'Gazze'

“Eğitim Soykırımı”: Gazze’de 300 Bin Çocuk 2 Yıl Sonra Okula Dönüyor

İsrail'in iki yıllık saldırılarının sonucunda Gazze'de eğitim sisteminin yüzde 90’ı çöktü, yüzbinlerce çocuk hâlâ çadırlarda eğitimine devam etmeye çalışıyor. “Eğitim soykırımı” olarak tanımlanan bu tabloya rağmen, Gazzeli öğretmenler ve öğrenciler yıkıntılar arasında yeniden okula dönmenin yollarını arıyor.

Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus kentinde, İsrail saldırıları sonucu yetim kalan çocukların yerleştirildiği el-Baraka Yetim Kampı’nda, çocuklar, soykırımı protesto ederek, savaşta kaybettikleri anne ve babalarının fotoğraflarını taşıyor. | 07.10.2025 | Fotoğraf: Anas Zeyad Fteha - AA

Gazze Şeridi’nde iki yıldır süren İsrail’in soykırım niteliğindeki saldırıları sonucu yerinden edilen Filistinli aileler, 10 Ekim’de yapılan ateşkesin ardından bombardımanlarla yıkılmış evlerine; çocuklar ise okullarına dönüyor. Ancak İsrail’in ateşkes ihlalleri nedeniyle sivil ölümler sürerken, Gazze halkı bir yandan da normal hayata dönmeye çalışıyor.

Gazze’deki Okulların Yüzde 95’i Harap Hâlde

Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Medya Danışmanı Adnan Abu Hasna, İsrail’in 2023 Ekim’inde başlattığı saldırılardan iki yıl sonra Gazze’de yaklaşık 300 bin öğrencinin yeniden eğitime başlayacağını duyurdu.

Savaş boyunca 785 bin öğrenci, üç dönem üst üste eğitim hakkından mahrum kaldı. Sistematik saldırılar, okuma yazma oranı çok yüksek olan Filistin halkının eğitim geleceğini de hedef aldı. Gazze Hükûmeti Basın Ofisi’nin 3 Eylül verilerine göre, saldırılardan okulların yüzde 95’inden fazlası etkilendi.

Uzmanlar, İsrail’in okulları hedef almasını “eğitim soykırımı” olarak da tanımlıyor. Gazze’de okulların yüzde 90’ından fazlası yeniden inşa veya onarıma ihtiyaç duyuyor. Toplam okul sayısının yüzde 80’ine denk gelen 662 okul doğrudan vuruldu, 116 okul hasar aldı. İsrail saldırılarında 163 eğitim kurumu tamamen, 388’i kısmen yıkıldı. Yerinden edilenlerin sığındığı okulların yüzde 70’i de yıkılan binalar arasında. Bu süreçte 13 bin 500 öğrenci, 830 öğretmen ve 193 akademisyen yaşamını yitirdi.

İsrail'in Gazze'deki eğitim sistemi üzerindeki etkisi Gazze hükûmeti tarafından kaydedildi. | 04.09.2025 | Fotoğraf: AA

İsrail’in Gazze’deki eğitim sistemi üzerindeki etkisi Gazze hükûmeti tarafından kaydedildi. | 04.09.2025 | İnfografik: AA

Ateşkese Rağmen Gazze’ye Ulaşmayan Yardımlar Çocukların Umudu

İnsani yardımın Gazze’ye ulaştırılamaması, yüz binlerce öğrenci ve öğretmenin eğitimine yeniden başlayabilmesinin önündeki en büyük engellerden biri. Abu Hasna, UNRWA’nın X hesabında yaptığı açıklamada, ajansın iki yıl aradan sonra eğitimi yeniden başlatmak için planlar geliştirdiğini belirtti.

Yaklaşık 10 bin öğrenci barınma merkezlerinde, geri kalanlar ise sanal ortamda eğitim görecek. UNRWA, Gazze’nin iyileşmesinde eğitimin önemini şu sözlerle vurguladı:

“Gazze’de eğitim bir can simididir. 2 yılı aşkın süredir sadece savaş ve yerinden edilmeyi bilen çocuklar için öğrenmek umut, iyileşme ve süreklilik demektir. Eğitimin yeniden sağlanması UNRWA’nın çalışmaları için bir önceliktir, çünkü tüm çocuklar -nerede olurlarsa olsunlar- öğrenme, oyun oynama ve yeniden hayal kurma hakkına sahiptir.”

Abu Hasna, sürece yaklaşık 8 bin öğretmenin katılacağını açıkladı. İsrail’in, ajansın büyük çaplı yardım göndermesine izin vermediğini belirterek şunları söyledi:

“İsrail, barınma malzemeleri, battaniyeler, kışlık giysiler ve ilaçlar gibi temel ihtiyaçların Gazze’ye ulaşmasını engelliyor. Bu da insani durumu daha da kötüleştiriyor.”

Gazze nüfusunun yüzde 95’inin gelir kaynaklarını kaybettiğini hatırlatan Abu Hasna, halkın artık tamamen yardımlara bağımlı hâle geldiğini söyledi. Ateşkes sonrası dönen yüz binlerce kişinin açık alanda yaşadığını, kış gelmeden önce yardım ulaştırılmasının acil olduğunu vurguladı.

Tarım alanlarının yıkımla birlikte 93 bin dönümden 4 bin dönüme düştüğünü belirten raporlar, Filistin’in gıda güvenliği açısından karşı karşıya olduğu tehlikenin de sürdüğünü gösteriyor. Öte yandan UNRWA, 2 Mart’tan bu yana Gazze’ye insani yardım gönderemediğini açıklamıştı. Ateşkesin ardından ilk yardım tırlarının geçişi 12 Ekim’de sağlansa da İsrail yasağı fiilen devam ediyor.

İsrail hâlâ Gazze’nin güneyindeki Refah geçiş noktasını kapalı tutuyor. Ancak 20 Ekim Pazartesi günü, yardım malzemesi taşıyan kamyonlar Kerem Şalom geçişinden Gazze’ye girebildi. UNRWA yetkilileri ise izin verilen yardımların “çok yetersiz” olduğunu belirtiyor.

Ajansın elinde, Gazze’deki tüm nüfusun üç aylık gıda ihtiyacını karşılayacak kadar yardım malzemesi bulunduğu; ayrıca 1,3 milyon kişiye yetecek barınma malzemesinin hazır olduğu ifade ediliyor.

“Eğitimli Halk Olarak Bilinen Filistinliler Bu Namlarını Kaybederse Yazık Olur”

Ateşkes öncesinde mülteci kamplarına sığınan çocuklar, gönüllü öğretmenlerin çabasıyla eğitime devam etmeye çalışıyor. Deyr el-Belah’taki Dar er-Reca kampında iki öğretmen, İsrail’in “eğitim soykırımına” karşı gönüllü dersler veriyor. Arapça öğretmeni Naka Ebu Rahme, Filistinli öğrencilerin üçüncü yıl da eğitim hakkından mahrum kaldığını belirterek şöyle konuştu:

“Çocuklara Arapça, İngilizce ve matematik gibi temel dersleri yeniden hatırlatıyoruz ki savaş biterse okullarına uyum sağlayabilsinler. Eğitim sadece bilgi değil, insan terbiyesi ve kültürdür. Biz Filistinliler dünyada eğitim düzeyi en yüksek halkız; bu namımızı kaybedersek yazık olur.”

Ebu Rahme, çocukların bu üç yıl içinde sadece temel bilimleri değil, davranış kurallarını da unuttuğunu, eğitim sayesinde yeniden “insan olmanın” değerini hatırlatmaya çalıştıklarını söyledi.

“Okul Defterleri, Kayıp Bir Dünyadan Kalma Hazineler Gibi”

Gazzeli öğrenciler için bir yandan çadırlar okul hâline gelirken, geride bıraktıkları binalar ve kaybettikleri arkadaşları savaşa dair en canlı hatıraları oluşturuyor. Gazze’de savaşta babasını kaybeden 11 yaşındaki Leyla Bedvan, eğitimine çadırda devam ediyor:

“Dördüncü sınıfta kalmıştım, şimdi altıncı sınıfta olmam gerekiyordu. Günüm çadırda geçiyor; anneme yardım ediyor, su ve yemek arıyoruz. ‘Çadır okul’da sadece üç ders görüyoruz. Tek dileğim savaşın bitmesi ve okula dönebilmek.”

Han Yunus’taki sığınakta yaşayan Juwayriya Adwan ise The Guardian’a verdiği röportajda şöyle anlatıyor:

“Gerçek bir sınıfta olalı iki yıl oldu. Okulum bombalandı, kitaplarım yandı, bazı arkadaşlarımı kaybettim. Şimdi kalabalık bir sığınakta yaşıyoruz, su ve yemek için sıraya giriyoruz. Geceleri çadırın deliklerinden yıldızlara bakıp arkadaşlarımın da aynı gökyüzünü görüp görmediğini düşünüyorum. Bazıları bana eski defterlerini sakladıklarını söylüyor, sanki kayıp bir dünyadan kalma hazineler gibi. Benimkilerin hepsi yandı.”

Juwayriya, artık gazeteci olmayı hayal ettiğini söylüyor:

“Dünyaya Gazze’de çocuk olmanın ne demek olduğunu anlatmak istiyorum. Çünkü burada, ölüm ve yıkımın ortasında bile seslerimiz sessiz kalmıyor. Eğitim lüks değil, temel bir haktır. Gazze sadece yıkım değil; geceleri insansız hava araçlarının altında hâlâ hayal kuran çocuklardır.”

“Öğretmenim, İyi misiniz?”

On yıldan uzun süredir Gazze’de öğretmenlik yapan Naglaa Weshah, şimdi üçüncü kez mülteci kampına sığınmış durumda. Savaştan önce 240 öğrencisi olduğunu, artık çoğunun hayatta kalmadığını söylüyor:

“Sınıfım bir zamanlar güvenli bir yerdi. Şimdi okulum yok, öğrencilerimin çoğu yok. Hayatta kalanlar açlık ve yorgunlukla yaşıyor ama öğrenme isteğini bırakmıyor. İnternet açıldığında bana mesaj atıyorlar: ‘İyi misiniz öğretmenim?’ Eğitim, ‘Hâlâ buradayız’ demenin tek yolu oldu.”

Weshah, öğretmenliğin artık bir direniş biçimine dönüştüğünü belirtiyor:

“Çocuklarım da su kuyruğunda, yiyecek ararken büyüyor. Onlara bilginin güç olduğunu hatırlatıyorum. O gün gelene kadar, korku ve karanlığın ortasında elimden gelen her şekilde öğretmeye devam edeceğim, çünkü eğitim sahip olduğumuz tek umut.”

”Soykırımdan Kurtulan Biri Olarak Değil, Hayallerimle Hatırlanmak İstiyorum”

9 yaşındaki Sarah al-Sharif, okulunun yıkılışıyla birlikte yaşadığı travmayı anlatıyor:

“Savaş başladığında yedi yaşındaydım. İlk patlama okulu sarstığında kalemimi sıkıca tuttuğumu hatırlıyorum. O sınıfı bir daha hiç görmedim. Öğretmenimi ve arkadaşlarımı kaybettim. Artık derslere odaklanmak bile zor. İnsanlar okul kitaplarını yakıt olarak kullanıyor. Ben doktor olmak, insanları iyileştirmek istiyordum ama okul olmadan bu hayal imkânsız görünüyor. Soykırımdan kurtulan biri olarak değil, hayallerimle hatırlanmak istiyorum. Biz de diğer çocuklar gibi hayal kurmayı hak ediyoruz.”

Gazze’de Ateşkes İhlalleri Hayata ve Okula Geri Dönüşü Zorlaştırıyor

Gazze Hükûmeti Medya Ofisi, 10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkesten bu yana İsrail ordusunun 80 ihlal gerçekleştirdiğini, 97 kişinin öldüğünü ve 230 kişinin yaralandığını bildirdi. Ateşkesin geleceği uluslararası diplomaside endişe yaratıyor.

İsrail, “sarı bölge” adı altında Gazze’nin önemli kısmını askerî kontrol altında tutuyor. Bu nedenle sivil güvenlik hâlâ sağlanabilmiş değil. Gazze Şehri’ndeki Shujaiya mahallesinden Hala Obaid, mahallesine dönemediğini söylüyor: “Bulunduğumuz yer çok tehlikeli. Dışarı çıktığımızda bazen çadırlarımızın üstünden bile kurşun geçiyor.”

İsrail ordusu ise, “çizgiyi geçen” ve askerlerine “acil tehdit” oluşturduğu iddia edilen kişilere ateş açıldığını açıkladı. Bu durum, İsrail’in “acil tehdit” tanımını keyfi biçimde genişleterek ateşkesi istendiği zaman ihlal edebileceği endişesini artırıyor. (AA/P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler