'İslam Karşıtlığı'

Almanya’da Müslüman Karşıtı Saldırıların 2025 Yılı Bilançosu

Almanya’da 2025’in ilk dokuz ayında kaydedilen 930 İslamofobik suç, camilere yönelik saldırıların ve aşırı sağcı motivasyonlu vakaların hızla arttığını gösteriyor. Uzmanlara göre cezasızlık kültürü saldırganları cesaretlendiriyor. Müslüman kuruluşlar daha güçlü koruma, caydırıcı cezalar ve federal düzeyde net bir siyasi tavır talep ediyor.

Fotoğraf: Shutterstock.com | Değişiklikler: Perspektif

2025 yılı Almanya’da aşırı sağcı şiddetin ve göçmen karşıtı söylemlerin yeniden yükseldiği bir dönem olarak kayda geçerken, Müslümanları hedef alan saldırılar da belirgin şekilde arttı. Federal Kriminal Polis Teşkilatına göre yılın ilk dokuz ayında 930 Müslüman karşıtı suç işlendi.

Müslümanlara Yönelik 930 Saldırının 794’ü Aşırı Sağcı Faillere Ait

Almanya’da Sol Parti Federal Meclis Grubu (Die Linke) tarafından yöneltilen soru önergesiyle Federal Kriminal Polis Teşkilatı (BKA) 2025 yılına ait İslamofobiye dair çarpıcı verileri ortaya koydu:

  • 2025’in birinci çeyreğinde 469 olay vuku buldu. Bu olayların yirmi dördü camilere yönelikti. Cami saldırıları en çok Almanya’nın Aşağı Saksonya, Kuzey Ren Vestfalya ve Bavyera eyaletlerinde gerçekleşti.
  • İkinci çeyrekte altısı camileri hedef alan toplam 316 olay gerçekleşti.
  • Üçüncü çeyrekte ise bir tanesi camilere yönelik olmak üzere 145 İslamofobik suç işlendi.

2025 yılının ilk 9 ayında cami saldırılarında biri ağır olmak üzere toplam 38 kişi yaralandı. Meydana gelen maddi hasarlar konusunda bir açıklama yapılmadı.

Saldırıların yüzde 85’i (794 vaka) aşırı sağ motiflerle işlendi. Diğer saldırılar ise sol görüşlü ya da yabancı ideolojilere sahip kişi ve gruplara atfedildi. Olaylar hakaret ve tehditten kundaklama girişimine, mala zarar vermeden anayasa karşıtı sembollerin kullanımına kadar geniş bir yelpazeye yayılıyor. Toplam 540 şüpheli tespit edildi; ancak yalnızca 5 kişi gözaltına alındı ve devamında herhangi bir tutuklama kararı çıkmadı.

Cami Saldırıları Geçmiş Yıllara Göre Artışta

Geçmiş yılların verileri de endişe verici bir yükselişe işaret ediyor:

  • 2024: 175 cami saldırısı
  • 2023: 137 saldırı (bunların yüzde 96’sı Diyanet İşleri Türk İslam Birliği – DİTİB camilerine)
  • 2022: 35 saldırı
  • 2021: 44 saldırı

Özellikle Kuzey Ren-Vestfalya’daki yüksek göçmen nüfusu ve camilerin belirgin mimarileri, bu eyaleti sık hedef hâline getiriyor.

Fair (Federation against Injustice and Racism e.V.) bağlı Brandeilig inisiyatifinin 2018 raporu, cami saldırılarının çoğunun aydınlatılamadığını ve sigorta şirketlerinin maddi hasarları karşılamada isteksiz olduğunu ortaya koyuyor. Hasarların yalnızca dörtte biri sigorta tarafından karşılanmış; bazı camiler sözleşmelerinin feshiyle bile tehdit edilmiş.

Aynı rapora göre saldırıya uğrayan camilerin yaklaşık yarısı daha önce de hedef olmuştu; bu durum saldırıların sistematik olduğunu gösteriyor.

2018 yılında cami saldırılarının çoğunluğu Bavyera ve Kuzey Ren-Vestfalya eyaletlerinde meydana gelmiştir. Saldırıya uğrayan camilerin genel olarak Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) ve IGMG (İslam Toplumu Millî Görüş) camileri olmuştur.

Cami Görevlileri Vakaları Bildirmekte Tereddüt Ediyor

Birçok cami, saldırıları ilk gerçekleştiğinde bildirmiyor; ancak tekrarlandığında polise başvuruyor. Bu durum, gerçek saldırı sayısının kayıtlı olandan çok daha fazla olabileceğine işaret ediyor. Öte yandan bazı polis birimlerinin belirli vakaları “İslamofobik suç” kategorisine almaması, bildirim motivasyonunu daha da düşürüyor. İslam karşıtı suçlar ilk kez 2017’den itibaren sistematik biçimde kayıt altına alınmaya başlandı. Ancak faillerin çoğunun ceza almaması, bu kayıtların caydırıcılığını sınırlı kılıyor.

Çok sayıda akademik araştırmanın ortak tespitlerinden biri Müslümanları hedef alan saldırıların, Alman medyasında genellikle yüzeysel şekilde ele alındığının altını çiziyor. Ciddi fiziksel zarar içermeyen vakalar çoğu zaman haber değeri görmüyor. Federal düzeyde de siyasi tepkiler son derece sınırlı; kınamalar daha çok yerel yöneticilerle sınırlı kalıyor. Bu görünmezlik, saldırıların toplumsal etkisini artırıyor: Müslüman toplumu arasında güvensizlik, kaygı ve izolasyon duygusunu güçlendiriyor; kutuplaşmayı derinleştiriyor.

Saldırı Çeşitleri: Küfürden Kundaklamaya, Tehdit Mesajlarına Kadar

Kayda geçen vakalardan camilere yönelik saldırılar çok farklı biçimlerde ve Müslüman toplumu doğrudan korkutmayı amaçlayan nefret suçları kategorisinde gerçekleştiği görülüyor:

  • Kundaklama girişimleri
  • Cami duvarlarına tehdit içerikli yazılar
  • Hayvan leşlerinin cami önlerine bırakılması
  • Bomba ihbarları
  • Tehdit mektupları ve e-mailleri
  • İbadet esnasında huzuru bozan eylemler

Camilere Yönelik Saldırılar Neden Artıyor?

İslamofobi, küresel ölçekte 11 Eylül saldırılarından bu yana yükselişte. Almanya’da ise göçmen karşıtı siyasi söylemlerin sertleşmesi ve aşırı sağın güç kazanması, cami saldırılarının artmasında belirleyici bir rol oynuyor.

Federal Kriminal Dairesinin verilerine göre 2023’te 41.406 aşırı sağcı suç işlendi ve tüm bu rakam zamanların rekoru olarak kayıtlara geçti. 2024’te günlük ortalama 113 aşırı sağcı suç kaydedildi.

7 Ekim 2023 sonrasında İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarının ve bölgedeki çatışmaların tetiklediği politik atmosfer de saldırıları artıran başlıca faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.

Almanya Artan Saldırılara Karşı Gerekeni Yapıyor mu?

Almanya’da 2.750’den fazla cami bulunuyor ve yetkililer bu yapıların tamamını güvence altına almanın “zor” olduğunu belirtiyor. Ancak Yahudi kurumlarının devlet destekli, 24 saat korumalı güvenlik sistemiyle korunması; buna karşın Müslüman karşıtı saldırılar için benzer bir mekanizmanın bulunmaması, çifte standart eleştirilerine yol açıyor.

Almanya’da antisemitizmle mücadele için özel bir hükûmet komiseri bulunurken, İslamofobi konusunda böyle bir makam yok. Müslümanların Merkez Konseyinin eski başkanı Aiman Mazyek’e göre bu eksiklik, İslamofobinin federal düzeyde ciddiyetle ele alınmadığının somut bir göstergesi.

İslami Kuruluşların Talepleri

DİTİB’in konuyla ilgili 2024 yılındaki raporunda üç temel talep öne çıkıyor:

  1. İbadethaneler için daha güçlü güvenlik önlemleri
  2. Faillere yönelik daha caydırıcı cezalar ve etkin soruşturmalar
  3. Siyasi liderlerden açık, tutarlı ve toplumsal barışı güçlendiren bir duruş

IGMG Genel Sekreteri Ali Mete de 2025 verilerini değerlendirirken şu çağrıyı yaptı:

“Bu yıl şu ana kadar Almanya’da Müslümanlara ve kurumlarına yönelik her gün üç buçuk saldırı gerçekleşti. İslam Toplumu Millî Görüş olarak daha tutarlı bir cezai kovuşturma ve Müslümanlar için daha iyi koruma talep ediyoruz. Federal Kriminal Dairesinin rakamları gösteriyor ki, Müslümanlar Almanya’da hâlâ yeterince korunmuyor. Özellikle bu yılın ilk dokuz ayı içerisinde camilere 31 saldırı yapılmış olması, dinî kurumların çoğu zaman yeterli güvenlik yapıları olmadan idare etmek zorunda kaldığını ortaya koyuyor. İbadethanelere yapılan her saldırı, inanç özgürlüğüne ve ülkemizde barış içinde bir arada yaşama ilkesine yapılan bir saldırı anlamına geliyor.” (P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler