'Emeklilik Sistemi'

AB Uyarıyor: Avrupalıların Beşte Biri Yoksulluk İçinde Emekli Olacak

Eğer mevcut emeklilik politikaları köklü bir reformdan geçmezse, Avrupa nüfusunun büyük bir kesimi için yaşlılıkta yoksulluk kaçınılmaz olacak.

©Shutterstock.com

Avrupa Birliği’nde yaşlanan nüfus ve bunun emeklilik sistemleri üzerindeki baskısı, birçok ülkeyi reform yapmaya yönlendiriyor. Zira köklü reformlar yapılmadığı takdirde Avrupa’da milyonlarca insan yaşlılıkta yoksullukla karşı karşıya kalacak. Frankfurt merkezli Avrupa Sigorta ve Mesleki Emeklilik Otoritesi (EIOPA) Başkanı Petra Hielkema, şu anda bile her beş Avrupalıdan birinin yaşlılıkta yoksulluk riski altında olduğunu belirterek, “Bu inanılmaz derecede yüksek bir oran. Kadınlarda ise bu risk yüzde 30 daha fazla” dedi.

Nüfus Hızla Yaşlanıyor

Avrupa hızla yaşlanıyor. Bugün AB nüfusunun beşte birinden fazlası 65 yaş ve üzerinde. Bu oranın 2050’ye kadar üçte bire çıkması bekleniyor. Geçen yıl Dünya Sağlık Örgütü, 2024’te Avrupa’da ilk kez 65 yaş üstü nüfusun, 15 yaş altı nüfusu geçeceği konusunda uyardı. Son yirmi yılda göçteki büyük artışa rağmen, kıtanın hâlâ, kamu emeklilik maliyetlerini karşılayabilecek yeterli sayıda işçi çekmeye ihtiyacı var.

Ekonomistler, 2050’ye kadar Avrupa’da her emekliye iki çalışandan daha az kişi düşeceğini öngörüyor; bugün bu oran üç. Hielkema, “Bazı ülkeler şimdiden bu noktaya geldi ve bu sürdürülebilir değil. Güçlü tamamlayıcı emeklilik sistemleri olmayan ülkeler ciddi risk altında” diye konuştu.

Artan maliyetlerle başa çıkmak için birçok AB ülkesi kamu emeklilik sistemlerini değiştirdi; bunlar arasında emeklilik yaşını yükseltmek de var. Fransa’da, örneğin, geçtiğimiz yıl emeklilik yaşının 62’den 64’e çıkarılması planlarına karşı aylarca süren protestolar düzenlendi. Diğer Avrupa ülkeleri ise daha da ileri gitti. Örneğin Birleşik Krallık çalışma süresini 68 yaşın ortalarına kadar uzatmayı planlıyor. Ayrıca, geçmişte kadınlar erkeklerden beş ila yedi yıl önce emekli olabiliyordu, ancak ülkedeki emeklilik yaşının eşitlenmesi yönündeki son düzenleme ile bu da ortadan kaldırıldı. 

Avrupa’da uzun yıllar boyunca emeklilik güvenliği büyük ölçüde devletin sağladığı maaşlara dayandı. Ancak insanların daha uzun yaşaması ve doğum oranlarının düşmesiyle bu sistemin maliyeti hızla artıyor. Sağlık ve bakım harcamaları da buna eklenince vergi yükü giderek ağırlaşıyor. Kamu emeklilik harcamaları AB’nin 27 üyesinden 17’sinde gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 10’undan fazlasına ulaştı. Bu 17 ülkenin tamamı –biri hariç– Batı Avrupa’da bulunuyor. İtalya ve Yunanistan’da ise emeklilik harcamaları GSYH’nin yüzde 16’sını aşıyor.

Özel Fonlar Çözüm Olabilir mi?

Uzmanlara göre çözümün yolu, devlet emekliliklerini tamamlayacak özel veya işyeri emeklilik sistemlerinden geçiyor. İskandinav ülkeleri bu alanda en hazırlıklı bölgeler arasında yer alıyor. Burada vatandaşlar hem devlet emekliliğinden faydalanıyor, hem işyerinde çalışırken otomatik olarak emeklilik fonuna para yatırıyor hem de bireysel emeklilik ürünlerine yatırım yapabiliyorlar. Doğu ve Güney Avrupa ülkelerinde ise tablo çok farklı. Emekliler çoğunlukla yalnızca devlet maaşına güveniyor ve bu maaşlar, çalışma dönemindeki gelirlerine kıyasla oldukça düşük kalıyor.

Önümüzdeki birkaç ay içinde Avrupa Komisyonu, AB’nin demografik ve mali zorluklarını ele almak için tasarruf hesapları ve emeklilikler üzerine tavsiyeler yayınlayacak. Yıl sonuna kadar hükûmetlere, her vatandaş için mevcut tasarruf ve yatırımları gösterecek dijital hesaplar, emeklilikleri takip sistemleri, emeklilik haklarını aktaran panolar ve emeklilik birikimini cazip kılmak için vergi teşvikleri önermeyi planlıyor. Ayrıca, işyeri emeklilik fonları ve emeklilik yatırım ürünlerine ilişkin AB kuralları gözden geçirilecek.

Paketteki en önemli önlem, Birleşik Krallık, Polonya ve İtalya’da zaten uygulananlara benzer şekilde, çalışanların otomatik olarak işyeri emeklilik fonlarına dahil edilmesi olacak. “Çalışıyorsanız otomatik olarak emeklilik fonuna dahil edileceksiniz. Eğer istemezseniz, bilinçli bir şekilde sistemden çıkmanız gerekecek” diyen Hielkema, şu anda çalışanların işyeri emeklilik fonuna katılabilmek için kendi isteğiyle başvurmaları gerektiğini, fakat çoğunun “ataletten” dolayı bunu yapmadığını söyledi. Yeni düzenlemeyle bu ataletin ters yönde işleyeceğini düşünen Hielkema, çok az kişinin sistemden çıkma zahmetine gireceğine inanıyor. EIOPA Başkanı, bu mekanizmanın uygulandığı yerlerde işe yaradığını ve çalışanların bu sayede emeklilikleri için iş yerleri üzerinden daha fazla birikim yaptığını vurguladı.

Almanya

Almanya’da işyeri emeklilik fonlarının toplamı 267 milyar avro. Buna karşılık, nüfusu Almanya’nın sekizde biri olan İsveç’te neredeyse herkesin bir emeklilik fonu var ve işyeri emeklilik birikimleri 516 milyar avroya, yani GSYH’nin yüzde 92’sine ulaşıyor.

Almanya’da bugün doğum oranlarının düşmesi ve yaşam beklentisinin uzaması nedeniyle emeklilik sistemi ciddi bir finansal baskı altına girmiş durumda. 1960’larda yaklaşık 6 çalışan bir emekliyi desteklerken, bugün bu oran 2:1 civarına inmiş durumda. Ülkedeki yaşlı nüfusun (65 yaş ve üstü) çalışma çağındaki nüfusa (20-64 yaş) oranının, 2022’de yüzde 37,3’ten 2050’de yüzde 49,8’e yükselmesi öngörülüyor. Başka bir deyişle, 2050’ye gelindiğinde Almanya’da her iki çalışana neredeyse bir emekli düşecek ve bu oranın sonrasında daha da artması bekleniyor.

Almanya Emeklilik Sigortası verilerine göre emeklilerin yüzde 61’i devletten aylık 1200 avronun altında maaş alıyor. Her üç emekliden biri ise 750 avronun altında yaşıyor. Kadınlar ise bu konuda daha da dezavantajlı: Düşük ücretli işlerde çalıştıkları, uzun süre evde kaldıkları ve çocuk bakımı nedeniyle iş hayatına dönemedikleri için birçok kadın çok düşük emekli maaşı alıyor veya hiç emekli olamıyor. Sonuç olarak birçoğu geçinebilmek için çalışmaya devam ediyor ya da devlet yardımlarına muhtaç kalıyor.

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler