'Dosya: "Almanya'da Erken Seçim"'

CDU’nun Muhafazakâr Yüzü ve Başbakan Adayı Friedrich Merz Kimdir?

Merkel'li yıllarda CDU içindeki muhalif seslerden biri olan Friedrich Merz, bu sefer daha muhafazakâr bir vizyon ve ülke ekonomisini canlandırma hedefiyle CDU'nun başbakan adayı olarak seçmenlerin karşısında. Hem siyaset hem de özel sektördeki geçmişi tartışmalı konularla dolu olan Merz, Almanya’nın çok kültürlü yapısını yeniden tanımlamayı hedefliyor.

Fotoğraf: photocosmos1 - Shutterstock.

2015 yılında göç akını sırasında Angela Merkel “Bunu başarabiliriz!” sloganıyla Almanya’nın kapılarını Suriyeli mültecilere açarken, partisindeki Friedrich Merz gibi muhafazakârlar bu yaklaşımı sert bir şekilde eleştirmişti. Bugün CDU’nun lideri olan Merz, Merkel sonrası Almanya’nın liderlik koltuğuna oturmaya hazırlanıyor ve bambaşka bir vizyon sunuyor: Daha sıkı göç politikaları, piyasa dostu reformlar ve entegrasyon kriterlerini yeniden tanımlama çabası. Ancak bu vizyon, Almanya’nın çok kültürlü yapısını nasıl etkileyecek?

Hukuktan Siyasete Uzanan ve Daha Sonra Özel Sektöre Dönen Yolda Merz’in Dönüşümü

Kuzey Ren-Vestfalya’nın Sauerland bölgesinde, 11 Kasım 1955 yılında Brilon kasabasında doğan Friedrich Merz, Bonn ve Marburg Üniversitelerinde hukuk eğitimi aldı. 1982 yılında hukuk kariyerine başlayan Merz, kısa süre içinde siyasete yöneldi. 1989’da Avrupa Parlamentosuna seçilmesi, uluslararası bir perspektif kazanmasını sağladı. Ticaret ve ekonomi politikalarında uzmanlaşan Merz, 1994 yılında Almanya Federal Meclisi’ne girerek Almanya Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) içinde hızla yükseldi. Bu yükselişi, o dönem birçok CDU’lu milletvekilinin de yaptığı gibi, aile içi tecavüzün suç sayılmasına karşı çıkması nedeniyle topladığı tepkilere rağmen gerçekleşti. Daha önce almış olduğu bu tavrın 2025 seçimleri sürecinde yeniden eleştirilmesi nedeniyle Merz, kısa bir süre önce tutumunu değiştirdiğini açıkladı.

2000 yılında CDU/CSU Federal Meclis Grubu Başkanı olarak seçilen Merz, ekonomide piyasa dostu reformları savunan bir siyasetçi olarak öne çıktı. Bu tarihlerde Alman siyaset arenasında ilk kez “Alman öncü kültürü” (Deutsche Leitkultur) kavramını kullanan Friedrich Merz, Angela Merkel’in 2002’de CDU liderliğini üstlenmesiyle, parti içindeki tesir gücünü kaybetti. Merz, 2006 yılında iş hayatıyla ilgili politik arenada ilk büyük tartışmaların merkezinde yer aldı. Şubat 2006’da sekiz milletvekili arkadaşıyla birlikte, milletvekillerinin bakanlık dışındaki yan gelirlerini açıklamalarını zorunlu kılan yasaya karşı Anayasa Mahkemesine başvurdu. Ancak bu başvuru, Temmuz 2007’de mahkeme tarafından reddedildi. Karar, şeffaflık ilkesinin gerekliliği olarak yorumlanırken, Merz ve diğer vekillerin bu hamlesi yoğun eleştirilere neden oldu. O sırada Merz en az sekiz farklı şirketin yönetim kurulunda yer almaktaydı. 2009 yılında siyasetten çekilen Merz, uzun bir süre iş dünyasında odaklandı ve aktif roller üstlendi.

İş Dünyasında BlackRock ve Tartışmalar

Merz, siyasetten uzaklaştığı dönemde iş dünyasında kayda değer bir kariyer yaptı. Geçirdiği bu süreci şu sözlerle özetliyor: “Sonraki on yıl boyunca büyük bir uluslararası hukuk bürosunda ve çeşitli Alman ve uluslararası şirketlerin denetim organlarında çalıştım. Bu süre zarfında, dünyayı görme ve birçok yeni şey öğrenme ayrıcalığına sahip oldum.” Ancak manevi bir ton kattığı bu anlatımının ötesinde, iş kariyeri çalkantılarla doluydu.

2016 yılında Merz, dünyanın en büyük varlık yönetim şirketlerinden biri olan BlackRock Almanya’nın denetim kurulu başkanlığına getirildi. BlackRock ve burada kazandığı çok yönlü deneyim, Merz’in uluslararası finans dünyasındaki stratejik konumunu güçlendirdi. 2018 yılında Köln Savcılığı, BlackRock’un Münih ofisinde 2007-2011 yıllarını kapsayan vergi kaçakçılığı iddialarını araştırmak üzere bir arama gerçekleştirdi. Soruşturma, Merz’in göreve başlamasından önceki dönemi kapsıyordu ve kendisinin bu süreçte kişisel olarak sorumlu olmadığı açıkça belirtildi. Merz, bu tür işlemleri “tamamen ahlak dışı” olarak nitelendirerek BlackRock’un soruşturmalarla tam iş birliği yaptığını vurguladı.

Buna rağmen, aynı dönemde çalışmış olduğu HSBC gibi farklı yatırım gruplarında da soruşturmaların başlatılmış olması ve 2021 sonrasında CDU Ekonomi Konseyinin (CDU Wirtschaftsrat) Merz’in başkanlığı sırasında partiye yakın ama bağımsız bir kurum olmasına rağmen CDU toplantılarına sürekli ve düzenli olarak katılım sağlaması, gibi konular Merz’i siyasi lobicilik yapmak ve bu faaliyetleri desteklemekle suçlayan eleştirilere maruz bıraktı.

2015’te yapılan son düzenlemelere göre Almanya’da siyasetçilerin kamu görevlerinden özel sektöre geçmeden önce en az bir yıl beklemeleri gerekiyor. Bu süre, kamu çıkarlarının tehlikede olması durumunda 18 aya kadar uzatılabiliyor. Ancak özel sektörden siyasete geçişi düzenleyen benzer bir kural yok. Bu boşluktan yararlanan Merz’in rol değişimi, özel sektördeki kariyerinde kazandığı milyon avrolardan dolayı halktan çok uzak olduğu gibi eleştirileri üzerine çekse de mevcut yasalara aykırı bir şey yapmış durumda değil.

Merkel Sonrası Dönemde CDU’nun Liderliği

Merkel’in 16 yıllık liderliğinin ardından CDU hem iç dengelerini yeniden kurmaya hem de muhafazakâr tabanını geri kazanmaya çalışıyordu. Merkel, toplumun merkezindeki liberal kesimi temsil eden siyasal duruşuyla, özellikle çevre politikaları, kadın hakları ve Avrupa Birliği’ne olan bağlılık gibi konularda daha ilerici bir çizgi izledi. Göç politikalarındaki insancıl yaklaşımı (özellikle 2015’teki mülteci krizi sırasında) da bu kesimin desteğini çekmesini sağladı. Ancak bu politikalar, bazı muhafazakâr çevrelerden eleştiri almasına ve partinin geleneksel seçmeninin bir kısmının CDU’dan uzaklaşmasına yol açtı.

Bu bağlamda, Friedrich Merz 2021 yılında CDU Genel Başkanı olarak seçildi. Bu, Merz’in liderlik için üçüncü adaylığıydı; ilk iki denemesinde Annegret Kramp-Karrenbauer ve Armin Laschet’e karşı kaybetmişti. Ancak Laschet liderliğindeki CDU’nun 2021 seçimlerinde yaşadığı ağır yenilgi, parti içinde bir liderlik değişimi ihtiyacını artırdı. Merz’in muhafazakâr çizgisi ve net mesajları, bu süreçte parti üyelerinden geniş destek görmesini sağladı.

Göç ve uyum politikalarında daha sıkı tedbirler alınması gerektiğini savunan Merz, “paralel toplum”ların oluşumuna karşı uyarılarda bulundu. Aynı zamanda, göçmenlerin Alman toplumuna entegrasyonunun teşvik edilmesi gerektiğini sıkça vurguladı. Özellikle Müslüman topluluklarla ilgili açıklamaları farklı kesimlerde tartışmalara yol açtı. Merz, “Siyasal İslam’ı ve radikalleşmiş Müslümanları” Almanya’nın “ciddi bir sorunu” olarak nitelendirerek şu ifadeleri kullandı: “Müslümanların büyük çoğunluğu, Almanya’da toplumumuzun bir parçası olarak, üçüncü ve dördüncü nesilde tamamen sorunsuz bir şekilde yaşıyor.”

Fakat bu açıklamaların öncesinde, CDU’nun parti programına Müslümanlarla ilgili şu ifadeler eklenmişti: “Değerlerimizi paylaşmayan ve özgürlükçü toplumumuzu reddeden bir İslam, Almanya’ya ait değildir.”

Almanya’daki Müslümanlar, Merz’in eleştirilere yol açan ötekileştirici söylemlerine maruz kalan tek göçmen kitlesi değil. “Bu mültecilerde artık bir tür sosyal turizme tanık oluyoruz: Almanya’ya, ardından tekrar Ukrayna’ya, sonra tekrar Almanya’ya ve tekrar Ukrayna’ya.” sözleriyle Merz, 2022 yılında Ukraynalı mültecileri Almanya’daki sığınmacı statülerini kullanarak fayda sağlamakla suçlamış ve bu açıklamalarıyla yoğun eleştirilere maruz kalmıştı. Her ne kadar ifadeleri nedeniyle sonrasında özür dilese de bu sözler seçmenlerin ve kamuoyunun hafızasında yer etmiş durumda.  

2025 Seçimleri ve Şansölye Adaylığı

Yalnızca Bavyera’da faaliyet gösteren ve ulusal düzeyde CDU’yla birlikte hareket eden Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) lideri Markus Söder’in adaylık yarışından çekilmesiyle, bu iki partinin 2025 yılındaki ortak şansölye adayı Friedrich Merz oldu. Tartışmalı pazarlıkların ardından Söder’in geri adım atmasıyla ortak bir karara varılmış olsa da bu durum aradaki gerginlikleri tamamen ortadan kaldırmadı. 19 Ocak’ta Merz’in memleketi Brilon’da bir atış kulübüne ait davet salonunda (Schützenhalle) düzenlenen seçim kampanyası toplantısında Merz, “Sağlam bir anlaşma yaptık; biz iki partinin başkanları, ne içerden ne de dışardan birbirimize karşı bölünmeye izin vermeyeceğiz.” sözleriyle birlik mesajı verdi. Ancak, toplantıda Söder’in iğnelemeleri dikkat çekti ve taraflar arasındaki gerginliklerin hâlâ sürdüğüne işaret etti.

“Agenda 2030” Mottolu Kampanya: Ekonomik Reformlar ve Göç Politikaları

Merz’in seçim kampanyası, ekonomik reformlar ve göç politikaları üzerine inşa edilmiş durumda. Muhafazakâr değerleri güçlendirmeyi hedefleyen Merz, “Agenda 2030” adını verdiği planıyla Almanya ekonomisini canlandırmayı ve yıllık yüzde 2’lik bir büyüme oranına ulaşmayı amaçlıyor. Merz’in partisinin 2030 vizyonu olarak lanse ettiği planındaki hedefler şu başlıklar altında toplanmakta:

  • Vergi Reformu: Düşük ve orta gelirli haneler ile şirketler için vergi indirimleri planlanıyor. Bu adım, çalışan orta sınıfı ve işletmeleri rahatlatmayı hedefliyor.
  • İş Gücü Piyasası Reformu: Daha esnek çalışma saatleri ve emeklilik yaşının yeniden düzenlenmesiyle iş gücü piyasasında reform yapılması öngörülüyor.
  • Enerji Politikası: Merz, sanayi politikalarını iklim koruma önlemlerinin önünde görüyor. Kömür ve gaz enerjisinden çıkışın, Alman sanayisini tehlikeye atmadan gerçekleştirilmesi gerektiğini savunuyor. Ayrıca, nükleer enerjinin yeniden değerlendirilmesini öneriyor.
  • Bürokrasinin Azaltılması: İşletmeler üzerindeki bürokratik yüklerin hafifletilmesi ve dijitalleşmenin teşvik edilmesi planlanıyor.

Merz, bu politikalarla Almanya’nın ekonomik büyümesini teşvik etmeyi ve toplumsal uyumu güçlendirmeyi amaçladığını ifade ediyor. Seçim kampanyasının odak noktası olan ekonomik reformlar ve göç politikaları, muhafazakâr seçmenler için net mesajlar taşırken, daha geniş bir seçmen kitlesini de hedefliyor.

Göç Politikaları da CDU Kampanyasının Merkezinde

Merz, Ekim 2024’te göç ve uyum politikalarını seçim kampanyasının merkezine almak istemediğini ifade etse de bu konudaki tartışmalara yol açan ifadeleri konuyu kampanyanın odağına yerleştirmiş durumda. Şansölye adayı, göç ve uyum politikalarında daha sıkı önlemler alınması gerektiğini savunuyor. 

Paralel toplumların oluşumuna karşı uyarılarda bulunurken, göçmenlerin Alman toplumuna entegrasyonunun teşvik edilmesini özellikle vurguluyor. Bunun yanı sıra, suç işleyen çifte vatandaşlığa sahip kişilerin Alman vatandaşlığının iptal edilmesi gerektiğini ifade ediyor.

Karmaşık Bir Portreye Sahip Merz’in Kazanmaya Odaklı Seçim Planı

Friedrich Merz hem siyasi hem de ekonomik arenada etkili bir figür olarak 2025 seçimlerinde CDU/CSU’nun liderliğinde muhafazakâr bir vizyon sunuyor. Göç, uyum ve ekonomi gibi konulardaki sert söylemleri ve lobi bağlantılarıyla şekillenen geçmişi, onu kamuoyunda tartışmalı bir figür haline getiriyor. Ancak Merz’in temel hedefi, CDU’nun geleneksel seçmen tabanını yeniden kazanmak ve partiyi bu yolda giderek güçlendirmek.

Almanya’yı ekonomik olarak daha güçlü bir konuma taşımayı hedeflerken, göç ve uyum konularındaki sert tutumu toplumsal tartışmalara neden oluyor. Aşırı sağın yükseldiği son yıllarda ve mevcut seçim sürecinde, Merz’in söylemlerini Almanya için Alternatif Partisinin (AfD) başbakan adayı Alice Weidel’i destekleyen seçmenlerin oylarını popülist yöntemlerle kendi tarafına çekmeye yönelik bir strateji kapsamında ürettiği düşünülüyor.

Merz’in önerdiği politikaların Almanya’nın çok kültürlü toplum yapısında nasıl bir etki yaratacağı ve seçmenler tarafından nasıl karşılanacağı ise 23 Şubat 2025’teki seçimlerin sonuçlarıyla birlikte netleşecek. Merkel’in ardından zor bir liderlik rolüne bürünen Merz, sunduğu vizyonla muhafazakâr değerleri ön plana çıkarıyor olsa da toplumun farklı kesimlerini birleştirme ve konsensüs oluşturma konusundaki yeteneklerini sorgulatan karmaşık bir portre çiziyor. (P)

Elif Kılıç

Ludwig-Maximilians Üniversitesinde sosyoloji alanında yüksek lisans yapmakta olan Elif Kılıç, çalışmalarında sosyolojik teoriye odaklanmakta ve Almanya’daki Müslüman bireylerin ötekileştirme deneyimleri ile kimlik müzakerelerine yönelik niteliksel araştırmalar yürütmektedir. Kılıç, aynı zamanda Perspektif’in yayın kurulu üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler