'İslamofobi '

Fransa, 2025’e Müslüman Karşıtı Vakalarda Yüzde 75’lik Artışla Başladı

Fransa’da Müslüman karşıtı şiddet yükselişte. 2025’in ilk beş ayında 145 vaka kayda geçti, bunların 99’u doğrudan kişilere yönelikti. Uzmanlara göre bu artık münferit değil, kamu politikalarıyla cevap verilmesi gereken yapısal bir kriz.

Görsel: Shutterstock.

2025’in ilk beş ayında Fransa’da Müslümanlara yönelik ırkçı eylemlerde çarpıcı bir artış yaşandığı tespit edildi. İçişleri Bakanlığının ırkçı saiklerle işlenen suçlara dair verilerine göre bu dönemde kaydedilen İslamofobik saldırılar -önceki yılın aynı dönemine kıyasla- yüzde 75 oranında artarken, kişilere yönelik saldırılar üç katına çıktı. Fransa’nın Gard bölgesindeki bir camide Aboubakar Cissé’nin öldürülmesiyle yeniden alevlenen tartışmalarda ülkedeki İslam karşıtı şiddetin münferit vakalardan oluşmadığı ve yapısal bir sorun hâline geldiği tartışılıyor.

Ulusal Meclisin geçtiğimiz mart ayında yayımladığı kapsamlı bir rapor ise -kayıt altına alınmış vakalardan oluşan resmî verilerin ötesinde- Fransa’da İslamofobinin sessizce kurumsallaştığını ve Müslümanların geneline yönelik “şüpheci” tutumun daha yaygın hâle getirildiğini ortaya koyuyor.

Müslüman Karşıtlığı İçeren Vakalar Artıyor

2025 yılının ilk aylarında ırkçılık kapsamına giren vakaların arttığı gözlemlendi. Ocak-Mayıs 2025 döneminde İçişleri Bakanlığı, İslamofobik saldırılarda kişilere yönelik eylemlerin üç katına çıktığını kaydetti. İçişleri Bakanlığının 3 Temmuz’da yaptığı açıklamaya göre yılbaşından mayıs ayına kadar kayıtlara geçen İslam karşıtı eylemlerde bir önceki yıla göre yüzde 75’lik bir artış yaşandı. Bu artan vaka sayısının büyük kısmını, kişilere yönelik saldırılar oluşturuyor. Bakanlık, antisemitik eylemlerin ise hâlâ “çok yüksek” bir seviyede olduğunu vurguladı.

Yılın ilk beş ayında 145 İslam karşıtı eylem kayıtlara geçti. Bu sayı 2024’ün aynı döneminde 83’tü. Kişilere yönelik saldırılar ise yüzde 209 oranında artarak toplamda 99 vakaya ulaştı; oysa 2024’te bu sayı yalnızca 32 idi. İçişleri Bakanlığına göre bu saldırılar, tüm İslam karşıtı eylemlerin üçte ikisinden fazlasını oluşturuyor. Bu saldırılar arasında, Gard bölgesindeki bir camide genç bir Malili olan Aboubakar Cissé’nin öldürülmesi de bulunuyor. 25 Nisan’da La Garde kentindeki bir camiyi gönüllü olarak temizleyen Aboubakar Cissé’nin öldürülmesi, kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı: İslam karşıtlığı ve ülkedeki daha hissedilir hâle gelen “İslamofobi atmosferi” konularını yeniden gündeme taşımıştı. Katil Olivier Hadzovic, Aboubakar’ı bıçakladıktan sonra kendisini videoya almış ve Allah’a hakaret ederek olay yerinden ayrılmıştı. Daha sonra İtalya’da polise teslim olmuştu. Son olarak Hadzovic’in cezai ehliyete sahip olup olmadığının incelendiği açıklandı.

2024’e Kıyasla Yahudi Karşıtı Vakaların Azaldığı Görüldü

Aynı dönemde 504 Yahudi karşıtı eylem kaydedildi. Bu, 2024’teki 662 vakaya kıyasla yüzde 24’lük bir düşüşe işaret ediyor. Ancak 2023’ün aynı dönemine kıyasla yüzde 134’lük bir artış söz konusu. İçişleri Bakanlığı, bu verilerin hâlâ “çok yüksek bir seviyeye” işaret ettiğini belirtiyor. Antisemitik eylemlerin çoğunluğu (yüzde 64), kişilere yönelik saldırılardan oluşuyor. Bu kategoride toplamda 323 vaka kayıtlara geçti. 7 Ekim 2023’ten bu yana antisemitik saldırılarda yaşanan artış, Fransız Yahudi toplumu için bir endişe kaynağı oldu. Açıklanan rakamlar, 3 Temmuz akşamı düzenlenen Fransa Yahudi Kuruluşları Temsil Konseyinin (Crif) geleneksel yemeğinde de ele alındı.

Son olarak, 2025’te Hristiyan karşıtı 322 eylem kaydedildi. 2024’te bu sayı aynı dönemde 284’tü. Bu da yüzde 13’lük bir artışa işaret ediyor. Bakanlık, bu eylemlerin büyük çoğunluğunun (yüzde 84) mal varlığına yönelik olduğunu ve bu kapsamda 271 vaka kaydedildiğini açıkladı. Buna karşılık, kişilere yönelik saldırılar da neredeyse iki katına çıktı: 2025’in ilk beş ayında 51 vaka kaydedildi.

Ulusal Meclis Raporu: “Müslüman Olmak, Şüpheli Görülmek Anlamına Geliyor”

Çeşitli uzman ve siyasetçilere göre Müslüman karşıtı saldırılar Fransa’nın normali hâline gelmiş durumda. Geçtiğimiz mart ayında da üç milletvekilinin (Marietta Karamanli, Ludovic Mendes, Sabrina Sebaihi) hazırladığı bir rapor, ülkedeki İslam karşıtı nefretin hem nicel hem nitel boyutlarıyla yeterince anlaşılmadığını vurgulamıştı. 2024’te 173 İslam karşıtı eylem kaydedilse de bu sayının ciddi bir “eksik beyan” sorununu yansıttığı belirtilmişti. Mağdurların çoğunun yaşadıkları saldırıları normalleştirme, güven eksikliği veya adli sürecin etkisizliği nedeniyle şikayetçi olmadığı ortaya konmuştu. Dahası, İslamofobi’nin yalnızca dinî bir mesele değil; eski sömürgeci önyargıların güncel bir uzantısı olarak ırksallaştırılmış bir ayrımcılık biçimi olarak da var olduğuna da dikkat çekilmişti.

Raporda “İslamofobi” kavramının siyasi ve kurumsal çevrelerce görmezden gelinmesi de eleştiriliyor. Devlet kurumları genellikle “Müslüman karşıtı nefret” terimini tercih etse de bu tutum, sosyal olgunun ciddiyetini perdeleyen bir inkâr stratejisi olarak değerlendiriliyor. Ulusal Meclis’e sunulan bu raporda, İslami derneklerin kamu kaynaklarından mahrum bırakılmasından üniversitelerde başörtüsü yasağına kadar çeşitli problemler ele alınıyor: Raporun değerlendirmesine göre Fransa’daki genel ortam, Müslümanlardan sürekli “sadakat” kanıtı istenmesine yol açıyor.

“Mağdurları İhbarda Bulunmaya Teşvik Eden Şartlar Oluşturmalı”

Rapora göre basın kuruluşları ve sosyal medya da bu tutumu pekiştiren unsurlar: Bazı televizyon kanallarının ve platformların neredeyse her gün İslam dinini ve Müslümanları olumsuz şekilde gündeme getirmesi, kamuoyunda bir “tehdit algısı” yaratıyor. Radikal İslamcılıkla sıradan Müslümanlar arasında yapılan kasıtlı veya bilinçsiz eşitleme, kurumsal İslamofobiyi besleyen bir çarpıtma işlevi görüyor. Bu ortam, özellikle başörtülü kadınların spor yapma veya meslek edinme gibi temel haklara erişimini zorlaştırırken, sosyal dışlanma ve psikolojik yorgunluğu arttırdığı raporda özellikle dile getirilmişti.

Raporda, Fransa’da İslamofobiye karşı özel bir kamu politikası olmadığının da altı çizilerek yürürlükteki ırkçılıkla mücadele stratejilerinde “Müslüman” ya da “İslam” kavramlarına neredeyse hiç yer verilmemesi eleştirilmişti. Yıllık parlamento oturumları, akademik araştırmaların desteklenmesi, medya denetiminin güçlendirilmesi ve mağdurlar için çevrim içi şikayet sistemlerinin yaygınlaştırılması gibi yapısal adımlar önerilerek bu çabanın mağdurlar açısından #MeToo hareketine benzer bir ihbarda bulunma eğilimi yaratması ve Müslümanların deneyimlerinin nihayet görünür hâle gelmesi gerektiği vurgulanmıştı.

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#1

*Tüm alanları doldurunuz

  • Fransa, 2025’e Müslüman Karşıtı Vakalarda Yüzde 75’lik Artışla Başladı – Göç Araştırmaları Vakfı
    2025-08-05 15:53:08

    […] Haber Linki: https://perspektif.eu/2025/07/10/fransa-2025e-musluman-karsiti-vakalarda-yuzde-75lik-artisla-basladi… […]

Son Yüklenenler