Almanya’da Memurlar Devletin Sırtında Bir Yük mü?
Nüfusun yaşlandığı Almanya'da emeklilik sisteminin sürdürülebilirliği sık tartışılan bir konu. Ülkenin yeni gündemi, emeklilik sistemi üzerinde finansal bir yük olarak görülen memurluğu kısıtlamak oldu. Peki Almanya’da memuriyet neden emeklilik tartışmalarının merkezine yerleşti?

Almanya’da nüfusun giderek yaşlanması ve kalifiye işçi açığı nedeniyle iş piyasası büyük bir krizle karşı karşıya. Gelecek senelerde iş piyasasında giderek daha az insan emeklilik sigortasına ödeme yapacak, emeklilerin sayısı ve yaşam beklentisinin artması nedeniyle emeklilikte geçirilen süre de yükselecek. Bütün bunlar, Almanya’da emeklilik sisteminin dönümüyle ilgili tartışmaların zeminini oluşturuyor.
Emeklilik Sistemi İçin Kritik Soru: Almanya’da Kaç Tane Memur Var?
Almanya’da 1,8 milyon memur bulunuyor. Bunların 202 bini federal düzeyde, 1,3 milyonu ise eyalet düzeyinde memurluk yapıyor. Yerel belediyelerde memur olarak çalışanların sayısı ise 190 bine yakın.
Ülkede emeklilik sisteminde herkese eşit emeklilik maaşı ödenmiyor. Ülkede çalışan herkesin kendi biyografisi, aldığı maaş ve yaşam etaplarına göre aldığı emeklilik maaşı değişkenlik gösteriyor. Bu durum da farklı mesleki gruplar ve statüler arasında emeklilik konusunda müthiş bir uçurum doğuruyor.
Örneğin 2025 yılı itibariyle yasal emeklilik maaşı, bir kişinin çalıştığı süre boyunca aldığı ortalama ücretin yüzde 48’i düzeyinde seyrederken, bir devlet memurunun emeklilik maaşı son maaşının yüzde 71,75’ine kadar çıkabiliyor. Bu durumda bir memur yaşlılıkta aylık ortalama 3.240 avro tutarında emekli maaşı alabiliyor. Bu meblağ, Almanya’daki birçok çalışanın hayal edebileceği emeklilik maaşının kat kat üstünde.
Buna ek olarak Almanya’da herhangi bir işçi, her ay brüt maaşının yüzde 9,3’ünü yasal emeklilik sigortasına ödemek zorundayken, devlet memurlarının yaşlılık için herhangi bir ödeme yapmaları gerekmiyor. Zira devlet memurlarının emeklilik maaşları, Almanya’daki vergilerle finanse ediliyor. Pestel Araştırma Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Almanya’nın yürürlükteki emeklilik sistemi adaletsiz: Ortalamanın üzerinde bir yaşam beklentisi olan memurlar, işçilere kıyasla çok daha uzun bir süre ve daha fazla emeklilik maaşı alıyorlar.
Memurlar ile İşçiler Arasındaki Emekli Maaşı Uçurumu
Bütün bunlar, Almanya’da memurların kamu üzerinde bir yük olduğu ile ilgili uzun süredir devam eden tartışmanın ana gündem maddelerinden birisini oluşturuyor. Mayıs ayında göreve başlayan ve CDU/CSU ve SPD’den oluşan büyük koalisyonun Federal Çalışma Bakanı Bärbel Bas (SPD), memurların da emeklilik sigortasına prim ödemesi gerektiğini önermişti. Bas’ın emeklilik politikasında radikal bir dönüşüm sayılabilecek bu önerisine çiçeği burnunda koalisyondan tepkiler gelmiş, koalisyon sözleşmesinde bu talebin bulunmadığı gerekçesiyle CDU kanadında eleştiriler yükselmişti. Özetle memurların emekliliği ile ilgili tartışması, sadece Alman toplumunu değil koalisyonu da bölmüştü.
Bu tartışmada memurların da diğer çalışanlarla emeklilik düzenlemelerinde eşitlenmesini isteyenler, adaletli bir sistemin uygulanmasını gerekçe gösteriyorlar. Örneğin Pestel Araştırma Ensitüsü Başkanı Matthias Günther’e göre, memurların da içinde olduğu, maddi durumu iyi olan kesim Almanya’da emekli olduğunda paralarını nereye harcayacaklarını bilemezken, düşük gelirli meslek sahipleri emekli maaşlarıyla geçinmekte zorlanıyorlar. Hatta birçoğu sosyal yardım almak zorunda kalıyor.
Buna karşın, Almanya’da memurların kendilerine ait emeklilik sistemine devam etmesini savunanlar ise, devlet memurluğunun özel durumuna dikkat çekiyor: Örneğin, Alman Memur Sendikasından Volker Geyer’e göre memurların kamu hukuku içerisinde bir hizmet ve sadakat ilişkileri içinde olmaları nedeniyle emeklilik düzenlemeleri konusunda dengesizlik olması makul bir durum. Geyer, memurların grev hakkının da olmadığını, devletle ilişkilerinin farklı olması nedeniyle kendilerine özgü bir maaş ve emeklilik sisteminin yürütülmesinin adil olduğunu öne sürüyor.
Memurlara Tanınan Emeklilik İmtiyazları Kaldırılmalı mı?
Almanya’da devlet memurlarının tabi olduğu emeklilik sistemi, devletin üzerinde senelik yaklaşık 90 milyar avroluk bir yük oluşturuyor. Bu yönüyle Almanya’daki memurların yaşlılıkta emeklilik maaşıyla güvence altına alınabilmeleri, ülkedeki diğer çalışanların ve onların ödediği vergilerin sırtına binmiş durumda.
Sosyal güvencelerde adaletsizlik olarak görülen bu durum, daha önce şaşırtıcı bir şekilde 2020 yılında Hristiyan Demokrat Parti (CDU) tarafından dile getirilmişti. CDU o dönem 30 yaş altındaki memurların yasal emeklilik sistemine dahil edilmesi talebini dile getirmiş, bu yaşın üstündekilerin ise eski sistemde kalmaya devam edebilecekleri açıklamıştı. Mayıs 2025’ta göreve başlayan CDU/CSU ve SPD koalisyonunun memurlara yönelik bu emeklilik imtiyazlarını kaldırmak konusunda kamuoyuna yansıyan tartışmalar dışında geliştirmiş olduğu somut bir planı yok. Dahası, yalnızca partiler değil, partilerin içindeki siyasetçiler de bu konuda birbiriyle çelişen düşüncelere sahip.
Mesela, CDU Genel Sekreteri Carsten Linnemann, Almanya’da memuriyetin yalnızca mülki görevlerle kısıtlanması gerektiğine dair çıkışıyla tartışmaya yeni bir soluk getirdi: “Sadece devlete özel bir sadakat ilişkisinin olduğu maliye ya da gümrük memurları için memuriyeti mümkün kılmalıyız.” Böylece yalnızca kamu düzenini sağlamak ve korumakla görevli olan insanların memur olması gerektiğine yönelik yeni bir tartışma daha başladı.
Bu talebe itirazlar hem Alman Memurlar Birliği hem de Yeşiller ile CDU’nun kardeş partisi olan CSU’dan geldi. Yeşiller’den Marcel Emmerich, memuriyet statüsünün sadece devletin işlerliğini değil, aynı zamanda tarafsızlığını ve devlete sadakati de garanti altına aldığını öne sürdü. CSU’dan Florian Herrmann ise, meslek memurluğunu desteklediğini ifade etti.
“Memurluğun Kısıtlanması Talebi Saçmalık”
Alman Memur Sendikası ise memurluğun kısıtlanması yönündeki taleplere tepkili. Sendika Başkanı Volker Geyer’e göre bu sıkça tekrarlanan talepler “saçmalık”tan ibaret. Özellikle eğitimin bir devlet görevi olduğunu vurgulayan Geyer, bilhassa öğretmenlere yönelik memuriyetin kaldırılmasıyla birlikte okullarda grevlerin başlayabileceğinin de sinyalini veriyor.
Bütün bunlara karşın itirazlar da mevcut. Vergi indirimleri konusunda faaliyet gösteren lobi kuruluşu olan “Vergi Mükellefleri Birliği” Başkanı Reiner Holznagel, memuriyetin kamu bütçelerini zorladığını, bu nedenle memuriyetlerin sayısının en aza indirilip kamu güvenliğiyle ilgili olmayan memuriyetlerin sonlandırılmasını istiyor.
Almanya’da kamu hizmetinde çalışan 5,3 milyon kişinin 3’te 1’i memur statüsünde. Memurların 3’te 2’sini ise öğretmenler oluşturuyor. Ülkedeki 1 milyon öğretmenin emeklilik imtiyazlarının kaldırılması, Bavyera’daki Alman Öğretmenler Derneği Başkanı Stefan Düll tarafından da tepkiyle karşılandı. Düll’e göre, öğretmenlik gibi yüksek sorumluluğu olan bir mesleğin cazibeli kılınmasının yolu bu mesleğin ancak devlet memurluğu anlamına gelmesiyle mümkün.
Özetle, Almanya’da bütçe açıkları, kamu finansmanı tartışmaları ve tasarruf önlemleri bu kez devlet memurları üzerinden gündeme geliyor. On yıllar boyunca çalıştıktan sonra düşük emekli maaşıyla yaşlılık yoksulluğu yaşayan vatandaşların aksine, devlet memurlarının emeklilik sigortasına prim ödememesi, sınıfsal bir gerilimin kaynağı hâline geliyor. Ancak bu mesele, emek ve emeklilik hakkına dair esas tartışmaların gölgesinde kalıyor.