Kadın Askerler Soykırımla Suçlanan İsrail’in İmajını Kurtarabilir mi?
Soykırım suçlamalarıyla karşı karşıya kalan İsrail, kadın askerlerin sosyal medyadaki cinselleştirilmiş paylaşımları üzerinden Batı’da sempati toplamaya çalışıyor. Peki bu imgeler İsrail'in umduğu gibi işlediği savaş suçlarını örtmeye yetiyor mu?

Dünya genelinde ordularda görev alan kadın askerler sayıca giderek artarken, bu durum askeri alanda güçlenmenin sembolü olmaktan çıkıp kolayca bir propaganda malzemesine dönüşebiliyor. Günümüzde kadınların askerî varlığı yalnızca sahadaki varlıklarıyla sınırlı kalmayıp, cinselleştirilmiş temsilleriyle kamuoyunun desteğini kazanmak için giderek daha fazla kullanılır hâle geldi. Kadın askerlerin cinsellikleriyle öne çıkarıldığı en bilinen örneklerden biri şüphesiz İsrail ordusu. Askerliğin kadınlar için de zorunlu olduğu 1948’de kurulan İsrail Savunma Kuvvetlerinde (IDF) 2000 yılından beri kadınlar da sınır hattında aktif muharip görevler üstlenmeye başladı. Bugün ise IDF’deki görev alanlarının yüzde 90’ı kadınlara açık bulunuyor.
Ancak erkek meslektaşlarının aksine İsrail’in kadın askerleri ordudaki görevleri dışında feminizm çerçevesinde yüceltilerek “modern, güçlü ve özgür kadın” imajıyla ya da çevrimiçi ortamlarda erotik veya “masum” imgelerle sunularak bir propaganda aracına dönüştürülmüş durumda. Eleştirmenler kadın askerler üzerinden yapılan bu propagandayı, İsrail’in kendisini ilerici, modern ve kadınların özgürce yaşadığı “Orta Doğu’daki tek demokrasi” olarak pazarlama ve dikkat dağıtarak Filistin topraklarında on yıllardır süren askeri işgalini meşrulaştırma taktiği olarak yorumluyor.
Feminist Söylemin Araçsallaştırılması
2016 yılında VICE dergisi, İsrail doğumlu sanatçı Mayan Toledano’nun “İsrail’in Kadın Askerlerinin Meydan Okuyan Feminenliği” başlıklı bir fotoğraf serisine yer verdi. New York’ta yaşayan Toledano’nun, kendi kişisel askerlik deneyiminden yola çıkarak hazırladığını belirttiği İsrailli kadın askerleri konu alan fotoğraf serisinde, kadın askerler gündelik hayatın içinde makyaj yaparken, üniformalarını iliklerken ya da uzanıp cep telefonlarıyla oynarken görülüyordu. Toledano, zorunlu askerlik nedeniyle gençliğinin ve kadınlık sembollerinin elinden alındığını vurgularken, fotoğrafladığı genç kadın askerlerin “kız çocuksu tavırları” ve “ergenlik sıkıntıları”şiddete karşı dolaylı ancak dikkat çekici bir “protesto” yorumuyla verildi.
İsrail ordusunun kadın askerlerin hikayelerini veya günlük hayatlarını paylaştığı sosyal medya içerikleriyle sempati kazanmaya çalıştığı benzer çabalara son yıllarda sıklıkla rastlanıyor. TikTok ve X gibi platformlarda paylaştığı videolarda IDF, kadın askerleri “ülkelerini savunan güçlü kadınlar” ya da “1948’den bu yana sahnedeyiz” gibi başlıklarla tanıtıyor. Videolarda tank kullanan, ağır silahlarla eğitim yapan kadın askerler, feminizm ve güçlenme söylemleriyle takdim ediliyor. Bu içerikler söz konusu görsellerdeki kadın askerlerin işledikleri savaş suçlarını görünmez kılmayı amaçlarken, uluslararası kamuoyuna İsrail’i kadınlara her alanda özgürlük tanıyan bir ülke şeklinde yansıtıyor.
“Güçlü ve Feminen” İsrail Kadını
Bu propagandanın farklı bir boyutu daha var. IDF’ye yakın hesaplardan yapılan sosyal medya paylaşımları, kadın askerleri cinselliklerini ön plana çıkaran pozlarla gösteriyor. İsrailli kadın askerlere veya orduya ait çok sayıda sosyal medya hesabından yapılan paylaşımlar, kadın askerleri hem erotikleştiren hem de kahramanlaştıran içeriklerle öne çıkıyor. Özellikle 7 Ekim 2023’teki saldırılardan bu yana sosyal medya kullanıcıları, İsrail’in sivillere yönelik saldırılarının son derece grafik görüntülerine maruz kaldı. IDF ise, imajını düzeltmek için orduda görev yapan kadın askerleri cinsel çağrışımlar içeren paylaşımlarla öne çıkararak dünya kamuoyunda Gazze ve Batı Şeria’da yaptıkları nedeniyle kendilerine duyulan öfkeyi sempatiye dönüştürmeyi amaçlıyor.
Sosyal medyada kadın IDF askerlerine ait yüz binlerce, hatta milyonlarca takipçisi olan çok sayıda “thirst trap” hesabı bulunuyor. Bu hesaplardan yayımlanan müstehcen fotoğraflara çoğu zaman açık siyasi mesajlar da eşlik ediyor. Örneğin çok takipçili bir kadın asker yüzünde çocuksu bir ifade ile kameraya gülümserken, “Gözlerime bak, benim gerçekten savaş suçu işleyebileceğimi düşünüyor musun?” diye soruyor. Bir diğerinde ise Müslümanlara yönelik açık düşmanlık içeren “Haydi loser, birkaç Muhammed yakalamaya gidiyoruz!” gibi mesajlar dikkat çekiyor.
Kadın askerlerin yarı çıplak fotoğraflarının paylaşılması sadece bu kişisel hesaplarla sınırlı da değil. İsrail ana akım medyası da aynı şeyi yapıyor. Ölen kadın askerlerin haberlerini sivil hayattaki fotoğraflarıyla veren medya, bu fotoğrafları seçerken özellikle cinsel çağrışım yüklü olanlarını tercih ediyor. Üstelik bu yaklaşım medyayla sınırlı da değil. İsrail hükûmetinin resmî Instagram hesabında da 7 Ekim’de öldürülen bazı kadın askerlerin ölüm haberleri üniformalı fotoğrafları yerine sivil kıyafetlerle çektirdikleri bol dekolte içeren fotoğrafları eşliğinde yayımlanmıştı.
Amaç: “Genç Erkeklere Hitap Etmek”
İsrail’in kadın askerlerin bedenini “Hasbara” olarak bilinen uluslararası kamu diplomasisinde kullanması yeni değil. İsrail Dışişleri Bakanlığı ve Amerikan-İsrail Dostluk Ligi (American-Israel Friendship League) 2007’de başlattıkları bir kampanya kapsamında ABD’de yayımlanan erkek dergisi Maxim’le işbirliği yaparak, IDF’de görev yapmış beş kadın modelin erkek izleyiciye hitap eden pozlarla ve cinselliklerine vurgu yapan manşetlerle tanıtılmasını sağlamıştı. Dergi yaptığı açıklamada,“İsrail konsolosluğu, özellikle 18–35 yaş arası erkeklere ulaşmadaki benzersiz gücümüz nedeniyle, İsrail’in kamu imajını yeniden şekillendirme sürecinin bir parçası olmamız için bize başvurdu. Birlikte ortaya koyduğumuz sonuçtan memnunuz.” ifadelerini kullanmıştı.
Kampanyaya yönelik İsrail kamuoyundan gelen tepkilere cevap olarak o dönem ABD’deki İsrail Konsolosluğunun medya danışmanlığını yapan David Dorfman BBC’ye verdiği röportajda şunları söylemişti:“O yaştaki erkeklerin İsrail’e karşı hiçbir duygusu yoktu, biz de bunu sorun olarak gördük ve onlara hitap edecek bir fikir geliştirdik.” İsrail’in New York’taki basın konsolosu David Saranga da kampanyayı savunarak, amaçlarının “18-38 yaş arası Amerikalı erkekler için daha cazip bir İsrail imajı yaratmak” olduğunu açıkça ifade etmişti.
Özellikle Gazze’de yaklaşık 2 yıldır devam eden ve Birleşmiş Milletler de dahil pek çok uluslararası kuruluşun soykırım olarak tanımladığı saldırıları nedeniyle Batılı müttefiklerinin de yüksek sesle eleştirmeye başladığı İsrail, Batı’daki kamuoyu desteğinin hayati öneminin farkında. Bu yüzden propaganda bütçesini yüzde 2000 artırarak 150 milyon dolara çıkardı. Bu bütçenin önemli kısmını ise gençlere yönelik kampanyalara ve kadın askerlerin cinsellikleriyle ön plana çıkarılmasına ayırıyor.
Ancak bu çabaların ne kadar etkili olduğu tartışılır. Yakın zamanda yapılan bir kamuoyu araştırması 35 yaş altı Amerikalıların yalnızca yüzde 9’unun İsrail’in Gazze’deki saldırılarını onayladığını gösteriyor. 55 yaş üstünde ise bu oran yüzde 49. Özellikle sosyal medyayı çok etkin bir şekilde kullanan gençler buradan edindikleri farklı bakış açılarıyla İsrail’den uzaklaşıyor. Anti-Defamation League’in başkanı Jonathan Greenblatt’ın “TikTok bizim için büyük bir sorun” açıklaması genç nesli kaybettiklerinin açık bir itirafı olarak yorumlanabilir.
Savaş Suçlarının Dayanılmaz Cazibesi
İsrailli askerlerin cinselliği bir propaganda aracı olarak kullandığı bir başka alan da çevirimiçi flört uygulamaları. İsrail’deki tanışma uygulamalarında profillerin üçte birinden fazlasında IDF üniformalı kadın ve erkekler yer alıyor. Fotoğraflarda bombalanmış binaların önünde verilen pozlar, ele geçirilmiş Filistinlilere ait eşyalarla gösteriş, hatta tahrip edilen camilerin içinde verilen pozlar bile mevcut.
Dünyanın herhangi bir yerinden bu fotoğrafları gören insanlar için işledikleri savaş suçlarını ifşa eden İsrail askerlerinin bu pozları şok edici olsa da, İsrail kamuoyunda bu pozlar birer cazibe unsuru olarak algılanıyor. Bir yedek İsrail askeri Haaretz gazetesine verdiği röportajda “Üniformalı fotoğraflarımı yüklediğimden beri kızlar bana daha fazla ilgi göstermeye başladı. Üniforma, Ferrari’nin yanında poz vermek gibi; bir statü sembolü” ifadelerini kullandı. (P)