Yedi Kapı, Yedi Anlam: Gent’te İslam Sanatlarını Tanıtan IQRA Sergisi
Belçika’nın Gent şehrinde geçtiğimiz hafta yer alan “IQRA” sergisi, yirmi sanatçının eserleriyle İslam sanatlarına dair bir yolculuğun kapılarını aralıyor. Serginin amacının kültürler arası diyalog ve etkileşimi teşvik etmek olduğunu belirten Küratör olan Belçika doğumlu Maide Taşlıdere ile konuştuk.

Belçika’nın ikinci büyük şehri olan Gent, dar sokaklarının arasında sakladığı Zebrastraat isimli kültür merkezinde bu ay dikkat çekici bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. “IQRA” adlı sergi, İslam sanatlarının farklı dallarını bir araya getirerek ziyaretçileri yedi kapıdan geçerek yapılan sembolik bir yolculuğa davet etti.
Serginin girişinde gül lokumları ikram edilirken, mavi bir fon üzerine büyük beyaz harflerle yazılmış “IQRA” kelimesi ziyaretçileri karşılıyor. Bu kelime, serginin ruhunu özetliyor: okumak, anlamak ve hatırlamak. Aynı zamanda sergi, Belçika’nın farklı kültürlerinden gelen ziyaretçiler arasında bir diyalog ve etkileşim imkânı sunarak, İslam sanatının evrensel güzelliğini ve estetik değerini paylaşmayı, kültürel bir köprü kurmayı amaçlıyor.
IQRA, Bir İslam Sanatları Merkezi Kurmak İçin Atılan İlk Adım Mı?
Serginin küratörlüğüne yapan Maide Taşlıdere, Belçika’da doğup büyümüş genç bir mimar. Düzenlediği bu sergi, Taşlıdere’nin ilk küratörlük deneyimi. Küratörlük deneyiminin, yıllardır aklında olgunlaşan bir hayalin ilk adımı olduğunu söylüyor:
“Ben mimarlık okurken yüksek lisans tezimi Avrupa’daki İslam mimarisi üzerine yapmıştım,” Eğitim sürecim boyunca İslam sanatı ve mimarisine çok büyük ilgi duydum. Bunun üzerine sürekli araştırmalar yaptım, çeşitli workshop’lara katıldım, İslam sanatı dersleri aldım. Amacım bir İslam Sanatları Merkezi kurmak. Bu sergi, aslında o hayalin başlangıcı.”
Gent’in kültürel çeşitliliği Taşlıdere’nin bu hayalini şekillendiren faktörlerden biri olmuş. “Buradaki insanlar, benim gözlemlerime göre daha yumuşak ve açık görüşlü. Bu da farklı kültürler arasında sanat yoluyla köprüler kurmayı kolaylaştırıyor,” diyor Taşlıdere.

Maide Taşlıdere. Fotoğraf: Dursun Aydemir – Anadolu Ajansı
Yedi Kapılı Sembolik Bir İç Yolculuk Sunan IQRA Sergisi
Sergi, ziyaretçileri sırasıyla yedi farklı sembolik kapıdan geçiriyor: “İkra”, “ego”, “kalp”, “su”, “aşk”,”nur” ve “secde”. Maide Taşlıdere, bu kurguyu yüksek lisans tezinden esinlenerek tasarladığını aktarıyor:
“Bir cami tasarımımda da sokaktan başlayıp avluya, abdesthaneye, en sonunda mescide ulaşan bir yol vardı. Bu, manevi bir yolculuğu simgeliyordu. Sergide de benzer bir kurgu var: herkes kendi içsel yolculuğundan bir iz bulsun istedim.”
Taşlıdere, sergiyi sadece görsel bir deneyimle sınırlı tutmak istememiş. Misk ve gül kokusu, ses enstalasyonları ve açılışta yapılan tasavvuf dinletisiyle çok katmanlı bir atmosfer oluşturulmuş:
“Ne kadar başarabildik bilmiyorum, ama ziyaretçilerden gelen geri dönüşlerde serginin farklı boyutlarının güçlü bir etki bıraktığı yönünde pozitif geri dönüşler aldık.”
“Bir Hattat Önce Kendi Gönlüne Seslenir”
Sergide eserleri bulunan 20 sanatçı, farklı disiplinlerde İslam sanatına kendi yorumlarını kattı. İslam sanatının en çok bilinen dalları arasında tezhip, hat ve minyatür yer alıyor; sergide ise bu geleneksel formlar çeşitli yorumlarla yeniden hayat buluyor.
Almanya’dan katılan Hüsn-i Hat sanatçısı Ünal Ünalan, 18 eserle sergide en geniş seçkiyi sunuyor. Ünalan, bu yoğun katkısıyla serginin ruhunu ve IQRA temasını şu sözlerle yorumluyor:
“IQRA sergisi okumakla, yani İkra ile, başlıyor. Okumak; kendini tanımak, yaratılmanın anlam ve hikmeti üzerine düşünmek ve tefekkür etmek anlamlarına da gelir. Yani sadece satırlarda yazılı olanı değil, sadırlara yazılı olanı da okumaktır.”
Ünalan’a göre sergi, sadece bir sanat buluşması değil, insanın “kâmil olma” yolculuğunu anlatan bir rehber:
“Yedi ayrı odası ve yedi ayrı anlamıyla bu sergi, İslam sanatlarını tasavvufi bir bakışla bir araya getiriyor. Sergi, geçiciliğin dünyasında kalıcı olan değerleri hatırlatıyor; insanın içsel yolculuğunu estetik bir yaklaşımla görünür kılıyor.”
Hattatlığın sadece estetik değil, aynı zamanda manevi bir yolculuk olduğunun altını çiziyor:
“Bir hattat, sözlerin en güzeli olan Kur’an-ı Kerimin ve hadisi şerifleri daha farklı bir şekilde anlatılması için çaba sarf eden Hikmet arayışının bir yolcusudur. Hattat başkasına bir şey anlatmadan önce yazdıklarıyla öncelikle kendi gönlüne seslenir, kendine anlatır. Hattat, güzeli en güzel şekilde sunma gayretinde olan marifet yolculuğunun bir seyyahıdır.”

Hattat Ünal Ünalan. Fotoğraf: Dursun Aydemir – Anadolu Ajansı
“Sergide İslam’ın Estetik Dünyasını Göstermek İstedik”
Belçika doğumlu genç ressam Asiyegül Kadir de sergiye katılan sanatçılar arasında. Kadir, Gent Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümünde yüksek lisans eğitimi alıyor ve serginin mesajına dair şunları aktarıyor:
“Müslümanlara sanatın önemini hatırlatmak istedik. Müslüman olmayanlara ise İslam’ın nasıl bir estetik dünyası olabileceğini göstermek.”
Kadir, sanat ile inanç arasındaki bağı ise şu sözlerle özetliyor:
“Bence bir şeyin devam etmesi için sanat olmalı. Sanat olmadan tarih olmaz; tarih olmadan hikâye olmaz; hikâye olmadan da bilgi olmaz.”
Serginin İlham Kaynağı: “Allah Güzeldir, Güzeli Sever”
Gent’in Zebrastraat adlı kültür merkezinde düzenlenen sergi, 4-14 Eylül tarihleri arasında ziyaretçilerle buluştu. Belçika’nın farklı bölgelerinden bin civarında ziyaretçinin katıldığı tahmin ediliyor.
Avrupa’da IQRA’ya benzer sergilerin düzenlenmeye devam etmesini dilediğini söyleyen Küratör Taşlıdere, asıl hedefinin ise bir adım daha ileri giderek Belçika’da kalıcı bir İslam Sanatları Merkezi kurmak olduğunu aktarıyor.
Peki IQRA sergisini gezen birinin beraberinde götüreceği fikir ve duygu ne olacak? Taşlıdere şunları buna şöyle cevap veriyor:
“Bu sergide çok manevi bir tat vardı. ‘Allah güzeldir, güzelliği sever,’ hadis-i şerifinden ilham aldık. Sergiden çıkan ziyaretçinin, eserlerin güzelliğini fark etmesini istedik. Ziyaretcide bir merak uyanmasını istedik. Önemli olan, izleyicinin kalbinde o güzellik hissini taşımaya başlaması ve kendi içsel yolculuğunda bir pencere açmasıdır.”







Selamun aleykum, Belçika da böyle bir serginin gerçekleşmesi ve Ünal Hocamızın 18 eseriyle katılması,bizi (talebeleri)ziyadesiyle memnun etti. Maide Hanım’a güzel çalışmalarından dolayı ,teşekkür ederiz.