
Yeni Partinin Stratejisi: Kimlerle, Nerelerde?
Yeni partinin duyurusu, İşçi Partisi bünyesinde hem hayal kırıklığı hem de memnuniyet yarattı. İngiliz solunun önemli figürleri John McDonnell ve Diane Abbott, partiye katılmayacaklarını açıkladı. Buna karşılık Nigel Farage liderliğinde aşırı sağcı Reform UK partisi, bu gelişmeyi İşçi Partisinin zayıflaması olarak yorumladı. Bir Reform UK destekçisi, “Bunlar İşçi Partisi’nden yüzde 10 oy götürür,” diyerek memnuniyetini dile getirdi.
Yeni oluşum, Corbyn liderliğinde bağımsız milletvekillerinden oluşan “Independent Alliance” grubunu temel alıyor. Hâlihazırda 6 kişilik bu grup, parlamentoda yer alan Yeşiller ve Plaid Cymru gruplarından daha fazla koltuğa sahip. Ancak esas hedef sadece Westminster değil; yeni parti Londra dışındaki yerel ağlarda güçlü bir örgütlenme hedefliyor.
Corbyn, Liverpool, Birmingham ve Southport gibi bölgelerdeki yerel sol ağları işaret ederek “Ülke çapında farklı yerlerde ortak bir ses arayışı var,” açıklamasını yaptı. Yerel düzeyde de partiden kopmuş, bağımsız ya da örgütsüz kalan çok sayıda belediye meclis üyesi ve aktivistin yeni parti çatısı altında buluşturulması arzulanıyor.
Yeşiller ile Seçmen Yarışına Girecek Partinin Olası Oy Oranları
Yeni partinin Yeşiller Partisinden ciddi bir oy çalma potansiyeli olduğu ifade ediliyor: More in Common adlı araştırma şirketinin anketine göre Corbyn liderliğindeki bir sol blok, seçmenin yüzde 10’unu kazanabilir. Ancak bu senaryo Yeşiller’in oy oranını yüzde 9’dan yüzde 5’e inmesiyle gerçekleşebiliyor. Yine de Yeşiller’in önde gelen isimlerinden Zack Polanski’nin Sultana’nın çıkışına olumlu yaklaşması, bir “kırmızı-yeşil ittifakı” ihtimalini de gündeme getiriyor. Bu parti arasındaki olası bir ittifak, sol seçmenlerin bölünmesini önleyerek sol kanada oy kazanma imkânı sunabilir.
Birleşik Krallık’taki (İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda) seçim sistemi, küçük partilerin parlamentoya girmesini zorlaştırıyor. Ancak mevcut siyasi tablo oldukça parçalı ve istikrarsız. Corbyn-Sultana hareketi kısa vadede seçim kazanmaktan çok, İşçi Partisi üzerindeki baskıyı artırmayı, gündemi sola çekmeyi ve protesto seçmenini yeniden siyasallaştırmayı amaçlıyor olabileceği de bazı uzmanlar tarafından dile getiriliyor: 2024’ten bu yani hızlı bir oy artışına geçen Nigel Farage’ın Reform UK partisi üzerinden muhafazakârlar üzerindeki etkisi de bu tarz stratejilere dair güçlü bir örnek olarak veriliyordu. Bu bağlamda Corbyn’in partisi de, oy oranı düşük kalsa bile geleneksel iki partili sistemin güç kaybettiği İngiliz siyasetinde dengeleyici bir güç hâline gelebilir.
Mayıs ayında yapılan yerel seçimlerde hem muhalefetteki Muhafazakâr Parti hem de iktidardaki İşçi Partisi oy kaybına uğramıştı. Sonuçlara genele uyarlayan BBC’nin projeksiyonuna göre 2 Mayıs’ta genel seçimler için sandıklar kurulmuş olsaydı Reform UK yüzde 30 oy alarak birinci, İşçi Partisi yüzde 20 ile ikinci, Liberal Demokratlar (Lib Dems) yüzde 17 ile üçüncü olurken, Muhafazakâr Parti ancak yüzde 15 ile dördüncü sırada yer alacaktı. Metropoller dışında, ülkenin görece daha yoksul bölgelerinde yaşayan İşçi Partisi tabanının Reform UK’ye yöneldiği görülmüştü. (P)