'İltica'

Alman Hükûmeti: “Suriye Yıkık Durumda Olsa da Sınır Dışı İşlemleri Yapılacak”

Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, Suriye ziyaretinde gördüğü yıkımın “1945 Almanyası’ndan bile kötü” olduğunu söyledi. Şansölye Friedrich Merz ise, savaşın bitmesi nedeniyle geri gönderilmesine karar verilen mültecilerin işlemlerinin artık yapılacağını açıkladı. Aynı günlerde çıkan bir mahkeme kararında, Şam ve Lazkiye’ye gönderilecek iki mülteci için “genel güvenlik tehdidi kalmadığına" hükmedildi.

Suriye'nin başkenti Şam'da, devrik rejimin önceki yıllardaki bombardımanlarında zarar gören Yermuk Kampı'ndaki bir bina çöktü. Olay yerine ambulanslar ve sivil savunma ekipleri sevk edilerek bina enkazında arama-tarama çalışmaları başlatıldı. 1 Kasım 2025. Fotoğraf: Bakr Al Kasem - AA.

Almanya’da hükûmet üyelerinin Suriye’ye ilişkin farklı açıklamaları tartışma yarattı. Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, Şam yakınlarındaki yıkımı yerinde gördükten sonra “Suriye, 1945’teki Almanya’dan bile kötü durumda” ifadesini kullandı. Aynı dönemde Başbakan Friedrich Merz, “Suriye’de savaş sona erdi, artık Almanya’ya iltica için neden kalmadı.” diyerek suç işlemiş mültecileri geri gönderme konusuna hız vereceklerini açıkladı. Bir yandan sahadaki ağır insani koşullar, diğer yandan “güvenli ülke” söylemi iç siyasette ve kamuoyunda çelişkili bir tablo oluşturdu.

Wadephul: “Suriye’de Onurlu Bir Şekilde Yaşamak Şu An Neredeyse İmkânsız”

CDU’lu Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, 30 Ekim’de Almanya ile diplomatik ilişkilerin yeniden tesis edildiği Suriye’ye giderek Şam, Harasta ve Humus çevresindeki yeniden inşa bölgelerini ziyaret etti. Ziyaretin amacı, ülkenin savaş sonrası durumunu yerinde incelemek ve Almanya’nın insani yardım ile yeniden yapılanma projelerine dair olasılıkları değerlendirmekti.

Wadephul’un gezisi sırasında yerel yetkililer, altyapının hâlâ büyük oranda kullanılamaz durumda olduğunu, elektriğin günün yalnızca birkaç saatinde sağlanabildiğini ve binlerce kişinin geçici barınaklarda yaşadığını aktardı. Alman bakan, yıkımın boyutunu gördükten sonra şu ifadeyi kullandı: “İnsanların Suriye’de onurlu bir şekilde yaşamlarını sürdürmesi şu an için neredeyse imkânsız. Şehirler, hastaneler, okullar hâlâ enkaz altında. Gördüğüm tablo, yeniden inşanın çok uzun süreceğini gösteriyor.”

Bakan ayrıca, “Suriye’nin 1945’teki Almanya’dan bile kötü durumda göründüğünü” söyleyerek savaşın bıraktığı fiziksel ve toplumsal tahribata dikkat çekti. Bu sözler, ülkenin bazı bölgelerini “güvenli” sayarak geri dönüş sürecini hızlandırmak isteyen hükümetin kendi söylemiyle çeliştiği için parti içinde şaşkınlık yarattı. CDU içinden bazı milletvekilleri, bu açıklamaların “kamuoyuna yanlış mesaj verdiğini” savunurken, Wadephul’un çevresi, bakanın yalnızca sahadaki durumu olduğu gibi aktardığını belirtti.

Merz: “Savaş Bitti, Artık Almanya’ya İltica Etmeleri İçin Bir Gerekçe Yok”

Bu sözler, partisinin “geri dönüşleri teşvik etme” politikasına ters bulundu. CDU içinden bazı milletvekilleri açıklamayı “parti çizgisinden sapma” olarak değerlendirdi. Buna karşın Wadephul, “suçluların ve tehlikeli kişilerin geri gönderilmesi konusunda Başbakan’la görüş ayrılığı olmadığını” belirtti ancak geniş kapsamlı gönüllü dönüşlerin “kısa vadede mümkün görünmediğini” yineledi. CDU ile yoğun bir seçmen rekabeti içerisinde bulunan aşırı sağ parti Almanya için Alternatif’in (AfD) eş başkanı Alice Weidel, Wadephul’un Suriyelilere yönelik ’empatik’ açıklamalarını eleştirerek bunları “İslamcı şiddet mağdurlarına atılmış bir tokat” olarak nitelendirdi.

Başbakan Friedrich Merz ise, aynı günlerde Schleswig Holstein eyaletini ziyaret ederken yaptığı açıklamada, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’yı ülkenin istikrarına katkıda bulunmak ve buradaki Suriyelilerin geri dönme konularını görüşmek üzere Almanya’ya davet ettiğini söyledi. Suriye’deki savaşın sona erdiğini belirterek, “Artık Almanya’da kalmaları için bir neden yok. Geri dönüşleri başlatacağız.” dedi. Merz, suç işleyen kişilerin sınır dışı edilmesi gerektiğini vurguladı; gönüllü dönüşlerin ise yeniden inşa sürecine katkı olarak teşvik edileceğini söyledi.

Ayrıca, Almanya’nın Suriye’deki geçici yönetimle doğrudan temas kurarak geri gönderme sürecini kolaylaştırmak istediğini açıkladı. Merz, “Birçok Suriyeli ülkesine dönmek istiyor, biz de buna imkân sağlayacağız,” ifadelerini kullandı.

Wadephul’un açıklamaları parti içinde “fazla temkinli” bulunurken, bazı CDU/CSU üyeleri Merz’in daha kararlı tutumunun “kamuoyuna net mesaj verdiğini” savunuyor. Şansölye Merz, eleştirilerin ardından Dışişleri Bakanı’na destek verdiğini açıkladı.
Hükûmet sözcüsü Stefan Kornelius, “Basında abartılı bir algı oluştu; kabine içinde bu konuda ciddi bir görüş ayrılığı yok.” dedi. İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt de, “Dışişleri Bakanı ve ben aynı hedefe odaklıyız. Koalisyon sözleşmesindeki göç ve güvenlik politikalarını birlikte uygulayacağız.” ifadelerini kullandı.

Mahkeme Kararına Göre Şam ve Lazkiye “Artık Tehlikeli Bölgeler Değil”

Tartışmalar sürerken Düsseldorf İdare Mahkemesi, iki Suriyelinin sınır dışı kararına yaptığı itirazı reddetti. Mahkeme kararında, başvurucuların gönderileceği Şam ve Lazkiye şehirlerinde “yalnızca orada bulunmaktan kaynaklanan genel bir güvenlik tehdidi kalmadığını” belirtti. Kararda ayrıca, ülkede “genel bir acil durumun” bulunmadığı ve geri dönenlerin yardım hizmetlerinden yararlanabileceği ifade edildi.

Kararın kesin olduğu ve temyize açık olmadığı duyuruldu. Bu karar, Almanya’da 2012’den beri uygulanan “Suriye’ye zorunlu geri gönderme yasağının” hukuki olarak gevşetilmesine yönelik ilk örneklerden biri olarak görülüyor.

Almanya’nın Geri Göndermek İstediği Kaç Tane Suriyeli Mülteci Var?

Almanya İçişleri Bakanlığı verilerine göre ülkede 951 binden fazla Suriyeli yaşıyor. Bu kişilerden 920’sinin iltica başvurusu reddedilmiş durumda ve bu kişiler “sınır dışı edilebilir” kategoride yer alıyor. Aralık 2024’te Beşşar Esed’in devrilmesinden bu yana, yaklaşık 2.000 Suriyelinin Almanya’dan ülkelerine “gönüllü dönüş” yaptığı bildiriliyor. Alman hükûmeti, Suriye’deki yeni yönetimle “geri kabul anlaşması” imzalamayı ve hem gönüllü hem zorunlu dönüşleri bu anlaşma çerçevesinde yürütmeyi hedefliyor.

Almanya’nın Sınır Dışı Gündemi Suriye ile Sınırlı Değil

Almanya’daki iltica politikası ve geri göndermelere dair tartışmalar sadece Suriye’yle sınırlı değil. Aynı hafta medyaya yansıyan haberlere göre, Almanya İçişleri Bakanlığı Pakistan’da Almanya’ya kabul edilmeyi bekleyen 1.900 Afgan’a “ülkeye giriş hakkından vazgeçmeleri” karşılığında 6.500 avroya kadar ödeme teklif etti.

Bu süreç konusunda Taliban yönetimiyle de koordinasyon içerisinde olan bakanlığın resmî yazısında, bu kişilere “başvuru sürecini gönüllü olarak sonlandırmaları” durumunda yol, barınma ve sağlık desteğiyle birlikte tek seferlik bir ödeme yapılacağı belirtiliyor.
İnsan hakları örgütleri kararı “ahlaki açıdan sorunlu” buldu. 2021’de kurulan ve ülkelerinden ayrılan Afganların Almanya’ya iltica etmesine yardımcı olan sivil toplum kuruluşu Kabul Luftbrücke‘nin sözcüsü Eva Beyer, “Aylarca bekletilen insanlara şimdi parayla vazgeçmeleri öneriliyor. Bu insani sorumluluktan kaçmak anlamına geliyor.” dedi.

Almanya’nın bu girişimlerine yönelik eleştiriler, Almanya’nın Afganistan ve Suriye örneklerinde benzer bir “geri dönüşü teşvik etme” çizgisine yöneldiğine dikkat çekiyor. (P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler