OECD: “Avrupa’ya Nitelikli İş Gücü Göçü Artıyor, Fakat İstihdama Yansımıyor”
Avrupa’ya yönelik nitelikli göç artarken Almanya, Avusturya ve İsviçre’de istihdama erişim büyük farklılıklar gösteriyor. OECD, diplomaların tanınmaması ve yapısal engeller nedeniyle kıtanın önemli bir iş gücü kaynağını kullanamadığını belirtiyor.
OECD’nin yayımladığı “Uluslararası Göç Görünümü” raporu ile örgütün Almanya, Avusturya ve İsviçre’ye ilişkin ülke bazlı entegrasyon değerlendirmeleri, bu yıl üç ülkenin göç ve uyum politikalarındaki benzerlikleri ve keskin ayrışmaları daha görünür kılıyor. Bu değerlendirmeler; ulusal istatistik kurumlarından alınan idari veriler, iş gücü piyasası araştırmaları, eğitim performansı ölçümleri ve çok yıllı anketlerin birlikte analiz edilmesine dayanıyor. Böylece göçmenlerin ülkeye geliş motivasyonlarından iş ve barınma koşullarına, çocukların eğitim başarısından kalıcı göç akımlarının yönüne kadar geniş bir yelpazede güncel bir tablo sunuluyor.
OECD’nin çizdiği bu genel tablonun en belirgin mesajı şu: Göçmen nüfus üç ülkede de toplumsal hayata dâhil olmaya çalışıyor; ancak bu sürecin önündeki yapısal engellerin yoğunluğu ve niteliği ülkeden ülkeye dramatik biçimde değişiyor.
Almanya: Artan Göç ve Yüksek Potansiyele Rağmen Yapısal Engeller Hâlâ Çok Güçlü
Almanya, OECD içinde kalıcı göç alan en büyük ikinci ülke konumunda. 2024 yılında 586 bin kişi kalıcı olarak Almanya’ya yerleşti. Buna rağmen ülke, istihdam ve gelir göstergelerinde göçmenler ile yerli nüfus arasındaki farkı kapatmakta zorlanıyor.
2024 yılında göçmenlerin istihdam oranı yüzde 69,6 olarak tespit edildi. Almanya doğumlularda ise bu oran yüzde 79,9 seviyesinde. Aradaki 10,3 puanlık fark, OECD ülkeleri arasında en yüksek farklardan biri olarak dikkat çekiyor.
Bu fark yüksek nitelikli göçmenlerde daha da büyüyor: Diploması ve mesleki deneyimi olan göçmenlerle Alman vatandaşları arasındaki istihdam açığı 15 puana çıkıyor.
OECD, özellikle sağlık sektörü için somut örnekler veriyor. Almanya’da hemşirelik, fizyoterapi ve tıp teknolojisi gibi alanlarda çalışmak isteyen göçmenler, uzun süren ve karmaşık denklik süreçleri nedeniyle aylarca hatta yıllarca beklemek zorunda kalıyor. Bu süre içinde çoğu kişi kendi mesleğinde çalışamadığından düşük vasıflı işlere yöneliyor.
Almanya’daki Gelir Farkı Avrupa Ortalamasının Üzerinde
OECD ülkelerinde göçmenlerle yerli nüfus arasındaki ortalama ücret farkı yüzde 34 iken Almanya’da bu fark yüzde 43. Bu durum yalnızca düşük ücretli işlerde yoğunlaşmadan değil, aynı zamanda göçmenlerin daha küçük firmalarda ve sendikal örgütlenmenin zayıf olduğu sektörlerde çalışmasından kaynaklanıyor.
2024’te OECD genelinde kalıcı göç yüzde 4 azaldı. Almanya da bu eğilimi takip ediyor; buna karşın sığınma başvuruları artmayı sürdürüyor. OECD ülkelerinde toplam 3,1 milyon ilk başvuruya ulaşılırken Almanya, Avrupa’nın en yüksek başvuru alan ülkelerinden biri olmaya devam ediyor.
Avusturya: Eğitimli Göçmen Profili Güçlü Ama İş Gücü Piyasası Buna Karşılık Veremiyor
OECD’nin Avusturya incelemesi, ülkeye gelen göçmenlerin ortalama eğitim seviyesinin yüksek olduğunu vurguluyor. Özellikle AB ülkelerinden gelenlerin eğitim düzeyi Avusturya doğumluların üzerinde. Dil öğreniminde de güçlü bir performans söz konusu. Son 10 yılda Avusturya’ya gelen göçmenlerin dil kurslarına katılım oranı diğer ülkelere kıyasla oldukça yüksek. Ayrıca göçmenlerin genel istihdam oranı da AB ortalamasının üzerinde seyrediyor.
Ancak iş gücü piyasasında tablo daha karmaşık. Göçmenler sıklıkla eğitimlerinin çok altında işlerde çalışıyor. Yüksek vasıflı işlere yerleşme oranları şöyle:
- Avusturya’da eğitim almış göçmenler: yüzde 62
- AB ülkesinden gelen göçmenler: yüzde 48
- AB dışından gelen göçmenler: yüzde 27
Bu veriler, Avusturya’nın özellikle AB dışından gelen diplomaları tanımakta yavaş kaldığını ve işverenlerin “yerel diploma” tercihinden vazgeçmediğini gösteriyor.
Avusturya’daki Göçmen Kadınlar: İş Gücünün Dışındaki “Gizli Rezerv”
OECD’ye göre göçmen kadınların iş gücüne katılım oranı, ülkedeki en zayıf entegrasyon göstergelerinden biri. Göçmen kadınların yüzde 32’si “zorunlu nedenlerle” -bakım yükümlülükleri, ailevi sorumluluklar veya uygun iş bulamama gerekçeleriyle- çalışamadığını belirtiyor. Avusturya’da doğmuş kadınlarda bu oran yalnızca yüzde 17.
Bu dramatik fark, göçmen kadınların istihdam açısından neredeyse iki kat daha dezavantajlı olduğunu ve entegrasyon politikalarının cinsiyet boyutunda hâlâ ciddi bir açık bulunduğunu gösteriyor.
OECD verileri, göçmenlerin konut piyasasında ciddi dezavantajlar yaşadığını ortaya koyuyor. Göçmenlerin yüzde 28’i aşırı kalabalık evlerde yaşıyor. Avusturya doğumlularda ise bu oran sadece yüzde 6 seviyesinde.
Veriler ise önemli bir kuşaklar arası eşitsizliğin de var olduğunu gösteriyor: Göçmen kökenli çocuklar, OECD genelinin aksine Avusturya’da daha düşük performans gösteriyor ve ebeveynlerinden daha yüksek eğitim seviyesine ulaşanların oranı sadece yüzde 33.
İsviçre: Başarılı Entegrasyon Modeli Fakat Cinsiyet Açısından Daha Büyük Bir Eşitsizlik
OECD’nin İsviçre bulguları ise, ülkeyi entegrasyon alanında bir “iyi uygulama örneği” olarak gösteriyor. Bunda İsviçre’nin federal yapısı, mesleki eğitim sistemi ve kantonlara sağlanan güçlü mali destek belirleyici.
Ülkedeki göçmenlerin istihdam oranı yüzde 77, OECD ortalaması ise yüzde 69. OECD’ye göre bu başarıda iki faktör öne çıkıyor: Mesleki eğitim (dual system) sayesinde iş gücü piyasasına hızlı geçiş ve AB-İsviçre serbest dolaşım anlaşması sayesinde ülkenin nitelikli iş gücüne kolay erişim sağlaması.
Dil kursları, mesleki rehberlik ve uyum programları kanton bazında yoğun şekilde destekleniyor. OECD bu sistemi “diğer ülkelere örnek olacak nitelikte” değerlendiriyor. Ancak OECD’nin tespitine göre ciddi bir sorun var: Göçmen kadınlar geride kalıyor. Göçmen kadınlar, erkeklere kıyasla daha geç iş buluyor, kendi mesleklerinde çalışma oranları daha düşük ve çoğu düşük vasıflı işlerde yoğunlaşıyor.
OECD’ye göre bunun nedenleri şöyle sıralanıyor:
- Ülkedeki kreş kapasitesinin sınırlı olması
- İsviçre’deki yaygın yarı-zamanlı çalışma kültürü
- Yeni gelen kadınların dil öğrenimine geç başlaması
- “Eş takibi” (trailing spouse) durumunda kariyer kopmaları
Hükûmet, 2026’da güncellenecek İsviçre Entegrasyon Ajandası ile bu alan için özel fon ayrılacağını duyurdu.
OECD’nin Genel Uyarısı: Nitelikli Göç Artıyor Ama Kullanılamayan Bir Potansiyel Var
Almanya, yüksek göç akınına rağmen iş gücü piyasasında kalıcı eşitsizliklerle mücadele ediyor. Avusturya, iyi eğitimli bir göçmen profilini ülkeye çekiyor ancak bu insan kaynağını ekonomik değere dönüştüremiyor. İsviçre, güçlü kurumsal modeline rağmen toplumsal cinsiyet eşitsizliğini henüz çözemedi.
Üç ülkenin farklı entegrasyon modelleri olsa da OECD raporu ortak bir noktaya işaret ediyor. Göçmenler geçmişte olmadığı kadar eğitimli, ancak bu bir avantaja dönüştürülemiyor. OECD’ye göre bu duruma yol açan farklı nedenler var:
- Yurt dışında edinilmiş diplomalara denklik verilmesi yavaş ilerliyor.
- İşverenler yabancı diplomaları risk olarak görüyor.
- Kamusal hizmetlere erişimde eşitsizlikler sürüyor.
- Göçmen kadınlar tüm ülkelerde en dezavantajlı gruplardan biri.
OECD, bu yapısal engellerin giderilmemesi hâlinde Avrupa’da iş gücü açığının daha da büyüyeceği uyarısında bulunuyor. (P)