DOSYA: “Müslümanların Toplumsal Engellerle İmtihanı”

Kolektif Bir Sorumluluk: Camilerin Daha Erişilebilir Olması

Engelli insanların cami ve eğitim merkezlerine daha kolay erişebilmeleri ve buralarda kendilerine yer edinmeleri bağlamında bazı çalışmalar var olsa da bunlar henüz yeterli derecede değildir. Bilinç oluşturmak ve kısıtlı imkânları gidermenin yanı sıra özellikle belli bazı standartların oturtulması gerekmektedir.

Fotoğraf: Maulana Image / Shutterstock.com

Almanya’daki takriben 2.400 cami başta olmak üzere Avrupa’nın birçok yerinde bulunan cami binaları asıl itibarıyla cami olarak planlanmamış, konut veya fabrika amaçlı kurulmuş yapılardır. Bu yapıların mimarisi, kullanım planlaması, iç tasarımı ve estetiği ön planda değildi, daha çok temel dinî ihtiyaçları karşılama hususu öncelenmişti. 1960’lı yıllar itibarıyla Avrupa ülkelerine gelen/davet edilen “misafir işçilerin” geldikleri ülkelerde kalıcı olmadıkları fikri kendini cami mimarisinde belirgin bir şekilde gösteriyor. Zamanla adım adım ve ihtiyaca göre hem hizmet verilen cami sayısı, bunların alanları ve hizmetleri genişlemeye başladı. Artık Avrupa genelinde binlerce cami ve dinî kuruluş hem Müslüman cemaate hem de içinde yaşadıkları ülke insanlarına hizmet ediyorlar.

Çocuklar, genç erkek ve kadınlar, yetişkinler ve yaşlılara yönelik farklı hizmetleri bulunan cami ve İslami kuruluşlar son yıllarda bir gruba daha yönelmeye başladı: engelliler. Henüz her caminin gündeminde yeterince yer edinmeyen engellilerin ihtiyaçları artık mevcut ve yeni cami projelerinin mutat bir parçası hâline gelmeli. Zira herkesin eşit haklara sahip olup mescitlerde ve eğitim merkezlerinde aynı imkânlardan istifade edebilmesi gerekiyor. Bunun somut olarak ne anlamına geldiğini Avrupa Cami Yapma ve Yaşatma Derneği (EMUG) tecrübesine dayanarak bazı örnek çözüm yolları üzerinden gösterelim.

Mevcut Durum: Camiler Ne Kadar Engelli Dostu?

EMUG gibi din referanslı hizmetlerde bulunan teşkilatların hedeflerinden biri de engelli insanların topluma ve cemaate entegre edilmelerini sağlamak, onlara da aynı hizmetleri sunup bu konuda ayrımcılık yapmamaktır. Bu sebeple bilhassa yeni cami, eğitim merkezi ve külliyelerin planlama aşamasında belli bir erişilebilirlik standardına göre hareket etmeye çalışıyoruz. Projelerimizde insanların yalnızca mekâna erişebilmelerini sağlamakla yetinmeyip her tür engele bir cevap bularak bunları kaldırmak durumundayız.

Mevcut durumda engelli insanların camilerde ibadetlerini eda ederken bile çeşitli engellerle karşı karşıya kaldıklarını gözlemleyebiliyoruz. Camilerin birçoğuna örneğin yürüme engeli olan bir insanın yardım almadan girmesi henüz mümkün değil, çünkü girişlerde rampa veya engelli kişiyi yukarıya taşıyacak herhangi bir vasıta yok. Tekerlekli sandalye kullanmak zorunda olan bedensel engelli kimseler bu sebeple camilerin çoğuna yardımsız giriş yapamıyor. Görme engelliler için gereken tedbirler, kıbleyi gösteren kabartma halı dışında âmâ kişilere verilen hizmetler maalesef sayılıdır. İşitme engelliler için camilerde neredeyse hiçbir imkân yok. Bütün bunların ana sebebi bir tarafta kısıtlı imkânlar ve yetersiz bilinçlendirme olsa da problemin temelinde kurumsal manada belli bazı standartların henüz oluşmamış veya gelişmemiş olması yatıyor.

Neler Yapılabilir?

Bu durumun bir nebze giderilmesi için bazı küçük adımların atılması ile başlangıç yapmak mümkündür. Örneğin görme engelliler için bina içerisinde yerlere yürüme izleri döşenerek tek başına yönlerini bulmaları sağlanmış olur. Merdiven korkuluklarında Braille dili olarak bilinen görme engelli insanların okumak ve yazmak için kullandıkları dilde gerekli bilgiler yazdırılabilir. Böylece hangi katta veya mekânda hangi hizmetin sunulduğu bilgisi verilmiş olur.

Aynı zamanda görme engelliler için bina içerisinde yerlere hissedilebilir yüzeyler döşenerek kendilerini binada daha güvenli hissetmeleri sağlanabilir. Varsa asansörde her katı anons eden ses okutulabilir, asansör düğmeleri Braille alfabesi ile görme engellilerin de kullanabilecekleri hâle getirilebilir.

Görme engellileri tehlikeli yerlerden korumak için ilgili yerlere hissedilebilir yüzeyler döşenerek güvenlik tedbiri bağlamında önemli adımlar atılabilir. Kapıların rengini görme engellilerin ayırt edebileceği şekilde seçerek diğer bir hizmet sunma imkânı vardır.

Bedensel engellilere yardım edecek basit dokunuşlarla ana girişler ve bölümlere giden tüm basamaklara engeller için rampalar konularak erişilebilirliği sağlamak mümkündür. Binaların içerisinde asansörler olmasa da merdivenlere insan ya da tekerlekli sandalye taşıyabilecek düzenekler entegre edilerek, mescidin önünde de yedek temiz bir tekerli sandalye bulundurularak bedensel engellilere güzel bir hizmet verilebilir.

Abdesthanelerde acil yardım tuşlarının yanında, amacına uygun dizayn edilmiş engelliler tuvaleti, derinliği olmayan ve alçak seviyede yerleştirilmiş lavabolar yapmak suretiyle bedensel engellilerin mescitlerde karşılaştıkları engellerin çoğu kaldırılmış olur.

İşitme engeller için yapılabilecek bir hizmet de ezan okunduğu zamanda özel bir ışık ile namaz vaktinin girdiğini onlara göstermek olacaktır. Cuma hutbelerinin aynı zamanda işaret dili ile ya da hutbe yazısı duvara yansıtılarak irat edilmesi işitme engellilere yönelik etkili bir hizmet olacaktır.

Örneğin yeni inşa edilmekte olan Duisburg Mevlana Camii’nde yukarıda belirtmiş olduğumuz uygulamaların birçoğuna yer verilmektedir. Hem bedensel hem görme hem de işitme engelli bireylerin rahatlıkla, kimseye ihtiyaç duymadan ibadetlerini yapabilmeleri bu camimiz ile birlikte bundan sonraki her projemizde önceliğimiz olacaktır.

Kolektif Bir Sorumluluk

Camilerimizin engelli bireylere yönelik donanımlarının artırılması ve engelli bireylerin en azından evlerinden camilere gelip buralarda sosyalleşmelerine, hayata tekrardan bağlanmalarına, cami ortamında dinlenmelerine vesile olmak İslami kurumların görevlerindendir. Camilerin sadece içlerinin değil, aynı zamanda çevrelerinin de engellilerin ihtiyaçlarına göre düzenlenmesi yalnız engellileri değil, aynı zamanda ailelerini de sevindirip daha aktif katılım sağlamalarına vesile olacaktır. Bu sebeple EMUG gibi kuruluşların camilerin daha erişilebilir olması için bazı standartlar oluşturması gerekecektir. Bu kolektif bir sorumluluktur.

Kerime Türk

Mimarlık lisans ve yüksek lisans eğitimini Viyana Teknik Üniversitesinde tamamlayan Türk, Avrupa Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği (EMUG) Mimarlık ve Tasarım Departmanı yöneticisidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler