Tanıklığın Bedeli: Awdah Hathaleen Yerleşimci Kurşunuyla Öldürüldü
Oscar ödüllü No Other Land belgeselinin yapım sürecine katkıda bulunan Filistinli öğretmen ve aktivist Awdah Hathaleen, işgal altındaki Batı Şeria’da İsrailli bir yerleşimci tarafından öldürüldü. Olay, bölgede süregelen cezasızlık düzenini ve sistematik şiddeti bir kez daha gündeme taşıdı.

Filistinli gazeteci, öğretmen ve insan hakları savunucusu Awdah Hathaleen (Odeh Hadalin), 28 Temmuz 2025’te Batı Şeria’nın güneyindeki Masafer Yatta bölgesinde, İsrailli bir yerleşimci tarafından vurularak öldürüldü. Olay, Oscar ödüllü No Other Land belgeseline katkıda bulunan Hathaleen’in, belgeselin de konu aldığı köylerden biri olan Umm al-Khair’de öldürülmesiyle daha da dikkat çekti. Hathaleen’in video kayıtlarına yansıyarak katledilmesi, aynı zamanda, işgal altındaki topraklarda süregelen yapısal şiddeti bir kez daha hatırlattı.
Olayın Seyri: Katil Yinon Levi Bırakıldı, Tanıklar Tutuklu
Tanıklara ve sahadan gelen görüntülere göre, olay İsrailli yerleşimci Yinon Levi’nin bir buldozerle köy arazisine girerek ağaçları ve yapıları tahrip etmesiyle başladı. Köylülerin tepki göstermesiyle birlikte Levi silahına davranarak rastgele ateş açtı. O sırada olay yerinden uzakta bulunan, herhangi bir taşkınlığa katılmamış olan Awdah Hathaleen göğsünden vurularak yaşamını yitirdi.
Levi, olay yerinden ayrılmadı. Hatta bazı tanıklara göre, gelen güvenlik güçlerine bazı köylüleri işaret ederek gözaltına alınmalarını istedi. İsrail polisi tarafından kısa süreliğine gözaltına alınan Levi, İsrail işgal mahkemesinin kararıyla ev hapsine alındı. Buna karşılık en az 14 Filistinli köylü, saldırı sırasında ya da taziye çadırına yapılan baskında gözaltına alındı ve bazıları hâlâ tutuluyor.
Bu cinayet, yerleşimci şiddetiyle ilgili uzun süredir dile getirilen eleştirileri bir kez daha gündeme getirdi: Silahlı yerleşimciler çoğu zaman cezasız kalırken, mağdur Filistinliler gözaltına alınıyor, tutuklu yargılanıyor ya da baskıya uğruyor.
Awdah Hathaleen Kimdi? Neden Öldürüldü?
Awdah Hathaleen sadece bir belgesel figürü ya da aktivist değil; aynı zamanda Masafer Yatta’daki toplulukların sosyal yaşamında önemli rol oynayan bir öğretmen, futbolcu, yazar ve barış aktivistiydi. Üç küçük çocuğu ve eşiyle birlikte yaşadığı Umm al-Khair köyü, 1980’lerden bu yana İsrail yerleşimlerinin baskısı altında ve köy halkı topraklarını terk etmeye zorlanıyor.
Awdah, +972 Magazine için yazdığı yazılarda sık sık zorla tahliyelere, yıkımlara ve askeri uygulamalara dair tanıklıklarını kaleme almıştı. Ölümünden kısa süre önce yayımlanan bir yazısında şu ifadeler yer alıyordu: “Askerler köye girdiğinde çocuklarımız annelerine koşuyor. Kadınlar evlerinden kurtarabildiklerini toplamaya çalışıyor. Hepimiz birbirimize bakıyoruz, teselli arıyoruz ama kelimeler tükenmiş durumda.”
Haziran ayında ABD’ye yapacağı barış ve dayanışma konuşmaları turu, San Francisco Havalimanı’nda vizesi iptal edilerek engellenmişti. Tur, Kaliforniya’daki barış yanlısı Yahudi grupların davetiyle gerçekleşecekti. Aktivist dostları, giriş yasağının yalnızca Awdah’ın Filistinli kimliğinden kaynaklandığını belirtti.
Belgeselin yönetmenlerinden Basel Adra ve Yuval Abraham, bu cinayeti kamuoyuna taşıdı. Abraham, saldırı anını gösteren videoyu paylaşarak saldırganın daha önce de Filistinlilere yönelik şiddet eylemleriyle tanınan ve ABD ile AB’nin yaptırım listesinde yer alan Yinon Levi olduğunu açıkladı. Basel Adra, yakın dostu olan Hathaleen’in vurulduğu anı “İsrail bizi böyle siliyor, her seferinde bir can alıyor,” sözleriyle anlattı. Üzgünlüğünü aktaran Yuval Abraham ise onu “filmimize büyük katkı sunan olağanüstü bir aktivist” olarak tanımladı.
Odeh just died. Murdered. https://t.co/rRWqSa48iN
— Yuval Abraham יובל אברהם (@yuval_abraham) July 28, 2025
Olaya Tanıklık Eden Arkadaşı: “Katil Cinayet İçin Mutlu Olduğunu Söyledi”
Awdah Hathaleen’in ölümüne doğrudan tanıklık edenlerden biri, yakın arkadaşı ve birlikte aktivizm yürüttüğü isimlerden Mattan Berner-Kadish oldu. Olay günü Khirbet Umm al-Khair’de bulunan İsrailli Berner-Kadish, yaşananları şu sözlerle anlattı:
“Pazartesi günü, 28 Temmuz 2025’te arkadaşımın ölmesini izledim. Awdah’ın göğsünden çıkan kanı kendi gözlerimle gördüm. İsrailli yerleşimci Yinon Levi ateş ettiğinde oradaydım. Birkaç dakika önce bir ekskavatörün köy arazisine girip kanalizasyon borularını, zeytin ağaçlarını ezdiğini ve ardından Awdah’ı omzundan ve boynundan vurduğunu izlemiştim. Su getirmeye koştuğumda Awdah yerdeydi, son nefeslerini veriyordu.”
O anın ardından Levi’yle yüzleştiğini belirten Berner-Kadish, saldırganın olayı inkâr etmediğini, aksine bundan memnuniyet duyduğunu aktarıyor: “Yanına gidip birini öldürdüğünü söyledim. Gülümsedi ve ‘Yaptığım için mutluyum’ dedi.”
“Awdah Barışa İnancını Hiç Kaybetmemişti”
Berner-Kadish, Hathaleen’le ilk tanışmalarını sıradan bir futbol sohbetiyle hatırlıyor: Berner-Kadish’in giydiği Arsenal formasına takılan Levi’nin başlangıçta şüpheyle yaklaştığını ancak zamanla dostluk kurduklarını, birlikte geçirdikleri sohbetleri ve çocuklarla kurdukları bağları paylaşıyor.
“Her bir çocuğunu kucağımda tuttum. Büyüklerinin nasıl büyüdüğünü gördüm. Awdah’ın köyüne gerçek bir futbol sahası kazandırma hayalini benimsedim. Birkaç hafta önce projeye sponsor olacak bir bağışçı bulmuştum. Çok heyecanlıydık. Çalışmalara başlamak üzereydik. Bu saha neşe için var olacaktı. Awdah’ın hayata direncini simgeleyecekti. Ama şimdi bu mümkün değil. Hayatımın geri kalanını onun haklı olduğunu kanıtlamak için adayacağım.
Awdah, apartheid rejimi altında yaşadı. Yanı başındaki İsrail yerleşiminde hiçbir ev yıkılmadı, su ve elektrik kesilmedi, askerler silahlarla evlere girmedi. Ama onun köyünde bunlar günlük gerçeklikti. İsrail devleti onu hiçbir zaman tam bir insan olarak görmedi. Doğduğu günden beri temel haklarını elinden aldı. Buna rağmen Awdah, benim gibi Yahudi ve İsrailli insanlara gerçekten inandı. Ortak geleceğe, adalete ve barışa dair umudu hiç kaybetmedi.”
Standing Together’ın Açıklaması: “Sistematik Bir Şiddet Düzeni”
İsrailli-Filistinli ortak taban hareketi Standing Together, olaya dair yaptığı açıklamada, yaşananı bireysel bir “aşırılık” değil, İsrail’in yerleşimci destekli bir egemenlik rejiminin sonucu olarak değerlendirdi. Açıklamada şu ifadeler öne çıktı: “Bu olay çılgın bir bireyin değil, devlet destekli bir yerleşimci terörünün parçası. İsrail’in Batı Şeria’daki egemenlik sistemi, bu tür şiddet vakaları üzerine kurulu.”
Grup, Levi’nin olaydan sonra köyde kalıp bazı Filistinlileri teşhis ederek gözaltına aldırmasına, cenaze çadırının dağıtılmasına, gazetecilere ve aktivistlere ses bombasıyla müdahale edilmesine dikkat çekti. Ayrıca İsrail ordusunun, Awdah’ın ailesine cenazeyi teslim etmek için mezar taşının köy dışına yapılmasını şart koştuğunu da belirtti.
Standing Together’a göre bu cinayet ve ardından failin serbest bırakılması, Filistinlilere açık bir mesajdı: “Topraklarınızda yaşama hakkınız yok. Ama aynı zamanda onurlu bir şekilde ölme hakkınız da yok.”
Fransa, Olayı “Yerleşimci Terörizmi” Olarak Tanımladı
Fail Yinon Levi, 2024’te Filistinlilere yönelik organize saldırılar nedeniyle ABD ve Avrupa Birliği tarafından yaptırım listesine alınmıştı. Ancak Trump yönetimi göreve gelir gelmez bu yaptırımları kaldırmıştı. Levi hâlâ AB ve Birleşik Krallık yaptırım listelerinde yer alıyor.
Olayın ardından Fransa Dışişleri Bakanlığı, yerleşimci şiddetini “terörizm” olarak tanımlayarak İsrail hükûmetini failleri yargılamaya çağırdı. Filistin Ulusal Yönetimi Eğitim Bakanlığı, sosyal medya üzerinden yerleşimcileri açıkça suçladı.
Cinayetle ilgili olarak the Guardian’a konuşan İsrailli insan hakları avukatı Michael Sfard ise yerleşimci şiddetiyle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu vakalarda adalet neredeyse hiç bulunamıyor. Yerleşimcilerle ilgili yargı mekanizması tamamen işlemez hâlde. Bu şiddet devletten bağımsız değil, devletin bizatihi kendisinden geliyor.”
Film Ne Anlatıyordu, Neden Hedef Oldu?
No Other Land, İsrail işgalinin İsrail işgalinin Batı Şeria’daki etkilerini, Masafer Yatta’daki zorla tahliye ve yerleşim politikaları üzerinden anlatan bir belgesel. Filmin yönetmenliğini Filistinli Basel Adra ile İsrailli Yuval Abraham birlikte üstlendi. Film, 2024 Berlin Film Festivali’nde ödül kazandı ve 2025 Oscar Ödülleri’nde “En İyi Belgesel” seçildi.
Belgesel, gündelik hayatın nasıl baskıya, evsizliğe ve göçe zorlandığını gösteriyor. İsrail Kültür Bakanı Miki Zohar başta olmak üzere bazı yetkililer, filmi “İsrail’in imajına zarar veren propaganda” olarak niteledi. Yönetmen Abraham, kendi ülkesinde “hain” ilan edildi.
Bu tür tepkiler, sadece filme değil, tanıklığın kendisine yönelik sistematik bir reddin işareti. Filmi değerlendiren İsrail vatandaşı Filistinli Milletvekili ve Ta’al Partisi Genel Başkanı Dr. Ahmad Tibi filmi şu sözlerle değerlendirmişti: “Sorun yaratan şey No Other Land filmi değil. Sorun, işgalin kendisi. Bu belgesel, bu gerçeği saklamıyor.” (P)





