'Aktivrente'

İş Gücü Açığı Büyüyen Almanya’nın Gündemi: “Emekliler Bizi Kurtarsın”

2026’da yürürlüğe girmesi planlanan “Aktivrente” programı, emeklilerin çalışmaya devam etmesini 2.000 avroya kadar vergi muafiyetiyle teşvik ediyor. Zaten her 8 emekliden 1'inin çalışır vaziyette olduğu Almanya'da bu planın kapsamına yönelik eşitlik ve bürokrasi tartışmaları büyüyor.

Fotoğraf: Dusan Petkovic - Shutterstock.

Almanya’da 2026 itibarıyla yürürlüğe girmesi planlanan “Aktivrente” (aktif emeklilik) reformu, emekli olma yaşına ulaşan kişilerin çalışmaya devam etmelerini kolaylaştırmayı hedefliyor. İktidarın büyük ortağı Hristiyan Demokratik Birliği (CDU) reformun, yaşlanan nüfusun iş gücü piyasası üzerindeki baskısını azaltarak sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğini güçlendirmeyi amaçladığını belirtiyor. Emekliler için planlanan bu düzenleme, pilot proje biçiminde uygulanacak ve 2029’da kapsamlı bir değerlendirmeye tabi tutulacak.

Yaşlanan Nüfusun Gölgesinde Mecburi Bir Reform

Almanya, düşük doğurganlık oranı ve artan yaşam süresi nedeniyle uzun süredir yaşlanan bir nüfus yapısıyla karşı karşıya. Federal İstatistik Dairesinin (Destatis) gelecek tahminlerine göre, 1955–1970 arasında doğan “Babyboom” kuşağının 2030’lu yıllarda tamamen emekliliğe geçmesi bekleniyor. Bu durum, hem emeklilik sistemine mali yük getiriyor hem de iş gücü arzını daraltıyor.

Bu tablo karşısında hükûmet, “Aktivrente”yi yalnızca bir emeklilik düzenlemesi değil, aynı zamanda iş gücü arzını genişletmeyi hedefleyen bir vergi politikası olarak tanımlıyor. Planlanan sisteme göre, yasal emeklilik yaşına (şu anda en az 66) ulaşan çalışanlar, bir iş sözleşmesi kapsamında aylık 2000 avroya kadar kazançlarını vergiden muaf biçimde elde edebilecek. Sağlık ve bakım sigortası primleri ödenmeye devam edecek, ancak bu gelirden emeklilik primi kesilmeyecek.

Resmî tahminlere göre, uygulamadan yaklaşık 168 bin kişinin yararlanması ve devletin yılda 890 milyon avro civarında vergi gelirinden feragat etmesi bekleniyor.

Reformdan Hangi Emekliler, Ne Ölçüde Yararlanacak?

Yasa yalnızca maaşlı çalışanları kapsıyor. Serbest meslek sahipleri, zanaatkârlar ve küçük işletme sahipleri bu teşvikten yararlanamayacak. Bu durum, serbest çalışanları “ikinci sınıf emekli” konumuna düşürdüğü gerekçesiyle sert biçimde eleştiriliyor.

Almanya Sosyal Haklar ve Emekliler Birliği (VdK), reformun yalnızca işçilere tanınmasının “vergi hukukunda ayrımcılık” anlamına geldiğini savunuyor. Benzer biçimde Alman Avukatlar Birliği (BRAK), düzenlemenin anayasanın 3. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olabileceğini belirtiyor.

Bu eleştiriler, reformun özellikle serbest çalışanları dışarıda bırakarak toplumsal kapsayıcılığı zayıflattığı yönünde. Almanya’daki serbest meslek sahipleri giderek büyüyen bir kesimi oluşturduğundan, bu durumun yapısal bir adaletsizlik yaratabileceği ifade ediliyor.

2026 itibarıyla bireyler için temel vergi muafiyeti (“Grundfreibetrag”) 12.348 avroya, evli çiftler için 24.696 avroya yükseltilecek. “Aktivrente” kapsamında, emeklilik yaşına ulaşan çalışanlar için bu sınır fiilen aylık 2000 avroya kadar çıkarılacak. Düzenleme özellikle orta gelir grubundaki emeklilere avantaj sağlarken, uzmanlar sistemin vergi yapısında yeni bir istisnalar alanı yaratabileceği ve idari yükü artırabileceği uyarısında bulunuyor.

Alman Vergi Memurları Birliği (DSTG), sistemin uygulanmasının karmaşık olabileceğini ve vergi dairelerinde “bürokrasi canavarı”na dönüşme riski taşıdığını belirtiyor. Özellikle hem maaşlı hem serbest çalışan emekliler için gelirlerin nasıl takip edileceği hâlen belirsiz.

Almanya’da Her 8 Emekliden 1’i Zaten Çalışıyor

Uzmanlar, emeklilerin çalışmaya devam etmemesinin ana nedeninin vergi yükü değil, çalışma koşullarının zorluğu olduğunu vurguluyor. Özellikle ağır sanayi, bakım ve hizmet sektörlerinde çalışanlar için sağlık sorunları veya tükenmişlik, çalışmayı sürdürmeyi zaten imkânsız kılıyor. Bu nedenle vergi teşvikinin, yalnızca zaten çalışabilecek durumda olan emekliler için anlamlı olacağı ifade ediliyor.

Federal İstatistik Dairesinin kısa süre önce paylaştığı verilere göre Almanya’daki her 8 emekliden 1’i hâlihazırda çalışmaya devam ediyor. Dolayısıyla “Aktivrente”, yeni bir eğilim başlatmaktan çok mevcut eğilimi ödüllendiren bir mekanizmaya dönüşebilir.
Sosyal hizmet kuruluşları, düzenlemeyi “iyi durumda olan emekliler için vergi hediyesi” olarak nitelendiriyor. Buna karşın düşük gelirli, sağlık açısından dezavantajlı veya uzun yıllar ağır işlerde çalışmış bireylerin sistemden fayda göremeyeceği vurgulanıyor.

Alman Vergi Memurları Birliği (DSTG), uygulamanın “bürokrasi canavarı” hâline gelebileceği uyarısında bulunuyor. Vergi dairelerinin kimlerin hangi gelirden muaf tutulacağını takip etmesi karmaşık ve zaman alıcı olabileceği gibi, farklı istihdam biçimlerini (örneğin hem serbest hem maaşlı çalışma) birleştiren emekliler için sistemin nasıl işleyeceği hâlen net değil. Uzmanlara göre bu tür belirsizlikler, hem bürokratik karmaşa hem de yanlış beyan riskini artırabilir. Ayrıca reformun sade bir vergi teşviki olarak tasarlanmasına rağmen, vergi sistemi içinde yeni bir istisnalar alanı yaratma olasılığı da dile getiriliyor.

Almanya’da Çalışma Kültürü: Yaşlı Dostu Politikalar İhtiyacı

Reform, Almanya’daki iş gücü açığı tartışmasının merkezinde yer alıyor. Ancak sendikalar ve iş dünyası temsilcileri, eksikliğin yalnızca sayısal değil kültürel bir sorun olduğunu belirtiyor. Yaşlı çalışanların istihdamda tutulabilmesi için öncelikle esnek çalışma saatleri, yarı zamanlı modeller ve sağlıklı çalışma koşulları gibi yapısal önlemler gerekiyor. Uzmanlar, bu koşullar sağlanmadan “aktif yaşlanma” söyleminin kâğıt üzerinde kalacağını savunuyor.

Reformu “Bizi Emekliler mi Kurtaracak?” başlığıyla haberleştiren Die Zeit gazetesi, reformun “yaşlıları desteklemekten çok, ekonomiyi kurtarma aracına dönüşme riski” taşıdığını yazdı. Bu değerlendirmeye göre Almanya’da emeklilik, ekonomik zorunlulukların gölgesinde yeniden tanımlanan bir evreye dönüşüyor.

Pilot Uygulama Süreci Nasıl İlerleyecek?

Federal hükûmeti, “Aktivrente”yi pilot proje olarak tasarladı. 2026’da başlayacak uygulamanın etkileri, iki yıl sonra yapılacak değerlendirmeyle ölçülecek ve süreç 2029 sonunda tamamlanacak. Bu değerlendirme kapsamında, reformun gerçekten daha fazla yaşlı çalışanı iş hayatında tutup tutmadığı ve kapsam dışında kalan grupların (örneğin serbest meslek sahiplerinin) sisteme dahil edilmesinin uygun olup olmayacağı incelenecek.

Uzman çevrelerde genel beklenti, reformun kısa vadede sınırlı istihdam artışı sağlayacağı ancak uzun vadede Almanya’nın çalışma kültüründe bir dönüşüm başlatabileceği yönünde. Ekonomistler, reformun uzun vadede emeklilik politikalarının yönünü belirleyecek bir ‘kültürel sınav’ işlevi görebileceğini belirtiyor.

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler