'Cami Saldırıları'

Almanya’da Cami Saldırılarında Artış: “İki Günde Bir Cami Saldırıya Uğradı”

Kaotik bir ortamda seçime giden Almanya’da son haftalarda camilere yönelik saldırılar sıklaştı. Yetkililer gerekli önlemleri almamakla ve açılan soruşturmalar ise yetersiz kalmakla eleştiriliyor. Son dönemdeki saldırıların kronolojisini ve Müslüman toplumun beklentilerini derledik.

15 Şubat'ta saldırıya uğrayan Sulzbach'taki caminin duvarı. Fotoğraf: Camia Haber

Almanya’da Müslüman karşıtı ırkçılık yalnızca söylem düzeyinde kalmıyor; camilere ve Müslümanlara ait kurumlara yönelik saldırılarla da kendini gösteriyor. Son yıllarda ülkedeki cami saldırılarında yaşanan artış Müslüman toplum içinde korku ve güvensizliği derinleştirirken toplumsal huzuru da tehdit ediyor.

2023 yılı ekim ayından 2024 yılı ocak ayının sonuna kadar Almanya’da kayıtlara geçen 11 cami saldırısı yaşandı. Kamuoyuna ya çok az ya da hiç yansımayan cami saldırıları, cami duvarlarına yazılan İslam karşıtı sloganlardan, camilere gönderilen tehdit mektuplarına, kundaklama girişimlerinden doğrudan fiziki saldırılara kadar geniş bir yelpazede gerçekleşiyor.

Özellikle erken seçim öncesindeki siyasi tartışmalarda göçmen karşıtı söylemlerin artması, bu tür saldırıları teşvik eden bir faktör oldu. Bu yönüyle camilere yönelik saldırılar münferit birer vaka değil; tam tersine Müslümanlara karşı oluşturulan olumsuz ve düşmanca atmosferin doğal bir sonucu. Müslümanlara yönelik bu sistematik saldırılar, yalnızca ibadet özgürlüğünü değil, aynı zamanda Almanya’daki birlikte yaşam kültürünü de tehdit ediyor.

Hükûmet Verilerine Göre Cami Saldırıları Endişe Verici Boyutta

Sol Parti (Die Linke) Milletvekili Petra Pau ve partinin meclisteki fraksiyonunun verdiği soru önergesi üzerine Federal Almanya İçişleri Bakanlığı, 2024’ün son çeyreğine ilişkin İslam karşıtı ve Müslümanlara yönelik nefret suçlarına dair ön verileri açıkladı. 31 Aralık 2024 itibarıyla Federal Kriminal Dairesine (BKA) 2024’ün son çeyreği için toplam 152 İslam karşıtı suç bildirildi. Bu olaylarda üç kişi hafif yaralanırken 9 vaka ise doğrudan camilere yönelik saldırılar olarak kayıtlara geçti. Bakanlık, verilerin henüz kesinleşmediğini ve güncellenebileceğini belirtiyor. Öte yandan, yalnızca 2025’in ocak ve şubat aylarında kayda geçmiş olan sekiz ayrı vaka daha bulunuyor.

Bu veriler, Almanya’daki Müslüman toplumun karşı karşıya olduğu tehdidin ciddiyetini gözler önüne seriyor. Ancak aşırı sağ kaynaklı nefret suçları yalnızca camilere yönelik saldırılarla da sınırlı değil. Federal Kriminal Dairesi’nin verilerine göre, 2023 yılında Almanya’da aşırı sağ motivasyonlu suçlar 41 bin 406 vaka sayısı ile rekor seviyeye ulaştı. 2024 yılında ise günlük ortalama 113 aşırı sağcı suç işlendi. Aşırı sağ ideolojisiyle bağlantılı nefret suçlarının genel olarak artış göstermesi, Müslümanlara yönelik saldırıların da bu bağlamda ele alınması gerektiğini ortaya koyuyor.

Özellikle seçimlerin yaklaştığı bir dönemde, siyasi söylemlerde göçmenleri ve Müslümanları hedef alan ayrıştırıcı bir dil benimsenmesi, saldırganları cesaretlendiren bir faktör olarak öne çıkıyor. Uzmanlar, nefret suçlarına karşı daha güçlü önlemler alınması gerektiğini vurgularken, Müslüman cemaatler de kendi güvenliklerini sağlamak adına daha fazla tedbir alınmasını talep ediyor.

Yakın Tarihli Cami Saldırılarının Kronolojisi

Almanya İçişleri Bakanlığı Sol Parti’nin soru önergesine verdiği cevapta cami saldırıları hakkında çok az bilgiye ver verdi. Raporda, yalnızca saldırıların gerçekleştiği şehir ve eyalet bilgisi ve saldırı vakasının hukuki tanımı yer alıyor. Bunlar dışında şüphelilerin ve mağdurların sayısına yer veriliyor. Camilere yönelik saldırıların niteliği ve kapsamı hakkında çok fazla bilgi olmasa da kayıtlara geçen vakalar ışığında genel bir tablo ortaya koymak mümkün: Ekim ayında Almanya’daki camilere yönelik 7, kasım ayında ise 9 saldırı gerçekleştiği biliniyor.

Ocak 2025’te ise şu ana kadar camilere yönelik toplamda 16 saldırı tespit edilmiş durumda. Ulusal ve yerel basına yansıyan haberlerde camileri hedef alan eylemlerin sürdüğü görülüyor.

Ekim 2024:

  • 4 Ekim’de Eitorf’taki (Kuzey Ren-Vestfalya) bir camiye tehdit mesajları gönderildi.
  • 8 ve 9 Ekim’de Aalen’de DİTİB Merkez Camisine maddi zarar oluşturan bir saldırı gerçekleşti.
  • 8 ve 9 Ekim’de Aalen’de IGMG Fatih Camisine yönelik saldırıda maddi zarar oluştu.
  • 9 Ekim’de Saarbrücken’de (Saarland) bir camiye yapılan saldırıda fiziksel ve maddi zarar oluştu.
  • 8 ila 18 Ekim tarihleri arasında, tam belirlenemeyen bir günde kimliği belirsiz kişi ya da kişiler Meinerzhagen’daki DİTİB camisinin depo alanlarını tahrip etti.
  • 10 Ekim’de Dresden’de (Saksonya) bir cami saldırıya uğrayacağına dair bir tehdit mesajı aldı.
  • 25 Ekim Cuma günü ise Bremerhaven’deki bir caminin ibadet özgürlüğünün ihlal edildiği bildirildi.

Kasım 2024:

  • 1 Kasım’da Friedrichshafen’de (Baden-Württemberg) bir camiye maddi zarar verildi.
  • Aynı gün Köln’deki (Kuzey Ren-Vestfalya) bir camiye halkı kışkırtıcı ifadeler içeren bir saldırı kaydedildi.
  • 5 Kasım’da Halle (Saale) şehrinde yapımı devam eden bir camiye siyasi sloganlar yazıldı ve maddi zarar verildi.
  • 8 Kasım’da Göttingen’de (Niedersachsen) bir camiye fiziksel zarar veren bir kişi gözaltına alındı.
  • 11 Kasım’da Bebra’da Mimar Sinan Camisine Nazi sembolleri yazıldı.
  • 15 Kasım’da Essen-Kray’deki Yavuz Sultan Selim Camisine hakaret cümleleri yazıldı.
  • 25 Kasım’da Hannover’de (Aşağı Saksonya) halkı kışkırtmaya yönelik nefret söylemleri tespit edildi.
  • 26 Kasım’da Bielefeld’te bir camiye zorla girildi.

Aralık 2024:

  • 21 Aralık’ta Frankfurt an der Oder’de (Brandenburg) bir caminin önüne domuz kafası bırakıldı.
  • 27 Aralık’ta Essen-Kray’de (NRW) cami duvarlarına ırkçı sloganlar yazıldı ve caminin duvarına domuz kafası çizildi.

Ocak 2025:

  • 1 Ocak’ta Hamburg Billstedt’te (Hamburg) bir caminin avlusunda yangın çıktı ve bunun bir kundaklama olabileceği ihtimali üzerinde duruldu.
  • 5 Ocak’ta Lohne’de (Aşağı Saksonya) cami duvarlarına ırkçı mesajlar yazıldı.
  • 14 Ocak’ta Bremerhaven’de (Bremen) bir camiye yönelik saldırı tehdidinde bulunuldu.
  • 15 Ocak’ta Mannheim’de (Baden-Württemberg) cami duvarlarına siyasi içerikli yazılar yazıldı.
  • 18 Ocak’ta Bensheim DİTİB Camisinde bir hırsızlık gerçekleşti.
  • 24 Ocak’ta Duisburg, Köln ve Essen’de (Kuzey Ren-Vestfalya) camilere bombalı tehdit ve hakaret içeren mektuplar gönderildi.
  • 25 Ocak’ta Penzberg Camisine nefret içerikli broşürler bırakıldı.
  • 28 Ocak’ta Köln’de (Kuzey Ren-Vestfalya) bir caminin giriş bölümü ve iç mekânı tahrip edildi.
  • 29 Ocak’ta Bremen’de (Bremen) bir caminin camları kırıldı.
  • 30 Ocak’ta Dortmund’ta Sultan Ahmet Camisi saldırıya uğradı.
  • 31 Ocak’ta Düsseldorf, Dortmund ve Essen’de (NRW) camilere içinde bomba tehdidi ve hakaretler bulunan mektuplar gönderildi.
  • 31 Ocak’ta Wilhelmshaven’da Fatih Camisine maddi zarar verildi.

Şubat 2025:

  • 1 Şubat’ta Hamburg’ta bir cami İslam karşıtı bir mektup aldı.
  • 9 Şubat’ta Esslingen’de bir caminin kapısına, Müslümanları terörizmle eşleştiren silahlı ve bombalı figürlerin olduğu bir İslam karşıtı bir çıkartma yapıştırıldı.
  • 15 Şubat’ta Sulzbach/Brefeld’de bir caminin duvarlarına Nazi sembolleri çizildi ve “Defolun!” manasına gelen ırkçı ifadeler yazıldı.
  • 18 Şubat’ta Stadallendorf’taki Fatih Camisine maddi zarar verildi.
  • 18 Şubat’ta Wickede’de Anadolu Camisine taşlı saldırı gerçekleşti ve maddi zarar verildi.
  • 20 Şubat’ta Esslingen’deki Yunus Emre Camisine hırsızlık gerçekleşti ve maddi zarar verildi.

Özellikle ocak ayındaki camilere yönelik saldırılarda dramatik bir artış olduğu gözlemleniyor. 1 Ocak ila 31 Ocak arasında 16 camiye saldırı gerçekleşti. Bu, ocak ayında Almanya’da iki günde bir caminin saldırı yaşaması anlamına geliyor.

Artan Tehditlerden Ötürü KRM ve IGMG’den Sorumluluk Çağrısı

Almanya Müslümanlar Koordinasyon Konseyi (KRM), camilere yönelik saldırıların artışı ve Federal Mecliste CDU tarafından sunulan göç politikası önerilerinin toplumsal etkileri konusunda endişelerini dile getirdi. KRM’ye göre, bu iki gelişme yalnızca Müslüman toplumu değil, Almanya’daki toplumsal barışı da tehdit ediyor. Son haftalarda bombalı tehditler, nefret içerikli mesajlar ve camilere yönelik fiziki saldırılar belirgin şekilde artarken, KRM bu eylemleri “yalnızca Müslüman cemaatleri sindirme girişimi değil, temel hak ve özgürlüklere doğrudan bir saldırı” olarak değerlendirdi. “Camiler yalnızca ibadet mekânları değil, aynı zamanda eğitim ve toplumsal birlikteliğin merkezidir.” diyen KRM Sözcüsü El Kaada, artık nefretin somut tehditlere dönüştüğünü ve güvenlik önlemlerinin yetersiz kaldığını vurguladı.

KRM, yalnızca saldırılar değil, göç politikalarına ilişkin sertleşen siyasi söylemler nedeniyle de derin endişe duyduklarını belirtti. CDU’nun sunduğu öneriler, sınır dışı uygulamalarını sıkılaştırmayı öngörüyor ve kamuoyundaki göçmen karşıtı söylemleri körüklüyor. El Kaada, “Göç meselesi artık popülist bir retorik üzerinden tartışılıyor, göçmenler kriminalize ediliyor.” diyerek, demokratik partilerin aşırı sağ parti AfD ile ortak hareket etmesinin endişe verici bir eğilim olduğunu vurguladı.

IGMG Genel Sekreteri Ali Mete de artan saldırılara ve siyasal atmosferin bu süreci nasıl beslediğine dikkat çekti. “2024 yılında 54’ü camilere yönelik olmak üzere 1554 İslamofobik suç kaydedildi. Bu, günde ortalama dört saldırı anlamına geliyor ve vakaların büyük çoğunluğu aşırı sağ kaynaklı” diyen Mete, nefret suçlarına karşı daha kararlı önlemler alınması gerektiğini belirtti. Mete’ye göre, bu saldırılar yalnızca Müslümanları değil, Almanya’daki toplumsal birlikteliği ve demokratik değerleri tehdit ediyor.

Saldırganların Kimliği ve Cezai Yaptırımlara Dair Belirsizlikler

KRM ve IGMG, siyasetçileri, güvenlik makamlarını ve toplumu nefret suçlarına karşı daha kararlı adımlar atmaya çağırdı. Yetkililerin bu saldırıları yalnızca münferit vakalar olarak ele almak yerine, giderek sistematik bir tehdit hâline gelen bir sorun olarak değerlendirmesi gerektiğini vurguladı. Önlem alınmadığı takdirde yalnızca Müslüman toplumunun değil, toplumsal barışın da zarar göreceğine dikkat çekerek, devletin bu konuda sorumluluk üstlenmesi gerektiğinin altını çizdiler.

Camilere yönelik saldırılar artarken, yetkililerin bu olaylara verdiği tepki yetersiz kalıyor. İçişleri Bakanlığının sunduğu veriler, saldırıların kapsamını ortaya koysa da saldırıların faillerine ilişkin detaylar, soruşturmaların ilerleyişi ve alınan önlemler konusunda hâlâ belirsizlikler var. Saldırıların büyük çoğunluğunda faillerin tespit edilmemesi ve saldırganların cezasız kalması, benzer olayların tekrarını teşvik edebilecek bir zemin oluşturuyor.

Özellikle seçim sürecinde siyasi söylemin ve medya dilinin nefret suçlarını nasıl etkilediği sorusu yanıtsız kalıyor. Nefret suçlarının sistematik bir boyut kazanıp kazanmadığı, emniyet ve yargı kurumlarının bu olaylara yönelik nasıl bir strateji geliştirdiği, araştırılması gereken kritik konular arasında.

Hükûmetin ve güvenlik makamlarının, bu saldırıları yalnızca nicel verilerle değil, somut politikalarla ele alıp almayacağı önümüzdeki süreçte belirleyici olacak. Özellikle Müslüman cemaatler, saldırıların caydırılması için daha fazla önlem alınmasını talep ediyor. Almanya’da nefret suçlarına karşı yürütülen mücadelede, yalnızca verileri açıklamak değil, bu suçları durduracak adımların atılıp atılmayacağı kritik bir mesele olarak gündemde durmaya devam edecek.

Elif Kılıç

Ludwig-Maximilians Üniversitesinde sosyoloji alanında yüksek lisans yapmakta olan Elif Kılıç, çalışmalarında sosyolojik teoriye odaklanmakta ve Almanya’daki Müslüman bireylerin ötekileştirme deneyimleri ile kimlik müzakerelerine yönelik niteliksel araştırmalar yürütmektedir. Kılıç, aynı zamanda Perspektif’in yayın kurulu üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler